ingiltere'nin normanlar tarafından fethi
başlık "kuhn" tarafından 21.07.2024 15:22 tarihinde açılmıştır.
1.
gelişme ki 1066 tarihinde gerçekleşen ve bir batı cermen halkı olan ingilizler'in kaderini sonsuza kadar değiştiren.
bunların o dönem vefat eden bir kralı vardı, günah çıkartıcı edward olacak adı. bunun için hak vaki olduğunda bunun bir oğlu yoktu, bu da bir veraset krizi doğurdu. üç aday çıktı meydana: ölen kralın ardından ülkedeki en güçlü adam olan harold godwinson, normandiya dükü piç william ve norveç kralı haraldr hardrada. tabii bu arkadaşların ingiltere gibi bir ülkeyi ele geçirmek için kendilerini meşrulaştıracak birtakım hikayelere ihtiyaçları vardı, her biri kendilerince ve destekçilerince kabul edilebilir sebeplere sarıldı.
ülkede bulunan tek kral adayı olan godwinson'ın iddiası başında olduğu ailenin olmasıydı ülkenin en güçlüsü. muzaffer olacak adayımız dük william ise öne sürdü kral edward'ın tahtı kendisine bırakan ve harold'un da bu vasiyeti uygulayacağını söyleyen sözünü. son adayımız olan norveç kralı haraldr hardrada ise dayandı eski bir anlaşmaya: eski norveç ve ingiltere kralları demişlerdi ki biri varissiz ölürse diğeri çıkacak iki tahta.
godwinson'ın durumu savunmaydı, fransız kıyılarında hava bozuk olduğundan ilk saldıran ise hardradaydı. kral yaşamıştı tam bir viking hayatı, bunu güçlendirmek için ilk olarak eski viking üssü york'a çıktı. burada kurdu kampını, küçük bir şeyi ise atladı: anglosakson ordusunun hızı. godwinson tahmin edilenden erken vardı vikinglerin üstüne, harp etti onlarla köprüde: standford köprüsü harbinde anglosaksonlar galebe çaldı, savaş meydanında viking kralı'nın bile ruhu bedeninden ayrıldı.
godwin'e ise zaferini kutlayacak bile zaman kalmadı, düzelen hava sayesinde piç william ingiltere karasına ayak basmıştı. anglosakson kral aldırmadı ordusunun yorgunluğuna, aynı hızla sürdü atını doğru normanlar'a. normanlar demişken, bunlar bir garip halktı: fransızcaydı dilleri, viking idi savaşkanlıkları.
bir an evvel tahtına kurulma derdinde olan harold derhal tutuştu savaşa, hatta bir ara üstünlük kurdu normanlara. öyle ki william yaralandı, askerleri liderleri öldü sandı. netekim william da harold'dan aşağı kalmıyordu askerlikte, birliklerinin dağılışına engel olmayı başardı bir şekilde. tam bu esnada bir kör ok havalandı norman birliklerinden, anglosakson kralını vuruverdi gözünden. oracıkta harold göçtü alemi bekaya, tahta hak iddia edenlerden bir tek piç william kaldı hayatta. norman dükü babasıyla alelade bir kadının çocuğu olarak doğan piç william, oldu o anda sana fatih william.
yine de henüz her şey bitmemişti, kuzeyde örgütlendi son bir anglosakson direnişi. fatih ise kolayca bunları ezdi geçti, otoritesini tamamen yerleştirdi. memleketin tüm soyluları fransızdı, anglosaksonlar ise sadece sıradan halktı. bu yüzden uzunca bir süre ingiliz kralları bir kelime ingilizce bilmeyen adamlardı. bu durum ise sürmedi uzun, bir birleşme sağlandı: bu da açıklar ingilizce'deki fransızca kelimelerin sayısını.
değişiklikler dil ile sınırlı kalmadı, siyasi düzene de sıçradı: avrupa'nın feodal yapısı da girdi ingiltere'ye normanlar ile birlikte, memleket koca koca kalelerle tanıştı böylece. bu da açıkladı bu istilasının ingiltere'ye yönelik son istila olmasını: ne napolyon zapt edebildi ingiltere'yi sonraları, ne de nazi almanyası.
sözlüğün mü bilmem ama benim ilk manzum entryim oldu bu*. olsun hayırlı ve de uğurlu.
edit: bir de normanlar'ın güney italya'yı fethi vardır bu olay gibi avrupa kıtasının kaderini etkileyen epeyce, kısmetse bir ara ona da bir manzum entry neşredeceğim ileride.
bunların o dönem vefat eden bir kralı vardı, günah çıkartıcı edward olacak adı. bunun için hak vaki olduğunda bunun bir oğlu yoktu, bu da bir veraset krizi doğurdu. üç aday çıktı meydana: ölen kralın ardından ülkedeki en güçlü adam olan harold godwinson, normandiya dükü piç william ve norveç kralı haraldr hardrada. tabii bu arkadaşların ingiltere gibi bir ülkeyi ele geçirmek için kendilerini meşrulaştıracak birtakım hikayelere ihtiyaçları vardı, her biri kendilerince ve destekçilerince kabul edilebilir sebeplere sarıldı.
