orijinal adı : собачье сердце - sobachye serdtse
yazar: mihail bulgakov
yayım tarihi: 1925
bulgakov'un yaşamında yasaklanan ancak ölümünden yıllar sonra serbest bırakılan kitaplarındandır. bulgakov bu eserinde de erkeklik hormonu enjekte edilen bir köpeğin zamanla insan haline gelmesi ve hatta yüksek devlet kademelerine gelmesi üzerinden sistem eleştirisi yapmaktadır.
yazar: mihail bulgakov
yayım tarihi: 1925
bulgakov'un yaşamında yasaklanan ancak ölümünden yıllar sonra serbest bırakılan kitaplarındandır. bulgakov bu eserinde de erkeklik hormonu enjekte edilen bir köpeğin zamanla insan haline gelmesi ve hatta yüksek devlet kademelerine gelmesi üzerinden sistem eleştirisi yapmaktadır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "genesis" tarafından 03.12.2020 23:52 tarihinde açılmıştır.
1.
nedense yıllardır dönüp dönüp tekrar okuduğum kısa bir mihail bulgakov romanı. her okuduğumda tadı farklı oluyor.
sistemlerin adı değişiyor hatta sığındıkları ideolojiler birbirinin zıttı; ama aslında hepsi aynı sistem. inanmazsanız köpeklerin, kedilerin ve insanların haline bakın.
--- alıntı ---
ah, siz insanlar yok musunuz...
--- alıntı ---
sistemlerin adı değişiyor hatta sığındıkları ideolojiler birbirinin zıttı; ama aslında hepsi aynı sistem. inanmazsanız köpeklerin, kedilerin ve insanların haline bakın.
--- alıntı ---
ah, siz insanlar yok musunuz...
--- alıntı ---
devamını gör...
2.
geçen hafta cuma günü bitirdiğim bir mihail bulgakov eseridir. yaşadığı yeri ve yakınındaki insanların hayatını cehenneme çeviren, başlarına onlarca iş açan eski köpek, yeni insan şarik'in öyküsünü anlatır bizlere. açık konuşayım oldukça hoşuma gitti bu kitap ama pek sarmadı beni. o köpeğin yakalanıp deneye başlanma kısmı biraz daha hızlı aktı sanki. üniversite sınavı geçtikten sonra sakin kafayla bir daha okumayı düşünüyorum.
bulgakov köpek kalbi’nde sokak köpeği şarik’in öyküsünü anlatır. dünya çapında bir bilim insanı olan profesör filipoviç, evine götürüp beslediği şarik’i ameliyat ederek, er bezlerini ve hipofiz bezini adi bir suçlununkilerle değiştirir. köpek arsız, yüzsüz, şehvet düşkünü ve kaba saba bir insana dönüşür. şarik insan haliyle profesörün hayatını cehenneme çevirse de, sovyet bürokrasisinde kendine bir konum edinebilecektir.
komünistlerin küçük burjuva değerlerinin üstünde yeni bir sovyet insanı yaratma ideallerini hicveden köpek kalbi, bulgakov’un en çok tartışılan yapıtıdır.
bulgakov köpek kalbi’nde sokak köpeği şarik’in öyküsünü anlatır. dünya çapında bir bilim insanı olan profesör filipoviç, evine götürüp beslediği şarik’i ameliyat ederek, er bezlerini ve hipofiz bezini adi bir suçlununkilerle değiştirir. köpek arsız, yüzsüz, şehvet düşkünü ve kaba saba bir insana dönüşür. şarik insan haliyle profesörün hayatını cehenneme çevirse de, sovyet bürokrasisinde kendine bir konum edinebilecektir.
komünistlerin küçük burjuva değerlerinin üstünde yeni bir sovyet insanı yaratma ideallerini hicveden köpek kalbi, bulgakov’un en çok tartışılan yapıtıdır.
devamını gör...
3.
önemsemediğin şeyler için gün gelir önemsediğin bir bedel ödersin tarzında bir alt metin algıladım.
sistemi eleştirirken sistem açıklarının nasıl ustaca kullanıldığını ve kendi fikri olmayanların nasıl bertaraf edildiğini gözler önüne seriyor.
sistemi eleştirirken sistem açıklarının nasıl ustaca kullanıldığını ve kendi fikri olmayanların nasıl bertaraf edildiğini gözler önüne seriyor.
devamını gör...
4.
yeni biten, bir ilginç kitaptır.
hikayesi baya da bir enteresan. bir kitap üzerine kaç enrry girilebilir ? aynı hikayeden kaç farklı bakış açısı çıkarılabilir ? ucu açık bu soruları sormayı bırakıp kitaba geçelim...
hikaye, yaralı bir sokak köpeğinin ideal sovyet proleterya ve günlük yaşamına eleştirileri ile başlıyor. bu betimlemeler, köpeğin üzerine kaynar su dökme, kalitesiz beslenme, vb. birtakım şeyler. iyi kalpli bir sovyet beyefendisin olaya dahil olması işleri biraz ilginçleştiriyor. insanlık ölmemiş yahu diyerek içimize akan o ılık sevgi damlaları, ilerleyen paragraflarda olayları farklı bir deli/dahi doktor hikâyesine getiriyor ( yanlış bakmadıysam bulgakov'un tıp ihtisası var. bu da okurken zevki arttırabilecek bir dipnot olarak burada dursun ) sonraki diyalog ve yaşanan olaylarda hem bir insanlık eleştirisi yapılıyor, hem de sisteme sağlam eleştirilerde bulunuyor yazarımız. bir köpek hayal edin ve sadakatini ve isteklerinin ne kadar basit olduğunu şu satırları okurken düşünün. bu köpeğjmiz insan olsa nasıl bir değişim yaşar ? sadık dostumuz ne kadar çirkinleşebilir ? bu ve daha detaylı, farklı farklı düşünceler zihninizde güzel bir egzersizi tetikleyebilir.
ayrıca şahsi kanaat olmakla beraber, george orwell hayvan çiftliği kitabından sonra fabl türünde, okumaktan en çok zevk aldığım politik eleştiri kitabı budur diyebilirim. şu an için 2. sıra bu ama sonra değişebilir mi ? değişebilir efendim.
hikayesi baya da bir enteresan. bir kitap üzerine kaç enrry girilebilir ? aynı hikayeden kaç farklı bakış açısı çıkarılabilir ? ucu açık bu soruları sormayı bırakıp kitaba geçelim...
hikaye, yaralı bir sokak köpeğinin ideal sovyet proleterya ve günlük yaşamına eleştirileri ile başlıyor. bu betimlemeler, köpeğin üzerine kaynar su dökme, kalitesiz beslenme, vb. birtakım şeyler. iyi kalpli bir sovyet beyefendisin olaya dahil olması işleri biraz ilginçleştiriyor. insanlık ölmemiş yahu diyerek içimize akan o ılık sevgi damlaları, ilerleyen paragraflarda olayları farklı bir deli/dahi doktor hikâyesine getiriyor ( yanlış bakmadıysam bulgakov'un tıp ihtisası var. bu da okurken zevki arttırabilecek bir dipnot olarak burada dursun ) sonraki diyalog ve yaşanan olaylarda hem bir insanlık eleştirisi yapılıyor, hem de sisteme sağlam eleştirilerde bulunuyor yazarımız. bir köpek hayal edin ve sadakatini ve isteklerinin ne kadar basit olduğunu şu satırları okurken düşünün. bu köpeğjmiz insan olsa nasıl bir değişim yaşar ? sadık dostumuz ne kadar çirkinleşebilir ? bu ve daha detaylı, farklı farklı düşünceler zihninizde güzel bir egzersizi tetikleyebilir.
ayrıca şahsi kanaat olmakla beraber, george orwell hayvan çiftliği kitabından sonra fabl türünde, okumaktan en çok zevk aldığım politik eleştiri kitabı budur diyebilirim. şu an için 2. sıra bu ama sonra değişebilir mi ? değişebilir efendim.
devamını gör...
