buzdolabına aşk notu yazan erkek

fakir çünkü. seni seviyorum yazar dolaba. banyo aynasına kalbimdesin yazar.

anlayamadığım şekilde seviyor kızlar bunları. emek verme olayları falan galiba. oysa kalemi alıp yazıyor adam. fazlası yok.

o kızların aklı hala vitrinde gördükleri o elbisede. onu bildiğim için kandırıyorum o elbise karşılığında. tabi bunun adı elbise olmuyor. canım hediye aldım diyorum, jest oluyor o da bana gecesi bayram yaşatıyor.

acıdığım oluyor bazen, ağlıyorlar. sessizce ağlıyorlar. pişmanlığı anlıyorum üstümü başımı mendil ile silerken. "üzülme benim için değerlisin" diyerek geçici pişmanlıklarını dizginliyorum.

hayatın işleyiş tarzı bu. bana da acımıyor, kimseye acımıyor.
gece kafamı yastığa koyunca kızın sevgilisini düşünüyorum. acıyorum. not yazıyor yastığın başına, günaydın aşkım yazıp gülücük atmış. kalp resmi çizmiş, ok çıkarmış ortadan.

kolayına kaçıyor diyorum. not yazmak kolay. o kıza o elbiseyi alacaktı. o ayakkabıları ayağına geçirecekti. yapamayıp not yazdı anca. zayıf halka oldu işte. o yüzden daha fazla zevk aldım kız arkadaşıyla geçen sürelerde...

kötü olan ben değilim, kızın sevgilisi.

nohutlu pilav satsaydı. ek iş bulup o elbiseyi alsaydı.kendimden utanmıyorum. ben bu hayatın bana öğrettiğini yaptım sadece.

iğrenerek okuduğum tanım. kötü olan kızın sevgilisi değil. sen ve kızsın.
üzgünüm böyle bir çağa denk geldiğim için.

minnoştur.

halil sezai' dir.

bunu 2022'de yapıyorsa silme romantiktir.

sevimlidir. miniminnoş.

aşık olan ve alabildiğine tatlı olan erkektir. böyle tadından yenmez, her hareketinde yeniden aşık eder kendine.
ama bu tip erkeklerin tek hareketi notlar değildir. nezaketiyle, letafetiyle, çok dikkatli ve özenli oluşuyla, çiçekleriyle, cebinde sürekli taşıdığı çikolatalarıyla kocaman bir bütündür bu tip insan.

dip not: birlikte olduğum erkektir.
neyse salona gidip bir "jiyana min, delala min, ez te hez dikim." diyip öpeyim ben çiçeğimi.

mahidevranım, ceylan gözlüm, tatlı dillim, nar çiçeğim, mor sümbülüm... akşama kereviz yap, rakı içeceğim...

işte bir erkeğin max. romantizmi böyle olur. iki çift güzel sözün ardına hemen iş kitler. çünkü yine mi rakı içeceksin dememesi için güzel söz söylemeliyizdir...

hem elbiseyi alıp hem not yazamıyor mu, ben onu tam anlamadım. her hediyenin menü şeklinde bir karşılığı var sanırım, arkadaş da oradan seçip seçip alıyor demek ki.

biraz ürkütücü geldi. sevebilecek o kadar alet edevat varken buzdolabı neden? mesela fırın? onu da arada okşuyor mu ya da çamaşır makinesi? renklilerle beyazları ayırarak kullanmamız gereken bu müthiş icat sevilmeye layık değil mi? neden sadece buzdolabına aşıkmış soruldu mu? ben anlamam bu gibi işlerden binnur kaya çözsün. çocukluğuna insinler bu adamın ve çok incindiği hemencecik fark edilecek. psikoloji her şeydir. her şey çocukluğumuzla ilgili.

durun durun, başlığı açan ağır vasat herifin tanımını okudum.
izninizle bu şahsın da bir ağzının payını vereyim ben.

buraya bak vasat herif, zavallı olan sensin.

kendin gibi vasat insanları sana çekmekten başka bir işe yaramayacak hediyelerinle daha da vasat görünüyorsun.

ne kadar zavallısın aslında, kimsesiz, sevgisiz, sığ...
ait olduğun sığlıkta boğuluyorsun.

bir de bu vasatlıktan aldığın güçle genellemeler yapacak cürrettesin.
zavallı küçük insan seni.

gerçek hayata gelince, sana yıkılacağın bir haberim var, biz kadınlar o elbiseleri kendimiz de alabiliyoruz.
inanamayacaksın ama işimiz, gücümüz, mesleğimiz var çünkü.

tabii senin vasat zihnindeki kadın algısı da biblo gibi müthiş edilgen bir şey olduğu için sen anlamazsın. çünkü rezil, cinsiyetçi, mizojinik bir mağara adamısın.

neandertal kılıklı, görgüsüz kadın düşmanı seni.*

ha ayrıca elbise ve not denklemine dönersek, mantık açısından doğalında tutarsız bir önermedir bu, o da ortada.
soruyorum, her ikisi de niçin olmuyor mesela?
hani insan sevgilisine hediye alır çünkü, ama elbette bu vasat herifin anlattığı gibi değil tabiiki.
örneğin o iş şöyle olur, "aaa bunu lilith çok sever kesin, alayım bunu. " der benim sevgilim olsa.
sonra da elbiseyi giyince "ay hadi gel yemeğe çıkalım güzelim"e bağlanır konu. ayrıca sabah buzdolabına o notu da bırakır.

niye, çünkü normal insanlar bu entrynin sahibi gibi ruh hastası değil.

dip not: bu arkadaşın ağlayarak malum eylemi gerçekleştirip* sonra bu entryi girdiğine yemin edebilirim ama kanıtlayamam.

dip not iki: entrylerini severek okuyan bütün takipçilerimden samimiyetle özür diliyorum. beni bilen bilir, ben bu biçim bir insan değilim. tatlı tatlı sanat, edebiyat, sinema ya da politika entrylerimi girmeyi her zaman sürdüremiyorum.
zira birileri canımız sözlüğümüzün, seviyesinin ve kollektif aklının gözetilmesi için bu gibi yazarlara karşı mevzi almak zorunda bence.

delikanlı adam dolap notuyla falan uğraşmaz.
söyler, hissettirir.

bu hareket hipergamiye aykırıdır.
kadınların ego çubuğu olup bir yerde atılmaya mahkum olacaksınız arkadaşlar.

yaptığınız hareketin inceliğinin ve güzelliğinin farkındayım lakin kadın beyni böyle çalışmaz.
evrim diye bir şey var ve dolaba not bırakmak kadının bilinçaltına makul mesajlar göndermez.

pembe patik giyer.

bu hareketiyle insanın içini sıcacık eden, sevmek ve bunu göstermekten işte bu kadar kolay dedirten kişidir

hanımlar geçmiş olsun çünkü aldatılıyorsunuz.

yeni evlidir. zamanla onun yerini evin eksiklerinin yazdığı kağıt alıyor

halil sezai'dir.

kaldı mi böyle sulu, sonbahar yağmuru adamlar cidden. aya fatura ya da alınacaklar olur ötesi olmaz mı. az ötede olsun simdilik keke.

bence maddi gelirle ilgisi var. aylık geliri yüksek olan çiftler gayet güzel aşk yaşıyor, buzdolabına not asmalı, birlikte aktiviteler yapmalı*, netflix izlemeli falan. kalas gibi hayat mı geçer olm, bu seksinize de yansır, sonra kızlar gelip sözlüğün 3cm erkekleri diye falan başlık açıyor, ağlıyorsunuz. yapmayın

buzdolabı boş la! ne zaman açıp da bakacak sevgili kişisi.
t: evden erken çıkan eve geç giren erkek kişisidir.