yazar: ihsan oktay anar
yayım yılı: 2007
kitap, yegâh, dügâh ve segâh olmak üzere musiki makamı olan üç bölümden oluşmaktadır. romanda anlatılanlar lale devri'nde geçmektedir. âsım'ın neva'ya olan aşkını, aşkı için yaptığı musikileri konu edinmektedir.
yayım yılı: 2007
kitap, yegâh, dügâh ve segâh olmak üzere musiki makamı olan üç bölümden oluşmaktadır. romanda anlatılanlar lale devri'nde geçmektedir. âsım'ın neva'ya olan aşkını, aşkı için yaptığı musikileri konu edinmektedir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ivanmilinski" tarafından 29.11.2020 13:29 tarihinde açılmıştır.
1.
bir ihsan oktay anar kitabıdır. üç bölüme ayrılır yegah dugah segah. kitabı açar açmaz mevlananın harika cümlesiyle karşılaşırız. kulak eğer gerçeği anlarsa gözdür. çok güzel bir cümle kitabın alt metnini içeren bir cümle. uzun ihsan efendi bu kitabında yine bizi farklı alemlere götürür felsefik düşünmemizi sağlar. her şeyi bilmek için, belki de hiçbir şey bilmemek gerektiğinden, ademoğullarından bazıları, bildikleri her şeyi unutmaya hayatlarını adadı. gibi bir cümleyle ne demek istediğimi biraz olsun anlamışsınızdır. kitap hakkında kitap tanımının yüzeyselliğini farketmişsinizdir. bunun sebebi ihsan hocanın kitaplarının anlatılamaz oluşu apayrı bir dünya. kitaplığım en değerli kitaplarından bir tanesidir suskunlar. dilerseniz bir kaç alıntıyla yazımı sonlandırayım. --- alıntı ---
belki de susmak, gerçeği anlatmanın tek yoluydu.
--- alıntı --- --- alıntı ---
senin buraya gelmenin sebebi sadece bizim gel dememiz değil, ayrıca onların sana git demeleri. hiç kimseye kötüdür deme. aslında onlar bilmeden iyilik eden insanlardır.
--- alıntı --- yazı yazarken tekrar kitabı karıştırma imkanı buldum ve tekrar uzun ihsan efendinin yazılarını özledim. ayrıca bu kitabı okuduğum süre içerisinde bir kaç hatalı kısım gözüme çarpmıştı ihsan oktay anar bilerek mi yaptı bilmiyorum ama ben kitabı okurken biraz modum düşmüştü soğumuştum sonra son sayfalarda şöyle bir söz gördüm ve mest oldum. --- alıntı ---
kusur benim imzamdır.bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı
--- alıntı --- okuyan bu kitapla ilk kez tanıyan arkadaşlar vakit ayırdığı için teşekkür ederim. ayrıca okuyanlar varsa fikirleini tebessümle okuyacağımı belirtmek isterim.
belki de susmak, gerçeği anlatmanın tek yoluydu.
--- alıntı --- --- alıntı ---
senin buraya gelmenin sebebi sadece bizim gel dememiz değil, ayrıca onların sana git demeleri. hiç kimseye kötüdür deme. aslında onlar bilmeden iyilik eden insanlardır.
--- alıntı --- yazı yazarken tekrar kitabı karıştırma imkanı buldum ve tekrar uzun ihsan efendinin yazılarını özledim. ayrıca bu kitabı okuduğum süre içerisinde bir kaç hatalı kısım gözüme çarpmıştı ihsan oktay anar bilerek mi yaptı bilmiyorum ama ben kitabı okurken biraz modum düşmüştü soğumuştum sonra son sayfalarda şöyle bir söz gördüm ve mest oldum. --- alıntı ---
kusur benim imzamdır.bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı
--- alıntı --- okuyan bu kitapla ilk kez tanıyan arkadaşlar vakit ayırdığı için teşekkür ederim. ayrıca okuyanlar varsa fikirleini tebessümle okuyacağımı belirtmek isterim.
devamını gör...
2.
ihsan oktay anar'ın 2007 yılında iletişim yayınlarından yayınlanan romanıdır.
bu kitap mezarlıklar arasında sükuneti arayanların kitabı, hafta sonu sadece kafa dinlemeye bir mezara bakıp düşünmek için mezarlığa giden gariplerin okuyabileceği kitaptır, bunu yapmayan biriyseniz ya da bu davranış size çok garip geliyorsa hiç başlamayın derim.
eğer hala okumayı planlıyorsanız bu kitabı, hazırlıklı olmalısınız çünkü sayın ihsan oktay anar musikiyle hicvi, aşkla korkuyu, merhametle kini bir araya getirerek öyle bir karışım yapmış ki okuduğunuz her satır sizi hayretlere sürükleyecek çünkü bir paragrafta etrafta kimseler olmasa kahkaha atarım şimdi diyebileceğiniz bir satır okurken bir sonraki paragrafta ağlamak üzere olduğunuzu fark edeceksiniz…
kitapta ben en çok muhayyer hüseyin efendiyi sevdim. (muhayyer lakabını cemaat içinde kazara yellenmesi sonucu almıştır. bu kazadan sonra hem hayrete düşmesi hem de yellenirken çıkan sesin “muhayyer” perdesinde olduğunun musiki üstatlarınca tespiti, ona böyle bir lakabın takılmasına vesile olmuştu.) ve eflatunu (ona neden eflatun dendiğini de okuyun öğrenin yahu) sevdim.
bu kitap mezarlıklar arasında sükuneti arayanların kitabı, hafta sonu sadece kafa dinlemeye bir mezara bakıp düşünmek için mezarlığa giden gariplerin okuyabileceği kitaptır, bunu yapmayan biriyseniz ya da bu davranış size çok garip geliyorsa hiç başlamayın derim.
eğer hala okumayı planlıyorsanız bu kitabı, hazırlıklı olmalısınız çünkü sayın ihsan oktay anar musikiyle hicvi, aşkla korkuyu, merhametle kini bir araya getirerek öyle bir karışım yapmış ki okuduğunuz her satır sizi hayretlere sürükleyecek çünkü bir paragrafta etrafta kimseler olmasa kahkaha atarım şimdi diyebileceğiniz bir satır okurken bir sonraki paragrafta ağlamak üzere olduğunuzu fark edeceksiniz…
kitapta ben en çok muhayyer hüseyin efendiyi sevdim. (muhayyer lakabını cemaat içinde kazara yellenmesi sonucu almıştır. bu kazadan sonra hem hayrete düşmesi hem de yellenirken çıkan sesin “muhayyer” perdesinde olduğunun musiki üstatlarınca tespiti, ona böyle bir lakabın takılmasına vesile olmuştu.) ve eflatunu (ona neden eflatun dendiğini de okuyun öğrenin yahu) sevdim.
devamını gör...
3.
bir kült eserdir. benim için tabi.
öncelikle şu;
#224298
bu da bana göre i.o.anar'ın en iyi 2 romanının yanyana hali kendi kütüphanemden.
suskunlar ilk çıktığı zaman birinci baskısı 40.000 adet yapılmıştı, işte bu resimdeki ilk baskısıdır.
tıpkı mevcut tüm kitaplarını aldığım şekliyle.
not: vaktim olduğu zaman başlığa tekrar gelip ince bir analiz yapacağım kitaba dair.
(bkz: pereveli hacı iskender efendi)*
öncelikle şu;
#224298
bu da bana göre i.o.anar'ın en iyi 2 romanının yanyana hali kendi kütüphanemden.
suskunlar ilk çıktığı zaman birinci baskısı 40.000 adet yapılmıştı, işte bu resimdeki ilk baskısıdır.
tıpkı mevcut tüm kitaplarını aldığım şekliyle.
not: vaktim olduğu zaman başlığa tekrar gelip ince bir analiz yapacağım kitaba dair.
(bkz: pereveli hacı iskender efendi)*
devamını gör...
4.
bir ihsan oktay anar kitabıdır.
ihsan oktay anar son dönem türk romanının en büyük isimlerinden biridir. son dönemlerde bir ki vasat roman yazmış olsa bile puslu kıtalar atlası, amat, kitab-ül hiyel gibi kitapları yazmış olan bir yazarın o kadar kusuru da olsun.
ihsan oktay anar okumak öyle kolay bir iş değil. en azından benim için öyle. ihsan oktay anar romanları okurken bütün dikkatimi vermek zorunda hissediyorum. hem sözcük seçimleri hem dili kullanış biçimi ile uzun ihsan efendimiz nasıl bir okur aradığını, nasıl bir okura hitap ettiğini belli ediyor.
bu roman beni çok zorladı açıkçası müzik ve tasavvuf dünyasında gezip dolanan bu romanda bana çok yakın olmayan konular olduğu için epey zorlandım ama yine de çok etkileyici bir roman okuduğumu söyleyebilirim gönül rahatlığıyla.
romanın konusu zaten anlatılmış ama benim değinmek istediğim nokta karakter isimleri: kalın musa, tahmini sultan ahmet, muhayyer hüseyin, neva, davut, eflatun...
ihsan oktay anar okumak her zaman zorlu ama çok keyifli bir deneyimdir.
ihsan oktay anar son dönem türk romanının en büyük isimlerinden biridir. son dönemlerde bir ki vasat roman yazmış olsa bile puslu kıtalar atlası, amat, kitab-ül hiyel gibi kitapları yazmış olan bir yazarın o kadar kusuru da olsun.
ihsan oktay anar okumak öyle kolay bir iş değil. en azından benim için öyle. ihsan oktay anar romanları okurken bütün dikkatimi vermek zorunda hissediyorum. hem sözcük seçimleri hem dili kullanış biçimi ile uzun ihsan efendimiz nasıl bir okur aradığını, nasıl bir okura hitap ettiğini belli ediyor.
bu roman beni çok zorladı açıkçası müzik ve tasavvuf dünyasında gezip dolanan bu romanda bana çok yakın olmayan konular olduğu için epey zorlandım ama yine de çok etkileyici bir roman okuduğumu söyleyebilirim gönül rahatlığıyla.
romanın konusu zaten anlatılmış ama benim değinmek istediğim nokta karakter isimleri: kalın musa, tahmini sultan ahmet, muhayyer hüseyin, neva, davut, eflatun...
ihsan oktay anar okumak her zaman zorlu ama çok keyifli bir deneyimdir.
devamını gör...