muhasebe

hesaplama, hesap verme.

ekonomik faaliyetlerde bulunan tüm kuruluşların iktisadî etkinleri sonucu ortaya çıkan malî işlemlerini kaydeden, sınıflandıran ve özetleyerek rapor eden birimdir. muhasebe işleri, sadece kâr amacı ile kurulan işletmelerle ilgili değil, kâr amacı gütmeyen tüm kuruluşlar için de geçerlidir.

üniversitede en nefret ettiğim dersti kendileri; yok maliyet muhasebesi yok muhasebeye giriş... düşündükçe daha da nefret ederim...

mesleğini yapmaya hazirlandigim hede .
deneyimli yazarlarimizla bu konuda yazip aydinlatirsa sevinirim .

gelmeyin arkadaşlar gelmeyin gecemiz gündüzümüz belli değil; size en açık şu şekilde beyanat verebilirim pandemi sürecinde dahi muaf tutulan meslek varın kalanını siz düşünün, nerdem bulaştım tanrım.

lisede ve önlisansta okuduğum bölüm, çoğu öğrenci sevmez ama ben genel muhasebe dersini severdim. dikey geçiş ile işletmeye geçtim muhasebeci olmayı düşünmüyorum umarım olmak zorunda kalmam...

üniversitede dersini sevdiğim için edindiğim meslek. aklıma tüküreyim, saygılar.

eğer bu mesleğe girmeyi düşünen varsa düşünmesin.

yukarıda arkadaş bahsetmiş. mesai kavramı yok. her ay yeni bir külfet çıkıyor muhasebeciye. ve ücretle ilgili büyük sıkıntı var. meslektaşlar kendi ayağına sıkıyor. "x 100 mü dedi gel ben sana 80 e tutarım defterini" neden? çünkü akılsız.

bu meslekte ya yırtık olacaksın, yüzsüz-yalama, ya da işini tam yapacaksın.

işini tam yapmaktan kastım;
her çıkan kanunu takip etmek zorundasın(her hafta büyüklü küçüklü kanun değişiyor),
defterini eksiksiz yapmak zorundasın(stok-cari-banka-çek-senet bla bla her ay düzenli götüreceksin)
mükellefin nazını niyazını çekeceksin( ödeme-taksitlendirme bla bla takip etme- şunun muhasebecisi yapıyor sen neden yapmıyorsun mallığı)

meslekte yırtık olmaktan kastım;
işini nasıl yaptığının önemi yok. asıl önemli olan işleyişi mükellefe fark ettirmeden götürmek. bu durumda ceza yememen içten bile değil. defter kontrolünü sen değil 1500 tl maaş verdiğin tecrübesiz elemanlar yapıyor. fatura işle - beyanname gönder - tahakkuk çıkar. sen o sıra vergi dairesinde sigortada memur bağlamakla meşgulsün ve ya yeni mükellef bağlamakla. onu da yukarıda bahsettiğim " o 100 dediyse ben 80 diyorum" mantığı ile bağlıyor.

eğer severek muhasebeci olmak isteyen varsa hayatından çıkarması gereken şeyler olacak. sosyal hayat, planlama, saç, sinir, mutluluk.

işten çıkarılan kişilerin gitmeden önce uğramaları istenen son yerdir.

tekdüzen muhasebe hesap planına uygun olarak ait olduğu işletmenin aktif ve pasiflerini sistematik şekilde izlemeye yarayan; gerektiğinde her an, ama genelde aylık mizanlar yoluyla aralıklı özet bilgiler alınabilen, yıl sonunda da kat'i mizan ve bilanço düzenlenerek o işletmenin karlı ve verimli olup olmadığı yolunda yapılacak her türlü iş ve işlemleri kapsayan kayıt düzeni ve tekniği.

schindler'in listesi filminden bir replik:

"hayatta üç şeye ihtiyacın olacak: iyi bir doktora, bağışlayıcı bir rahibe ve akıllı bir muhasebeciye."

film güzel.replikler güzel...

sözde her şey elektroniğe döndü işimiz kolaylaştı. evraka ve rapora gömüldük çıkamıyoruz. maliye her gün her an yeni bir şey yumurtluyor. ya yok allah belasını versin bu mesleğin. eve geldim kaç saat oldu, hala gerim gerim gerginim. hırrrrr. kuduruyorum galiba.