kitap alıntıları
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
başlık "mesteral" tarafından 08.11.2020 11:05 tarihinde açılmıştır.
1101.
talihsizliğimin ciddiye alınmasını isterim ben küçük prens

devamını gör...
1102.
“who controls the past controls the future. who controls the present controls the past.”
george orwell- 1984
george orwell- 1984
devamını gör...
1103.
hazineyi bulamasam bile ben fatımayı bulmuşum. o da hazine kadar değerli.
_simyacı
_simyacı
devamını gör...
1104.
"son zamanlarda eylemlerimi ve düşüncelerimi herhangi bir ahlaki ölçüyle değerlendirmekten neredeyse tiksinir oldum. başka bir şey yönlendiriyor beni..."
fyodor mihayloviç dostoyevski - kumarbaz
fyodor mihayloviç dostoyevski - kumarbaz
devamını gör...
1105.
güçlüysek rüyalar saçmadır, ama güçsüzsek saçma rüyanın etkisindeyizdir; fallar, şarkılar, niyetler, herşey başka bir anlam kazanır bizim için.
syf. 90
bir sürgünün anıları, aziz nesin.
devamını gör...
1106.
"ölüm bizi bekliyor ve içinde yaşadığımız şu an bizim bu dünyadaki son savaşımız olabilir."
devamını gör...
1107.
kim bir ömür boyu karanlığa bakacak kadar cesur ve kararlıysa, ilk umut ışığını o fark edecektir.
dmitry glokhovsky - metro 2033
dmitry glokhovsky - metro 2033
devamını gör...
1108.
uzun yol öncesinde bir üzüntü çöktü üstüme. insan yolun sonunda kendisini mutluluğun beklediğini bildiğinde bile tamamen doğal bu, değil mi, messir?
usta ve margarita - mihail bulgakov
s. 480
usta ve margarita - mihail bulgakov
s. 480
devamını gör...
1109.
insanların tanımaya ayıracakları zamanları yok artık. aldıklarını hazır alıyorlar dükkânlardan. ama dost satan dükkânlar olmadığı için dostsuz kalıyorlar.küçük prens
devamını gör...
1110.
bulundukları yerden memnun kalmamışlar herhalde.
"kimse yerinden memnun değildir "dedi makasçı.küçük prens
"kimse yerinden memnun değildir "dedi makasçı.küçük prens
devamını gör...
1111.
ama insanın yüzünün kızarması" evet" anlamına gelir, değil mi?
küçük prens
küçük prens
devamını gör...
1112.
bazen aklım almıyor; onu yalnızca ben, hem de öylesine içten, öylesine dolu dolu severken, ondan başka hiçbir şey görmez, bilmezken, ondan başka hiçbir varlığım yokken, nasıl olur da onu bir başkası da sever, sevebilir?
genç werther'in acıları
genç werther'in acıları
devamını gör...
1113.
"barkın amerika askerlerine bakıyordu. o sırada hále..."
metal fırtına kitabı. 200'lü sayfalarda olması gerekiyor.
metal fırtına kitabı. 200'lü sayfalarda olması gerekiyor.
devamını gör...
1114.
bulundukları yerden memnun kalmamışlar herhalde.
"kimse yerinden memnun değildir "dedi makasçı.
"kimse yerinden memnun değildir "dedi makasçı.
devamını gör...
1115.
tüm dünya çökerken ve hava dumanlarla doluyken aşağılık yaratıklar kendilerini hayvani doğalarına vermişlerdi , dövüşüyor , içiyor ve birbirlerini öldürüyorlardı. hem ne önemi vardı ki ? herkes ölecekti ; iyiler de kötüler de , güçlüler de zayıflar da , yaşamayı sevenler de nefret edenler de eninde sonunda ölüp gidecekti. onlar da gelip geçiyordu. her şey gibi. sabun köpüğü gibi.
kızıl veba / jack london
kızıl veba / jack london
devamını gör...
1116.
bazen öğrenmenin tek yolu yaşamaktır.
devamını gör...
1117.
''behçet bey bütün eski, güzel, renkli ve kıymetli şeyleri severdi. ona göre hayatın en mânâlı tarafı bu cins eşya arasında geçirilen zamandı. antikacı dükkânlarına, müzâyede yerlerine, bedesten'e sık sık uğrar, ahbaplarının hususi koleksiyonlarını gezer, bütün gününü ayak üstünde, eski aynaların, küçük mücevher çekmecelerin, çeşmibülbüllerin, şamdan ve sürahilerin, kitapların karşısında hayran bir vecitle geçirirdi. ciltleri ve halıları bir kadın teni gibi lezzetle okşar, tezhiplerin çiçeklerinde solmaz bir bahar vehmeder, aynaların derinliklerinde geçmiş zamanların ve bilinmeyen iklimlerin insanlarıyla konuşur, küçük boyu ile zıplaya zıplaya bütün bu eşyanın birinden öbürüne gider, gelir, yaklaşır, uzaklaşır, sualler sorar, eski sahiplerini, yapıldıkları yeri, mümkünse yapan ustaları öğrenir, hülâsa adeta altı duyusuyla birden onların havasında yaşar, sonra birdenbire gelen bir zaman şuuruyla, vapurda çekileceği köşede bütün bu gördüklerini ve işittiklerini karmakarışık hatırlamak için, içini çeke çeke, onlardan ayrılırdı.