5.
bir arkadaşımın muhakkak okumalısın demesi üzerine duydum bulgakov'u. ilk edindiğim kitabı oldu köpek kalbi. bulgakov hakkında duyduğum bir şey varsa o da kara mizah kullandığıydı. bu sebeple merakım daha da arttı. sonrasında kitabın 1925'te yazıldığı ancak 1968'de ancak yayınlandığını öğrendiğimde kitaba olan merakım biraz daha katlandı.
kitaba bu kadar beklentiyle başlayıp da ne yazık ki o dönem rusyasını fazla bilmiyor oluşum yapılan atıfları anlamama, karakterlerin kimlere benzetildiğini kavrayamamama sebebiyet verse de fazlasıyla sevdiğimi söylemeden geçemeyeceğim.
biraz spoiler içerse de kitaptan bahsedeyim.
kitap ilk başta bir sokak köpeğinin anlatımıyla başlıyor. aç, işkence gören, üzerine kaynar su dökülerek vücudu yakılan ve bu acıyı anlatan , sokak ağzıyla konuşan bir köpek görüyoruz karşımızda. bu kısımları okuduktan sonra sokak köpeklerine bakışımın birazcık değiştiğini belirtmeliyim.
bir gün bu sokak köpeğine sosis verip sonrasında peşine takarak evine götüren ve köpeğe şarik adını veren bir doktor giriyor devreye. flip flipoviç7 odalı bir evde yaşayan, muayenehanesi , hizmetçisi olan bir doktor. evine gelen içinde ölü bir adamın cesedi olan bir bavuldan sonra esas hikaye başlıyor aslında. flip flipoviç şarik'e o insanın hipofizi ile er bezlerini naklediyor ve yardımcısı olan doktor bormental şarik'in geçirdiği değişimleri gün gün kaydediyor. yavaş yavaş insanlaşan şarik konuşmaya başladığında sokakta geçirdiği o zamanın argo dilinden kelimeler söylemeye başlıyor. hem ağzı bozuk hem saygısız hem de tacizci bir insan-köpeğe dönüşüyor bizim şarik. bu deneyde amacı hipofizin ne işe yaradığını biraz daha anlamak olan doktor artık şarik'i öldürüp öldürmemeyi bile düşünmeye başlıyor ve en sonunda tekrardan ameliyat edip eski haline getiriyorlar.
konu olarak çok farklı olan bu kitapta dikkatimi çeken bazı şeyler oldu. öncelikle şarik'e bu kadar kızıp da asla ''siz'' hitabını bırakmıyor doktor.bu denli saygıyı hak etmediğini düşünse bile.
sonrasında doktorun 7 odalı bir dairede tek başına yaşıyor olmasının oluşturduğu sorun ve en sonunda evindeki birkaç odayı başkasına vermek zorunda olması veyahut gözden çıkarması da ilk baştaki bu rahatlığı savunmasına zıt bir durumdu.
aslında doktorun yaptığı tek deney bu olmasa gerek bir kadına da maymun yumurtası yerleştiriyor. garip deneyleri olan bir doktormuş flipoviç.
bir de sokak isimlerini kullanırken kitabında hep eski isimlerine yer vermiş sanırım bu değişen sokak isimlerine gösterdiği bir tepki veya eleştiriydi.
kitabın sonunda o dönemi biraz daha iyi bilebilmiş olmayı istediğimi fark ettim. ama benim gibi pek fikri olmayan bir insana bile bu kadar zevk veren, sürükleyen ve bir solukta okunan bu kitap eminim biraz olsun ilgisi olan insanların damağında daha güzel bir tat bırakacaktır.
muhakkak bir şans tanıyın bulgakov'a. keyifli okumalar.
kitaba bu kadar beklentiyle başlayıp da ne yazık ki o dönem rusyasını fazla bilmiyor oluşum yapılan atıfları anlamama, karakterlerin kimlere benzetildiğini kavrayamamama sebebiyet verse de fazlasıyla sevdiğimi söylemeden geçemeyeceğim.
biraz spoiler içerse de kitaptan bahsedeyim.
kitap ilk başta bir sokak köpeğinin anlatımıyla başlıyor. aç, işkence gören, üzerine kaynar su dökülerek vücudu yakılan ve bu acıyı anlatan , sokak ağzıyla konuşan bir köpek görüyoruz karşımızda. bu kısımları okuduktan sonra sokak köpeklerine bakışımın birazcık değiştiğini belirtmeliyim.
bir gün bu sokak köpeğine sosis verip sonrasında peşine takarak evine götüren ve köpeğe şarik adını veren bir doktor giriyor devreye. flip flipoviç7 odalı bir evde yaşayan, muayenehanesi , hizmetçisi olan bir doktor. evine gelen içinde ölü bir adamın cesedi olan bir bavuldan sonra esas hikaye başlıyor aslında. flip flipoviç şarik'e o insanın hipofizi ile er bezlerini naklediyor ve yardımcısı olan doktor bormental şarik'in geçirdiği değişimleri gün gün kaydediyor. yavaş yavaş insanlaşan şarik konuşmaya başladığında sokakta geçirdiği o zamanın argo dilinden kelimeler söylemeye başlıyor. hem ağzı bozuk hem saygısız hem de tacizci bir insan-köpeğe dönüşüyor bizim şarik. bu deneyde amacı hipofizin ne işe yaradığını biraz daha anlamak olan doktor artık şarik'i öldürüp öldürmemeyi bile düşünmeye başlıyor ve en sonunda tekrardan ameliyat edip eski haline getiriyorlar.
konu olarak çok farklı olan bu kitapta dikkatimi çeken bazı şeyler oldu. öncelikle şarik'e bu kadar kızıp da asla ''siz'' hitabını bırakmıyor doktor.bu denli saygıyı hak etmediğini düşünse bile.
sonrasında doktorun 7 odalı bir dairede tek başına yaşıyor olmasının oluşturduğu sorun ve en sonunda evindeki birkaç odayı başkasına vermek zorunda olması veyahut gözden çıkarması da ilk baştaki bu rahatlığı savunmasına zıt bir durumdu.
aslında doktorun yaptığı tek deney bu olmasa gerek bir kadına da maymun yumurtası yerleştiriyor. garip deneyleri olan bir doktormuş flipoviç.
bir de sokak isimlerini kullanırken kitabında hep eski isimlerine yer vermiş sanırım bu değişen sokak isimlerine gösterdiği bir tepki veya eleştiriydi.
kitabın sonunda o dönemi biraz daha iyi bilebilmiş olmayı istediğimi fark ettim. ama benim gibi pek fikri olmayan bir insana bile bu kadar zevk veren, sürükleyen ve bir solukta okunan bu kitap eminim biraz olsun ilgisi olan insanların damağında daha güzel bir tat bırakacaktır.
muhakkak bir şans tanıyın bulgakov'a. keyifli okumalar.
devamını gör...
6.
devrimlerin, makul yurttaş yaratma konusundaki başarısızlığına müthiş bir gönderme.
yazar mihail bulgakov'un bir çırpıda okunan mükemmel kara mizah örneği eseri. dünyaca ünlü profesör filipoviç, yaralı sokak köpeği şarik'i yapacağı deney için eve getirir, besler ve yarasını iyileştirir. sokak köpeğinin hipofiz ve er bezlerini bir insanınkiyle değiştirir. belirli bir süre sonra köpek büyür, bir insan gibi iki ayağı üzerinde yürür ve konuşmaya başlar. zamanla profesörün, alkolik, hırsız, küfürbaz, sapık ve yalancı bir varlık meydana getirdiği görülür. en önemlisi ise ne zaman kedi görse ortalığı birbirine katıp kediyi öldürecek kadar hala köpek kalbi taşıyordur bu yeni varlık. ne tam insan olabilmiştir ne de köpek kalabilmiştir şarik. tam bir katran kaynamakla olur mu şeker, cinsine tükürdüğüm cinsine çeker kitabı.
yazar mihail bulgakov'un bir çırpıda okunan mükemmel kara mizah örneği eseri. dünyaca ünlü profesör filipoviç, yaralı sokak köpeği şarik'i yapacağı deney için eve getirir, besler ve yarasını iyileştirir. sokak köpeğinin hipofiz ve er bezlerini bir insanınkiyle değiştirir. belirli bir süre sonra köpek büyür, bir insan gibi iki ayağı üzerinde yürür ve konuşmaya başlar. zamanla profesörün, alkolik, hırsız, küfürbaz, sapık ve yalancı bir varlık meydana getirdiği görülür. en önemlisi ise ne zaman kedi görse ortalığı birbirine katıp kediyi öldürecek kadar hala köpek kalbi taşıyordur bu yeni varlık. ne tam insan olabilmiştir ne de köpek kalabilmiştir şarik. tam bir katran kaynamakla olur mu şeker, cinsine tükürdüğüm cinsine çeker kitabı.
devamını gör...
