sirenler

yunan mitolojisinde, sesleriyle denizcileri etkileyen varlıklar. kayalıklarla dolu sirenum scopuli adlı adalarda yaşadıklarına inanılır.

sirenleri duyan denizciler, kendilerinden geçerek rotalarını bu kayalıklara doğru kırdıklarından kaza yapar ve sirenlere yem olurlar. yalnızca kulaklarını tıkamayı akıl eden birkaç kişinin bu faciadan kurtulduğuna inanılır. sık sık, çift kuyruklu deniz kızları olarak tasvir edilmekle beraber, gamayun'la benzer şekilde yarı insan yarı kuş oldukları da iddia edilir.

denizde şu sesi duysan nasıl kanmazsın ki?

buradan

yunan mitolojisinde büyüleyici bir sese sahip deniz kızıdır.

iki kuyrukları olduğu için deniz kızlarından farklı, geniş kanatlı yarı kuş yarı kadın bakireler. scopuli adı verilen üç küçük kayalık adada yaşarlardı. büyüleyici sesleri ile denizcileri kendilerine çekerler; büyüsüne kapılan denizciler kayalıklara çarparlarmış. sirenlerden kurtulanlar argo, jason ve odysseus'tu.

sirenlerin yaşadığı kayalıklar izmir foça'dadır. bugün bu volkanik kayalıklar akdeniz fokunun yaşam alanlarıdır. bu alan nesli tükenmekte olan akdeniz foklarından ötürü özel çevre koruma alanı kapsamındadır. siren kayalıkları içerisindeki bu mağaralara giriş izni yoktur; tekne ile gezmek, dalış yapmak, balık avlamak ve kamp yapmak yasaktır.

mor ve ötesi’nin 21 ocak’ta yayımlanacak yeni albümüdür.

an itibariyle piyasaya çıkan mor ve ötesi albümü. dijital ortamlarda dinlenebilir.

dinlemeden açtım başlığı ama ilk 2 şarkı olan adamın dibi ve dünyaya bedel çok iyi. forsa zaten 1.5 ay önce paylaşılmıştı. diğerleri ne kadar kötü olabilir ki?
şöyle bir tracklisti var;

mor ve ötesinin yeni albümü henüz şarkıları tam olarak sindiremesem de forsa ve linç sağlam parçalar

mor ve ötesinin şu an için son albümü. ben çok beğendim lise zamanlarıma götürdüler sağolsunlar.

mor ve ötesi'nin güzelim albümlerinin en yenisidir, bayılıyorum bu adamlara.

bünyesinde park isimli, sabah sabah göğsüme öküz oturtan hem çok güzel hem çok öfkeli bir şarkı barındıran mor ve ötesi albümü.

adını bilmesem de kardeştik
biz neye söz vermiştik
parka gittiğinde ak yok
biz bir kabusu yendik, yendik, yendik

mor ve ötesi grubunun son albümü.ilk dinlememdeki izlenimler ve biraz teknik analiz yapacağım.
adamın dibi:kullanılan gitar rifflerini beğendim,genel itibariyle iyi şarkı.
dünyaya bedel:albümün en beğendiğim parçalarından,klibi ve soundu çok etkileyici,mistik bir havası var şarkının.
linç:albümün en güzel davul ritimlerine sahip parçası,kerem kabadayı’nın ellerine sağlık,sözleri ve nakaratıda çok hoş.
canavar:albümün en ilginç şarkısı,duygusal bir melodisi olan,vokallinde efektli kullanıldığı bir şarkı.
forsa:nakaratındaki çoşkusu için bile dinlenebilecek bir parça,bazı yerlerindeki sertlik hoş durmuş.
hazinende:açık akor ve tonların tercih edildiği,vokalin ön planda olduğu bir şarkı.
kaptan:bazı yerlerinde doğu ezgilerinin kullanılması hoş bir ambiyans katmış,albümün en sentez parçası.
ağrılar:albümün en akustik şarkısı,baştan sona kadar size piyano melodileri eşlik ediyor.
tünel:melekler ölmez şarkısının sound kısmını hatırlatan bir introya sahip,yine klasikleşen mvö akor geçişlerini gördüğümüz bir şarkı.
istiklal:hoş bir introya sahip,vokalin kafa seslerinden oluşan bölümünü beğendim.
park:albümün en beğendiğim giriş bölümü melodisine sahip şarkı.gitar arpej ve davul ritimleri de gayet hoş olmuş.

genel olarak beğendiğim bir mor ve ötesi albümü olmuş.klasikleşen ton geçişlerini fazlaca gördüğümüz,yine derin ve anlamlı sözlere sahip dopdolu bir albüm.dinleyicisinin bol olmasını temenni ediyorum.

forsa'daki gitar tonuna bayıldım. kerem de son zamanda mastodon dinliyor belli. albümdeki diğer şarkılardan farklı gamdan yazılmış olması çok tatlı bir hava katmış.
dünyaya bedel de düzenli dinlenebilecek şarkı olmuş. türk rock grupları arasında clean tonları en güzel kullanan grup kesinlikle mor ve ötesi.
hazinende de çok güzel protest şarkı olacakken, biraz basit kalmış.
genel anlamda güzel bir albüm. istanbul'daki hoş kar yağışıyla da birlikte iyice 2000'li yıllara döndürdü sağolsun.

an itibariyle albüm tanıtımlarını çiçek pasajında yapıyorlar. grubun kalbinin attığı yer, istiklal'e şarkı yapmışlar canlarım. grup üyelerinin birbirleriyle ilk denkleştiği yermiş.

bu albüm yine şahane, beni yıllar öncesine dünya yalan söylüyor albümüne götürdüler. muhalif duruşlarını, çizgilerini hiç bozmadılar.
'bin çeşit kızgın adam sesi, gerine gerine dayılanıyor öyle' sözlerinin geçtiği, adamın dibi şarkılarıyla yine dokundurmuşlar, adamın dipleri..

park'ı çok sevdim. baştaki intro şahane. sözler çok anlamlı.

albümün ismine gelecek olursak, her şarkı da gizli bir siren sesi var sanki. öyle ki kendine getiriyor, silkelendiriyor. adını da yine manidar buldum.

mor ve ötesi'nin olgunluk dönemi albümü diyebiliriz. telaşsız ama epeyce söz var, dolu dolu anlatılmış.

yeni şarkılarımla buluştuğum için çok mutluyum.
yapmışlar yine yapacaklarını,
bir konserde denk gelmek dileğiyle.*


canavar'ı seçtim, paylaşmak için...
çok ayrı sevdim.

bana cumartesi sabahı mutluluğu yaşatan mor ve ötesi'nin 8. stüdyo albümü. dünya yalan söylüyor sonrası hiç takip etmedim kendilerini. dışarıda kar var diye mi, ben mi romantiğim bu sabah bilmem ama dinler dinlemez bana o albümün havasını verdi. o yıllar ne güzeldi yahu, dert yok tasa yok yine de bir derdim var dinlerdik bağıra bağıra. lisedeyim o zaman, üniversite şenlikleri olurdu +18 tabii. kaçak göçek girer mor ve ötesi, duman, gripin, demir demirkan vs. dinlerdik. türk rock müziğin çıkış yılları.

neyse şarkılara gelirsek forsa ve park favorilerim. açın dinleyin belki sizde 15 yıl öncesine ufak bir dönüş yaparsınız.

kendini çok özleten grup mor ve ötesi'nin beklemeye değmiş albümü.
şarkılar genel anlamda iyi değil, çok iyi.
fakat park beni fena yakaladı. harun tekin muhteşem bu şarkıda.

mor ve ötesi'nin yeni albümü. duyurularında hep deniz kızı emojisi var. neden acaba?
sirenler, yunan mitolojisinde yarı kuş yarı kadın görünümlü ''kadın gövdeli, kuş kanatlı, güzel sesli'' deniz yaratıklarıdır.* sesleri o kadar güzeldir ki denizcileri kendilerinden geçirip tuzaklarına düşürürler.
her mitolojik karakter gibi sirenleri de birçok sanat eserinde görüyoruz. bir kaç esere bakalım.

odysseus sirenlerin tuzağına düşmekten kirke sayesinde kurtulmuştur. odysseia'da anlatılana göre*, odysseus yoluna devam edebilmek için sirenlerin adasından geçmek zorundadır. kirke ona arkadaşlarının kulaklarına balmumu tıkamayı öğütler, sirenlerin sesini dinlemek istiyorsa kendisini de geminin direğine halatlarla sıkıca bağlatmalıdır. odysseus kirke'yi dinler, adaya yaklaştıklarında dediklerini harfiyen yapar. sirenlerin güzel sesleri ve tatlı ezgileri karşısında odysseus gerçekten de kendini tutamayarak arkadaşlarından ipleri çözmelerini ister. arkadaşları tembihlendikleri gibi ipleri bir kat daha sıkı bağlarlar, kürek çekmeye devam ederek adadan uzaklaşırlar.
john william waterhouse - ulysses and the sirens (1891)
sirenler odysseus ve arkadaşlarına alacaklı gibi bakıyorlar resmen. bir tanesi kulakları tamamen kapalı kürek çeken adama sokulmuş, diğerleri odysseus'u kandırmaya çalışıyor. ama başarısız olacaklar. mitolojik tabloların ustası waterhouse bize hikayeyi mis gibi anlatmış.
herbert james draper - ulysses and the sirens (1909)
aynı hikaye ama sirenler hem insan gövdeli hem de deniz kızlarına daha benzeyen bir surette resmedilmiş. eserde bir hareket hakim, denizin dalgalı oluşu ve kürek çekenlerin zorlanması, odysseus'un sirenlere bakmamaya, onlara kanmamaya çalışması pek güzel anlatılmış.

edward poynter - the siren (1864)
eserlerin bir çoğunda yarı kuş yarı insan olarak değil tamamen insan gövdeli, pek güzel kadınlar olarak resmedilmişler. kendisi bir sonraki kurbanını bekliyor olsa gerek.

albüme geri dönüyorum. üç gündür tüm albümü başa alıp alıp dinliyorum. en beğendiklerim ise park ve dünyaya bedel. eklemeden edemeyeceğim, albüm kapağı da ayrıca harika. odysseus kurtulmuş ama bu sirenler beni kandırdı ve halimden çok memnunum sonuç olarak.

''onlar büyüler yakınlarına gelen bütün insanları,
kim yaklaşırsa bilmeden ve dinlerse onları yandı,
bir daha onu evinde ne karısı karşılar, ne çocukları.
seirenler onu çayırda çınlayan ezgileriyle büyüler,
çayırın çevresinde kemikler vardır, öbek öbek,
bunlar kemikleridir etleri çürüyen insanların,
büzük büzük durur kemiklerin üstünde deriler.''

bayıldım! şu günlerde güneş gibi doğdu. oh be çok özlemişiz!
albümdeki her şarkıyı sevdim ayırt etmek çok güç ama sıralamam;
adamın dibi, forsa, linç, park, ağrılar, dünyaya bedel, hazinende, istikal, tünel... olarak gidiyor
tabi değişebilir de çünkü her dinlediğimde ayrı tat alıyorum*

on yıl önce yayınladıkları albümden sonra uzun süren sessizliklerinin ardından mor ve ötesi grubunun çarpıcı yeni bir albümünün ismi. 20 küsür yıllık geçmişi olan müzik grubunun ülkenin politik, sosyal, kritik dönemleri için tespit ve temennilerini bünyesine alan rafine bir albüm. albümün ismi, grubun gitar efektlerine verdikleri siren isminden geliyor.

linç ve forsa şarkısını beğendim.
canavar şarkısı çok hoşuma gitti. ilk dinleyişimde 3 defa ardı ardına dinlemiş bulundum.
hazinende oldukça güzel ama hem o hem de tünel şarkısında kararsız kaldım.
birkaç gün sonra tekrar dinleyip bu albümden hangi şarkı veya şarkılar benimle kalacak bakacağım.

mor ve ötesi müzik grubunun son çıkan albümünün adıdır.
albümden favori şarkılarım:
adamın dibi
dünyaya bedel
canavar
linç
istiklal