........
ismail molla, cinsinin asilliğinden gurur duyan bir hayvan insiyakıyla, boyu kendisinden en aşağı kırk santim küçük olan bu cılız omuzlu, sakat çocuğu bir türlü beğenmiyor, onda kendi levent, atılgan, uçan, çapkın ve gerçekten efendi hayatının hiçbir tarafının devam etmeyeceğini anlıyordu. oğlunun kitap aşkı bile böyleydi. büyük bir okuyucu olan molla bey için kitap da kadın gibi bir şeydi; yani okunduktan sonra başından atılırdı. yalnız, biri diğeri gibi rahatsız edici olmadığı için, - kitap unutulmaya razıdır, fakat kadın razı olmaz - bir köşede kendi kendine durmasında bir mahzur yoktu. ev genişti; okunmuş kitap bir servetti. hâlbuki behçet öyle değildi. kitabı okumaktan ziyâde, onunla meşgul olmasını severdi. meselâ, daha on iki yaşında kitap ciltlemeyi öğrenmişti. nereden? kimden? bunu bilen yoktu. fakat öğrenmişti, hatta molla'nın bir kere bakıp şuraya buraya attığı kitapları ciltlemeye başlamıştı. bazen hiç açılmamış bir kitabı, yapraklarını kesmeden ciltlediği bile olurdu. sade bu kitap hikâyesi baba ile oğul arasındaki mizaç farkını göstermeye yeterdi.'' (mahur beste - ahmet hamdi tanpınar)
........
ismail molla, cinsinin asilliğinden gurur duyan bir hayvan insiyakıyla, boyu kendisinden en aşağı kırk santim küçük olan bu cılız omuzlu, sakat çocuğu bir türlü beğenmiyor, onda kendi levent, atılgan, uçan, çapkın ve gerçekten efendi hayatının hiçbir tarafının devam etmeyeceğini anlıyordu. oğlunun kitap aşkı bile böyleydi. büyük bir okuyucu olan molla bey için kitap da kadın gibi bir şeydi; yani okunduktan sonra başından atılırdı. yalnız, biri diğeri gibi rahatsız edici olmadığı için, - kitap unutulmaya razıdır, fakat kadın razı olmaz - bir köşede kendi kendine durmasında bir mahzur yoktu. ev genişti; okunmuş kitap bir servetti. hâlbuki behçet öyle değildi. kitabı okumaktan ziyâde, onunla meşgul olmasını severdi. meselâ, daha on iki yaşında kitap ciltlemeyi öğrenmişti. nereden? kimden? bunu bilen yoktu. fakat öğrenmişti, hatta molla'nın bir kere bakıp şuraya buraya attığı kitapları ciltlemeye başlamıştı. bazen hiç açılmamış bir kitabı, yapraklarını kesmeden ciltlediği bile olurdu. sade bu kitap hikâyesi baba ile oğul arasındaki mizaç farkını göstermeye yeterdi.'' (mahur beste - ahmet hamdi tanpınar)
devamını gör...
1118.
"sevgili dost,
bu sabah kuş sesleriyle uyandım. ne güzel değil mi? hayır, güzel değil! açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi. kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. yüzümü yıkarken acaba diyordum, acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? acaba "insan" denince hatırlanıyor muyuz?"
(bkz: posta kutusundaki mızıka)
(bkz: a. ali ural)
bu sabah kuş sesleriyle uyandım. ne güzel değil mi? hayır, güzel değil! açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi. kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. yüzümü yıkarken acaba diyordum, acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? acaba "insan" denince hatırlanıyor muyuz?"
(bkz: posta kutusundaki mızıka)
(bkz: a. ali ural)
devamını gör...
1119.
"zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu..."
(bkz: charles dickens)
(bkz: iki şehrin hikayesi)
(bkz: charles dickens)
(bkz: iki şehrin hikayesi)
devamını gör...
1120.
sen, insanın içine gireceği en iyi beklentinin, en kötüden sakınmak olduğunu biliyorsun.
bir kış gecesi eğer bir yolcu - ıtalo calvino
s. 20
bir kış gecesi eğer bir yolcu - ıtalo calvino
s. 20
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103