kitap alıntıları
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
başlık "mesteral" tarafından 08.11.2020 11:05 tarihinde açılmıştır.
2021.
…
arada sırada kumru'ya bakıyordu. sırt çantasını çıkarmadığından biraz öne eğik oturuyor, bacaklarının arasında tuttuğu poşeti hafifçe sallıyordu. poşetin içine bakıyordu sanki. hoş görünüyordu, kederli görünüyordu. bir an, sussam da ağlamaya mı başlasam, diye düşündü sulhi. ama bir kez konuşmaya başladı mı, duramazdı. aklı daldan dala sıçrar, hatıralar tarlasına dalar, bütün çiçektozlarını toplar sonra bir güzel...
"efendim!" dedi sulhi, kulaklarına inanamıyordu. gözlerini poşetten ayırmadan tekrarladı kumru: "ben de aşık oldum."
"aman tanrım! ne olmuş, ne olmuş!" sulhi'nin kalbi deli gibi çarpıyordu. hemen bir şey yapması, söylemesi gerekiyordu ama ne!
"aman tanrım, aman tanrım, ne yapacağım şimdi, nasıl bir şey bu! daha kaç yaşında? kalbi küçücüktür daha. üstelik, bütün süt dişlerini döktü mü bakalım! diğer şeyleri söylemiyorum bile, değil mi, onları saymıyorum bile, ne olacak şimdi, ne yapacağım ben şimdi?"
sonunda bir filmden ya da televizyonda izlediği uyduruk bir diziden aklında kalan bir cümlede durdu:
"kimmiş bakalım bu yakışıklı?"
"yakışıklı değil... yürüyelim mi sulhi?" dedi kumru, kim inanır, daha on iki yaşında! sınıflarındaki bir çocukmuş. adı can. kumru'nun kalemlerini, defterlerini, teneffüslerde çöp kutusuna atıyormuş. kumru teneffüsten dönünce bir bakıyormuş ki sırasının üstü boş, her şeyi çöp kutusunda. yapma, demiş birkaç kez. o zaman da can, tebeşir tozuna bulanmış silgiyi alıp yüzüne doğru üflemeye, formasının kuşağını koparmaya, tokasını saçından alıp kaçırmaya başlamış. böyle bir sürü şey. düpedüz vahşi bu çocuk.
"bu yaramaza mı aşık oldun?"
"bir tek bana yapıyor bunları ama. yaramaz filan değil aslında. bir tek bana..."
sulhi yanakları kıpkırmızı, kumru'yu omzundan tutup kendine doğru çekti. söyleyecek bir şeyi yoktu. karanfil sokağı'ndan aşağı, kızılay'a doğru yürüdüler. meşrutiyet caddesi'ne gelince konur sokağı'na girdiler. sulhi bir kitapçının önünde durdu, "sana ne zamandır almak istediğim bir kitap var. artık okumanın zamanı geldi sanırım," diyerek bir "gönülçelen" aldı kumru'ya. kitabı alınca küçük kızımız sarılıp öptü sulhi'yi. hediye almaya alışık biriydi. "senden istediğim bir şey var ama," dedi sulhi, "söz ver bana, otuz yaşına gelince bu kitabı bir kez daha okuyacaksın." nedenini sormadan kabul etti kumru. artık kızılay'ın kalabalığı içindeydiler. otobüse binene dek konuşmadılar. sonra sulhi sordu: "aşık olduğunu ona söyledin mi?" "söylemedim," dedi kumru, sustu...
"bütün o saçmalıkları yapmaktan vazgeçer diye korkuyorum."
ama bu kadarı da fazla! on iki yaşında bir çocuğun ağzından aşkın tarifi. kalbin içinde olan bitenin yakın plan görüntüsü...
…
(bkz: veciz sözler)
devamını gör...
2022.
hayat böyle bir şeydi işte, bazen en karanlık ve en aydınlık zamanları aynı anda yaşatıyordu. bir yandan alırken, öbür yandan veriyordu.
devamını gör...
2023.
2024.
dün annem ölmüş, belki de bugün bilmiyorum.
camus- yabancı
camus- yabancı
devamını gör...
2025.
"pencereleri yalnızlığa açılıyordu." - yerdeniz büyücüsü.
devamını gör...
2026.
bir gün gelir ;
dünyanın bir yerinde yıllarca senin haberin olmadan yaşamış birine,
bütün hayatını anlatmak istersin.
murathan mungan
dünyanın bir yerinde yıllarca senin haberin olmadan yaşamış birine,
bütün hayatını anlatmak istersin.
murathan mungan
devamını gör...
2027.
vücudumuz, sadece bacaklar, kollar gibi uzuvlardan oluşsaydı, hayata tahammül etmek kolay olurdu. ne yazık ki içimizde kalp adını verdiğimiz o küçük organı da barındırırız.
devamını gör...
2028.
“ve nerede bir nefret bulacağımızı düşünürsek orada bir tanrı bulacağız; nerede bir başkasını öldürmeyi düşünsek kendimizi öldüreceğiz; nerede dışa doğru yol almayı umsak; orada kendi varlığımızın merkezine geleceğiz ; nerede yalnız olduğumuzu sansak orada bütün dünyayla birlikte olacağız.”
the hero with a thousand faces - joseph campbell
devamını gör...
2029.
"insan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı."
sabahattin ali’nin içimizdeki şeytan’dan.
devamını gör...
2030.
bir dikiş,
iki dikiş,
vazgeçiş.
iki dikiş,
vazgeçiş.
devamını gör...
2031.
öyle ya, tuzun kuru senin. benim gibi iç savaşlar vermek zorunda değilsin.
ben yüreğini satılığa çıkaranlardan değilim. ondaki acı ve coşkuyla onun bunun gözünü boyamaktan nefret ederim. acıya dayanmayı öğrensin, çünkü sadece kendi acısını değil, sayısız acıları yüklenmeyi öğretmeliyim ona!
sevgi soysal <3
devamını gör...
2032.
ali ata bak
devamını gör...
2033.
"bir odanın içinde dünya kaygımı çoğaltıyorum, kendimi tükettiğim sırada. günlerce cansız bir nesne olmadığıma içerledim. hayali biri olmak istedim. kendim yüzünden hiçbir şey yapamadım. kaygılarım, hüznüm ile bir araya gelince denizin ortasında kendi kayığını delen, batması için daha çok zarar veren biri gibi yaptı beni. batıyorum, bunalıyorum. bulantı halinde her şey. hiçbir yere ait olamıyorum."
fırat tosun - sanrı
fırat tosun - sanrı
devamını gör...
2034.
"ey kör! aç gözünü de düşlerden uyan. simurg'u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. kaf dağına varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret. bırak dünyanın haritasını yapmayı! daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. "
puslu kıtalar atlası
puslu kıtalar atlası
devamını gör...
2035.
2036.
"sayısız esrar var. insanın yeryüzünde rahatını kaçıran muammaların haddi hesabı yok! bildiğin gibi çöz, sonra da zeytinyağı gibi üste çık. hele o güzellik! hem kalbi, hem zekası çok yüksek bir adamın bazen meryem ana ideali ile başlayıp sodom'da karar kılmasına dayanamıyorum. daha korkuncu, sodom idealini içinde taşırken ruhu meryem ana'yı inkar edemiyor; tıpkı temiz, ilk gençlik yıllarındaki gibi bunun uğruna için için yanıyor. yo, insan varlığı çok geniş, gereğinden fazla geniş; ben kendi hesabıma bunu sınırladım doğrusu. şeytanın bile içinden çıkamayacağı bir karışıklık var. aklın aşağılık saydığında kalp çoğu zaman güzellik buluyor. sodom'da mı bu güzellik? inan ki, insanların çoğu için bundadır; bu sırrı biliyor muydun? feci olan yanı, güzelliğin yalnız korkunç değil, aynı zamanda esrarlı oluşu... bu, şeytanın tanrıyla boy ölçüşmesi; dövüş alanı olarak insan kalbini seçmiş. kısacası, herkes kendi derdine yansın bakalım. biz asıl konumuza geçelim."
devamını gör...
2037.
devamını gör...
2038.
devamını gör...
2039.

oğuz atay geldi aklıma. kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşayamamak meselesi. bu kitabı seveceğim gibi bir his var içimde. umarım yanılmıyorumdur.
bir tereddüdün romanı
devamını gör...
2040.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103