ülkede bulunan tek kral adayı olan godwinson'ın iddiası başında olduğu ailenin olmasıydı ülkenin en güçlüsü. muzaffer olacak adayımız dük william ise öne sürdü kral edward'ın tahtı kendisine bırakan ve harold'un da bu vasiyeti uygulayacağını söyleyen sözünü. son adayımız olan norveç kralı haraldr hardrada ise dayandı eski bir anlaşmaya: eski norveç ve ingiltere kralları demişlerdi ki biri varissiz ölürse diğeri çıkacak iki tahta.
godwinson'ın durumu savunmaydı, fransız kıyılarında hava bozuk olduğundan ilk saldıran ise hardradaydı. kral yaşamıştı tam bir viking hayatı, bunu güçlendirmek için ilk olarak eski viking üssü york'a çıktı. burada kurdu kampını, küçük bir şeyi ise atladı: anglosakson ordusunun hızı. godwinson tahmin edilenden erken vardı vikinglerin üstüne, harp etti onlarla köprüde: standford köprüsü harbinde anglosaksonlar galebe çaldı, savaş meydanında viking kralı'nın bile ruhu bedeninden ayrıldı.
godwin'e ise zaferini kutlayacak bile zaman kalmadı, düzelen hava sayesinde piç william ingiltere karasına ayak basmıştı. anglosakson kral aldırmadı ordusunun yorgunluğuna, aynı hızla sürdü atını doğru normanlar'a. normanlar demişken, bunlar bir garip halktı: fransızcaydı dilleri, viking idi savaşkanlıkları.
bir an evvel tahtına kurulma derdinde olan harold derhal tutuştu savaşa, hatta bir ara üstünlük kurdu normanlara. öyle ki william yaralandı, askerleri liderleri öldü sandı. netekim william da harold'dan aşağı kalmıyordu askerlikte, birliklerinin dağılışına engel olmayı başardı bir şekilde. tam bu esnada bir kör ok havalandı norman birliklerinden, anglosakson kralını vuruverdi gözünden. oracıkta harold göçtü alemi bekaya, tahta hak iddia edenlerden bir tek piç william kaldı hayatta. norman dükü babasıyla alelade bir kadının çocuğu olarak doğan piç william, oldu o anda sana fatih william.
yine de henüz her şey bitmemişti, kuzeyde örgütlendi son bir anglosakson direnişi. fatih ise kolayca bunları ezdi geçti, otoritesini tamamen yerleştirdi. memleketin tüm soyluları fransızdı, anglosaksonlar ise sadece sıradan halktı. bu yüzden uzunca bir süre ingiliz kralları bir kelime ingilizce bilmeyen adamlardı. bu durum ise sürmedi uzun, bir birleşme sağlandı: bu da açıklar ingilizce'deki fransızca kelimelerin sayısını.
değişiklikler dil ile sınırlı kalmadı, siyasi düzene de sıçradı: avrupa'nın feodal yapısı da girdi ingiltere'ye normanlar ile birlikte, memleket koca koca kalelerle tanıştı böylece. bu da açıkladı bu istilasının ingiltere'ye yönelik son istila olmasını: ne napolyon zapt edebildi ingiltere'yi sonraları, ne de nazi almanyası.
sözlüğün mü bilmem ama benim ilk manzum entryim oldu bu*. olsun hayırlı ve de uğurlu.
edit: bir de normanlar'ın güney italya'yı fethi vardır bu olay gibi avrupa kıtasının kaderini etkileyen epeyce, kısmetse bir ara ona da bir manzum entry neşredeceğim ileride.
devamını gör...
2.
ulan bende ingiltere kraliyet ailesindenim diye havalanıyorum, meğersem piç'in tekinin soyundanmışım .
gerçi fransız sarayını piçleri meşhurdur ,kral olan hep eli s.kinde gezerdi bulduğu s.kerdi,bir nevi deli ibrahim olayı.
vadaaaaa ..
gerçi fransız sarayını piçleri meşhurdur ,kral olan hep eli s.kinde gezerdi bulduğu s.kerdi,bir nevi deli ibrahim olayı.
vadaaaaa ..
devamını gör...
3.
#3078035
çok eşlilik olmayınca böyle oluyor. doğuda eş alıyorlar, kesmeyince cariye alıyorlar. piç diye bir kavram oluşmuyor dolayısıyla. batıda tek eş kesmiyor olacak ki metresi olmayan yok krallar arasında. zaten ingiltere'nin katolik kilisesinden ayrılma sebebi de bu karı meselesi: 8. henry olacak bir krallarının oğlu olmuyordu, bu yolda iki karı boşadı adam. katolik kilisesi bunları onaylamayınca ayrı kilise kurdu adam, anglikan kilisesi. kızların tahta çıkabilmesini de açıklar bu bence, krallar tek eşli olduklarından çocuk sayıları da çok eşli olanlara nazaran daha az oluyor; bunu dengelemek için kızlar da tahta çıksın kabulü gelişti sanırım. yine de prensesler verasette hep gerisindeydi erkeklerin.
