161.
"fakat, allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. fakat benim de sevmeğe hakkım yok mu albayım? yok. peki albayım. ben de susarım o zaman. gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? sorarım size: nasıl? kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. küçük oyunlar istemiyorum albayım."

(bkz: tehlikeli oyunlar (kitap))
devamını gör...
162.
"beni tanıyan herkesin size söyleyeceği gibi, makbul biri değilim. kötü adamı sevdim hep, kanunsuzu, hergeleyi. iyi işleri olan sinek kaydı tıraşlı, kravatlı tiplerden hoşlanmam. ümitsiz adamları severim, dişleri kırık, usları kırık, yolları kırık... sabahın altı buçuğunda bir çalar saatin sesine uyanıp yataktan fırla, giyin, zorla bir şeyler atıştır, sıç, işe, diş fırçala, saç tara. başka birine büyük paralar kazandırmak ve sana tanınan fırsat için müteşekkir olmak için berbat bir trafiğin içine dal. nasıl razı olunur böyle bir yaşama?"

(bkz: charles bukowski)
devamını gör...
163.
l'amour, aussi bien que le feu, ne peut subsister sans un mouvement continuel, et il cesse de vivre dès qu'il cesse d'espérer ou de craindre. — la rochefoucauld - maximes et réflexions

yani diyor ki:

aşk, tıpkı ateş gibi, sürekli bir hareket olmadan hayatta kalamaz ve umut etmesi ve korkması bittiğinde kendisi de biter.
devamını gör...
164.
bütün bu acılar, bana herhangi bir genç kızın veya herhangi bir kadının uğrayabileceği talihsizliklerdenne daha üstün, ne daha mühim görünürdü. ve onları hiç bahse değmez bulurdum. nitekim, en yakın hısım ve akrabalarıma, en candan dostlarıma bile dert dökmekten cekinmisimdir."

hep o şarkı - yakup kadri karaosmanoğlu.
devamını gör...
165.
seninle evlenmekten kaçındı, çünkü birden seni ne kadar çok sevdiğini anladı.

budala-dostoyevski
devamını gör...
166.
"bazıları, başkalarının acısına uzaktan bakıp kederlenmekle iyi insan olunabileceğini sanıyor. hatta sadece kendi iyiliğinin al­tını çizebilmek için üzüntüsünü ele güne duyurmaya çalışı­yor. oysa şunu iyice öğrendim ki, vicdandan en çok söz eden insanlar, sadece başkalarının kurbanlarına üzülen katiller. kabullenmek zor ama aslında, başkalarının acısına bakarken insanda kederden ziyade hodbin hisler uyanıyor. savaş gazile­rine bakmak feci bir duyguyla tanıştırıyor insanı: şükretme duygusu. duyguların en ikiyüzlü, en sefil olanı. haline şükretmelerin en rezilcesi, başkalarının haliyle mukayese edilerek yapılanı ... o zaman insan yaradan'a, verdiği mutluluklar için değil, olsa olsa başkalarına verip kendinden esirgedi­ği acılar için teşekkür ediyor. sana şükürler olsun ki beni de­ğil, onu seçmişsin diyor! ve bunu ne zaman fark etse, mesela
hastanedeki ölü çocuklara, onların ince ayak bileklerine bakarken, ruhunu derin bir utanç kaplıyor."

(bkz: nermin yıldırım) (bkz: saklı bahçeler haritası (kitap))
devamını gör...
167.
"ya siz efendiler! hiç mi sevmediniz? hiç mi bir gonca güle vurulmadınız. gönlünüze kor hiç mi düşmedi?"
-yazmak istediğim kitaptan alıntı.
devamını gör...
168.
"kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeye çalışıyordum."
oğuz atay - tehlikeli oyunlar
devamını gör...
169.
namuslu olmak sizi diğer insanlardan üstün yapmaz, övünme hakkını vermez, zaten herkes yaşadığı sürece namuslu olmak zorundadır.
(bkz: suç ve ceza)
devamını gör...
170.
benim beklediğim aşk başka! dedi. o, bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey.
(bkz: kürk mantolu madonna)
devamını gör...
171.
"herşey yeterli olsun, yavrum!..
senin yaşama sevdalanmana yetecek kadar güzelliklerle dolu bir hayat sürmeni diliyorum.
açık seçik bir bakış açısına sahip olmana yetecek kadar güneş diliyorum.
güneşi, aydınlığı daha çok sevmene yetecek kadar karanlık diliyorum.
ruhunu canlı tutmaya yetecek kadar neşe diliyorum.
hayatındaki en küçük zevkleri bile daha büyükmüş gibi kavramana yetecek kadar acı diliyorum.
gereksinimlerini karşılamaya yetecek kadar kazanç diliyorum.
sahip olduklarının kıymetini anlamana yetecek kadar kayıp diliyorum.
ve 'son elveda'yı söyleyip giderken, insanlık için güzel şeyler bırakmanı istiyorum."

hasan dönmez - güneşin kızı nunnajina
devamını gör...
172.
''ayda beş yüz markla geçinilir. fakat beş yüz ile üç bin mark arası tam bir felakettir.''
-palyaço , heinrich böll
devamını gör...
173.
"... her şeyin köküne inmek değil önemli olan, dünya ne ise o olduğuna göre, bu dünyada nasıl davranacağımızı bilmek."

başkaldıran insan - albert camus
devamını gör...
174.
"gezegen doldu ifadesi sosyolojinin ve siyaset biliminin alanına girer. yeryüzünün durumuna değil, sakinlerinin yaşam koşullarına ve imkanlarına gönderme yapar. iskan edilmemiş, herhangi bir siyasi egemenliğin bulunmadığı yerler olarak tanımlanmaya veya öyle olduğu kabul edilmeye uygun sınırların, iskana ve sömürüye açık sahipsiz toparkların azaldığına işaret eder" (bkz: ıskarta hayatlar)(bkz: zygmunt bauman)
devamını gör...
175.
''öyle ki adeta hiçbir gerçekliği olmayan veya bütün rolü, alışkanlığımızın esaretine karşı duyduğumuz utancı kendi kendimizden saklamamıza yaramaktan ibaret kalan bıkkınlık, alışkanlığın kısa bir zaman için bize arkasını dönüşüdür.''
peyami safa-yalnızız
devamını gör...
176.
"hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan, onları yendin demektir"
1984- george orwell
devamını gör...
177.
...yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. o da hırsızlıktır. onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir...”
...
bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun. anlıyor musun?
aynı kitaptan "senin mutlu olmana ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler"
uçurtma avcısı- khaled hosseini
devamını gör...
178.
“…bir kadına, zamanında, iş işten geçmeden iyi davranmayı bilmek lazım.”
(bkz: masumiyet müzesi)
devamını gör...
179.
franz kafka / babaya mektup

birincisi yaşadığım dünya, sadece benim için yaratılmış ama asla uymakta başarılı olamadığım emirler altında köle olarak yaşadığım dünya. ikincisi benden sonsuza dek uzak, içimde senin yaşadığın, hükmetmekle emir vermekler ve uyulmadığı zaman öfkelenmekte geçirdiğin dünya. üçüncü dünya ise herkesin mutlu, emir ve zorunluluklardan bağımsız yaşadığı bir âlem.
devamını gör...
180.
işte bir aydır bu halkın içinde, bu şehrin her tarafını gezmek şartıyla söylüyorum: istanbul'da hayat yok. diyebilirim ki oradaki halk yaşamıyor, gaflet ve miskinlik içinde uyuşmuş, yalnız bitkisel hayat sürüyor. işin komik tarafı, eğer istanbul halkı hayattan ve eğlenceden mahrum olduklarını bilseler, şikayet etseler, insan tahammül eder. halbuki orada herkeste ''yaşıyoruz ve eğleniyoruz'' fikri mevcut ki işte beni ağlatacak kadar güldüren de budur!
mehmet rauf - genç kız kalbi
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kitap alıntıları" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim