1.
2.
bir işteki en deneyimsiz işçidir. o işin ustaları tarafından eğitilir.
devamını gör...
3.
rock’a henüz yeni başlamış kişiye denir.
devamını gör...
4.
bir işe yeni başlamış kişi işin ustası tarafından eğitilir usta-çırak ilişkisi diye bir durumda var
devamını gör...
5.
usta ve kalfa'nın altındaki giriş seviyedir.
devamını gör...
6.
tess gerritsen'ın cerrah kitabının devamı niteliğindeki kitap.
devamını gör...
7.
bir işi en iyi öğrenme şekli okuyarak değil ustadan dayak yiyerek yada daha çok severek öğretmek
devamını gör...
8.
10 günde işi bırakan tiplemelerdir.
devamını gör...
9.
bir iş veya sanatı öğrenmek, ehlileşmek amacıyla usta, bilirkişi'nin yanında çalışan kişi..
devamını gör...
10.
ahilik kültürü içinde mesleki eğitim basamaklarının ikincisidir.
öncesinde giriş seviyesi olan yamaklık vardır.
yamaklık mesleğe giriş seviyesi olup yaklaşık iki yıl devam eder. mesleki ve dini bir takım bilgiler ve genel ahlak kuralları üzerine verilen eğitimin ardından kişi törenle bir üst seviyeye çıkmaya, çırak olmaya hak kazanır.
sonrasında kalfalık ve ustalık gelir.
öncesinde giriş seviyesi olan yamaklık vardır.
yamaklık mesleğe giriş seviyesi olup yaklaşık iki yıl devam eder. mesleki ve dini bir takım bilgiler ve genel ahlak kuralları üzerine verilen eğitimin ardından kişi törenle bir üst seviyeye çıkmaya, çırak olmaya hak kazanır.
sonrasında kalfalık ve ustalık gelir.
devamını gör...
11.
(bkz: köle)
devamını gör...
12.
ozan akbaba'nın dijital platformda yayınlanan ve yeni başlayan dizisi.
ilk bölümü izlemiş biri olarak ilk bölüm güzeldi ama ikinci bölümün ilk sahnesinden sonra mutlu olmadım.
amerikan sinemasının profesyonel ve soğukkanlı, özel operasyon askeri geçmişi olan ve gizli servis tarafından istihdam edilen kiralık katil konseptini birebir uyarlamışlar.
detayları beğendim. çok büyük oranda güzel düşünülmüş ince detaylar var dizide.
angola sahnelerinde afrikalılar amerikan ingilizcesi konuşuyor olsa da amerikalı paralı askerlerin kesinikle amerikan ingilizcesi konuştuğunu görmek güzel detaylar.
bir de en çok hoşuma giden john wick göndermesi oldu. diziyi yapanlar muhtemelen bunu john wick evrenine saygı duruşu olarak yapmadılar ama sanat öykünme ile başlar. hiç değilse fikri alıp yerelde uygulamaları benim hoşuma gitti.
tabii bazı devamlılık hataları da var. mesela ozan akbaba red dot nişangah takılmış lazerli susturuculu falan glock 17 kullanıyor ama silahı temizlerken silah bir anda walther p99 oluveriyor.
ben bunlara hiç takılmıyorum zira bourne serisinde bile çok daha kötü devamlılık hataları var.
bölümler 52 dakika. umuyorum bir gün ulusal kanallarda da aynı özenle çekilmiş aksiyon dizilerinde ozan bey'i izleriz.
eşkıya dünyaya hükümdar olmaz gibi bir dizi 52 dakika olsaydı çok daha kaliteli efektleri olan çatışma sahneleri izlerdik.
gerçi bu dizide de angola sahnelerinde yardımcı oyuncular mermiye doğru koşuyor.
ilk bölümü izlemiş biri olarak ilk bölüm güzeldi ama ikinci bölümün ilk sahnesinden sonra mutlu olmadım.
amerikan sinemasının profesyonel ve soğukkanlı, özel operasyon askeri geçmişi olan ve gizli servis tarafından istihdam edilen kiralık katil konseptini birebir uyarlamışlar.
detayları beğendim. çok büyük oranda güzel düşünülmüş ince detaylar var dizide.
angola sahnelerinde afrikalılar amerikan ingilizcesi konuşuyor olsa da amerikalı paralı askerlerin kesinikle amerikan ingilizcesi konuştuğunu görmek güzel detaylar.
bir de en çok hoşuma giden john wick göndermesi oldu. diziyi yapanlar muhtemelen bunu john wick evrenine saygı duruşu olarak yapmadılar ama sanat öykünme ile başlar. hiç değilse fikri alıp yerelde uygulamaları benim hoşuma gitti.
tabii bazı devamlılık hataları da var. mesela ozan akbaba red dot nişangah takılmış lazerli susturuculu falan glock 17 kullanıyor ama silahı temizlerken silah bir anda walther p99 oluveriyor.
ben bunlara hiç takılmıyorum zira bourne serisinde bile çok daha kötü devamlılık hataları var.
bölümler 52 dakika. umuyorum bir gün ulusal kanallarda da aynı özenle çekilmiş aksiyon dizilerinde ozan bey'i izleriz.
eşkıya dünyaya hükümdar olmaz gibi bir dizi 52 dakika olsaydı çok daha kaliteli efektleri olan çatışma sahneleri izlerdik.
gerçi bu dizide de angola sahnelerinde yardımcı oyuncular mermiye doğru koşuyor.
devamını gör...
13.
dizinin 1.sezonu 10 bölümden oluşuyor. ilk bölümlerde bölüm süreleri ortalama 50 dakikayken sona doğru 41-42 dakikaya düşüyor dolgu olarak konan hikayenin işleyişine doğrudan katkısı olmayan sahneleri çıkarırsanız 1.25 - 1.5 x hızında izlerseniz benim gibi 2 günde çok rahat izleyebilirsiniz.
dizi genel olarak başarısız değil. yani 10 bölüm olarak baştan sona doğru gelen bir olay örgüsü ve karakter anlatımı var.
zaman zaman flashback sahneler de kullanılmış ama ben bu sahnelere geçişi de genel sahne geçişlerini de beğenmedim.
acemice yapılmış göze batan geçişler olmasa da pürüzsüz olduğunu da düşünmüyorum.
iki farklı mekanda geçen sahneleri klasik müzik ile senkronize etmeye yönelik bir eğilim var ama sahne geçişlerinde yaşanmayan acemilik burada var.
oyunculuklar genel olarak başarılı. başta ozan akbaba bence rolünün hakkını vermiş. canlandırdığı karakterin adı yok ama terekeme olarak anılıyor.
şirket adını verdikleri organizasyonda kod adı çırak - 3 ama bu terekeme onun kendi kendine isim olarak ya da lakap olarak kars insanı olmasına, karslılığa atıf.
ozan akbaba oyuncu olarak kendine ait unsurları kendi tasarladığı dizide de aynen kullanmış. memleketi, hobi olarak da olsa profesyonel düzeyde mobilya üretmesi ama marangoz diyemedim.
ben dizide açık ara en çok şehmuz karakterinin oyunculuğunu beğendim.
bunda en önemli etken şehmuz karakterini canlandıran oyuncunun eşkıya dünyaya hükümdar olmaz dizisinde gölgesinden korkan pasif karakteri canlandırıyorken burada tam zıttı bir karakteri ikna edici oynama başarısıydı.
kötü karakterini sevmediğim diziyi de genelde sevmiyorum. burada da başka kötü karakterler vardı ama şehmuz karakteri the dark knight filminde rahmetli olmuş joker karakteri gibi bir gülen bir ağlayan tuhaf bir şekilde yansıtılmasıyla hoşuma gitti.
aynı şekilde sürekli gözyaşı dökmesi ve mendille bu gözyaşını silmesi casino royale filminde le şifre karakterine çok benziyordu.
zaten popüler sinema izleyicisi olarak bir çok filmden diziden aşina olduğunuz sahne replik karakter gördükçe gülümsüyorsunuz.
evet belki bu sahneler orijinal değil ve bir çoğu çok acemice kullanılmış ama bence yavaş yavaş öğreneceğiz.
çin de başta çok ucuz çakma kalitesiz mallar üretti ama bugün batı onun elektrikli araba pazarında kendisinden daha kaliteli ürünleri yarı fiyatına ürettiği noktaya gelmesinden dolayı üçüncü dünya savaşı çıkaracak.
belki biz de bir gün endonezya sinemasının dünyada ilgi gören aksiyon filmleri gibi işlere imza atabiliriz.
dizi genel olarak başarısız değil. yani 10 bölüm olarak baştan sona doğru gelen bir olay örgüsü ve karakter anlatımı var.
zaman zaman flashback sahneler de kullanılmış ama ben bu sahnelere geçişi de genel sahne geçişlerini de beğenmedim.
acemice yapılmış göze batan geçişler olmasa da pürüzsüz olduğunu da düşünmüyorum.
iki farklı mekanda geçen sahneleri klasik müzik ile senkronize etmeye yönelik bir eğilim var ama sahne geçişlerinde yaşanmayan acemilik burada var.
oyunculuklar genel olarak başarılı. başta ozan akbaba bence rolünün hakkını vermiş. canlandırdığı karakterin adı yok ama terekeme olarak anılıyor.
şirket adını verdikleri organizasyonda kod adı çırak - 3 ama bu terekeme onun kendi kendine isim olarak ya da lakap olarak kars insanı olmasına, karslılığa atıf.
ozan akbaba oyuncu olarak kendine ait unsurları kendi tasarladığı dizide de aynen kullanmış. memleketi, hobi olarak da olsa profesyonel düzeyde mobilya üretmesi ama marangoz diyemedim.
ben dizide açık ara en çok şehmuz karakterinin oyunculuğunu beğendim.
bunda en önemli etken şehmuz karakterini canlandıran oyuncunun eşkıya dünyaya hükümdar olmaz dizisinde gölgesinden korkan pasif karakteri canlandırıyorken burada tam zıttı bir karakteri ikna edici oynama başarısıydı.
kötü karakterini sevmediğim diziyi de genelde sevmiyorum. burada da başka kötü karakterler vardı ama şehmuz karakteri the dark knight filminde rahmetli olmuş joker karakteri gibi bir gülen bir ağlayan tuhaf bir şekilde yansıtılmasıyla hoşuma gitti.
aynı şekilde sürekli gözyaşı dökmesi ve mendille bu gözyaşını silmesi casino royale filminde le şifre karakterine çok benziyordu.
zaten popüler sinema izleyicisi olarak bir çok filmden diziden aşina olduğunuz sahne replik karakter gördükçe gülümsüyorsunuz.
evet belki bu sahneler orijinal değil ve bir çoğu çok acemice kullanılmış ama bence yavaş yavaş öğreneceğiz.
çin de başta çok ucuz çakma kalitesiz mallar üretti ama bugün batı onun elektrikli araba pazarında kendisinden daha kaliteli ürünleri yarı fiyatına ürettiği noktaya gelmesinden dolayı üçüncü dünya savaşı çıkaracak.
belki biz de bir gün endonezya sinemasının dünyada ilgi gören aksiyon filmleri gibi işlere imza atabiliriz.
devamını gör...