7.
bu kitaba ne desem bilemiyorum, birkaç hikayesini okudum bulgakov'un, ennnn beğendiğim bu oldu şimdilik. yazarlarımız uzun uzun anlatmış aşağı yukarı aynı şeyleri söyleyebilirim ben de. bir köpeğin akıl almaz maceraları... deli doktorun dahice işleri... çok keyifliydi, çok.
devamını gör...
8.
"köpek kalbi" (orijinal adı "heart of a dog"), rus yazar mikhail bulgakov'un en ünlü romanlarından biridir. roman, sovyet döneminde 1925-1927 yılları arasında yazılmıştır ve dönemin sovyet toplumunu eleştiren bir eserdir.
roman, moskova'da yaşayan bir bilim adamı olan profesör filip filippovich preobrazhensky'nin sokakta bulduğu bir köpeği insanlaştırmaya karar vermesiyle başlar. preobrazhensky, köpeğin beynine bir insan beyni nakletmeye karar verir ve köpek yavaş yavaş insanlaşmaya başlar. köpek, daha önce hiç tanımadığı duyguları hissetmeye başlar ve insanların dünyasına uyum sağlamaya çalışır.
romanın kahramanı sharik adlı köpeğin insanlaşması sonucunda ortaya çıkan sorunlar, romanın ana temasını oluşturur. sharik'in insan olmaya çalışması, toplumun insan olmaya çalışan bireyler üzerindeki baskısını eleştirir. bulgakov, bu romanında sovyet toplumunun bireyleri nasıl şekillendirdiğini gösterir. sharik, bir nevi sovyet insanının çaresizliğini temsil eder.
romanın diğer önemli karakteri ise bilim adamı profesör filip filippovich preobrazhensky'dir. preobrazhensky, romanın yarısına kadar sharik'in sahibi olarak yer alır. ancak, sharik'in insanlaşması sonrasında preobrazhensky'nin sharik'e karşı olan tutumu değişir. sharik'in sertleşmesi, toplumun bireylere ne kadar baskı yaptığını gösterir.
bulgakov, romanında sovyet toplumunun ideolojik baskısını eleştirirken, aynı zamanda insan doğasının değiştirilemezliğini de ortaya koyar. sharik, insanlaştığı için toplum tarafından kabul edilemez hale gelir ve sonunda sharik'in insan beyni çıkartılıp tekrar köpek hâline getirilir. bulgakov, romanında insanın doğasının değiştirilemez olduğunu gösterir ve insanın doğasının dışına çıkmak, sorunlara neden olabileceğini anlatır.
"köpek kalbi", sovyet dönemi rus edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. roman, bulgakov'un diğer eserleri gibi siyasi baskı nedeniyle uzun yıllar boyunca yayınlanamamış, ancak 1987 yılında yayınlanarak dünya çapında ün kazanmıştır.
roman, moskova'da yaşayan bir bilim adamı olan profesör filip filippovich preobrazhensky'nin sokakta bulduğu bir köpeği insanlaştırmaya karar vermesiyle başlar. preobrazhensky, köpeğin beynine bir insan beyni nakletmeye karar verir ve köpek yavaş yavaş insanlaşmaya başlar. köpek, daha önce hiç tanımadığı duyguları hissetmeye başlar ve insanların dünyasına uyum sağlamaya çalışır.
romanın kahramanı sharik adlı köpeğin insanlaşması sonucunda ortaya çıkan sorunlar, romanın ana temasını oluşturur. sharik'in insan olmaya çalışması, toplumun insan olmaya çalışan bireyler üzerindeki baskısını eleştirir. bulgakov, bu romanında sovyet toplumunun bireyleri nasıl şekillendirdiğini gösterir. sharik, bir nevi sovyet insanının çaresizliğini temsil eder.
romanın diğer önemli karakteri ise bilim adamı profesör filip filippovich preobrazhensky'dir. preobrazhensky, romanın yarısına kadar sharik'in sahibi olarak yer alır. ancak, sharik'in insanlaşması sonrasında preobrazhensky'nin sharik'e karşı olan tutumu değişir. sharik'in sertleşmesi, toplumun bireylere ne kadar baskı yaptığını gösterir.
bulgakov, romanında sovyet toplumunun ideolojik baskısını eleştirirken, aynı zamanda insan doğasının değiştirilemezliğini de ortaya koyar. sharik, insanlaştığı için toplum tarafından kabul edilemez hale gelir ve sonunda sharik'in insan beyni çıkartılıp tekrar köpek hâline getirilir. bulgakov, romanında insanın doğasının değiştirilemez olduğunu gösterir ve insanın doğasının dışına çıkmak, sorunlara neden olabileceğini anlatır.
"köpek kalbi", sovyet dönemi rus edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. roman, bulgakov'un diğer eserleri gibi siyasi baskı nedeniyle uzun yıllar boyunca yayınlanamamış, ancak 1987 yılında yayınlanarak dünya çapında ün kazanmıştır.
devamını gör...
9.
bir minail bulgakov kitabıdır.
mihail bulgakov'un bir dahi olduğunu kabul etmekten başka yapacak bir şeyimiz yok. o elindeki hikayeleri bambaşka bir hale getiren bir sihirbaz. sakin başlayıp sonra kaosa dönen ve en sonunda durulan bir fırtına mihail bulgakov'un kitapları. bu kitap da diğerlerinden farklı değildi.
şarik bütün sokak köpekleri gibi hayat mücadelesi veren bir hayvandır. büyük bir savaş içindedir ve bize bu durumu gayet güzel bir şekilde anlatır. eleştirileri sert ama tutarlı ve bir dayanağı olan eleştirilerdir.
içinde yaşadığı toplumu gayet güzel bir şekilde analiz eden şarik bu düzenin nasıl devam ettiğini ya da ettirildiğini de çok zekice bir yolla çözümlemiştir.
ama bir gün insan vahşetinin nesnesi haline gelir. bir doktor onun üzerinde bir deney yapar. ve o artık kötülük düşünmeyen bir köpek değildir. dünyadaki en tehlikeli türe evrilmiştir.
bir şekilde doktor moreau'nun adası ve frankenstein'ı hatırlatır kitap okuyanlara ama sanırım iki kitaptan da daha eleştirel ve daha sert bir yanı vardır.
mihail bulgakov'un bir dahi olduğunu kabul etmekten başka yapacak bir şeyimiz yok. o elindeki hikayeleri bambaşka bir hale getiren bir sihirbaz. sakin başlayıp sonra kaosa dönen ve en sonunda durulan bir fırtına mihail bulgakov'un kitapları. bu kitap da diğerlerinden farklı değildi.
şarik bütün sokak köpekleri gibi hayat mücadelesi veren bir hayvandır. büyük bir savaş içindedir ve bize bu durumu gayet güzel bir şekilde anlatır. eleştirileri sert ama tutarlı ve bir dayanağı olan eleştirilerdir.
içinde yaşadığı toplumu gayet güzel bir şekilde analiz eden şarik bu düzenin nasıl devam ettiğini ya da ettirildiğini de çok zekice bir yolla çözümlemiştir.
ama bir gün insan vahşetinin nesnesi haline gelir. bir doktor onun üzerinde bir deney yapar. ve o artık kötülük düşünmeyen bir köpek değildir. dünyadaki en tehlikeli türe evrilmiştir.
bir şekilde doktor moreau'nun adası ve frankenstein'ı hatırlatır kitap okuyanlara ama sanırım iki kitaptan da daha eleştirel ve daha sert bir yanı vardır.
devamını gör...
10.
zevkle okuduğum kitaplardan biri. şarik adlı köpeğin bize tanıdık gelen bir çok yanıyla karşılaşmak şaşırtmadı. kitap tam bir kara mizah. şarik bir şarikov olmuştur ama eskisi gibi değildir. "i nsan varlıkların en yücesidir ama en acımasızıdır" sözü belki bu kitabı özetler.
devamını gör...