kitap alıntıları
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
başlık "mesteral" tarafından 08.11.2020 11:05 tarihinde açılmıştır.
1401.
''meğer aklını başından alan bu tebessüm, kızın o küçük, güzel ağzının bütün üst dudağının biraz kısa olmasından kaynaklanıyormuş.
meğer o eşitlikçi tebessüm kendisine değil, bütün aleme bütün eşyaya aitmiş.''
samipaşazade sezai - küçük şeyler
meğer o eşitlikçi tebessüm kendisine değil, bütün aleme bütün eşyaya aitmiş.''
samipaşazade sezai - küçük şeyler
devamını gör...
1402.
" bir yıldızda yaşayan bir çiçeği seviyorsanız geceleyin yıldızlara bakmak hoştur. tüm yıldızlar çiçek açmış gibidir.. "
küçük prens
küçük prens
devamını gör...
1403.
denginiz değilim efendim, dengesizim.
dostoyevski, suç ve ceza
dostoyevski, suç ve ceza
devamını gör...
1404.
"birçok meseleyi askıda bırakıp gittin. beni bıraktın bu makinenin çarkları arasında. ben de dişlilere ceketimi kaptırdım..."
oğuz atay / tutunamayanlar
oğuz atay / tutunamayanlar
devamını gör...
1405.
bir bitkiyi sadece ölmesin diye sulamak vicdandır; odana renk kattığı, çiçeklerini seninle paylaştığı, sadece orada olduğu için "iyi ki varsın" diye şükran duyarak sulamak ise sevgidir. *
devamını gör...
1406.
"bu dünyada her şey ne bayağı, ne beyhude, ne kirliydi!.. bu dünyada güzellik bir hayal, sezgi bir efsane, asalet ve zarafet, insanın üstünde hafif bir cilaydı." kiralık konak, s(106)
devamını gör...
1407.
ben uyumaya çalışan bir bedendim ve aynı zamanda uyanık kalmaya çalışan bir zihin.
uyku /haruki murakami
uyku /haruki murakami
devamını gör...
1408.
"o bir silah, bir katil. bunu sakın unutma. bir mızrağı baston niyetine kullanabilirsin ama doğasını değiştiremezsin."
(okumak isteyenler için ithaki yayınları akhilleus'un şarkısı 205. sayfa)
(okumak isteyenler için ithaki yayınları akhilleus'un şarkısı 205. sayfa)
devamını gör...
1409.
önlerine geceyi gündüzü ve yaşamı katmış gidiyordu insanlar. kendi gürültülerinden hicbir şey duymuyorlardı. sallamıyorlardı. üstelik kent ne kadar büyük ve ne kadar yüksekse o kadar çok pişkinliğe vuruyorlardı. diyorum size. denedim. değmez.
devamını gör...
1410.
“iyi bir insanın varlığı, iyiymiş gibi hareket eden bir çok insandan iyi değil midir?“
devamını gör...
1411.
"düşüncelerin rüzgarında yelkenleri şişmiş bir tekne şimdi filiz'in hatırası. adı gibiydi hep. olmadık yerde, olmadık anda inadıyla, direnciyle yeni bir umut yeşertirdi hep. öyle ayağı yere basmayan hayalci, köpükten umutlar değil ama. akla gelmedik yerden bakardı meseleye. sorulmamış soruyu sorar, yanıtlardan korkmazdı. kırılgandı. narindi. ama ne bırakmaktan korktu ne de başlamaktan."
devamını gör...
1412.
"çocukluğumdan itibaren kitap okumak hep yaşantımın odağında olmuştu. ilkokul yıllarımdan itibaren kütüphanedeki kitapları baştan sona okurdum, harçlıklarımın neredeyse tamamını kitap almak için harcardım. yemek paramdan fedakârlık eder, okumak istediğim kitapları satın alıp okurdum."
haruki murakami - uyku
haruki murakami - uyku
devamını gör...
1413.
1414.
kendine ait bir yalan, başkasına ait gerçekleri tekrarlamaktan belki de daha iyidir.
suç ve ceza- fyodor mihayloviç dostoyevski' 249.sayfa
suç ve ceza- fyodor mihayloviç dostoyevski' 249.sayfa
devamını gör...
1415.
“güle sorma kederi bülbüle sor,
sonbaharda uçmak kolay mı sandın.”
sonbaharda uçmak kolay mı sandın.”
devamını gör...
1416.
en önemsiz konularda bile ufacık bir belirsizlik insanı üzer ve bu durumda olduğu gibi küçük bir çabayla engellenebilecek bir şeyse, bunu vakit kaybetmeksizin gerçekleştirmek en iyisi olacaktır.
dava, franz kafka
dava, franz kafka
devamını gör...
1417.
"anavatanın karanlıktır. karanlığın kuralları yoktur. karanlığın tarihi yoktur. gözlenebilen tek hareket, karanlığın dışına düşendir. sadece karanlığın dışı kurallara sahiptir."
azil - hakan günday
azil - hakan günday
devamını gör...
1418.
"bir kez daha insanlığın makus talihi saklandığı tarihin karanlık sayfalarından hortlamıştı ve insanlık bir kez daha kendi sonunun eşiğinde varlıkla yokluk arasında kendisi ile savaşıyordu"
ilk romanımın terra yeni dünya' nın devamı olan yazmakta olduğum kitabımdan ...
ilk romanımın terra yeni dünya' nın devamı olan yazmakta olduğum kitabımdan ...
devamını gör...
1419.
bırakacağım alıntı hakan günday karanlığı içerir
hakan günday - daha
s.73,74
"sokağında savaş mı var? ha? evinin önünde insanlar birbirini mi öldürüyor? git, çık, savaş sen de o zaman! öl, yaralan, sakat kal! açlık mı var sizin orada? çocuk yap, onu ye! kendini ye! ama kalkıp da dünyanın öbür ucuna gideceğim diye benim hayatıma sıçma! hem ne olacak ki oralara gidince! iliğine kadar s*k*leceksin! başka ne olmasını bekliyorsun? insanlar kollarını açmış, seni bekliyor çünkü değil mi! geri zekalı! gideceğin yerde hiçbir değerin yok, anlamıyor musun? hem de hiç! göreceksin! kimse seninle otobüste yan yana oturmak istemeyecek! kimse seninle asansörde yalnız kalmak istemeyecek! kimse o hiçbir zaman düzeltemeyeceğin aptal aksaninla vereceğin selamları almak istemeyecek! kimse senin dinine ait en ufak bir şey duymak ya da görmek istemeyecek! kimse o yemeklerinin iğrenç kokularını içine çekmek istemeyecek! kimse senin para kazanmani istemeyecek! kimse senin onlardan daha mutlu olmanı ya da daha uzun yaşamanı istemeyecek! kimse bir kuyrukta senin arkanda olmak istemeyecek! kimse gittiğin yerde oy vermeni istemeyecek! kimse seninle yatmak istemeyecek! kimse gözlerinin içine bakmak istemeyecek! kimse seni bir insan olarak görmeyecek! kimse adını sormak istemeyecek! isteyen olursa da, inan bana, ya delidir ya da istiyormuş gibi yapıyordur! insanlar senden o kadar nefret edecekler ki yerleştiğin her yerde emlak fiyatları düşecek! bunu anla artık! ama hala canını veriyorsun oralara gitmek için! hala çocuklarını terk ediyorsun! hala yıllarca öküz gibi çalışıp bizim gibilere vermek için para biriktiriyorsun! demek ki ... demek ki her türlü acıyı hak ediyorsun. işte ben de, tam bu noktada devreye giriyorum! sana öyle şeyler yaşatacağım ki gidip bana bütün o***** çocuğu arkadaşlarına anlatacaksın! bütün o kaçak göç dünyanız var ya! hani ' kim, nereye, nereden, kaç paraya geçip gidiyor?' diye kulaktan kulağa oynadığınız o dünya! sürekli palavralar atıp birbirinizin ağzının suyunu akıttığınız o dünyanız! hepsi de senden bahsedecek! sana olanları öğrenecek! çünkü sen gidip anlatacaksın! hem de ağlaya ağlaya! belki bazılarını da anlatamayacaksın bile! utancından! onlar da beynini kemirecek! seninle öyle birkaç gün geçireceğiz ki birlikte, bundan sonra göçmeyi düşünen kim varsa, evinden dışarı adımını bile atamayacak! ya da nereye gidecekse, kuzey kutbundan geçip öyle gidecek! böylece ben de .. ben de .."
