yazar: ümit kaftancıoğlu
yayım yılı: 1974
1950li yılların mardininde yaşananları, siyaset ve ülke gündeminin mardinli üzerindeki etkilerini mardin'de görev yapmaya giden öğretmenlerin anılarıyla aktaran romandır.
yayım yılı: 1974
1950li yılların mardininde yaşananları, siyaset ve ülke gündeminin mardinli üzerindeki etkilerini mardin'de görev yapmaya giden öğretmenlerin anılarıyla aktaran romandır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "eseno" tarafından 30.10.2022 20:14 tarihinde açılmıştır.
1.
yazarı ümit kaftancıoğlu, köy enstitüsü mezunu olup yaklaşık 3 yıl mardin'in derik ilçesinde öğretmenlik yapmıştır.
tüfekliler romanının konusu da derik'te geçmektedir. ülkenin dört bir yanındaki köy enstitülerinden mezun olup da mardin iline öğretmenlik yapmak için gönderilen öğretmenlerin başından geçenler anlatılmaktadır. siyasi otoritenin yıllarca uğramadığı, köylülerin ağanın insafına terk edildiği bu topraklarda aşiretler arası çekişmeler, çatışmalar ölümler had safhadadır. yazar, devletin hüküm süremediği, yerel yöneticilerin ağaya köpeklik ettiği bu coğrafyayı sık sık çöl metaforu ile özetler. ağalar ve şeyhler üzerinden köylünün gırtlağına basılıyor, yerinden yurdundan sürgün ediliyor, seçim döneminde oy getirsin diye devletin tüm imkanları ağanın önüne seriliyor. bir nevi kendine has ordusu olan, haraç toplayan ve hüküm veren ağa, devletin feragat ettiği bu çölü, tüm acımasızlığı ile dolduruyor.
öğretmenin maaşı aylarca ödenmezken, binlerce dönüm devlet arazisi, üzerinde yaşayanlarla birlikte, bir günde ağanın üzerine tapulanır. öğretmenin yolluğu ödenmezken, kamyonlarca buğday oy karşılığı ağaya peşkeş çekilir. atatürk devrimlerinin yarattığı hayal kırıklığı, açlık, yoksulluk, ölüm, zulüm ne ararsanız var bu kitapta.
tüfekliler romanının konusu da derik'te geçmektedir. ülkenin dört bir yanındaki köy enstitülerinden mezun olup da mardin iline öğretmenlik yapmak için gönderilen öğretmenlerin başından geçenler anlatılmaktadır. siyasi otoritenin yıllarca uğramadığı, köylülerin ağanın insafına terk edildiği bu topraklarda aşiretler arası çekişmeler, çatışmalar ölümler had safhadadır. yazar, devletin hüküm süremediği, yerel yöneticilerin ağaya köpeklik ettiği bu coğrafyayı sık sık çöl metaforu ile özetler. ağalar ve şeyhler üzerinden köylünün gırtlağına basılıyor, yerinden yurdundan sürgün ediliyor, seçim döneminde oy getirsin diye devletin tüm imkanları ağanın önüne seriliyor. bir nevi kendine has ordusu olan, haraç toplayan ve hüküm veren ağa, devletin feragat ettiği bu çölü, tüm acımasızlığı ile dolduruyor.
öğretmenin maaşı aylarca ödenmezken, binlerce dönüm devlet arazisi, üzerinde yaşayanlarla birlikte, bir günde ağanın üzerine tapulanır. öğretmenin yolluğu ödenmezken, kamyonlarca buğday oy karşılığı ağaya peşkeş çekilir. atatürk devrimlerinin yarattığı hayal kırıklığı, açlık, yoksulluk, ölüm, zulüm ne ararsanız var bu kitapta.
devamını gör...