1.
vincent van gogh'un eylül 1888 tarihli tablosu.**
bu tabloyu güney fransa'da, arles'da yaşadığı dönemde yapmış. tamamlamak için 3 gün boyunca uyumamış.
tabloya bakalım. sanatçının her zaman yemek yemeye geldiği bir ''gece kahvehanesi'' burası. sağda ve solda şişe ve bardaklar var, ayrıca uyuyor gibi görünen insanlar mevcut. saat 12'yi geçmiş. ortada kahvehanenin sahibi duruyor.
tabloda gece vaktinde gidecek başka bir yeri olmayan insanların kaldığı bir kahvehane görüyoruz. kardeşi theo'ya ağustos 1888'de yazdığı mektubunda bu resmi çizeceğini anlatırken şu bilgileri vermiş:
''burada bunlara gece kahvehanesi diyorlar, oldukça yaygın bunlar, bütün gece açık kalıyorlar. 'gece kuşları' yatacak bir yer için paraları yoksa ya da herhangi bir yere kabul edilemeyecek kadar sarhoş olduklarında buraya sığınıyorlar.''
tabloda sanatçı kırmızı, sarı ve yeşil renklerini kullanarak renklerin mekandaki kasveti yansıtmasını amaçlamış. yine theo'ya yazdığı 8 eylül 1888 tarihli mektubunda şöyle anlatıyor:
insanoğlunun korkunç tutkularını kırmızı ve yeşil boyalarla anlatmaya çalıştım.
oda kan kırmızısı ve koyu sarı, en ortada yeşil bir bilardo masası var. dört tane limon sarısı lamba, turuncumsu, yeşilimsi ışık saçıyor. her yanda en yabanıl kırmızı ve yeşillerin çarpışması, çelişmesi görülüyor: uyuklayan serserilerin figürlerinde, boş ve kasvetli odada, morda ve mavide... bilardo masasının kan kırmızısı ve sarı-yeşili, örneğin, kontuvarın yumuşak xv. louis yeşiliyle karşıtlık yaratıyor; kontuvarın üzerinde bir de pembe çiçek demeti var. bir köşede nöbet tutar gibi duran ev sahibinin ak giysileri ise limon sarısına ya da açık, ışıklı bir yeşile dönüşüyor.
van gogh'u araştırırken bu tabloya hiç dikkat etmediğimi farkettim çünkü beni rahatsız eden bir tablo. sanatçının amacı da bu. gece vaktinin o güvensizlik hissini, ortamdaki kasveti hem renklerle hem de odanın yamuk oluşuyla yansıtmaya çalışmış bence. zemin çok geniş, oda insanın üzerine üzerine geliyor gibi.
kendisi de bu tablonun ''şimdiye dek yaptıklarının en çirkini'' olduğunu yazmış. bu da hem tablonun renkleri hem de insanda uyandırdığı hislerle ilgili bir yorumu olsa gerek.
eserle ilgili güzel bir kaynak
bu tabloyu güney fransa'da, arles'da yaşadığı dönemde yapmış. tamamlamak için 3 gün boyunca uyumamış.
tabloya bakalım. sanatçının her zaman yemek yemeye geldiği bir ''gece kahvehanesi'' burası. sağda ve solda şişe ve bardaklar var, ayrıca uyuyor gibi görünen insanlar mevcut. saat 12'yi geçmiş. ortada kahvehanenin sahibi duruyor.
tabloda gece vaktinde gidecek başka bir yeri olmayan insanların kaldığı bir kahvehane görüyoruz. kardeşi theo'ya ağustos 1888'de yazdığı mektubunda bu resmi çizeceğini anlatırken şu bilgileri vermiş:
''burada bunlara gece kahvehanesi diyorlar, oldukça yaygın bunlar, bütün gece açık kalıyorlar. 'gece kuşları' yatacak bir yer için paraları yoksa ya da herhangi bir yere kabul edilemeyecek kadar sarhoş olduklarında buraya sığınıyorlar.''
tabloda sanatçı kırmızı, sarı ve yeşil renklerini kullanarak renklerin mekandaki kasveti yansıtmasını amaçlamış. yine theo'ya yazdığı 8 eylül 1888 tarihli mektubunda şöyle anlatıyor:
insanoğlunun korkunç tutkularını kırmızı ve yeşil boyalarla anlatmaya çalıştım.
oda kan kırmızısı ve koyu sarı, en ortada yeşil bir bilardo masası var. dört tane limon sarısı lamba, turuncumsu, yeşilimsi ışık saçıyor. her yanda en yabanıl kırmızı ve yeşillerin çarpışması, çelişmesi görülüyor: uyuklayan serserilerin figürlerinde, boş ve kasvetli odada, morda ve mavide... bilardo masasının kan kırmızısı ve sarı-yeşili, örneğin, kontuvarın yumuşak xv. louis yeşiliyle karşıtlık yaratıyor; kontuvarın üzerinde bir de pembe çiçek demeti var. bir köşede nöbet tutar gibi duran ev sahibinin ak giysileri ise limon sarısına ya da açık, ışıklı bir yeşile dönüşüyor.
van gogh'u araştırırken bu tabloya hiç dikkat etmediğimi farkettim çünkü beni rahatsız eden bir tablo. sanatçının amacı da bu. gece vaktinin o güvensizlik hissini, ortamdaki kasveti hem renklerle hem de odanın yamuk oluşuyla yansıtmaya çalışmış bence. zemin çok geniş, oda insanın üzerine üzerine geliyor gibi.
kendisi de bu tablonun ''şimdiye dek yaptıklarının en çirkini'' olduğunu yazmış. bu da hem tablonun renkleri hem de insanda uyandırdığı hislerle ilgili bir yorumu olsa gerek.
eserle ilgili güzel bir kaynak
devamını gör...