*
hakan günday - daha
s.73,74
"sokağında savaş mı var? ha? evinin önünde insanlar birbirini mi öldürüyor? git, çık, savaş sen de o zaman! öl, yaralan, sakat kal! açlık mı var sizin orada? çocuk yap, onu ye! kendini ye! ama kalkıp da dünyanın öbür ucuna gideceğim diye benim hayatıma sıçma! hem ne olacak ki oralara gidince! iliğine kadar s*k*leceksin! başka ne olmasını bekliyorsun? insanlar kollarını açmış, seni bekliyor çünkü değil mi! geri zekalı! gideceğin yerde hiçbir değerin yok, anlamıyor musun? hem de hiç! göreceksin! kimse seninle otobüste yan yana oturmak istemeyecek! kimse seninle asansörde yalnız kalmak istemeyecek! kimse o hiçbir zaman düzeltemeyeceğin aptal aksaninla vereceğin selamları almak istemeyecek! kimse senin dinine ait en ufak bir şey duymak ya da görmek istemeyecek! kimse o yemeklerinin iğrenç kokularını içine çekmek istemeyecek! kimse senin para kazanmani istemeyecek! kimse senin onlardan daha mutlu olmanı ya da daha uzun yaşamanı istemeyecek! kimse bir kuyrukta senin arkanda olmak istemeyecek! kimse gittiğin yerde oy vermeni istemeyecek! kimse seninle yatmak istemeyecek! kimse gözlerinin içine bakmak istemeyecek! kimse seni bir insan olarak görmeyecek! kimse adını sormak istemeyecek! isteyen olursa da, inan bana, ya delidir ya da istiyormuş gibi yapıyordur! insanlar senden o kadar nefret edecekler ki yerleştiğin her yerde emlak fiyatları düşecek! bunu anla artık! ama hala canını veriyorsun oralara gitmek için! hala çocuklarını terk ediyorsun! hala yıllarca öküz gibi çalışıp bizim gibilere vermek için para biriktiriyorsun! demek ki ... demek ki her türlü acıyı hak ediyorsun. işte ben de, tam bu noktada devreye giriyorum! sana öyle şeyler yaşatacağım ki gidip bana bütün o***** çocuğu arkadaşlarına anlatacaksın! bütün o kaçak göç dünyanız var ya! hani ' kim, nereye, nereden, kaç paraya geçip gidiyor?' diye kulaktan kulağa oynadığınız o dünya! sürekli palavralar atıp birbirinizin ağzının suyunu akıttığınız o dünyanız! hepsi de senden bahsedecek! sana olanları öğrenecek! çünkü sen gidip anlatacaksın! hem de ağlaya ağlaya! belki bazılarını da anlatamayacaksın bile! utancından! onlar da beynini kemirecek! seninle öyle birkaç gün geçireceğiz ki birlikte, bundan sonra göçmeyi düşünen kim varsa, evinden dışarı adımını bile atamayacak! ya da nereye gidecekse, kuzey kutbundan geçip öyle gidecek! böylece ben de .. ben de .."
*
devamını gör...
1420.
"...sen ruhunda gereksinim duyduğun şeyin kölesisin."
kırmızı kitap, carl gustav jung
kırmızı kitap, carl gustav jung
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
