301.
ah el kapıları, ah!.. kapansın el kapıları!.. yakacaksın ki kapansın... başkaları da açılmasın namussuz dünyada! yokluklar yok olsun. yok olsun yoksulluklar! ille de kulun kula kulluğu kalksın!

fakir baykurt, yılanların öcü
devamını gör...
302.
bana insanlardan mı bahsediyorsun? "insanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. bu gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değildir.
hüseyin nihal atsız, ruh adam
devamını gör...
303.
bakın charles dickens tee 1861 yılında yazdığı great expectations adlı ünlü romanının bir yerinde ne diyor :

"...harcayabildiğimiz kadar çok para harcıyor, karşılığında da (insanların açgözlülüğü oranında) alabildiğimiz kadar az şey alıyorduk. hemen hemen her zaman mutsuzduk, dertliydik. tanıdıklarımızın çoğu da bu durumdaydı. aramızda dolaşan, bize her zaman çılgınca eğlendiğimizi söyleyen şen bir sanrı vardı; bir de hiçbir zaman eğlenmediğimizi ileri süren gerçekliğin iskeleti. bildiğim kadarıyla bu durum çevremizde, yaşıtımız olanların arasında yaygın, olağandı"

bazı şeyler hiç değişmiyor. insan hep aynı insan aslında.
devamını gör...
304.
rumların noel yortusuydu. tüm fener bir festival yeriydi sanki. her boyda ve renkte lambadan kağıtlar ve değirmenler taşıyan çocuklar kapıları çalıyor, davul sesleri serenatlara karışıyordu. bizans zamanından kalma eski kapılar açıldığında, paris elbiseleri giymiş genç kızlar beliriyor ve müzisyenlere bakır paralar atıyorlardı.

pierre loti - aziyade.
devamını gör...
305.
çünkü nedense hepimizde, maddi olsun, manevi olsun, bütün dertlerimize bir isim takmak merakı vardır, bunu yapamazsak büsbütün çılgına döneriz. mamafih insanlarda bu merak olmasa doktorlar açlıktan ölürlerdi.
içimizdeki şeytan
devamını gör...
306.
“insanca olan hiçbir şey bana yabancı değildir. “
bunun üzerine ben de onu psikanalizdeki buluşlara gönderme yaparak yanıtlamıştım.
“daha ileri gitmeli ve hayvanca olan hiçbir şeyin sana yabancı olmadığını söylemelisin.”

sigmund freud-günlük yaşamın psikopatalojisi.
devamını gör...
307.
demir olsam çürürdüm, toprak oldum da dayandım.
(bkz: yaşar kemal)
(bkz: ince memed)
devamını gör...
308.
"... o da birçokları gibi, deneyim sahibi olmanın biraz da karamsarlık demek olduğuna inanıyordu." *

"insanların büyük bir kayıtsızlıkla üreyip çoğalmaları kadar onu sinirlendiren başka bir şey yoktu, üstelik aç ve geri kalmışlıklarına oranla daha çok çocuk yaparlardı; hem de istedikleri için değil, doğanın işine karışmama alışkanlıklarından, ihmal ve dikkatsizlikleri yüzünden. ama sosyal demokrat bir iskandinavyalı gibi, azgelişmiş dünyaya duyduğu bu üzüntü ve şaşkınlık gösterisini sürdürebilmek için, kendisinin bizzat bu suçu işlemiş olması gerekirdi..." *

(bkz: italo calvino) (bkz: sandık gözlemcisinin uzun günü (kitap))
devamını gör...
309.
"sana rastlayıncaya kadar, deli gömleğimin üstüne hep en iyi marka kazaklar, ceketler giydim."
murat menteş, korkma ben varım
devamını gör...
310.
"belirsizlik hasta eder, kesinlik yaralar."
murat menteş, ruhi mücerret
devamını gör...
311.

"çok yakın olduğumuz halde herkes tamamen tek başına. bütün hayat, ısrarlı bir yakınlaşma çabasından başka bir şey değilmiş."*



"her gün kendimi bütünüyle inşa ediyor ve bütünüyle yıkıyordum. kendini kontrol etmek, beyni kullanarak emir verebileceğin ve sana boyun eğen bir mekanizmaya çevirmek bir zevkti."*



"babamın söylediğine göre sanayicinin üvey kız kardeşi gibi insanlar, kendilerini baskı altında tutan kişiye teslim olmaya ilk başta direnir ama çok geçmeden bunun hiçbir işe yaramadığını görürlermiş. işte o zaman, başka çareleri kalmadığı için, onları sistematik olarak tahrip eden ve babamın 'bağımlılığın getirdiği dehşet verici umutsuzluk' şeklinde nitelediği, feci bir umutsuzlukla ona takılıp kalırlarmış."*


