1981.

çocukken, okumak bana, ileride günün birinde, bütün öbür mesleklere birer birer başladığı sırada, insanın, üzerine alacağı bir meslek gibi görünürdü.

syf. 155
malte laurids brigge'nin notları
devamını gör...
1982.

bir gün, işimi hafifleteceğini düşünerek d'ye geleceğin ne zaman geleceğini sordum.
"yarın sabah," diye karşılık verdi.


kramp - maria josé ferrada
devamını gör...
1983.

ben de pazartesi günü gibi hüzünlü ölümsüz erkekler tanımıştım...


dul ölümsüz eş arıyor - jean louis fournier
devamını gör...
1984.
“merhamet bilmeyen kalbinden öpüyorum.
benim seninle olan savaşım bitti,
gözlerin istediğine gülebilir.”
devamını gör...
1985.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1986.
"üstelik hem kendisi bana açılıyor hem de içini açtıkça bana öfkesi artıyordu"
devamını gör...
1987.
"asla geri gelmeyecek, geçip gitmiş, sonsuza dek hiçliğe gömülmüş belli bir saati düşünerek yüzyıllar tüketilir bazen. karşılığında bütün geleceği verip de geri almak istediğimiz bir saati."
devamını gör...
1988.
şiddet göstermeden güçlü;
zayıflık belirtmeden yumuşak ol.*

tatlıya bağlayalım -sema maraşlı
devamını gör...
1989.
dünyanın asıl devleri yazan insanlardı; onlar yılda otuz bin dolar kazanan ve isterlerse yüksek mahkeme’de yargıçlık yapabilecek olan bay butler gibilerinden çok daha üstündü.”

jack london- martin eden
devamını gör...
1990.
yaşamak, başkası olmaktır. insan her gün aynı şeyleri hissedemez eğer, bir kişinin bugün hissettikleri dünkülerle aynıysa, bu hissetmek değildir - bugün, dün hissettiklerini anımsamaktır. dün yaşanan ve yok olanın, bugünkü yaşayan cesedi olmaktır.
devamını gör...
1991.
“bir insan bir insanı bütün insanlardan soğutabilir.”

(bkz: stefan zweig)
devamını gör...
1992.
"felsefe, ya da güç ve ciddi başka bir şeyin incelemesine kendini veren şu kuru, kederli ve tasalı kimselere bakın; türlü türlü bir sürü düşüncelerle durmadan çalkanan ruhları mizaçları üzerinde etki yapar; vücutlarındaki ruhların çoğu uçar gider, nemli kökleri kurur, ve genel olarak, gençliği görmeden ihtiyarlarlar."
-desiderius erasmus
devamını gör...
1993.
korku yaratmak sevgi uyandırmaktan daha güvenlidir çünkü sevgi duygusu minnete bağlıdır, ve insanlar zavallı bir tür olduklarından bu bağ kişisel çıkarın bitmesiyle anında kopar ancak korku, yumruğunu bir an olsun gevşetmeyen ceza hissiyle bağlıdır.
devamını gör...
1994.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1995.
aklın aşağılık saydığında kalp çoğu zaman güzellik buluyor.


karamazov kardeşler
devamını gör...
1996.
“bir romantik olsaydım ‘yollarımızın ayrıldığını hissediyorum’ derdim ama değilim, o yüzden sana birbirimizden bıktığımızı söylüyorum.”

babalar ve oğullar
devamını gör...
1997.
insanlar dahil evrendeki her şeyin fiziksel sistemler olduğunu, fiziksel sistemlerin makro düzeydeki davranışlarının onları oluşturan parçacıkların basit yasalarca yönetilen mikro düzeydeki davranışlarına bağlı olduğunu, bu mikro alemin yasalarının da hesaplanabilir şeyler olduğunu kabul ettiğinizde, bir hesap makinesi çok ulvi bir nitelik kazanıyor.


50 soruda yapay zeka - cem say
devamını gör...
1998.
demek ki ölüm mutlak bir susma hali değildi, hatta ölüm bir yaşamama hali bile değildi.
"ölümden sonra bir hayat olması gerekmiyor ki, ölüm kendince bir hayatmış zaten. ölüm hayatın tersi değil, mezuniyet merasimi" diye mırıldandı. mırıltısı bir buğu gibi, buzun üzerinden yukarı, lacivert derinliğe doğru nazlı nazlı süzülürken
faruk ferzan ürperdi. gerçekten öldüyse ve yok olmadıysa büyük bir sınavın eşiğindeydi. hiç dua bilmiyordu. gerçi kimsenin canını yakmamıştı ama ilahi ve beşeri düzeni reddetmişti. cennete gidemezdi. aslında buna gerek de yoktu. ölüm cennetin ta kendisiydi galiba, tasalanmaya gerek yoktu. aklını susturmalıydı artık. hayattaki alışkanlıklarından kurtulmalıydı. çok işi vardı. önce ölü olmayı öğrenmek zorundaydı. insan doğduktan hemen sonra kalkıp işine gidemiyor, evlenip çocuk yapmıyor, emekli olamıyordu. hepsi uzun bir yolculuğun duraklarıydı. zaman hayatın sayfalarıydı. okunduğu anda silinip giden satırlardı ömür. ölüm de öyle olmalıydı. "öldükten sonra" diye özetlediğimiz o muammalı eşiği geçince başlayacaktı asıl hikâye. o da ömür kadar çalkantılı ve görünüşe göre eğlenceli bir yolculuk olacaktı. önce adabıyla ölü gibi durmayı öğrenmeliydi. kıpırtısız ve sessiz...

değmez/ismail güzelsoy
devamını gör...
1999.
"ben" diyor deli, senin söylemek isteyipte söyleyemediğin sözleri söyledim.
yapmak isteyipte, kendini tuttuğun şeyleri yaptım.
sen akıllı olduğun için yavaş yavaş kendini öldürürken, ben hayatı dolu dolu yaşadım. sence ben deliyim..!
ama bence de sen bir ölüsün."

dostoyevski
devamını gör...
2000.


boş, insanın kafası boş olmalı. kafan boş oldu mu rahat uyursun, rahat uyanırsın ve bu ikisi arasında da rahat şeyler olur. tahrik... tahrik fena şey. bizi uyutmayacak şeyleri bile merak ederiz. bakmak, görmek isteriz. izleriz, dikizleriz, tanık olmak isteriz.
sayfa 19

kuklacı
emre timur



devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kitap alıntıları" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim