1.
1960'larda türk edebiyatında giderek yaygınlık gösteren romanlardır. popüler edebiyat çatısı altında değerlendirirler.
isminden de anlaşıldığı gibi belirli klişe tiplerin çeşitli merhalelerden geçerek hidayete ermesini, yani müslümanlığa gönül verme süreçlerini anlatırlar. acayip komik hadiseler vardır birçoğunda. (bkz: kendini arayan kadın). propaganda romanlardır. duygu sömürüleri oldukça fazladır: yetim çocuk, şehit evladı, dinî ve sosyal konularda ailesinden baskı-şiddet gören kadın.. içki kumar seks üçgeninde bir hayatı olan yerkek, yoldan çıkarıcı mentor ve aklınıza gelebilecek diğer klişe karikatür tipler bu romanlardaki kişilerdir.
yoldan çıkmış kişiler genelde zengin kişilerdir. ya da sapkınlık yoluyla zenginliği elde etmiş kişilerdir. çünkü bu yazarların kafasında normal ekonomik seviyedeki kişiler zaten halihazırda dini bütün olarak düşünülür. o yüzden düzelmesi gerekenler sapkın zenginlerdir. gel gelelim ki 80'lerden sonra islami kesimin parayı bulması ile birlikte zengin müslümanlar romanlara giriş yapar. (bkz: ismailağa sokağı ve sevda çiçeği). ve yine gel gelelim ki bu zengin tipler müsriflerdir.*
bu romanlardaki kritik nokta ana karakterin maneviyatının eksik olmasıdır. ne kadar eğlense de ne kadar magazinsel bir tip olsa da derin bir manevi boşluktadır. bu boşluğu yalnızca islamiyet doldurabilir diye düşünürler sonunda.
ve tabii ki mağduriyet.. dinine uygun yaşamaya çalışan kişiler bu romanlardaki batılılaşma yanlısı tipler tarafından dışlanır, çağdaş olmamakla suçlanırlar vsvs. yazarlar müslüman karakterleri marjinalize ederler, bir nevi azınlık konumuna sokarlar. ve yine gel gelelim ki bu "azınlık" romanları yüzlerce baskı yapabilmekte olup yüz binlerce satılmış ve hala satılmaktadır..* daha birçok temaya da değinilebilir lakin ki yeterli şahsımca..
bu türde yazılan romanları edebi açıdan kötü yapan unsurlar nelerdir sorusuna cevap vermek lazım. nedir, şunlardır:
1. karikatür tipler: kovboy filmleri gibi iyi ve kötüler vardır. her türlü pisliğin çıktığı kişiler büyük bir çoğunlukla batılıdırlar, iyiler ise anadolu çocuğu. karakterlerin belli başlı özellikleri vardır, derinlikleri yoktur.
2. klişeler: bu tür tamamen bir klişeler denizinde yüzmektedir. standart atayız-müslüman atışmaları,* çağdaş ailenin baskılanan evladı,* vsvs. bir iki ufak deneme dışında yenilikçi yönleri yok denecek kadar azdır. yani 60'lardan günümüze kadar standart bir ölçüdedirler. ha, sonuçta popüler edebiyat öğesi oldukları için bu kaçınılmaz bir durum. popüler edebiyat seri üretim demektir, seri üretim de klişe demektir. birçok tür için geçerli bu..
3. gerçek olduğu iddia edilen fantastik olaylar: yine (bkz: kendini arayan kadın).*
4. olay çelişkileri: yukarıda bahsettiğim müsriflik mevzusu gibi.
yani meb'in kanonlarında bile kendine yer bulamayan bir roman türü.. varın siz hesap edin edebi değerlerini..
ufak bir duyumla bitireyim: üniversitede dersteyken bu konuları işleyen hocamız, bütün ısrarlarımıza rağmen ismini vermediği bir hidayet romanı yazarının, ilk eserlerinde kitabının sonuna okurlarının danışmak istediği bir konu olursa diye* telefon numarasını eklediğinden bahsetmişti. niyeti ne ola ki acep diye derin düşüncelere dalmıştık..*
isminden de anlaşıldığı gibi belirli klişe tiplerin çeşitli merhalelerden geçerek hidayete ermesini, yani müslümanlığa gönül verme süreçlerini anlatırlar. acayip komik hadiseler vardır birçoğunda. (bkz: kendini arayan kadın). propaganda romanlardır. duygu sömürüleri oldukça fazladır: yetim çocuk, şehit evladı, dinî ve sosyal konularda ailesinden baskı-şiddet gören kadın.. içki kumar seks üçgeninde bir hayatı olan yerkek, yoldan çıkarıcı mentor ve aklınıza gelebilecek diğer klişe karikatür tipler bu romanlardaki kişilerdir.
yoldan çıkmış kişiler genelde zengin kişilerdir. ya da sapkınlık yoluyla zenginliği elde etmiş kişilerdir. çünkü bu yazarların kafasında normal ekonomik seviyedeki kişiler zaten halihazırda dini bütün olarak düşünülür. o yüzden düzelmesi gerekenler sapkın zenginlerdir. gel gelelim ki 80'lerden sonra islami kesimin parayı bulması ile birlikte zengin müslümanlar romanlara giriş yapar. (bkz: ismailağa sokağı ve sevda çiçeği). ve yine gel gelelim ki bu zengin tipler müsriflerdir.*
bu romanlardaki kritik nokta ana karakterin maneviyatının eksik olmasıdır. ne kadar eğlense de ne kadar magazinsel bir tip olsa da derin bir manevi boşluktadır. bu boşluğu yalnızca islamiyet doldurabilir diye düşünürler sonunda.
ve tabii ki mağduriyet.. dinine uygun yaşamaya çalışan kişiler bu romanlardaki batılılaşma yanlısı tipler tarafından dışlanır, çağdaş olmamakla suçlanırlar vsvs. yazarlar müslüman karakterleri marjinalize ederler, bir nevi azınlık konumuna sokarlar. ve yine gel gelelim ki bu "azınlık" romanları yüzlerce baskı yapabilmekte olup yüz binlerce satılmış ve hala satılmaktadır..* daha birçok temaya da değinilebilir lakin ki yeterli şahsımca..
bu türde yazılan romanları edebi açıdan kötü yapan unsurlar nelerdir sorusuna cevap vermek lazım. nedir, şunlardır:
1. karikatür tipler: kovboy filmleri gibi iyi ve kötüler vardır. her türlü pisliğin çıktığı kişiler büyük bir çoğunlukla batılıdırlar, iyiler ise anadolu çocuğu. karakterlerin belli başlı özellikleri vardır, derinlikleri yoktur.
2. klişeler: bu tür tamamen bir klişeler denizinde yüzmektedir. standart atayız-müslüman atışmaları,* çağdaş ailenin baskılanan evladı,* vsvs. bir iki ufak deneme dışında yenilikçi yönleri yok denecek kadar azdır. yani 60'lardan günümüze kadar standart bir ölçüdedirler. ha, sonuçta popüler edebiyat öğesi oldukları için bu kaçınılmaz bir durum. popüler edebiyat seri üretim demektir, seri üretim de klişe demektir. birçok tür için geçerli bu..
3. gerçek olduğu iddia edilen fantastik olaylar: yine (bkz: kendini arayan kadın).*
4. olay çelişkileri: yukarıda bahsettiğim müsriflik mevzusu gibi.
yani meb'in kanonlarında bile kendine yer bulamayan bir roman türü.. varın siz hesap edin edebi değerlerini..
ufak bir duyumla bitireyim: üniversitede dersteyken bu konuları işleyen hocamız, bütün ısrarlarımıza rağmen ismini vermediği bir hidayet romanı yazarının, ilk eserlerinde kitabının sonuna okurlarının danışmak istediği bir konu olursa diye* telefon numarasını eklediğinden bahsetmişti. niyeti ne ola ki acep diye derin düşüncelere dalmıştık..*
devamını gör...