#televizyon dizileri #popüler diziler

öne çıkanlar | diğer yorumlar

2010-2013 yıllarında yönetmenliğini zeynep günay tan'ın senaristliğini coşkun ırmak'ın
yapımcılığını cengiz deveci'nin
yaptığı 3 sezon 120 bölüm olarak çekilmiş ve yayımlanan türk dram, aile dizisi. erkin koray'ın efsane parçasından almıştır ismini bu dizi.

başrollerinde,
erkan petekkaya
ayça bingöl
wilma elles
meral çetinkaya
yıldız çağrı atiksoy
aras bulut iynemli
farah zeynep abdullah
emir berke zincidi
gün koper
mete horozoğlu
mine tugay
elçin sangu
muhammet uzuner
türkü turan
yeliz kuvancı bulunmaktadır.

dizi 1960 yıllarını yansıtıyor ekrana. bir aile o ailenin yaşadığı acı, dram, babanın sorumsuzluğu ve ailesini yaptığı işkenceler, aile bireylerinin çektiği sancılar ve yaşadıkları zorluklar. hepsi tüm gerçekliğiyle yansıyor ekranlara. açıkçası ben tüm bölümleri izlemedim çünkü dram pek bana göre değil. bu tarz dizileri bu yüzden pek izlememeyi tercih ederim. izlediğim 5, 10 bölüm diziden koşar adımla kaçmam yetti. beni diziye çeken soner ve aylin'i aşkıydı diyebilirim. çok hüzünlü ve çok masum bir aşk. çok değişik karakterler barındıran bir dizi. tek tek incelenip detaylı analizleri yapılası karakterler. hele o ali yok mu ah o ali! hah!

açıkçası ben izlediğim kadarıyla oyunculuklarını da pek beğenmiştim. kalbime sancıların girdiğini hatırlıyorum. izlediğim her şeyin beni bu kadar etkilemesi hiç normal değil evet biliyorum. sanırım doğum haritamdaki balık yoğunluğu beni bu duygusal sürüncemeye itiyor. ah banu'nun sinir bozucu duygusallığı. belgesellerde bile ağlıyor olabilmem özellikle buna bir örnek.

neyse efem iyi seyirler diliyorum.
devamını gör...
bu dizi hakkında yorum yaparken, dönemin siyasi durumunu da göz önünde bulundurmak gerekir. kastedilen dönem, 2010'lu yıllardır. o yıllarda, ülke gündeminde geçmişle barış söz konusudur. bu dizi, daha önce çekilmiş olan hatırla sevgili dizisi ile aynı konsepte sahiptir. sol eksende yer alan yurttaşlar ile barışmak için çekilen tv dizilerinden biridir.

bir televizyon dizisi için çok cesur bir iş olduğunu düşünüyorum. merkez sağın hakim olduğu bir siyasi düzlemde, sol eksene yakın bir televizyon işi çıkarmak zor bir iştir.

bir aile dramı üzerinden 1960 lı yıllar türkiye'sini yansıtmaya çalışan dizi, sol ve sağ eksen üzerinden dönem eleştirisi üzerine inşa edilmiştir. ancak; ne sağ ekseni olduğu gibi yansımıştır. ne de sol ekseni olduğu gibi yansımıştır. dizide sağ eksen salt kötü, sol eksen ise salt iyi bir şekilde yansıtılmıştır. yani tarafgir bir yaklaşım söz konusudur.

televizyon dizilerinin siyasi parametrelere göre şekilleniyor olması ülkemiz adına üzücüdür. bugün dahi tarih konseptli dizilerin, siyasi parametrelere göre şekil alması televizyonculuğun değişmediğinin kanıtı niteliğindedir.
devamını gör...
2010/2013 yılları arasında kanal d'de yayımlanan türk aile dizisi.

1960'lı yılların sonunda kocası deniz kaptanı olan cemile'nin 5 çocuğu ile hayatta kalma çabasını, sağ-sol çatışmasını, mutsuz evlilikleri, aldatılan kadının çocukları yüzünden boşanamayışını ve daha birçok konuya değinir. aslında babasız büyümenin bütün evdeki bütün aileyi olumsuz etkilediğini de vurgular, babaları kaptan olduğu için eve ayda yılda bir gelir. baba sevgisi görmeyen aylin ve berrin sevgiyi kendilerinden büyük erkeklerde arar.
mete ise babasına uzaktır, çünkü annesini aldatmaktadır. bir babanın olmayışının nelere sebep olduğunu ve ailedeki eksikliğinin ne denli yıkıcı olduğunu anlatır. aynı zamanda sağ-sol ayrımı, darbe, faşizm, anarşizm gibi olay ve kavramlara da değinir dizi. yönetmeni ise zeynep günay tan'dır.

başrolde erkan petekkaya
ayça bingöl
aras bulut iynemli
farah zeynep abdullah
emir berke zincidi ve mete horozoğlu/ wilma elles gibi isimler yer alıyor.

dizi 120 bölüm sürmüştür.
13 yıl olmuş, vay be...

öyle bir geçer zaman ki
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
kanımca o dönem başlamış dizilerden behzat ç ile en iyi dizilerden biriydi. zaten bu diziyle beraber cumhuriyet'in kuruluş sonrasındaki yakın geçmişi anlatan diziler çoğalmıştı. * * bir ailenin dramıyla beraber dizinin anlattığı dönemlerin siyaseti, ekonomisi, telefon-televizyon gibi teknoloji ürünlerinin insanların hayatındaki yeri hatta müzik sektörü bile çok güzel şekilde değinilmiş, küçük osman'ın olaylar karşısındaki duruşuyla beraber büyümüş olan şu anki halinin yankılı sesi çok güzel yorumlar getirir. başkasının bahçesine dalıp incir ağacındaki meyveleri hacılayışı ve bunu yaparken düşündüğü şey olarak ağacın dalından çıkan şeyin herkesin hakkı olması samed behrengi'nin bir şeftali bin şeftali hikayesine göndermedir.

dizinin senaristi zaten osman'ın kendisi olarak ele alınıp, berrin ve mete onun ablası ve abisinden uyarlamadır. aylin karakteri ise kurgusaldır ve zaten sanki o aileden biri değilmiş gibi davranır sanki o ailenin kafasının içindeymiş gibi hatta türk değilmiş gibidir. zaten bu diziyi beraber izlediğim anneannem de okumuş olduğu bir kitapta aylin&soner aşkının ve soner'in kardeş dramasının çok benzeri olduğunu anlatmıştı ki muhtemelen o bahsettiği kitaptan uyarlamaydı bu. o kitapta da zengin yakışıklı adam kendisinden yaşça küçük ve kendisine aşık kızla evlenip ancak gece yatağa o adamın yüzü yanmış kardeşinin girip de kızla beraber olma gibi bir durum varmış.

ahmet karakteri deniz gezmiş'i temsil eder ve berrin ile olan aşkında hep engeller oluşur. eski bakan olan mit iş adamı ekrem tatlıoğlu'nun oğlu hakan ahmet'i hiç sevemez ancak çok daha fazla hak eder berrin'i ve berrin ahmet'in iyiliği için hakan ile evlenmek durumunda kalıp çocuk yapar. hakan'ın babası da sürekli bu evliliğe engel olmaya çalışır. ahmet üniversiteden kavga ettiği ülkücü tiplerle arada iş birliği yapma durumunda kalıp kısmen dost da olur. yılmaz güney nazım hikmet göndermeleri de dizide kısım kısım yer alır.

dizide favori karakterlerim soner'in sağ kolu ve çok enteresan bir kişilik olan süleyman ile babaanne karakteriydi. hele böyle esnafın ona nereye böyle diye sorunca sananeee???? diye cevap vermesine kahkahalar atardım.

cemile karakteri spider man'deki mary jane'e çok benzer hem tip hem tavır olarak. caroline ise çok sembolik bir tiplemeydi o dönemler yurtdışında sürekli iş yapan erkeklerin peşine düşüp kolayca tavlayacağı şeytan iş kadını tipiydi ki son bölümünde paraları kapıp, paraları yediği yerde etrafındaki herifler ne zamana kadar burdasın diye sorduğunda paralar suyunu çekince demesi ve ondan sonra napacaksın diye sorduklarında türkiye'ye geri dönücem demesi bu ülkede insanların ne kadar soyup soğan edilebileceğini güzel gösteriyordu. çarptığı üç kağıtçı banker ibo tiplemesi de banker kastelli göndermesi gibiydi. zaten banker bilo ve banker yakup diye kurgusal göndermeler o dönemler de mevcuttu.

