yazar: frank herbert
yayım yılı: 1965
milattan sonra 20.000'li yıllarda geçen hikayede büyük hanedanlar, imparatorluk ve gizli örgütler arasındaki politik savaşlar anlatılmaktadır. dune; insan, din, felsefe ve politika üzerine yazılmış bir roman olarak benzerlerinin çok çok üstündedir.
yayım yılı: 1965
milattan sonra 20.000'li yıllarda geçen hikayede büyük hanedanlar, imparatorluk ve gizli örgütler arasındaki politik savaşlar anlatılmaktadır. dune; insan, din, felsefe ve politika üzerine yazılmış bir roman olarak benzerlerinin çok çok üstündedir.
- en iyi roman hugo ödülü (1966)
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "kaşkolnikov" tarafından 14.04.2022 21:19 tarihinde açılmıştır.
1.
halihazırda okuduğum kitap.filminin çıkıyor olması her ne kadar sevindirse de, film mi yoksa kitap mı, düşüncesinden çıkamıyorum ama sanırım izlerim.devamını okumayı da istiyorum,listemde yerini aldı.
devamını gör...
2.
1965 yılında yayımlanmış frank herbert 'in bilimkurgu romanı. 30 küsur romandan oluşan bir serinin ilk kitabının ve de o ilk kitabın yarısının çekildiği filmin adıdır. konusu babası dük leto'nun çöl gezegeni dune'a atanmasıyla paul'ün hayatında yaşanan değişimlerdir. politika, siyaset, din, casusluk, sırlar, savaş, ticaret ve azıcık da aşk ama çokça da su çokgenlerinde yaşananlara tanık oluruz.
devamını gör...
3.
dune 20.000 li yıllarda geçiyor diye hatırlıyorum gezegen imparatorluğu diye bir şey kurulmuş soylu aileler var bunlar gezegenleri yönetiyorlar. gezegenler arası seyehat çok kolay ama bu seyahatler için baharat adı verilen bir maddeyi kullanıyorlar günümüz petrolü gibi ve bu baharat sadece çöl gezegeni olan dune de var . bu durumda duneyi çok kıymetli bir gezegen yapıyor ve tabii büyük bir gelir kaynağı . soylu ailelerin yönetmek istedikleri yengane gezegen . bir aile daima ayni gezegeni yönetemiyor düzenli olarak değişiyorlar gezegenleri. hikaye paul 'ün ailesinin ve atreides halkının bu değişimlerden birini yapması ile başlıyor. gezegenin eski yöneticisi olan harokenler aslında gezegeni pek bırakmaya niyetli değiller para sebebiyle yıl hangi yıl olursa olsun para insanlara hep cazip gelir. bu yüzdende atreideslilere gezegeni bırakmaya niyetli değiller ve herkes bunun farkında ama kader diyerek durumu kabulleniyorlar ve gezegenin yönetimini devralıyorlar sonrasında ise olaylar karışmaya başlıyor.
çok severek okuduğum ve izlediğim mükkemmel kurgulanmış her ayrıntısı düşünülmüş mükemmel bir eser . bizlere her şeyiyle planlanmış mükemmel bir evren sunuyor.
çok severek okuduğum ve izlediğim mükkemmel kurgulanmış her ayrıntısı düşünülmüş mükemmel bir eser . bizlere her şeyiyle planlanmış mükemmel bir evren sunuyor.
devamını gör...
4.
yazar evren yaratmakta her ne kadar başarılı olsa da aksiyon sahnesi kurgulamakta ne yazık ki bir o kadar başarısız. bu kitap bir bilimkurgu/macera romanı değil, biliyorum. ancak fikirler o kadar çok diyalogla ya da açıklamalarla aktarılıyor ki, arada nefes alınacak hareket sahnelerinin bir tür özete dönüşmesi eserin yapısını adeta "çölleştiriyor". *
yine de en azından serinin ilk kitabı okunmalı. insan 50-60 yıl önce neler hayal etmiş, görmeli.
yine de en azından serinin ilk kitabı okunmalı. insan 50-60 yıl önce neler hayal etmiş, görmeli.
devamını gör...
5.
1965 yılında yayımlanan dune serisinin ilk kitabı. bilimkurgunun yüzüklerin efendisi şeklindeki tanımlama arthur c. clarke’a ait. temelinde ise insanoğlunun bütün duygularını sembolik olarak ifade edebiliyor olması çok muhteşemdi kendi adıma. ve insanlığın yüzyıllardır sürdürdüğü doğaya karşı savaşın, doğayla beraber yaşam ya da doğanın dönüşümüne olan evrimi kitabın her sayfasında hissedilen şey. kitabın içindeki cümlelerden veya yazılanlardan çok, düşündürdüklerinin önemli olduğunu anlıyorsunuz.
devamını gör...
6.
dune serisinin ilk kitabıdır, kocaman bir hikayenin girişidir.
bir evrenle tanışmanın ilk durağı olan dune frank herbert tarafından yazılmıştır. kitap 1965 yılında çıkmıştır ve bilimkurgu romanıdır. tabii kendisine sadece bir bilimkurgu romanı demek haksızlık olur. çok fazla felsefi ve dini mesajlar veren bir eser.
ben bu seriye başlamaya film sayesinde karar verdim. sinemaya gittiğimde seri hakkında pek bir bilgim yoktu. izledim ve çok sevdim, seriye başladım ve severek okudum. ikinci kitaba yakın zamanda geçeceğim ve çok heyecanlıyım.
benim elimdeki kitap ithaki yayınlarından. kitap ekler ile birlikte 688 sayfa. kitabın çevirisini dost körpe yapmış.
okuyacaklara kitap bittikten sonra ekler kısmını okumalarını öneririm. birçok şey hakkında bilgi veriyor ve dünyayı daha iyi anlamamızı sağlıyor, bir giriş için olması gereken şekilde koymuşlar. dune ekolojisi, dune dini, bene gesseritlrerin saikleri ve hedefleri üstüne rapor, soylu hanedanlara dair seçme alıntılar eklenmiş. bunlar bittikten sonra imparatorluk terminolojisi eklenmiş. en sona harita konmuş ve bunlar hakkında notlar koyulmuş.
bunlar bilmediğim şeyler hakkında bol bol bilgi verdi ve çok hoşuma gitti.
okuyacaklara, başlamak isteyenlere bilgi verdiğimi zannederek yazımı bitiriyorum, gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum. gerçekten iyi bir şeye başladığınızı hissettiren bir kitap.
bir evrenle tanışmanın ilk durağı olan dune frank herbert tarafından yazılmıştır. kitap 1965 yılında çıkmıştır ve bilimkurgu romanıdır. tabii kendisine sadece bir bilimkurgu romanı demek haksızlık olur. çok fazla felsefi ve dini mesajlar veren bir eser.
ben bu seriye başlamaya film sayesinde karar verdim. sinemaya gittiğimde seri hakkında pek bir bilgim yoktu. izledim ve çok sevdim, seriye başladım ve severek okudum. ikinci kitaba yakın zamanda geçeceğim ve çok heyecanlıyım.
benim elimdeki kitap ithaki yayınlarından. kitap ekler ile birlikte 688 sayfa. kitabın çevirisini dost körpe yapmış.
okuyacaklara kitap bittikten sonra ekler kısmını okumalarını öneririm. birçok şey hakkında bilgi veriyor ve dünyayı daha iyi anlamamızı sağlıyor, bir giriş için olması gereken şekilde koymuşlar. dune ekolojisi, dune dini, bene gesseritlrerin saikleri ve hedefleri üstüne rapor, soylu hanedanlara dair seçme alıntılar eklenmiş. bunlar bittikten sonra imparatorluk terminolojisi eklenmiş. en sona harita konmuş ve bunlar hakkında notlar koyulmuş.
bunlar bilmediğim şeyler hakkında bol bol bilgi verdi ve çok hoşuma gitti.
okuyacaklara, başlamak isteyenlere bilgi verdiğimi zannederek yazımı bitiriyorum, gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum. gerçekten iyi bir şeye başladığınızı hissettiren bir kitap.
devamını gör...
7.
frank herbert'in man-crush'ım olmasına yol açan kitap serisinin, başlangıç kitabı. yok böyle bir şey, iyi ki çok erken yaşlarda okumamışım, zira şu an bütün kurgular bomboş geliyor bunun yanında, beynini yalamak istiyorum frank reis!!
devamını gör...
8.
bir aydır akşamları birer saat okuyarak ilerlediğim seri. oldukça güzel devam ediyor. metaforları, çekişmeleri, evreni cidden hoşuma gitti. ilk iki kitabı bitirip filmi öyle izlemeyi düşünüyorum. tüm bilimkurgu ve bilimdışı kurguyu pek çok yönden etkilemiş ama. bundan önce okuduğum izlediğim belirtmeye gerek olmasa da başta star wars olmak üzere pek çok yapımda buradan ilham alınmış şeylere rastladım
devamını gör...
9.
dune serisi ile tanışmam, dune kitabının filminin çıkması ile olduğunu utanarak söylemeliyim. o zamandan beri de okumak için fırsat kolluyordum. açıkçası serinin uzun kitaplardan oluşması göz korkutmuyor desem yalan olur. tüm bu sayfa karmaşasının gözünüzü korkutmasına izin vermezseniz eğer, bir çöl gezegeni kurgusuna hoşgeldiniz.
temel unsurlara bakacak olursak,
klasik bir imparatorluk ve onun yönetiminde bulunan soylu ailelerin ve onların görevlendirildiği gezegenlerden oluşan bir sistem. soylu aileler bir nevi derebeyi. atandıkları bölgeyi kalkındırmak ve para kazandırmak bu kazançtan da imparatora hakkını vermesi gerekiyor. şu noktaya kadar, dünya düzeninin uzaya taşınmış hali olarak görüyoruz.
biraz daha derine inersek, baharat ticareti ve o ticaretin ana unsuru choam şirketi ile baharat loncası. pasta çok büyük, pay almak için bekleyenlerse sırada efenim anladığınız üzere.
tüm bunların yanında ezilen halk fremenler. gezegenin tüm zorluğunu halkın bu kısmı yaşıyor. ama hayalleri çok güzel. kitapta beni en çok etkileyen de bu olmuştu. `bir gün çocuklarımız diğer gezegenlerde olduğu gibi burada da suların olduğu havzalarda koşup oynayacaklar' başarmışlar da. açıkcası bunu ileriye taşıyacak çaba azim ve birlik olma içgüdüsü vardı.
kitapla ilgili anlatılacak çok şey var aslında ama bi kaç başlıkta ilerleyeceğim.
- bene gesseritler, bir amaç uğruna dini ve siyaseti bir topluluk nasıl kurar ve yönetir ise, aynı derecede örgütlenmişler. tek bir okul, tüm evreni yönetimine katacak bir sistem. takdire şayan ve bir okadar da ürkütücü. muadibin bile varoluşu hatta fremenlerle arasındaki ilişki bile bu tarikatın bir ürünü olması... ne desem az. etkileyici ve ürkütücü bir güç bu insanlar için. bilim, ruhani güç ve siyaset birleşimi.
- fremenlerin kendi aralarında olan hiyerarşiye ve iş bölümüne olan saygıları ve bağlılıkları çok hoştu. evrenin burasının bukadar detaylı şekilde anlatılması da okuyucu için ayrıca güzel. suyun önemini öyle iyi anlatmışlar ki, kuraklık kapımızda iken kendi kendime fremenlerin söylediği doktrinleri söyleyip durdum. hayat suda başlar. su borcumuz var. vs. insanın insana su borcu olması demek ne müthiş birşey.
- fremenlerin şimdiki toplum olmadan önceki hallerine atıfta bulunarak, kolay yaşam bizi yumuşatmıştı, başımıza gelenleri önceden göremedik olarak tarif etmesi. zor şartlar güçlü insanlar, rahat şartlar ise çürük elmalar yetiştirir lafının bariz uzantısı idi.
daha yazsam yazılır, fazla uzatmamak adına serinin diğer kitabına başlamak için gidiyorum. ayrıntılarda kaybolup, kendi yolunuzu bulmanız dileği ile. iyi okumalar.
temel unsurlara bakacak olursak,
klasik bir imparatorluk ve onun yönetiminde bulunan soylu ailelerin ve onların görevlendirildiği gezegenlerden oluşan bir sistem. soylu aileler bir nevi derebeyi. atandıkları bölgeyi kalkındırmak ve para kazandırmak bu kazançtan da imparatora hakkını vermesi gerekiyor. şu noktaya kadar, dünya düzeninin uzaya taşınmış hali olarak görüyoruz.
biraz daha derine inersek, baharat ticareti ve o ticaretin ana unsuru choam şirketi ile baharat loncası. pasta çok büyük, pay almak için bekleyenlerse sırada efenim anladığınız üzere.
tüm bunların yanında ezilen halk fremenler. gezegenin tüm zorluğunu halkın bu kısmı yaşıyor. ama hayalleri çok güzel. kitapta beni en çok etkileyen de bu olmuştu. `bir gün çocuklarımız diğer gezegenlerde olduğu gibi burada da suların olduğu havzalarda koşup oynayacaklar' başarmışlar da. açıkcası bunu ileriye taşıyacak çaba azim ve birlik olma içgüdüsü vardı.
kitapla ilgili anlatılacak çok şey var aslında ama bi kaç başlıkta ilerleyeceğim.
- bene gesseritler, bir amaç uğruna dini ve siyaseti bir topluluk nasıl kurar ve yönetir ise, aynı derecede örgütlenmişler. tek bir okul, tüm evreni yönetimine katacak bir sistem. takdire şayan ve bir okadar da ürkütücü. muadibin bile varoluşu hatta fremenlerle arasındaki ilişki bile bu tarikatın bir ürünü olması... ne desem az. etkileyici ve ürkütücü bir güç bu insanlar için. bilim, ruhani güç ve siyaset birleşimi.
- fremenlerin kendi aralarında olan hiyerarşiye ve iş bölümüne olan saygıları ve bağlılıkları çok hoştu. evrenin burasının bukadar detaylı şekilde anlatılması da okuyucu için ayrıca güzel. suyun önemini öyle iyi anlatmışlar ki, kuraklık kapımızda iken kendi kendime fremenlerin söylediği doktrinleri söyleyip durdum. hayat suda başlar. su borcumuz var. vs. insanın insana su borcu olması demek ne müthiş birşey.
- fremenlerin şimdiki toplum olmadan önceki hallerine atıfta bulunarak, kolay yaşam bizi yumuşatmıştı, başımıza gelenleri önceden göremedik olarak tarif etmesi. zor şartlar güçlü insanlar, rahat şartlar ise çürük elmalar yetiştirir lafının bariz uzantısı idi.
daha yazsam yazılır, fazla uzatmamak adına serinin diğer kitabına başlamak için gidiyorum. ayrıntılarda kaybolup, kendi yolunuzu bulmanız dileği ile. iyi okumalar.
devamını gör...
10.
kitaplarınını art arda heyecanla okuduğum
içinde yüzyıllar geçse tüm karakterler ölse de kendisini okutan
bir eserdir, ancak dune sapkınlarında nedense aramıza soğuk sular girmiştir.
içinde yüzyıllar geçse tüm karakterler ölse de kendisini okutan
devamını gör...
11.
6. cildini geçen ay bitirdim. ingilizce olarak baştan okumakla oğlu biranın yazdığı hunters of dune'dan devam etmekte kararsızdım. ikisini de yapmadım. oğlunun devam olarak kurduğu hikayeler çok uçuk geldi bir göz atınca. biraz ara verip güzel bir zamanda ana dilinde okumak istiyorum.
bugüne kadar okuduğum en iyi bilimkurgu / fantastik eser oldu. ve kesinlikle duncan'ın hikayesi.
ek olarak 5 ve 6. kitaplardaki cinsellik diğer kitaplara göre garip ve fazla. hatta rahatsız edici yerler vardı birkaç noktada. okuyanlara kalsın.
ana dilinden okuma isteme sebebim de ilk çevirmeni olan hanımefendinin şurada yazdıkları. colgezegenidune.com
kesinlikle değer gözüküyor.
bugüne kadar okuduğum en iyi bilimkurgu / fantastik eser oldu. ve kesinlikle duncan'ın hikayesi.
ek olarak 5 ve 6. kitaplardaki cinsellik diğer kitaplara göre garip ve fazla. hatta rahatsız edici yerler vardı birkaç noktada. okuyanlara kalsın.
ana dilinden okuma isteme sebebim de ilk çevirmeni olan hanımefendinin şurada yazdıkları. colgezegenidune.com
kesinlikle değer gözüküyor.
devamını gör...