çok eşlilik olmayınca böyle oluyor. doğuda eş alıyorlar, kesmeyince cariye alıyorlar. piç diye bir kavram oluşmuyor dolayısıyla. batıda tek eş kesmiyor olacak ki metresi olmayan yok krallar arasında. zaten ingiltere'nin katolik kilisesinden ayrılma sebebi de bu karı meselesi: 8. henry olacak bir krallarının oğlu olmuyordu, bu yolda iki karı boşadı adam. katolik kilisesi bunları onaylamayınca ayrı kilise kurdu adam, anglikan kilisesi. kızların tahta çıkabilmesini de açıklar bu bence, krallar tek eşli olduklarından çocuk sayıları da çok eşli olanlara nazaran daha az oluyor; bunu dengelemek için kızlar da tahta çıksın kabulü gelişti sanırım. yine de prensesler verasette hep gerisindeydi erkeklerin.
devamını gör...
4.
#3078022
e ozaman 'kelt' diye anılan insanlar kim? bu tarihçede yer almıyorlar
keltler olmalı oralarda, daha eski mi acaba?
e ozaman 'kelt' diye anılan insanlar kim? bu tarihçede yer almıyorlar
keltler olmalı oralarda, daha eski mi acaba?
devamını gör...
5.
#3078180
keltler 500-600lü yıllarda danimarka'nın güneyi ile almanya'nın kuzeyinden yapılan sakson, angıl ve jut göçleriyle ya iskoçya, galler ve irlanda tarafına çekildiler ya da bu kavimlere karışıp cermenleştiler. 800-900lü yıllarda britanya adaları'nın şimdiki ingiltere'ye karşılık gelen topraklarında neredeyse hiç kelt kalmamıştı artık. bu cermen kavimlerinin britanya'ya göç etme sebebi kendi aralarındaki mücadelelerde yenişemeyen kelt krallıklarının epeyce savaşçı olan bu kavimlerden paralı asker devşirmesiydi. bu askerlerin sayıları epey artınca kelt kralları için değil kendileri için savaşmaya başladılar.
keltler savaş konusunda pek maharetli değil, avrupa'dan da roma ve kavimler göçü yüzünden atıldılar. şu anda en çok irlanda'da kelt mirası vardır, bu üç ülke* ingiltere hâkimiyetine girince kültürel ve mezhepsel olarak da ingiltere'nin etkisinde kaldılar; onların hristiyanlığı daha farklıydı mesela. önce katolikleştirildiler, sonra ingiltere anglikan olunca anglikanlaştırılmaya çalışıldılar. bu yüzden*, özellikle de irlanda, pek sevmez ingiltere'yi.
keltler 500-600lü yıllarda danimarka'nın güneyi ile almanya'nın kuzeyinden yapılan sakson, angıl ve jut göçleriyle ya iskoçya, galler ve irlanda tarafına çekildiler ya da bu kavimlere karışıp cermenleştiler. 800-900lü yıllarda britanya adaları'nın şimdiki ingiltere'ye karşılık gelen topraklarında neredeyse hiç kelt kalmamıştı artık. bu cermen kavimlerinin britanya'ya göç etme sebebi kendi aralarındaki mücadelelerde yenişemeyen kelt krallıklarının epeyce savaşçı olan bu kavimlerden paralı asker devşirmesiydi. bu askerlerin sayıları epey artınca kelt kralları için değil kendileri için savaşmaya başladılar.
keltler savaş konusunda pek maharetli değil, avrupa'dan da roma ve kavimler göçü yüzünden atıldılar. şu anda en çok irlanda'da kelt mirası vardır, bu üç ülke* ingiltere hâkimiyetine girince kültürel ve mezhepsel olarak da ingiltere'nin etkisinde kaldılar; onların hristiyanlığı daha farklıydı mesela. önce katolikleştirildiler, sonra ingiltere anglikan olunca anglikanlaştırılmaya çalışıldılar. bu yüzden*, özellikle de irlanda, pek sevmez ingiltere'yi.
devamını gör...
6.
norman dediği, bugün fransa' nın kuzey batısında normandiya' da oturan fransızlaşmış vikingler. bu nedenle uzun süre ingiliz kralları normandiya' da hak istedi. bugün ki (bkz: kanal adaları) bu tarihte ingiltere' de kalan küçük topraktır.
devamını gör...
7.
benim ezcümle anladığım;
anglo-sakson dediğimiz halklar kuzey avrupadan güneye ve britanya-irlandaya yürümüş ve ora yerellerini kendileştirmiş...
ingiliz kültürü bin yıllık bir şey
ama dil farklılıkları sanki germen kökenli olmayan bir yerel halk geçmişini gerektiriyor. en iyisi bu konuda bir kitap bulup okumak. kafam karıştı bak yine
anglo-sakson dediğimiz halklar kuzey avrupadan güneye ve britanya-irlandaya yürümüş ve ora yerellerini kendileştirmiş...
ingiliz kültürü bin yıllık bir şey
ama dil farklılıkları sanki germen kökenli olmayan bir yerel halk geçmişini gerektiriyor. en iyisi bu konuda bir kitap bulup okumak. kafam karıştı bak yine
devamını gör...