1261.
fakat insanın kalbine işleyen söz okları bir kere saplanır ve bir daha çıkmaz.

kelile ve dimne, beydeba
devamını gör...
1262.
"tatlı rüyalar ayçiçeği .
tatlı kâbuslar ayza."
devamını gör...
1263.
‘bir şehri sevmek, aşka sebep aramaktır’
"bilmem sizde de böyle midir; yolculuk benim üzerimde daima iyi ve unutturucu bir tesir yapar.”
“en bahtiyar şehirler, kendilerine konuk olan insanlara zamanı unutturanlardır.”

tanpınar / beş şehir
devamını gör...
1264.
-bence iyilik edilenden çok iyilik eden taşımalı yaptığı iyiliğin minnetini
-anlamadım
-iyilik gördün borçlu sayıyorsun kendini, iyilik ediyorsun! çok olağandır bu 'yaptığın iyiliğe borçlu kalmak daha güzel demek istedim'

kemal tahir/kurt kanunu
devamını gör...
1265.
çünkü umut hâlâ insandadır. hayır demeyi bilen, olmaz demeyi bilen, kabul etmiyorum demeyi bilen insanda. unutma sakın, hak için gösterilen inat kutsaldır.
devamını gör...
1266.

martin eden
jack london- martin eden
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1267.
''- vaktiyle dünyada bir şeye inanırdım: kuvvet ve kuvveti temsil eden devlet nizâmı... halbuki şimdi bana öyle geliyor ki insanların tâlihine, binbir tane başka kuvvetler de hâkim. hükümdarların, hükûmetlerin elinde bir karıncadan âciz görünen en zavallı bir insanda bile her zaman ezilemeyen, öldürülemeyen gizli kuvvetler var.
sustu. sonra daha alçak bir sesle devam etti:
- kendi muhâkememin salâbetine artık pek emin değilim. bunca yıldır inandığım şeyler, hizmet ettiğim şeyler doğru mu, değil mi? fakat bilmek lâzım râbia. şimdi her zamandan fazla bilmek lâzım. çünkü sultanların pâdişâhına hesap vermek günü yaklaştı.'' (sinekli bakkal - selim paşa'nın konuşması'ndan bir parça - halide edip adıvar)
devamını gör...
1268.
“önü ve sonu olan her şey kalıptır.” mevlana / fihi ma fih
devamını gör...
1269.
"gözüken vapura doğru yürüdü. küçük adımlarla bir şarlo gibi seğirterek uzaklaştı. söz vermiştim kendi kendime: yazı bile yazmayacaktım. yazı yazmak da bir hırstan başka neydi? burada namuslu insanlar arasında sakin ölümü bekleyecektim. hırs, hiddet neme gerekti? yapamadım. koştum tütüncüye, kalem kâğıt aldım. oturdum. adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. kalemi yonttum. yonttuktan sonra tuttum öptüm. yazmasam deli olacaktım."

sait faik abasıyanık-haritada bir nokta
devamını gör...
1270.
"iyilerin iyi tohumları, kötülerin kötü tohumları vardı. ama tohumları kolayca göremezsiniz. içlerinden biri uyanma hevesine kapılana kadar toprağın derinliklerinde öylece uyurlar. günü gelince küçük tohum gerinir ve güneşe doğru ürkek, sevimli bir filiz sürer. bir gül fidanının yada bir turpun filizi söz konusuysa istediği gibi gelişip serpilmesine karışmasak da olur. ama kötü bir bitkiyse görür görmez kökünden söküp atmalıyız onu."
antoine de saint-exupery
devamını gör...
1271.
aşk yaşamı, cinayet ölümü sıradanlıktan kurtarır.
ahmet ümit / beyoğlu'nun en güzel abisi
devamını gör...
1272.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

(bkz: fyodor mihayloviç dostoyevski)
devamını gör...
1273.
truth is beauty, beauty truth -that is all
ye know on earth and all ye need to know

(hakikat güzelliktir, güzellikte hakikat-işte
budur bilip bileceğin bu alemde, bilmen gerekende)
devamını gör...
1274.
“bazıları verdiğin değeri anlamaz. kaybetmek en çok onların hakkı işte.”
devamını gör...
1275.
“bu söylediğinin bir devrim olduğunun farkında mısın?”

“tabii ki bir devrim, neden olmasın ki?”

“çünkü bir devrim daha yapılamaz. bizim devrimimiz en sonuncusuydu ve bundan sonra bir devrim daha olamaz. bunu herkes bilir.”

“sevgilim, sen matematikçisin… söylesene, en son sayı hangisidir?”

“bu saçma bir soru. sayılar sonsuzdur, en sonuncu sayı diye bir şey olamaz.”

“o zaman nasıl oluyor da en sonuncu devrimden söz edebiliyorsun?”

yevgeni zamyatin, biz.
devamını gör...
1276.

insan işte, birazcık daha yükselme meyli olan bir düşünce yapısına zihin kuvvetine sahip olduğunu anlar anlamaz sevinip, bir hediyesi olduğunu ve bunun neden ona bahşedildiğini düşünmeye ve değerli bir ömrü sırtlamaya çalışacağına hemen üzülmeye başlar ben şimdi bu anlayışsızlıkla bu hal fukaralığında bunu kime satacağım, ucuza düşürmeye çalışıp sürümden mi kazanayım, yukarıda tutup mağrur, hasta ve fukara mı kalayım, beklesem fiyatı artar mı daha mı düşer, görüyor musun başıma geleni, diye dertlenmeye hatta hastalanmaya başlar, buna da büyük başın büyük derdi, der.


şule gürbüz kıyamet emeklisi ikinci cilt
devamını gör...
1277.
başkaları bize inandığında biz de ister istemez kendimize inanırız.

(bkz: anton pavloviç çehov)
devamını gör...
1278.
"bana yalan söylemeni isterdim aslında. çünkü insan ancak kaybetmekten çok korktuğu bir şey için yalan söyler."
devamını gör...
1279.
sevgili bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de.
oğuz atay-tehlikeli oyunlar
devamını gör...
1280.
şimdi kimseyi düşünmüyorum, sözcükleri bulmak için bile çabalamıyorum. kimi zaman hızlı, kimi zaman yavaş bir şeyler akıyor içimde. dokunamıyorum, bırakıyorum gitsin. sözcüklere bağlanamadığım için düşüncelerim çoğu zaman karmakarışık.

bulantı, jean paul sartre
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kitap alıntıları" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim