1.
kamu veya özel bankaların topladıkları mevduatın belirli bir oranının günlük nakit ihtiyacını karşılamak üzere tutmalarına ve geri kalanını kredi açmakta veya plasmanlarında kullanmalarına dayanan sistemdir. bu konuda her ülkede değişiklik gösteren bankacılıkla ilgili yasalar ve düzenlemeler ne oranda karşılık bulundurulacağını belirlemektedir. diyelim ki bu oran yüzde 25 ise banka, mevduat olarak kendisine yatırılan 100 liranın 25 lirasını karşılık olarak ayırır geri kalan 75 lirasını da kredi açmada kullanır.
devamını gör...
2.
eğer bu başlığa zeitgeist belgeselini izleyip geldiyseniz ve olayı anlamak için okuyorsanız buyrun anlatalım:
öncelikle merkez bankası'nın hazine ve maliye bakanlığı'na borç para vermesi kanunla yasaklanmıştır. peki bakanlık parayı nasıl alıyor diye düşünüyorsanız şöyle:
1: merkez bankası parayı basar.
2: bankalar belli bir faiz oranıyla merkez bankası'ndan parayı isterler ama merkez bankası onlardan devlet tahvil'i ister.
3: tahvil'i ise hazine ve maliye bakanlığı çıkartır.
doğal olarak dolaylı olarak merkez bankası araya bankaları koyarak hazine ve maliye bakanlığı'na borç para verir.
devlet, tahvili yüzde 10 faiz oranıyla 100.000 tl olarak çıkardı diyelim.. yüzde 10 faiz oranıyla 110.000 tl borçlanıyor. o 10.000 tl'yi nereden bulacak? ya aldığı 100.000 liraya üretimle değer kazandıracak ya da yeniden borçlanacak. her borçlandığında ise enflasyon gerçekleşiyor.
şimdi gelelim kısmi rezerv sistemine. banka merkez bankasından aldığı 100.000 tl'nin belli bir oranını kasasında saklamak zorunda. diyelim bu oran "yüzde 10." yani 10.000 tl'yi atıyor kasasına. bu 10.000 tl harbi reel 10.000 tl. yani elle tutulabilir. geriye kaydi (sanal diyelim) olarak 90.000 tl kalıyor. birisi kendisinden kredi istediğinde elinde bulundurduğu 90.000 tl'sine güvenerek deyim yerindeyse havadan para yaratıyor. nasıl yaratıyor? geldin istedin 30.000 tl. banka diyor ki "zaten kasada 90.000 var, dur o 90.000'e hiç dokunmadan kağıdın üzerinde ya da elektronik ortamda yaratayım 30.000 tl'yi." böyle böyle diyelim 200.000 tl kredi yaratıp dağıttı. ama kasasında 90.000 tl var. şimdi herkes o 200.000 tl'yi nakit olarak isterse ne olur? banka batar.
ha bir de her para yarattığında piyasada var olan para miktarı ile reel para miktarı arasında fark açılıyor. haberleri okuduysanız merkez bankası reelde 300 milyar lira civarı para basmış ama bankalar 4 kat trilyon kredi vermiş. aradaki o para reelde yok anlayacağınız. sadece sistemde var. ve bu yüzden enflasyon oluyor, sürekli de olacak.
ekonomi çoğu kişi için bilim olarak görülse de fen bilimleri gibi değil maalesef. ekonomi çok katmanlı bir yapı. faiz enflasyon büyüme arasındaki ilişkiler her zaman istendiği gibi gitmeyebiliyor. insan davranışları ekonominin en temel yapı taşı. bu yüzden ekonomik anlamda gelişmenin en temel yapısı insanın eğitimden geçiyor. ekonomi en çok psikoloji ile ilgili bir dal. psikoloji iyiyse ekonomi iyi, psikoloji kötüyse ekonomi kötü. bu iş bu kadar basit.
öncelikle merkez bankası'nın hazine ve maliye bakanlığı'na borç para vermesi kanunla yasaklanmıştır. peki bakanlık parayı nasıl alıyor diye düşünüyorsanız şöyle:
1: merkez bankası parayı basar.
2: bankalar belli bir faiz oranıyla merkez bankası'ndan parayı isterler ama merkez bankası onlardan devlet tahvil'i ister.
3: tahvil'i ise hazine ve maliye bakanlığı çıkartır.
doğal olarak dolaylı olarak merkez bankası araya bankaları koyarak hazine ve maliye bakanlığı'na borç para verir.
devlet, tahvili yüzde 10 faiz oranıyla 100.000 tl olarak çıkardı diyelim.. yüzde 10 faiz oranıyla 110.000 tl borçlanıyor. o 10.000 tl'yi nereden bulacak? ya aldığı 100.000 liraya üretimle değer kazandıracak ya da yeniden borçlanacak. her borçlandığında ise enflasyon gerçekleşiyor.
şimdi gelelim kısmi rezerv sistemine. banka merkez bankasından aldığı 100.000 tl'nin belli bir oranını kasasında saklamak zorunda. diyelim bu oran "yüzde 10." yani 10.000 tl'yi atıyor kasasına. bu 10.000 tl harbi reel 10.000 tl. yani elle tutulabilir. geriye kaydi (sanal diyelim) olarak 90.000 tl kalıyor. birisi kendisinden kredi istediğinde elinde bulundurduğu 90.000 tl'sine güvenerek deyim yerindeyse havadan para yaratıyor. nasıl yaratıyor? geldin istedin 30.000 tl. banka diyor ki "zaten kasada 90.000 var, dur o 90.000'e hiç dokunmadan kağıdın üzerinde ya da elektronik ortamda yaratayım 30.000 tl'yi." böyle böyle diyelim 200.000 tl kredi yaratıp dağıttı. ama kasasında 90.000 tl var. şimdi herkes o 200.000 tl'yi nakit olarak isterse ne olur? banka batar.
ha bir de her para yarattığında piyasada var olan para miktarı ile reel para miktarı arasında fark açılıyor. haberleri okuduysanız merkez bankası reelde 300 milyar lira civarı para basmış ama bankalar 4 kat trilyon kredi vermiş. aradaki o para reelde yok anlayacağınız. sadece sistemde var. ve bu yüzden enflasyon oluyor, sürekli de olacak.
ekonomi çoğu kişi için bilim olarak görülse de fen bilimleri gibi değil maalesef. ekonomi çok katmanlı bir yapı. faiz enflasyon büyüme arasındaki ilişkiler her zaman istendiği gibi gitmeyebiliyor. insan davranışları ekonominin en temel yapı taşı. bu yüzden ekonomik anlamda gelişmenin en temel yapısı insanın eğitimden geçiyor. ekonomi en çok psikoloji ile ilgili bir dal. psikoloji iyiyse ekonomi iyi, psikoloji kötüyse ekonomi kötü. bu iş bu kadar basit.
devamını gör...