1.
son kısma kadar bir troll durumu çıkacak diye okudum çıkmadı.
garip ve hoş bir hadiseymiş.
eline yüreğine sağlık sayın yazar dediğim başlıktır.
garip ve hoş bir hadiseymiş.
eline yüreğine sağlık sayın yazar dediğim başlıktır.
devamını gör...
2.
her yerde bulunnayacak türden güzel bir anektod. başlık sol framede kalsın diye giriyorum bu tanımı.
devamını gör...
3.
işte dayanışma işte adamlık işte feraset. adamlar ihraç oluyor çözülmüyor. tüm sınıf gitmesin diye kara muratlık yapan da yok. şimdilerde olsa bırak ihracı uyarı verecez tüm sınıfa desen hemen çözülürler.
t: güzel bir dayanışma ve hukuksuzluk örneği sunan vuku bulan ders niteliğinde olay.
t: güzel bir dayanışma ve hukuksuzluk örneği sunan vuku bulan ders niteliğinde olay.
devamını gör...
4.
1925 yılında istanbul erkek lisesinde yaşanan o zamanki eğitimcilere verilen değeri gözler önüne seren bir hadise.
onuncu sınıfın dersine giren salih hoca sandalyesinde iğne olduğunu fark ediyor ve imzasını atıp sınıfa:
-" ben böyle bir muameleye layık değilim, sizlere teessüf ederim." deyip sınıfı terk ediyor.
mesele idareye gidiyor. suçlu aranıyor ama nafile. bir türlü bulunamıyor iğneyi yerleştiren.
idareciler iyice zor duruma düştükten sonra zor da olsa bir karar veriyor ve tüm sınıfın ihracını istiyor.
bu karara yalnız genç öğretmenlerden enver behnan şapolyo karşı çıkıyor ve ekliyor:
inzibat meclisinin bu korkunç kararını tasvib etmiyorum. koskoca bir sınıf nasıl ihraç edilir. bir katilin bile kanun karşısında bir avukatı vardır. eğer delil bulunmuyorsa suçlu olan idaredir, bulması lazımdır. bulamazsa bu talebelere ihraç cezası veremez. hem de bütün bir sınıf, öyle bir sınıf ki lisemizin en değerlileri ile doludur. düşünelim ki, yarın salih hocadan ve bizlerden daha üstün hizmetler görecek şahsiyetler bu sınıftan yetişecektir.
benim, bu cesurane sözlerime ne müdür ve ne de arkadaşlardan birisi cevap veremedi. çaylar içilemedi öğretmenler toplantısı da dağıldı. iğneci sınıf ta tamamen ihraç edildi. 0 zamanlar ben gazetecilik de ediyordum. bir iki talebeyi cumhuriyet gazetesine götürdüm, lehlerinde yazı yazdırdım. maarif vekaleti (iğne) hadisesi ile alakadar oldu. delil bulunamadığından bu talebeler anadolu liselerine gönderildi. bir yıl sonra da kadrom istanbul lisesinde kalmak üzere derslerimi vefa lisesinde vermekliğim kararlaştırıldı.
bir müddet sonra iğnecinin farklı bir sınıftan olduğu anlaşılıyor ancak iş işten geçmiş oluyor.
1925 yılının 10.sınıfı, yani “iğneciler” arasından kimler çıkıyor dersiniz?
228 sait efendi : arkadaşları arasındaki lakabıyla h2o, yani sulu sait. ünlü hikayeci sait faik abasıyanık
697 rahmi efendi : ünlü hekim, politikacı, şair ve akıl hastalıkları uzmanı dr.rahmi duman
748 saffet efendi : ünlü hukukçu saffet nezihi bölükbaşı
725 feridun efendi : ünlü gazeteci ve yazar hikmet feridun es
sabri efendi : türk politika ve diplomasi hayatının unutulmaz isimlerinden, eski dışişleri bakanı ihsan sabri çağlayangil
sıtkı efendi : demokrat parti döneminin ünlü bakanlarından sıtkı yırcalı
ve daha niceleri…
hepsi, o “iğneci sınıf”ın meşhur “iğneciler”i arasından çıktılar…
hikmet feridun es’in şu sözü çok meşhurdur.
“biz 43 iğneci idik. fakat sonradan o kadar çok kişi iğneci sınıftan olduğunu iftiharla iddia etti ki, hayret etmemek mümkün değil …”
onuncu sınıfın dersine giren salih hoca sandalyesinde iğne olduğunu fark ediyor ve imzasını atıp sınıfa:
-" ben böyle bir muameleye layık değilim, sizlere teessüf ederim." deyip sınıfı terk ediyor.
mesele idareye gidiyor. suçlu aranıyor ama nafile. bir türlü bulunamıyor iğneyi yerleştiren.
idareciler iyice zor duruma düştükten sonra zor da olsa bir karar veriyor ve tüm sınıfın ihracını istiyor.
bu karara yalnız genç öğretmenlerden enver behnan şapolyo karşı çıkıyor ve ekliyor:
inzibat meclisinin bu korkunç kararını tasvib etmiyorum. koskoca bir sınıf nasıl ihraç edilir. bir katilin bile kanun karşısında bir avukatı vardır. eğer delil bulunmuyorsa suçlu olan idaredir, bulması lazımdır. bulamazsa bu talebelere ihraç cezası veremez. hem de bütün bir sınıf, öyle bir sınıf ki lisemizin en değerlileri ile doludur. düşünelim ki, yarın salih hocadan ve bizlerden daha üstün hizmetler görecek şahsiyetler bu sınıftan yetişecektir.
benim, bu cesurane sözlerime ne müdür ve ne de arkadaşlardan birisi cevap veremedi. çaylar içilemedi öğretmenler toplantısı da dağıldı. iğneci sınıf ta tamamen ihraç edildi. 0 zamanlar ben gazetecilik de ediyordum. bir iki talebeyi cumhuriyet gazetesine götürdüm, lehlerinde yazı yazdırdım. maarif vekaleti (iğne) hadisesi ile alakadar oldu. delil bulunamadığından bu talebeler anadolu liselerine gönderildi. bir yıl sonra da kadrom istanbul lisesinde kalmak üzere derslerimi vefa lisesinde vermekliğim kararlaştırıldı.
bir müddet sonra iğnecinin farklı bir sınıftan olduğu anlaşılıyor ancak iş işten geçmiş oluyor.
1925 yılının 10.sınıfı, yani “iğneciler” arasından kimler çıkıyor dersiniz?
228 sait efendi : arkadaşları arasındaki lakabıyla h2o, yani sulu sait. ünlü hikayeci sait faik abasıyanık
697 rahmi efendi : ünlü hekim, politikacı, şair ve akıl hastalıkları uzmanı dr.rahmi duman
748 saffet efendi : ünlü hukukçu saffet nezihi bölükbaşı
725 feridun efendi : ünlü gazeteci ve yazar hikmet feridun es
sabri efendi : türk politika ve diplomasi hayatının unutulmaz isimlerinden, eski dışişleri bakanı ihsan sabri çağlayangil
sıtkı efendi : demokrat parti döneminin ünlü bakanlarından sıtkı yırcalı
ve daha niceleri…
hepsi, o “iğneci sınıf”ın meşhur “iğneciler”i arasından çıktılar…
hikmet feridun es’in şu sözü çok meşhurdur.
“biz 43 iğneci idik. fakat sonradan o kadar çok kişi iğneci sınıftan olduğunu iftiharla iddia etti ki, hayret etmemek mümkün değil …”
devamını gör...