1881.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1882.
"- hayatı fazlasıyla ciddiye alıyorsunuz, bu da hayatı size zehir eder.
- benim için hayat neyse odur, graziano, hayat herkesin belli bir rol oynadığı sahnedir, benimki de somurtkan adam rolü."
devamını gör...
1883.
...

cemil, genç cemil'in elinde silah olup olmadığına bakmıştı, çünkü yıllar önce okuduğu rene char'ın seçme şiirleri'nin önsözünde geçen şu cümleyi unutamıyordu: “kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimize sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz.”

böyle bir cümleyi okuyup yıllarca aklınızda tutuyorsanız zaten ölüyorsunuz demektir.

silaha gerek yok.
...

(bkz: sinek ısırıklarının müellifi)
devamını gör...
1884.
deliliğimde hem özgürlük hem güvenceyi buldum; yalnızlığın özgürlüğünü ve anlaşılmama güvencesini, çünkü bizi anlayanlar içimizde bir parçayı köle ederler.

halil cibran
devamını gör...
1885.
"su daha önce hiç içmediğim kadar soğuk ve temiz: babamın bırakıp gidişinin tadı var suda; hiç orada olmayışının, gittikten sonra bana ait hiçbir şeyin olmayışının tadı."


emanet çocuk, claire keegan.
devamını gör...
1886.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1887.
toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billahi!
devamını gör...
1888.
hayat aslında sevinç ve hüznün bir karışımı

savaş sanatı --- sun tzu
devamını gör...
1889.
...
mantık sahibi herkes farkındaydı ki, dünyadaki dini yazmaların hepsi birden doğru olamazdı. buna rağmen büyük bir şok yaşandı. kimsenin inkâr edemeyeceği, şüpheye yer bırakmayan bir aydınlanma yaşadı insanlık; hükümdarların esrarengiz bilimi sayesinde dünyanın ileri gelen inanışlarının ortaya çıkış anlarına tanıklık etti. çoğu asil ve erdemli amaçlar gütse de, bu yeterli değildi. birkaç gün içinde insanlığın çok sayıda peygamberi kutsal statülerini yitirmişti. gerçeğin soğuk ve acımasız ışığında, iki bin yıldır milyonları peşinden sürükleyen inanışlar, çiy damlacıkları gibi bir anda buhar oldular. yol açtıkları tüm iyilik ve kötülükler kısa sürede tarihe gömüldü; artık insanların kalbine hitap edemez olmuşlardı.

insanlık eski tanrılarını yitirmiş, artık yenilerine ihtiyaç duymayacak kadar da büyümüştü.

...

(bkz: çocukluğun sonu)
devamını gör...
1890.
''çünkü herkesin ara sıra yoğun mutluluk anları vardır ama, sürekli olarak kişisel mutluluk peşinden koşmak, bir kepazelikten başka bir şey değildir. böyle bir dünyada, bunca felâket, bunca yoksulluk, bunca haksızlık ortasında, ancak inekler kadar kafasız ve duyarsız olanlar -yani gerçekten insan sayılamayacak yaratıklar- kişisel açıdan mutlu olabilirler."

bir dinozorun anıları - mina urgan
devamını gör...
1891.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1892.
bembeyaz saçlı ve solgun yüzüyle güzeldi. uzaklaşan bir hayale benziyordu pencerede. durdurulması olanaksız tanrı, zaman.

(bkz: sinek sarayı)
devamını gör...
1893.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1894.
“çocukluğumu kişileştirdim. çocukluğumun bir simyacı olduğunu düşünüyorum. ne zaman hayatın ya da normalin içine karışmak için hamle yapsam, hafif bir dokunuşla camdan bir adama dönüştürüyor beni. ya kesiyorum ya kırılıyorum.”

(bkz: veciz sözler)

çocukluğunuzla konuşurken dikkat edin. el uzatmaya çalışırken düşüp doğrulmakta zorlanabiliyorsunuz.
devamını gör...
1895.
siz bilmezsiniz albayım, insanlık tek başına kollarımda can verdi. yanında kimseler yoktu.

oğuz atay
devamını gör...
1896.
ne hoş bir güzelliği vardır; hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçenlerin. kimseye bir kötülüğü dokunmadan yaşayanların. onurlu bir yaşamı seçenlerin.

virginia woolf, kendine ait bir oda
devamını gör...
1897.
"dünyanın en sevimli insanlarından biriyle nasıl tanıştığımı tam bir sıraya koyup anlatmak imkansız. sevinçliyim, mutluyum ve iyi bir anı yazarı değilim."

genç werther'in acıları
devamını gör...
1898.
mutsuzsa, kül rengi bir is bırakıyordu elinin değdiği yere. gözünün gördüğünün ve görmediğinin üzerine kendinden bir mutsuzluk bırakıyordu.
devamını gör...
1899.
"erkeğin kılları göğsündedir, oğlum selim.” hemen gömleğini çıkarır ve boynuna kadar bütün gövdesini kaplayan kıllarını gösterirdi selim’e. “iğrençsin turgut. sen onları, üniversite kantinindeki kızlara göster. kapat şu ormanı.” bir erkeğin yanında soyunmasından sıkılırdı selim. “beni, aşağılara çekiyorsun turgut. senden kurtulmalıyım.” turgut, pantalonunu da çıkarır, kollarını açarak bağırırdı: “ben, senin bilinçaltı karanlıklarına ittiğin ve gerçekleşmesinden korktuğun kirli arzuların, ben senin bilinçaltı ormanlarının tarzan’ı! yemeye geldim seni. benden kurtulamazsın. ben, senin vicdan azabınım!” “bağırma, anladık. benim vicdan azabım bu kadar kıllı olamaz. ruhbilimci tarzan, lütfen giyin.”



tutunamayanlar'dan bir kesit
devamını gör...
1900.
“nereyi seversen orası senin dünyandır.”

mutlu prens , oscar wilde
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kitap alıntıları" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim