mö 811-806, asur imparatorluğu'nun naibi kraliçesiydi ve küçük oğlu ııı. adad nirari'nin (mö 811-783) olgunluğa erişinceye kadar tahtı elinde tuttu. aynı zamanda shammuramat, sammuramat ve en önemlisi daha sonraki tarihçiler tarafından ölümsüzleştirilen efsanevi ve yarı ilahi süper kahraman semiramis olarak da bilinir.

shamshi-adad v'in (m.ö. 823-811) karısıydı ve o öldüğünde, adad nirari ııı reşit olana kadar yönetimi üstlendi; bu sırada tahtı ona devretti. tarihçi gwendolyn leick'e göre, "bu kadın, yaşamı boyunca ve sonrasında dikkate değer bir üne ve güce ulaştı. çağdaş kayıtlara göre asur sarayında hatırı sayılır nüfuzu vardı” . bu, kocasının ölümünden sonra tahtı nasıl koruyabildiğini açıklıyor. asur imparatorluğu'nda kadınlar otorite pozisyonlarına kabul edilmiyordu ve o kadının bunu başarmak için yeterli gücü olmadığı sürece bir kadın hükümdarın olması düşünülemezdi.tarihte de bilinen ilk kadın impartor zaten.

saltanatı o kadar etkileyiciydi ki, semiramis daha sonra yunanlılar, asurlular, ermeniler ve diğerleri tarafından tanrılardan doğup güvercinler tarafından büyütülen yarı tanrısal bir varlık olarak anılacaktı. semiramis ile ilgili hikayelerin birincil kaynağı yunan tarihçi diodorus siculus'tur ve ctesias'ın şu anda kayıp olan daha eski bir eserine atıfta bulunur, ancak ona sadece bunlar değil herodot ve strabo tarafından da atıfta bulunulur ve onunla ilgili birçok efsane, diğerlerinin yanı sıra polyaenus, plutarch, justinus ve eusebius gibi diğer yazarlar tarafından da yazılmıştır.

ben işin sal gerçeklik kısmıyla ilgilenmiyorum. o yüzden daha tarihi detayları es geçip mitolojik kısımdan devam edeceğim.

diodorus'a göre semiramis, afrodit'in ascalon şehrinin (suriyede) balık tanrıçası derceto'ya kızması talipleri arasındaki yakışıklı bir gence karşı şiddetli bir tutku uyandırdı onda; ve derceto kendini süryaninin koynuna attı ve bir kız doğurdu, ama sonra yaptığı günahın utancıyla genci öldürüp çocuğu kayalık bir çöl bölgesinde bıraktı, kendisi ise utanç ve kederden kendini uçurumun kenarından göle atladı ve vücudunun şekli balığa dönüştü.

çocuk ölecekti ama bir güvercin sürüsü yardımına koştu ve yakınlardaki yerleşim yerlerinden aldıklarıyla gagalarıyla beslediler,önce süt getirdiler daha sonra da peynirle beslediler. bebeğin üzerini sararak sıcak tuttular. peynir ve sütlerinin kaybolduğunu fark eden çiftçiler, bunun sebebini aramaya çıktılar ve bir yaşındaki çocuğu güvercinlerle çevrili göl kenarında buldular. onu eve, diodorus'a göre "güvercinler" anlamına gelen semiramis adını veren simmas adlı bir çiftçi tarafından götürüldü.

bu çocuk bir gün görünüşü kadar zekası ve zarafeti ile de tanınan, güzel bir genç kadına dönüştü. bir gün suriye valisi onnes adında bir adam çiftliği ziyaret etti, onu gördü ve ona aşık oldu. semiramisten evlenmesini istedi ve kabul edildi.

semiramis'in diğer vasıfları da yüzünün güzelliğiyle uyumlu olduğundan, kocasının tamamen onun kölesi olduğu ve onun tavsiyesi olmadan hiçbir şey yapamayacağı için her konuda başarılı olduğu ortaya çıktı. onnes, kralın en güvendiği danışmanlarından biri olana kadar karısının tavsiyelerini alarak kariyerini ve saraydaki konumunu geliştirdi.bu noktada kral ninus, bactriana'ya karşı askeri bir sefer başlattı ve en çok istediği baktra dışında her şehri kasıp kavurdu. şehri kuşattı ama savunma o kadar güçlüydü ki karşı koyamadı. kuşatma bir süre devam ettikten sonra onnes, sorun hakkında semiramis'e danışmayı ve bir çözüm bulup bulamayacağını görmeyi düşündü.

semiramis bactriana'ya vardığında ve kuşatmanın ilerleyişini gözlemlediğinde, saldırıların düzlüklerde ve kolayca saldırıya uğrayabilecek mevzilerde yapıldığını, ancak güçlü konumu nedeniyle akropole kimsenin saldırmadığını kaydetti ve savunucularının oradaki mevzilerini terk ettiklerini ve aşağıdaki duvarlarda zor durumda kalanların yardımına geldiklerini söyledi. sonuç olarak, kayalık yüksekliklere tırmanmaya alışık askerleri yanına alarak zorlu bir vadiden geçerek akropolün bir kısmını ele geçirdi ve aşağıda surları kuşatanlara bir işaret verdi. bunun üzerine şehrin savunucuları, yüksekliğin ele geçirilmesiyle dehşete kapıldılar, surları terk ettiler ve kendilerini kurtarma umutlarını tamamen terk ettiler.

şehir ninus'un eline geçti ve onnes bunun nasıl başarıldığını sordu. onnes, semiramis'i kralla tanıştırdığında onun yeteneklerine hayran kaldı ve ona ve onnes'e birçok hediye ve onur verdi. ancak çok geçmeden ona aşık oldu ve ninus "kocasını onu kendi rızasıyla kendisine vermesi için ikna etmeye çalıştı ve bu iyiliğin karşılığında ona kendi kızı sosanê'yi eş olarak vermeyi teklif etti. ancak adam teklifini nezaketsizce redd ettiğinde ninus, emirlerini hemen yerine getirmediği takdirde gözlerini oymakla tehdit etti. ve onnes, kısmen kralın tehditlerinden korktuğundan, kısmen de karısına olan tutkusundan dolayı bir tür çılgınlığa kapıldı, boynuna bir ip geçirdi ve kendini astı. semiramis'in kraliçe konumuna gelmesinin diyeti işte böyleydi.

kraliçe olduktan sonra askeri fetihler ve inşaat projeleri aracılığıyla giderek daha büyük bir güç elde etti. ninus öldü ve semiramis onu fırat nehri üzerindeki büyük bir tümseğin altına gömdü. daha sonra babil şehrini kurdu, bir yeraltı tüneliyle birbirine bağlanan iki devasa saray inşa etti, nehrin şehri sular altında bırakmasını engellemek için setler inşa etti ve oradan askeri kampanyalara devam etti. pek çok tarihçi, diodorus'un hindistan'a karşı seferine ilişkin anlatımının, büyük iskender'inkilerle ve aynı şekilde medleri fethiyle pek çok benzerlik taşıdığına dikkat çekmiştir.

başka bir erkeğin egemenliği altına girmek istemediği için ordusunun en yakışıklı adamlarından bir harem kurdu. onlarla yatıyor ve ertesi sabah onları idam ettiriyor ya da diğer rivayetlere göre ertesi gün diri diri gömülüyordu. tüm askeri gezilerinde, kendisinin son derece becerikli olduğunu (hindistan seferi için sahte filler yaratmak gibi) ve herhangi bir asur kralı kadar acımasız olduğunu gösterdi.

saltanatının sonunda tüm anadolu, mezopotamya ve orta asya'ya hükmetti. 42 yıl hüküm sürdükten sonra 62 yaşında öldü ve göklere uçan bir güvercine dönüştü. diodorus'un değindiği bir başka anlatım da, onun ölümü üzerine gençliğinde ona yardım eden güvercinlerin geri dönüp onu gökyüzüne taşıdıklarıdır.
devamını gör...
voltaire 1729-1796 yılları arasında rus tahtında oturan çariçe ikinci katerina için semiramis’e atıf yapılarak kuzey’in semiramis’i ifadesini kullanmış.

onun öncesinde de büyük petro rusya’nın büyük bir devlet olmasını sağlamış.

kuruluş döneminde osmanlı devletinin aşiretten önce beyliğe sonra da devlete dönüşmesinde yetenekli devlet adamlarının başa gelmesi etkili olmuştur diye anlatılır.

kanuniden sonra da yetenekli padişahlar iktidara geldi ama petro yeniçeriler benzeri strelitz askerlerini önceden yok ettiği için ıslahatları tıkır tıkır yapmış.

genç osman yeniçerileri kaldırmayı başarmış olsaydı petro gibi, belki de bizde de işler farklı gelişirdi kim bilir.
devamını gör...
(bkz: semiramis pekkan)
tarihte adı bilinen ilk kadın hükümdar. ermenilerde şamiramda kullanılır. güzel de uzun isim be
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"semiramis" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim