1.
hiçbir bedel ödemediğin halde sarı saçlı mavi gözlü veya hiçbir suçun olmadığı halde engelli doğmaktır.
devamını gör...
2.
sarışın, mavi gözlülük ya da engelli olmak ile kısıtlanması mümkün olmayan eşitsizlik. fenotip zaten eşitsizlik değil, çeşitlilik. yaşadığın yer dahi belirleyici olabiliyor. bazen de gerçekten şans işi. sarışın ve mavi gözlü olmak bir nane de değil bu arada. kalp hastalıklarına, akıl hastalıklarına, en basitinden şeker hastalığına bile genetik yatkınlığınız varsa herhangi bir toplumun yarısından daha fazla dezavantajlı konumda olabilirsiniz.
devamını gör...
3.
eşitliğin olduğu yerde çeşitlilik olmaz.
şu anda çirkin -ya da daha az güzel- gelen genetik özellikler türün devamlılığı için gerekli çeşitliliği de sağlıyor. bugün aynada kendini beğenmeyen kısa, kalın bacaklı kız; seçilip genini aktarırsa, devam eder. yoksa freakansı azalır bu tip özelliklerin.
yine de hiçbiri kendine bakmamak, kilo almaya devem etmek, sağlığını bozmak kadar itici değil. genelde seçimler, genetikten önemli.
şu anda çirkin -ya da daha az güzel- gelen genetik özellikler türün devamlılığı için gerekli çeşitliliği de sağlıyor. bugün aynada kendini beğenmeyen kısa, kalın bacaklı kız; seçilip genini aktarırsa, devam eder. yoksa freakansı azalır bu tip özelliklerin.
yine de hiçbiri kendine bakmamak, kilo almaya devem etmek, sağlığını bozmak kadar itici değil. genelde seçimler, genetikten önemli.
devamını gör...
4.
evime yakın plajda bir iş yapan, görsen türk demeyeceğin bir anne oğul vardı. iki üç sene önce tanışmıştım onlarla. memleketlimmişler ve güllübahçe'den sarışın ve renkli gözlü insan çok çıkar. ama 3 kuşak önceki dedeleri falan güllübahçe'den göçmüşler. orada yaşamamışlar yani bunlar. neyse, ikisi de avrupalı gibi ve direkt uç noktalarda sarışın. oğlu 7-9 yaşlarında falandı. arkadaşları ayrımcılık yapmasın diye, güneşten saçların sarı oldu demişler hep velede. çocuğa, "yok ya, bayağı sarışınsınız siz annenle." deyince bi şaşırdı ve inanmadı. ben de avrupa'da çok sarışın olur. senin gibi net sarışın ülkemizde az var ama hiç de yok değil falan dedim. yanımızda bi esnaf vardı ve o da destekledi falan ve çocuk sarışın olduğunu şok geçirmeden kabul etmiş oldu. kucakladık falan böyle, sevimli bir tipti ve belli ki çok yakışıklı olacak. annesi de aşırı güzeldi zaten plajda yaptığı işte de "prızentibıl" olmak avantaj ki yabancı turistlere bir şeyler satıyorsan sarışın olman direkt banko avantaj. annesi iyi ingilizce öğrenmiş. çocuk birkaç cümle öğrenmiş ve turistlere satış yaparlarken türkçe konuşmuyorlarmış yabancı sanılsınlar diye.
bir de batı medeniyeti şu anda dünyada daha önde ve kültürel hegemonyaları az çok devam ediyor. ama bu tarihte hep böyle değilmiş. gelecekte de ne olacağı belli olmaz.
bana göre en net genetik avantaj sağlıkla ilgilidir. başka bir şeyle değil. zeka vs. bile göreceli.
bir de batı medeniyeti şu anda dünyada daha önde ve kültürel hegemonyaları az çok devam ediyor. ama bu tarihte hep böyle değilmiş. gelecekte de ne olacağı belli olmaz.
bana göre en net genetik avantaj sağlıkla ilgilidir. başka bir şeyle değil. zeka vs. bile göreceli.
devamını gör...
5.
(bkz: yüzücü vücudu yanılsaması)
--! alıntı !--
yazar ve borsa simsarı nassim taleb, inatçı kilolarına karşı harekete geçme kararı verdiğinde muhtelif spor dallarını gözden geçirdi. jogging yapanlar onda zayıf ve mutsuz bir intiba bırakıyordu. vücut geliştirenler geniş ve ebleh duruyorlardı. tenisçiler, yazık, halleri pek bir üst orta tabakaydı. fakat yüzücüler nassim taleb’in hoşuna gidiyordu. yüzücülerin endamlı, zarif vücutları vardı. böylece nassim taleb, haftada iki kez yaşadığı semtteki yüzme havuzunun klorlu suyuna girip sıkı mı sıkı antrenman yapmaya karar verdi. bir yanılsamanın tuzağına düştüğünü anlaması epey uzun sürdü. profesyonel yüzücülerin o kusursuz vücutlara sahip olmalarının sebebi çok antrenman yapmaları değildir. tam tersi: onlar, vücut yapıları öyle olduğu için iyi yüzücülerdir. vücut yapıları seleksiyon kıstasıdır, aktivitelerinin sonucu değil.
--! alıntı !--
ralf dobelli - hatasız düşünme sanatı
--! alıntı !--
yazar ve borsa simsarı nassim taleb, inatçı kilolarına karşı harekete geçme kararı verdiğinde muhtelif spor dallarını gözden geçirdi. jogging yapanlar onda zayıf ve mutsuz bir intiba bırakıyordu. vücut geliştirenler geniş ve ebleh duruyorlardı. tenisçiler, yazık, halleri pek bir üst orta tabakaydı. fakat yüzücüler nassim taleb’in hoşuna gidiyordu. yüzücülerin endamlı, zarif vücutları vardı. böylece nassim taleb, haftada iki kez yaşadığı semtteki yüzme havuzunun klorlu suyuna girip sıkı mı sıkı antrenman yapmaya karar verdi. bir yanılsamanın tuzağına düştüğünü anlaması epey uzun sürdü. profesyonel yüzücülerin o kusursuz vücutlara sahip olmalarının sebebi çok antrenman yapmaları değildir. tam tersi: onlar, vücut yapıları öyle olduğu için iyi yüzücülerdir. vücut yapıları seleksiyon kıstasıdır, aktivitelerinin sonucu değil.
--! alıntı !--
ralf dobelli - hatasız düşünme sanatı
devamını gör...