dan brown

çok kültürlü, bilgi birikimi fazla olan biri olduğunu düşünüyorum. buna rağmen romanları çok aman aman değildir. eğlencelidir ben severim ama çok abartıldığı görüşündeyim. ağır kitaplar değildir. kafa dağıtma amacıyla okunabilirler.

bir de bende şöyle bir özelliği vardır, bebekken annem bir kitabını kafama düşürmüş. her şey ondan bence*

çok hızlı okunan ve merak uyandıran romanları vardır.
her ne kadar fiction da olsa bazı üstü örtülü gerçekleri roman tadında bize söylediğini de düşünüyorum.
isa’nın çocuğu olması, istanbul’da nüfusu üçte bir azaltacak kısırlıkla sonuçlanan grip virüsü dağılımı, gizli örgütlerin varlığı, dünyayı kontrol etmek isteyen idealist zenginler.

macera ve gizem üzerine yazılmış genelde sembollerin sağa sola savrulmuş olduğu kitapların yazarıdır. kitaplarında bir çok kültürel eserlerin olmasının yanında tarihi yerlerden de bahseder. olayların istanbul'da geçtiği bir kitabı da vardır.* en popüler kitabı "da vinci şifresi" kitabıdır. hatta bu kitap sahnelere de konu olmuştur.(bkz: da vinci şifresi)

kitap okumaya dan brown kayıp sembol ile başlamıştım. o kadar hoşuma gitmişti ki, yazar yer yer çizilmiş sembolleri kullanarak gizemi artırıyordu. bir de dini bir tarikat olan masonlardan bahseder. onların seviyelerine göre yetki aldıklarından veya dua ritüellerinden falan bahseder. veya bir başka kitabında haşhaşinlerden bahsediyor. haşhaşin, hasan sabbahın kurduğu süikastçi bir tarikat olduğu ve bu tarikatı uyuşturucu ile yönettiğini hatta tarikat üyelerinin bunu bildiğinden bahseder. süikastçi anlamına gelen assassin kelimesinin haşhaşin kelimesinden türetildiğinden bahseder.

yani dan brown kitaplarında her türlü bilgiyle karşılaşabilirsiniz. bu bilgiler bazen bir tarihi tablo olur bazen bir heykel bazen ise bir bina. dan brown kitaplarında farklı farklı konularda film edasıyla bilgilenip kültürlenebilirsiniz. bir kitabında anti maddeden bile bahsettiğini gördüm.*(bkz: melekler ve şeytanlar)

çok iyi tarih bilgisi olan, ama kayıp sembol'u okuduktan sonra "bu adam da aynı şeyleri ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyor" dediğim yazar. hakikaten inanılması zor ama bir o kadar da gerçek şeyler yazıyor ama artık aynı hikayeyi duymaktan bay geldi.
zamanında çıkardığı melekler ve şeytanlar gibi daha sürükleyici, farklı romanlar bekliyoruz kendisinden.

çöptür

(bkz: en sevdiğin yazar kim diye sorulunca dan brown diye cevap vermek)

1964 doğumlu amerikalı yazar. 3 kitabının okunması yeterli olacak yazardır. çünkü maksimum 3 tanesinde o güzel havayı alırsınız, sonrakilerde artık bu aynı hava size güzel gelmemeye başlar.

kitapları araştırma ürünüdür. sadece roman okumak için değil, tarih, bilim hakkında da bir şeyler öğrenmek istiyorsanız , sizin bu açlığınızı giderecektir. benim bildiğim 3 kitabı filme çevrilmiş ve tom hanks üçünde de oynamıştır. zaten 3 kitapta da karakter aynıydı. bu filmler melekler ve şeytanlar , cehennem ve da vinci’nin şifresi’dir.

ama itiraf edelim ki, tamam gizemdir, kayıp sembollerdir gerçekten cazipti ama artık yetmez mi ? robert langdon’ un maceraları artık bitmesin mi? bu serinin son kitabı başlangıç kitabı, o da filme öevrilir mi bilinmez.

başlangıç kitabı bende tanrının formülü kitabıyla aynı hayal kırıklığını yaşattı. çünkü kafamda bitmek bilmeyen soruların en azından cevaplanması için bir çıkış kapısı aralar veya farklı düşünmemi sağlar diye düşündüm ama beklentimi karşılamadı maalesef. yine de yazım diline, akıcılığına bir şey diyemiyorum ama yazarın tüm kitaplarını okuduktan sonra kafasının işleyişini çözüyorsun ve kitapta sürprizlerle karşılaşma ihtimalin kalmıyor maalesef.

ben 3 kitapta kalın derim ama illa okumak isterseniz yazarın ekmeğinden olmayayım* .

21nci yüzyıl ve kısmen de 20nci yüzyılın son 20 yılında ortaya çıkmış çok satan amerikan yazarlarının çoğunun muzdarip olduğu dertten giden yazar. bu yazarlar ilk birkaç kitapları tutup tanınmış hale geldikten ve "parayı bulduktan" sonra amerika'da bol miktarda bulunan yazma heveslisi edebiyat öğrencileri bulup romanları onlara yazdırıyorlar. sistemin şöyle işlediğini sanıyorum: yazar konuyu buluyor ve kabaca çerçevesini çiziyor. sonra karakterleri, yan karakterleri yazıyor. ardınan sekreterleri toplayıp onlara kafasındaki olay örgüsünü anlatıyor. gençler de yazıyor. bu yüzden romanları kısa sürede tekrara düşüyor. böyle olduğunu sandığım yazarlardan bazıları dean r. koontz, robin cook, clive cussler, dan brown ve bazı romanlarında stephen king.
ayrıca bazı yazarlar bir romandan bazı paragrafları copy paste de yapıyorlar.
bu bağlamda dan brown oku geç yazarlardan biridir. yani plajda güneşlenirken okursunuz ve biter. sizde bir iz kalmaz. bir daha okuyayım da kaçırdığım bir betimleme kalmasın demezsiniz.
dan brown'a paralel bir roman yazarı olan elizabeth kostova, aynı konuları çok daha ayrıntılı ve çok daha güzel anlatır.

bizzat opus dei tarafından yalanlanmıştır.

aynı şeyi yazıp duran amerikalı yazar. baktı da vinci şifresi büyük ses getirdi, aynı kitaptan dört tane daha yazdı. beş kitabı da okudum, beşinin de özeti şu; robert langdon, yanına iliştirilen farklı kadınlarla birlikte ezoterik elemanları tokatlıyor.

betimlemeleri -rus yazarlar kadar olmasa da- epey iyidir. hikayeyi ufaktan değiştirerek tutan formülü uygular.

ne kadar aynı formül olsa da gizemli, ezoterik kurguları seven ben gibileri kendisine başarıyla çekiyor.

çok güzel kitaplara sahip yazardır.
aynı zamanda birçok kitabının film versiyonu vardır.