(bkz: thomas bernhard) (bkz: sarsıntı)
devamını gör...
312.
bir yerden sevmeye devam edebilir miyim? çünkü sevmek, yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi. ya hiç sevmemişsem bu güne kadar? bir kitaba yeniden başlamak gibi, sevmeye yeniden başlamak pek kolay sayılmazdı herhalde.

korkuyu beklerken - oğuz atay
(s.63)
devamını gör...
313.
"paltom bile ağır gelirken ,nasıl taşırım koskoca dünyayı sırtımda ?"
devamını gör...
314.
yedi kez ruhumu kınadım:
ilki- yükseklere ulaşmada zayıflık gösterdiğini gördüğüm zaman.
ikincisi- dosdoğru gidenlerin önünde sekmeye başladığını gördüğüm zaman.
üçüncüsü- kolayla zor olan arasında seçenek sunulduğu zaman kolayı yeğlediğinde.
dördüncüsü – bir suç işlediği, sonra da başkalarının buna benzer suçları onu teselli ettiğinde.
beşincisi- kendi zayıflığına tahammül ettiği, üstelik bu tahammülü güçlü oluşuna bağladığında.
altıncısı- bir yüzün çirkinliğini hor görüp, aslında onun kendi maskelerinden biri olduğunu fark edemediğinde.
ve yedincisi- bir övgü şarkısı söyleyip de bunu bir erdem sandığında.

(bkz: aforizmalar)
(bkz: halil cibran)
devamını gör...
315.
"şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için on bin kitap okumuş olmayı isterdim," dedi: "gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda."

tutunamayanlar (kitap) - oğuz atay.

ısrarla aradım, bir kişi bile yazmamış. halbuki türkçe'de kurulabilecek en güzel cümle sanki, "seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda." insanın gidenlerin arkasından durup durup söyleyesi geliyor, "seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda."
devamını gör...
316.
"füsun kolonyayı dökerken, kemal'i sona saklamıştı. insan vedalarda da en sevdiğini en sona saklar."
masumiyet müzesi
devamını gör...
317.
daha derinlere inip motivasyonlarınızın kaynağını bulun! hiç kimsenin bir şeyi sırf başka birisi için yapmadığını göreceksiniz. insanın bütün eylemleri kendisine yöneliktir, bütün hizmetleri kendine hizmettir, bütün sevgisi kendini sevmesindendir.
nietzsche ağladığında, irvin d.yalom
devamını gör...
318.
"her şey yeterli olsun, yavrum!..
senin yaşama sevdalanmana yetecek kadar güzelliklerle dolu bir hayat sürmeni diliyorum.
açık seçik bir bakış açısına sahip olmana yetecek kadar güneş diliyorum.
güneşi, aydınlığı daha çok sevmene yetecek kadar karanlık diliyorum.
ruhunu canlı tutmaya yetecek kadar neşe diliyorum.
hayatındaki en küçük zevkleri bile daha büyükmüş gibi kavramana yetecek kadar acı diliyorum.
gereksinimlerini karşılamaya yetecek kadar kazanç diliyorum.
sahip olduklarının kıymetini anlamana yetecek kadar kayıp diliyorum.
ve 'son elveda'yı söyleyip giderken, insanlık için güzel şeyler bırakmanı istiyorum."

(bkz: hasan dönmez) (bkz: güneşin kızı nunnajina (kitap))
devamını gör...
319.
"beni hemen anlamalısın... çünkü ben kitap değilim; çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz. yaşarken anlaşılmaya mecburum."

oğuz atay-tehlikeli oyunlar*
devamını gör...
320.
“önemli olan kendinize yalan söylememeniz. kendi kendine yalan söyleyip, söylediği yalana inanan kimse sonunda işi, kendi içindeki, çevresindeki gerçekleri tanımamaya, bunun sonucu olarak da kendisine ve çevresindekilere saygı duymamaya dek vardırır. kendi kendine olan saygısını yitirince içinde sevgi diye bir şey de kalmaz insanın. içinde sevgi olmayınca oyalanmak, eğlenmek için kötü tutkulara, iğrenç şehvete bırakır kendisini, hayvanca yaşamaya başlar. bütün bunların tek nedeni insanın, çevresindekilere ve kendi kendisine yalan söylemesidir.”*
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kitap alıntıları" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim