temassız ateş ölçer ile bilekten vücut sıcaklığını ölçmek

neresinden bakarsanız bakın dünyanın en saçma eylemlerinden birisidir. özellikle market ve alışveriş merkezlerinin girişlerinde bu aletlerle bilekten ölçüm yapılması sadece görüntü içindir ve gerçek amacına hizmet etmemektedir.

birincisi, bu aletlerin kızılötesi sensörleri alın sıcaklığını ölçmek için kalibre edilmiştir. kullanım kılavuzlarında da bu durum belirtilir. zaruri durumlarda koltuk altı, rektum gibi bölgelerden ölçüm yapılabilir ancak bu durumlarda da yüksek ateş olarak değerlendirilecek sıcaklık eşiği bölgeye göre belirlenir (rektumdan ölçülen 37 c'nin yüksek ateş sayılması gibi). ancak bilekten ölçüm yapan görevlilere kaç derece ölçüldüğünde aksiyon aldıklarını sorduğunuzda 38 ve üstü diyorlar. oysa gün boyu 32-35 derece arasında ölçüm yaptıklarını kendileri de görüyorlar. hele kış aylarında bilekten farklı bir ölçüm almak mümkün değil.
ikincisi hiçbir ölçüm aletiyle uzuvdan doğru vücut sıcaklığı verisi alınamaz. uzuvlar dış ortam sıcaklığından büyük oranda etkilendiği için vücut sıcaklığını doğru yansıtamaz.

tüm bu saçmalığın gerekçesi olarak ise alından ölçüm yapan temassız ateş ölçer cihazların kızılötesi ile ölçüm yaptığı, bu ışının beyindeki epifiz bezini (üçüncü göz olarak adlandırıyorlar) körelttiğini iddia ediliyor. epifiz bezi konusuna girmeyeceğim, sadece bu teknolojiden bahsedeceğim.

kızılötesi ışık, elektromanyetik spektrum içinde görünür ışıkla karşılaştırıldığında dalga boyu daha büyük, frekansı daha küçük, dolayısıyla enerjisi de görünür ışıktan daha küçük olan gözle görülemeyen bir ışık türüdür. düşük yoğunluklu görünür ışık deriyi geçemezken kızılötesi ışının geçmesi fiziki olarak imkânsızdır. (iyonlaştırıcı ışınların en zayıfı olan mor ötesi ışık bile deriyi zorlukla geçer, oradan hesap edin) kızılötesi, ısısı olan her cisimden ışıyan ve görünür ışıktan farklı olarak aydınlık ya da karanlık her ortamda bulunan, yirmi dört saat maruz kaldığımız ama çoğu zaman farkında olmadığımız bir ışık türüdür. görme duyumuza değil de daha çok dokunma duyumuza hitap eder. akkor lambalara elimizi yaklaştırdığımızda sıcaklığını hissetmemiz, bu tür lambaların yaydığı elektromanyetik dalgaların % 95'inin kızılötesi olmasındandır.

temassız ateş ölçer cihazlar vücudun belirli bölgelerinden (olağan olarak) yayılan kızılötesi ışınları belirli bir mesafeden sensörlerle toplayan ve bu bilgiyi işleyerek bize santigrat veya fahrenhayt cinsinden gösteren aletlerdir. cihazın tetiğine bastığınızda herhangi bir ışın atmaz, yalnızca sensör ölçüme başlar. muhtemelen kafalarda oluşan bu kızılötesi ışın atma yanılgısı, cihazın bir tetikle ölçüm yapmasıyla ilgili.

fuzulidir, vakit kaybıdır, yanlış yönlendirir.

geçenlerde anadolu üniversitesi'nin yaptığı bir sınavda sınava girecek adayların ateşlerinin ölçülmesi için bu şeyden yollamışlar. bir arkadaş görevlendirdik ancak doğru sonuç alamayacağımızı da beyan ettik.

bir süre sonra adayların ateşlerini ölçen görevli arkadaşın yanına giderek bir süre orada kaldım. bir adayın ateşini bileğinin iç kısmından 28,7 derece ölçtü. "ölmüşsünüz muhtemelen" diye belirtsek dahi aday sınava girmeyi tercih etti. ve 135 dakikalık sınav sonunda elini kolunu sallayarak binadan ayrıldı.

oysa ateşi 28,7 derece çıkmıştı. bu ateş ile yaşayabilmek mümkün mü? bilemiyorum. ama yaşandığına şahit oldum. *