zorunlu eğitimin sisteme ara eleman sağlaması

zorunlu eğitimin varoluşunu en iyi özetleyen herhalde plato'nun the republic adlı eseridir. seçilmişler her zaman olduğu gibi babadan aldığı bayrağı bir sonraki nesile aktarmakla görevliyken seçilmişlerin at koşturduğu sömürü düzeninde ihtiyaçları olan ara elemanların doğuş hikayesi zorunlu eğitim ile başlıyor. alman imparatorluğu, napolyon karşısında patır patır dökülen askerlerinin formulasında eksik olan değeri araştırırken askerlerin bir ülküye sahip olmadığı için sadece karnını doyurmak adına yani ödemesi mukabilinde hizmet verdiğini keşfeder. yapılması gereken bu askerlerin bir ülkü uğrunda savaşmasını sağlamaktır ki daha bu sonra bu durum karşımıza milliyetçilik olarak çıkacaktır. milliyetçiliği usb ile halka aktarmak o dönem henüz icat edilmediğinden zorunlu eğitim gelir ve set bir müfredat dahilinde milliyetçilik aşılanır. alman imparatorluğu bu işin ekmeğini çok yemiş olsa gerek ki amerika kıtası bu uygulamayı kopyala yapıştır şeklinde halkına yapıştırır. bir süre sonra okur-yazar oranı %90'ların üzerine çıkar ve bir statü göstergesi olarak toplum içerisinde yer eder. zorunlu eğitim sayesinde sistemin ihtiyacı olan aklınıza gelebilecek tüm ara elemanlar sistemin beğenisine sunulur. aynı zamanda milliyetçilik virüsü ile toplumlar kolay bir şekilde güdülür.