mete'nin gazinoda tanıştığı garson kızı evleneceği zorba mafya kılıklı adamdan kurtarmaya çalışarak vosvosuyla kaçışları aynı çiçek abbas'ın sonuna gönderme gibiydi mete'nin de bariz turuncu vosvosu çiçek abbas'ın minibüsü gibi fantastik olup ikisi de gelini aynı şekillerde kaçırıyorlardır.

cemile aldatıldığını öğrendiğinde ali kaptan başta kendisinin caroline'den nasıl etkilenmiş olduğunu, caroline'in 7 dil bilen bankacı feyzli kadın olarak anlatırken cemile'ye, ikinci sezonda bunun tam tersi olarak artık hiç hoş olmadığı/kendisinden çok sıkılmış olduğu caroline'e cemile'nin 4 çocuk büyütüp bir yandan da kahvaltı/akşam yemeği hazırladığını cemile'yi met ederek anlatır. yani çocuk büyüten ev işlerine bakan kadının ne kadar üst düzey ve kıymetli biri olduğu eninde sonunda anlaşılır.


dizide saçma gelen şeylerden biri murat karakteri o kadar zengin aileden olup da ilk sezonda devlet hastanesinde suuuu suuu diye kıvranıyordu yahu aylin vurulunca kurşunu çıkartmak üzere götürüldüğü gizli ameliyathanesi olan malikhanede yaşayan çocuk bu şekilde devlet hastanesinde mi bırakılıyor? bir tanesi de mete'ye aşık olan gururlu garson kıza(şimdi ismini hatırlayamadım) musallat olan mafyatik tiplerden kız mete ve müzisyen ekibi tarafından kurtarılınıyor ki bu konser verdikleri clubda hiç mi badigard madigard yok kapı önünde duran adam en azından nereye kayboluyo çıkışta olay çıkınca? ve süleyman nasıl olur da elemanlara yardım etmez konser vermeye devam eder.. dizide de kurtlar vadisinde olduğundan daha çok silahlı adam ve silahlı çatışma vardı genellikle de bireysel meseleler üzerineydi hele müzik çaldıkları gazinodaki mafyaya karşı verdikleri kavga final fightta bile yoktu. bir de ali kaptan'ın intihar etmesi saçma gelmişti ona daha adam gibi bir son getirilebilinirdi. oyuncusu dila hanım diye çok sıkıcı bir dizide oynamaya başladı sonrasında muhakkak o diziye geçmek üzere böyle bir son yapıldı çünkü sanki 3.sezon için de düşünülmüş bir tiplemeydi.

dizinin en kült sahnesi de ali kaptan ailesini evden kovarken mete'nin delirip de etrafa benzin dökerek kibriti yakıp "birazdan ölümle buluşacağız ali kaptaaaan" diye delirerek gülmesidir o sahne üzerine bir sürü montaj * ve parodi yapılmıştı.
devamını gör...
arkasında çemberimde gül oya gibi güçlü bir örnek var ve iyi de başlamışken fantastikliğin dozunu arttırarak vasatlaşan dizi. bir kere ilk hatalardan biri caroline’le birlikte hem güçlü bir drama yoluna giriyor hem de anormal bir hikayeyi öne koyuyorsunuz. 1960’larda kaç insan alman biri tarafından aldatılır ve bu almanlardan kaçı türkiye’ye hanım gelir. bakın kötü bir seçim ya da olasılıksız demiyorum ama sonrasında aynı ailede biri zengin koca buluyor diğer siyasetin ünlü simalarından birinin oğlunun gözdesi oluyor ama aynı zamanda başka bir karakterimiz de siyasette güçlülerden biri olacak. sonra durun bu kaptanın alman metresi kaptanın kızının eşinin babasının hanımı olacak. bunlara ek hamilelikte ölen aile karektermiz, acı çeken cemilemiz, kanserden dolayı ölümle son bulan aşkımız, akbaba bir baba tarafı ve efendi şımarık çocuk, solcu yiğit ve kızımız arasında geçen aşk üçgenimiz var. bu arada hatırlatırım ana ailemiz öyle dönemin zenginlerinden değil o dönemin sıradan bir ailelerinden ve nasıl oluyorsa tarih kuşu dallasvari bir dünyaya itiyor onları. aslında dediğim gibi mesele fantastik ögeleri kullanmak değil çünkü hatırla sevgili ve çemberimde gül oya da bu hikayeler var mesela pavyon, urfada ağa vs ya da londraki meşhur uçak kazasına denk gelen baş karakterlerimiz. burada bu diziyi çöpleştiren dozu kaçırıp 1960ların yasak elmasına dönüşmesi. ki yasak elma da komedi entrika güzel diziydi ama onun da cıvkımı çıkarttılar, bu da başka bir konu.
devamını gör...
3 sezon sürmüş, ilk sezonunda (60'ların sonları 70'lerin başları) cemile'nin ali kaptan'dan boşandıktan sonra evdekileri doyurmak ve hayatını idame ettirebilmek için yaşadıkları konu ediliyor. ikinci sezonunda (70'lerin ortaları) daha çok aylin ile soner arasındaki olaylar konu edilmiş. ali kaptan'ın elden ayaktan düşmesi ve caroline ile mutsuz süren evliliği konu ediliyor, bu sezonda aylin ve soner'in çocukları olacakken aylin ameliyat esnasında ölüyor. 3.sezonda(70'lerin sonları ve 80'ler) ise ali kaptan ölüyor gemide, osman eşşek kadar oluyor, mete plakçı açıyor. burada da osman'ın solcu arkadaşı aydın,ülkücü mithat tarafından öldürülüyor, mithat da aydın'ın babası tarafından öldürülüyor ve suç osman'a kalıyor ama mete hapse giriyor. daha sonra aydın'ın babası suçunu itiraf ediyor ve mete hapisten çıkıyor,sonra mete mithat'ın kız kardeşi ayça ile aşk yaşıyor. daha sonra berrin ve hakan derken cemile ile de arif. herkes kocuyor yani.
devamını gör...
dizinin son bölümünde bitişe yaklaşırken evin küçük oğlu büyüyor ve çocukluğunun geçtiği o evin içinde dolaşıyor, yüzü görünmüyor ama dış ses olarak konuşuyor. sonrasında da alakasız sahneler yayınlanıyor, gitar çalan beyaz saçlı bir adam giriyor görüntüye, sonra dizinin ölen oyuncuları birden canlanıp birbirleriyle sarılıp kucaklaşıyorlar. şimdiye kadar seyrettiklerim arasında en anlaşılmaz finali yapan dizi.
devamını gör...
başrolde;

ayça bingöl
erkan petekkaya
aras bulut iynemli
farah zeynep abdullah
yıldız çağrı atiksoy gibi oyuncuların yer aldığı türk dizisi olup 2010/ 2013 yılları arasında yayınlanmıştır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

zeynep günay tarafından yönetilmiştir.

dizinin konusuna geçmek gerekirse;
1960'lı yıllarda geçtiği bilinmektedir, ali kaptan adında çapkın bir adamın caroline ile aşkı sonucu yıkılan yuvası, bir ailenin mutsuzluğu, dönemin siyasi olayları, sağcılık ve solculuk gibi politik durumlar, çocuklarıyla yaşamına devam eden cemile ve çocuklarının yaşadıkları olaylar anlatılır.

her şeyi aslında öyle bir geçer zaman ki dercesine evin en küçük oğlu osman anlatmaktadır.

ali kaptan'ın karısını aldattığı halde şiddet uygulaması, eve kırk yılda bir uğradığı halde kendini otorite kabul etmesi, çocuklarıyla arasındaki boşluk, cemile'nin aldatıldığı halde kocasını sevmeye devam edişi dizide karşılaşacağımız şeylerdendir denilebilir.

diğer oyuncular hakkında biraz bilgi vermek gerekirse evin en büyük kızı berrin galiba hukuk okumaktadır, mete ve aylin'de galiba öğrencidir, aylin daha sonra kendinden yaşça büyük soner'e aşık olur, osman ise evin küçük çocuğudur, bir de babaanneleri vardır.

dizi hakkında kişisel fikrimi belirtmem gerekirse, konusu hayatın içinden acı bir gerçeği konu ediniyor, oyunculukların iyi olduğu bir dizi olduğu rahatlıkla söylenebilir.

prodüksiyonuna emek verilmiş, oyunculukların iyi olduğu bir diziydi.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"öyle bir geçer zaman ki (dizi)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim