bir düşünce.

herhalde ki hiçbir hayvan, kendisinden daha güçlü ve zeki olan başka bir canlı türünün boyunduruğu altında yaşamak istemez. bunu sadece kedi ve köpek olarak da düşünmeyin. kafese kapatılan kuşlar, akvaryumlara ve teraryumlara hapsedilen balıklar, sürüngenler de bu listeye dahil.

kaldı ki kedi ve köpekler bile sokakta iken daha özgür ve mutlulardır eminim. köpekler gerçi sokaklarda olmamalı ama, ataları olan kurtlar gibi vahşi doğada kalmaları gerekirdi şu ana kadar.

zaten çoğumuz kırmızı et, tavuk, balık yiyoruz. ne yazık ki doğanın acımasız gerçeklerinden biri de bu. ancak evcil hayvan sahibi olmak doğal olmadığı gibi bence etik de değil. et tüketiyorsak da bari hayvanları kendi keyfimiz için elinden özgürlüklerini almayalım. bir düşünün derim...
devamını gör...
bir de kısırlaştırmak, doğasına çok aykırı, sevgi böcüğü yapıyoruz onları hayvan ne olduğunu anlamıyor, bir de terk edenler var örnein ben balığımı koilerin yüzlüğü bir süs havuzuna bırakıp kaçmıştım, hala yanından görme umudu ile geçerim.
devamını gör...
o hayvan terkedilmiş , hasta yada bakıma muhtaç bir hayvan değilse evet.
hayvan sevgisinin ötesinde hayvan beslemek ilginç bir biçimde bazılarına bir üstünlük duygusu verir.
hatta bazı kişilere ne kadar güçlü bir hayvan beslerse kendini o kadar güçlü hisettirir.
antik dönem kralları evcil hayvan olarak aslan beslerlerdi, ancak tehlikeli olduğu için aslan ve leoparlarlar tahtın yanıbaşına konulan özel bir kafeste tututulurdu.
devamını gör...
cocuk yapmakta humanistlige ters olsun,

cunku bir insanin(bebis) kendisinden daha guclu ve akilli baska bir insana(anneye) bagimli olmak istemez

bir dusunun derim
devamını gör...
insani açıdan bakınca insan bencilliği gibi görünsede o canlıların çoğunun varolmalarının sebebi biziz zaten. onları insan karakteri gibi düşünmeyin. köle ve efendi ilişkisi değil yani. daha çok mutual bir yaşam. biz onları besler ve sevgi veririz onlar da aç kalmaz sevgi görür, barınacak yer bulur.
fakat ufak bir ayrım noktası da var. cins kedi köpekleri sabit pozisyona sokup hamile bıraktırırsan üretim yapıp satmak için işte vahşet burada başlıyor çünkü bunun adı tecavüzdür. diğer yandan hayvanı alıp 1 hafta sonrq sokağa salarsan da bencilliktir.

her hayvanı da kendi özelinde değerlendirmek gerekiyor. örneğin papağan türlerini zorla çiftleştiremezsin. iyi bir bakım ile üreme içgüdülerini tetiklersin. ha ama gri papağan ya da bir macawı veya yeşil papağanı ormandan alıp kafese tıkarsan bu da vahşettir. onun haricinde bir muhabbet kuşu ya da papağanı her ne kadar evden kaçtı diye nitelesek de olay bir insanın evi terkedip gitmesi gibi değildir. camdan çıkıp arkasını döndüğünde onlarca cam gören kuş yolunu bulamaz ve kaybolur.

iş nerede vahşettir nerede değildir sorusunun bir yönü de doğasına uygun bakım koşulları. husky köpeği antalya'da beslersen vahşettir. onun soğukta yaşaması lazım. ya da kilometrelerce koşabilen bir köpek türünü eve tıkmak vahşettir. tropikal hayvan türüne o ortamı sağlayamıyorsan vahşettir. evde yılan beslemek isteyip dişini çektiriyorsan vahşettir. laboratuar köpeği olan pitbull beslemek bence vahşettir.

bütün bunların haricinde yavruluğundan beri sizinle olan bir kediyi beslemek bence vahşet değildir. çünkü onu bir yaşam standartına alıştırıyorsun. alan memnun veren memnun yani.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"evcil hayvan edinmenin hayvanseverliğe ters olması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim