1.
fransız bir demiryolu şirketi olan compagnie internationale des wagons-lits adlı şirketin belçikalı müdürünün, 1933 yılında neden olduğu olaylar zinciri.
şirket normalde avrupa kökenliydi. istanbul'da (galata'da) bir ofisleri vardı ve türkiye - avrupa arasındaki bazı seferleri gerçekleştiriyorlardı.
olay günü * naci bey adlı bir şirket çalışanı, galata'daki ofisi arayarak, bir müşterinin ısrarlı talebiyle ilgili bir sorunu çözmeye çalıştı. türk olduğu adından da gayet anlaşılır olan naci bey, doğal olarak telefon görüşmesini de türkçe yaptı. ancak ofise yeni gelen gaetan jannoni adlı müdür, naci bey'in konuşmasını duyarak yanına geldi ve şirketin resmî dilinin fransızca olduğunu, türkçe konuşmasının hata olduğunu söyleyerek gerginliğe neden oldu.
naci bey durur mu? yapıştırdı cevabı: " bu ülkenin resmî dili türkçe. siz de türkçe öğrenmelisiniz."
bunun üzerine müdür sinirlendi ve naci bey'e bir de para cezası kesti. naci bey buna da itiraz edince müdür "sizi 15 günlüğüne kovuyorum" diyerek gerginliği tırmandırdı.
ancak olay orada kapanmadı. gazetelere yansıdı ve etkisi gittikçe arttı. "memleketin mukaddesatına hakaret eden" müdürü protesto etmek amacıyla büyük bir miting düzenlendi. "türkiye'de türkçe konuşulur" sloganlarıyla ofise saldıran kalabalık, çeşitli gazetelerin önünde de protestolarına devam ettiler.
polis müdahale etmek için geldi ve 30 kişi gözaltına alındı. konuyu öğrenen mustafa kemal'in talimatıyla bu kişiler serbest bırakıldı.
olayların ardından naci bey yeniden işine başladı ve müdür görevden uzaklaştırıldı. vatandaşların türkçe konuşması için kampanya başlatıldı. cumhuriyet gazetesi'nden yunus nadi'nin konuya ilişkin gazete yazısı:
"türkiye'de çalışan hiçbir müessese burada illa filan dil konuşulur diye iddia edemez. bu, kapitülasyonları ilga eden (yürürlükten kaldıran) türkiye'ye mahsus bir hal değildir. bütün dünyanın medeni ve müstakil her memleketinde cari olan ve öyle cereyanı da pek tabii bulunan bir haldir. medeni ve müstakil her memlekette yabancı dillere sadece müsamaha olunur. o kadar. yoksa herhangi yabancı dilin herhangi medeni ve müstakil bir memlekette, değil böyle yataklı vagonlar idaresi gibi umuma mahsus bir merkezinde, hatta yataklı vagonun birkaç kompartımanında dahi, kendisine mahsus bir hakimiyet iddia edilmesine asla ve kat'a müsamaha olunamaz. yataklı vagonlar şirketi'nde fransızca da konuşulabilir. fakat orada türkçe konuşmanın memnuiyetini (yasaklanmasını) farz etmek sadece mecnunluk veya ahmaklıktır..."
kaynak
görselin kaynağı
şirket normalde avrupa kökenliydi. istanbul'da (galata'da) bir ofisleri vardı ve türkiye - avrupa arasındaki bazı seferleri gerçekleştiriyorlardı.
olay günü * naci bey adlı bir şirket çalışanı, galata'daki ofisi arayarak, bir müşterinin ısrarlı talebiyle ilgili bir sorunu çözmeye çalıştı. türk olduğu adından da gayet anlaşılır olan naci bey, doğal olarak telefon görüşmesini de türkçe yaptı. ancak ofise yeni gelen gaetan jannoni adlı müdür, naci bey'in konuşmasını duyarak yanına geldi ve şirketin resmî dilinin fransızca olduğunu, türkçe konuşmasının hata olduğunu söyleyerek gerginliğe neden oldu.
naci bey durur mu? yapıştırdı cevabı: " bu ülkenin resmî dili türkçe. siz de türkçe öğrenmelisiniz."
bunun üzerine müdür sinirlendi ve naci bey'e bir de para cezası kesti. naci bey buna da itiraz edince müdür "sizi 15 günlüğüne kovuyorum" diyerek gerginliği tırmandırdı.
ancak olay orada kapanmadı. gazetelere yansıdı ve etkisi gittikçe arttı. "memleketin mukaddesatına hakaret eden" müdürü protesto etmek amacıyla büyük bir miting düzenlendi. "türkiye'de türkçe konuşulur" sloganlarıyla ofise saldıran kalabalık, çeşitli gazetelerin önünde de protestolarına devam ettiler.
polis müdahale etmek için geldi ve 30 kişi gözaltına alındı. konuyu öğrenen mustafa kemal'in talimatıyla bu kişiler serbest bırakıldı.
olayların ardından naci bey yeniden işine başladı ve müdür görevden uzaklaştırıldı. vatandaşların türkçe konuşması için kampanya başlatıldı. cumhuriyet gazetesi'nden yunus nadi'nin konuya ilişkin gazete yazısı:
"türkiye'de çalışan hiçbir müessese burada illa filan dil konuşulur diye iddia edemez. bu, kapitülasyonları ilga eden (yürürlükten kaldıran) türkiye'ye mahsus bir hal değildir. bütün dünyanın medeni ve müstakil her memleketinde cari olan ve öyle cereyanı da pek tabii bulunan bir haldir. medeni ve müstakil her memlekette yabancı dillere sadece müsamaha olunur. o kadar. yoksa herhangi yabancı dilin herhangi medeni ve müstakil bir memlekette, değil böyle yataklı vagonlar idaresi gibi umuma mahsus bir merkezinde, hatta yataklı vagonun birkaç kompartımanında dahi, kendisine mahsus bir hakimiyet iddia edilmesine asla ve kat'a müsamaha olunamaz. yataklı vagonlar şirketi'nde fransızca da konuşulabilir. fakat orada türkçe konuşmanın memnuiyetini (yasaklanmasını) farz etmek sadece mecnunluk veya ahmaklıktır..."
kaynak
görselin kaynağı
devamını gör...