kızılcık şerbetinin hikayesi

şerbet,osmanlı döneminde şifa ve serinletici etkisinin yanında kimi zaman kötü haberlerin de sembolü olmuş.şöyle ki;

'divanı-ı hümayun'da idama mahkum edilen siyasetçiler, bostancıların kollarında balıkhane kasrına

(gülhane parkı’nın sahile yakın kısmında bulunan aşı boyalı bina) gönderilir, haklarındaki hüküm kesinleşene kadar 3 gün burada

bekletilirmiş.bu süre zarfında karar aman bi yanlışlık olmasın diye divan-ı hümayun'da tekrar görüşülür, mahkum ya bağışlanır ya da infaz emri kesinleşirmiş.

üç gün boyunca dillerine dua, aff-ı şahane'ye (padişah affı) mazhar olmak hayali, üçüncü günün sonunda gözleri zindanın demir kapısında.çünkü bostancı cellat elinde tepsiyle gelecek nihai kararı getirecek.

tepsinin içinde ölüm ile yaşam sunan şerbet var. ya beyaz olacak ya da kırmızı.beyaz renkli ise aff-ı şahane.yani affedildiği anlamına gelirmiş ki mahkum kuyuda soğutulmuş beyaz şerbeti afiyetle yudumlar, bostancının eşliğinde sahile inerek, bostancı kayıkhanesinde hazırlanmış çektiriye binerek sürgün yerine gidermiş.

(idamdan affedilen sürgüne gönderiliyor)

eğer ki şerbetin rengi kıpkırmızı ise yani gelen kızılcık şerbeti ise

idamın kesinleştiği anlamına gelirmiş ki bu da ölüm demek, ki zaten

'ölüm şerbetiecel şerbeti" olarak da anılırmış. şerbeti içen mahkum bostancı eşliğinde, infaz için, topkapı sarayı'nın bab-ı hümayun'la babusselam arasında kalan cellat çeşmesi'nin önündeki cellat taşı'nın yanına getirilirmiş.sonrası malum.

“alıntı”

kondomun ve doğum kontrolünün varlığından habersiz 30 kişinin hikayesidir. iddiaya göre gerçek bir hayat hikayesidir.

(bkz: kızılcık şerbeti)