komplo teorilerine inanan insanlar
başlık "insan insanoğlu" tarafından 19.01.2021 19:57 tarihinde açılmıştır.
1.
son zamanlarda sosyal medyanında yardımı ile son sürat yayılan bilimsel temeli olmayan iddialara inanan insanlardır.
aşılarla insanlara çip takacaklarına inanmaları gibi.
ılluminati veya aya gidilmedi, stüdyoda film çekilerek aya ayak basıldı demek gibi vs...
gerçekten bilimsel kanıtları görmek ve bilmiyorsa araştırmak yerine, kaynağı güvenilir olmayan iddialara kolayca inanabiliyorlar. şahsen hayretler içinde izliyorum.
evrim ağacı gibi bilimsel kaynaklara dayalı anlatım yapan kanallar bunu çok net gözler önüne seriyor.
ek: olanlardan anlaşılana göre, aynı tas aynı hamam. değişen bişey yok. yine araştırma, okuma zahmetine girmeden mantık yürüterek sallamaya devam. ne diyebilirim ki? akıl diliyorum. kendime de insanlara da...
aşılarla insanlara çip takacaklarına inanmaları gibi.
ılluminati veya aya gidilmedi, stüdyoda film çekilerek aya ayak basıldı demek gibi vs...
gerçekten bilimsel kanıtları görmek ve bilmiyorsa araştırmak yerine, kaynağı güvenilir olmayan iddialara kolayca inanabiliyorlar. şahsen hayretler içinde izliyorum.
evrim ağacı gibi bilimsel kaynaklara dayalı anlatım yapan kanallar bunu çok net gözler önüne seriyor.
ek: olanlardan anlaşılana göre, aynı tas aynı hamam. değişen bişey yok. yine araştırma, okuma zahmetine girmeden mantık yürüterek sallamaya devam. ne diyebilirim ki? akıl diliyorum. kendime de insanlara da...
devamını gör...
2.
bu sıralar aşı konusunda şüphecilikleriyle gündem olmuş insanlardır. elbette biyolojik silahtan, çiplerden, dünyanın nüfusunu azaltmaya çalışıyorlardan bahseden radikal bir kesimi mevcuttur.
ama burada bir soruyu sormamız gerekiyor. bu insanlar durduk yere mi şüpheci oluyorlar? hatırlayacak olursak çıkıp açıklamalar yapan tüm tıp profesörlerimiz aşının üretimiydi, kontrolüydü, denemesiydi derken en iyi tahminle iki yılda kullanılmaya başlanabileceğini söylüyordu. bunu söylerken herhalde bu zamana kadar öğrendikleriyle, bildikleriyle konuşuyorlardı.
ama daha bir yıl olmadan aşılar peş peşe piyasaya sürüldü. şimdi bizim profesörlerin hepsi aşı fanatiği olmuş. e bilader siz değil miydiniz minimum 2 yıl lazım diyen. ülkemizde mrna aşıları hakkında yetkin tıpçı var mı acaba? yoksa hepsi uluslararası konjonktür nereden eserse onun çığırtkanlığını mı yapıyorlar?
aşı sadece kronik hastalığı olanlara ya da yaşlılara yapılmıyor. belki milyarlarca insan aşılanacak. hadi inaktif aşı için risk yok diyelim peki pfizer'ın geliştirdiği aşının ileride kanserlere ya da otoimmün rahatsızlıklara yol açmayacağından emin miyiz? bu ihtimallerden bahseden tıp uzmanlarının neden sesi kesiliyor? ben ne tıp profesörüyüm ne de mikrobiyolojiden anlarım. ama işin kontrol ve deneme kısmının hızla geçildiğini pekala görebiliyorum.
elon musk geçenlerde insan beynine yerleştirilen neurolink çipini tanıttı. çipin piyasaya sürüldüğünü varsayalım, aklı başında hiçbir insan bunu kafasına taktırmak için sıraya girmez. ya da yeni bir ilaç çıksa mecbur değilseniz kullanmazsınız. insanın kendi hayatı ve bedeninden bahsediyoruz, risk kabul etmeyecek bir konu. ama dünyada ilk kez toplu şekilde uygulanacak yeni bir aşı türü için aynı şeyi düşünürseniz gerici oluyorsunuz, toplum sağlığını riske atmakla suçlanıyorsunuz.
sormak zorundayız. bu hastalık kara veba gibi insanı kırıp geçirmiyor. çok büyük ölçüde yaşlılar ve kronik rahatsızlıkları olanlar için tehdit arz ediyor. sadece onlar aşılansa anlarım. ama aşı üzerinde bir yıl daha çalışıp riskleri azaltmak ve etkisini arttırmak yerine neden acele ediliyor? birbirini öldürüp sömürmek için silahlanma yarışına giren dünya insanlığı çok mu umursuyor yoksa piyasalar mı kurtarılmak isteniyor?
ama burada bir soruyu sormamız gerekiyor. bu insanlar durduk yere mi şüpheci oluyorlar? hatırlayacak olursak çıkıp açıklamalar yapan tüm tıp profesörlerimiz aşının üretimiydi, kontrolüydü, denemesiydi derken en iyi tahminle iki yılda kullanılmaya başlanabileceğini söylüyordu. bunu söylerken herhalde bu zamana kadar öğrendikleriyle, bildikleriyle konuşuyorlardı.
ama daha bir yıl olmadan aşılar peş peşe piyasaya sürüldü. şimdi bizim profesörlerin hepsi aşı fanatiği olmuş. e bilader siz değil miydiniz minimum 2 yıl lazım diyen. ülkemizde mrna aşıları hakkında yetkin tıpçı var mı acaba? yoksa hepsi uluslararası konjonktür nereden eserse onun çığırtkanlığını mı yapıyorlar?
aşı sadece kronik hastalığı olanlara ya da yaşlılara yapılmıyor. belki milyarlarca insan aşılanacak. hadi inaktif aşı için risk yok diyelim peki pfizer'ın geliştirdiği aşının ileride kanserlere ya da otoimmün rahatsızlıklara yol açmayacağından emin miyiz? bu ihtimallerden bahseden tıp uzmanlarının neden sesi kesiliyor? ben ne tıp profesörüyüm ne de mikrobiyolojiden anlarım. ama işin kontrol ve deneme kısmının hızla geçildiğini pekala görebiliyorum.
elon musk geçenlerde insan beynine yerleştirilen neurolink çipini tanıttı. çipin piyasaya sürüldüğünü varsayalım, aklı başında hiçbir insan bunu kafasına taktırmak için sıraya girmez. ya da yeni bir ilaç çıksa mecbur değilseniz kullanmazsınız. insanın kendi hayatı ve bedeninden bahsediyoruz, risk kabul etmeyecek bir konu. ama dünyada ilk kez toplu şekilde uygulanacak yeni bir aşı türü için aynı şeyi düşünürseniz gerici oluyorsunuz, toplum sağlığını riske atmakla suçlanıyorsunuz.
sormak zorundayız. bu hastalık kara veba gibi insanı kırıp geçirmiyor. çok büyük ölçüde yaşlılar ve kronik rahatsızlıkları olanlar için tehdit arz ediyor. sadece onlar aşılansa anlarım. ama aşı üzerinde bir yıl daha çalışıp riskleri azaltmak ve etkisini arttırmak yerine neden acele ediliyor? birbirini öldürüp sömürmek için silahlanma yarışına giren dünya insanlığı çok mu umursuyor yoksa piyasalar mı kurtarılmak isteniyor?
devamını gör...
3.
adı üzerine teoridir.
devamını gör...
4.
tuhaf davranışlar sergileyen insanlardır aynı zamanda. benim bir arkadaşım var kendisi doktor, hep bahis oynar ve kazanamadığı zaman sürpriz olduğu zaman sarf ettiği cümle "şike var birader" şeklinde olur. konuşmayı fazla uzatmamam gerekir çünkü son bir yıl içinde ne kadar kuponu yattıysa hepsini kafasında kurduğu komplo teorileri ile birlikte anlatmaya kalkar.
devamını gör...
5.
her sorgulama yapan kişi ve grubu komplo teorisi adı altına toplayarak sorgulamanın durdurulmasını, değersizleştirilmesini de göz ardı edemeyiz. ana akım medya, ana akım akademik bilim kurumları ve her türlü kurumların hemen hemen tek merkezden desteklenmesi ve hatta kurulup sahip olunması söz konusu. ayrıca bazı çok uçuk teorilerin bilhassa gene aynı merkez yani ana akım merkez tarafından servis edilip, şu manyaklara bakın diye yorumlanması ve gerçekten sorgulayan kişi ve kurumların değersizleştirilmesine dikkat çekerim. şu an bu ana merkezden her türlü kurumu yöneten küreselci oluşumun gündemleri açıkça ortada; dijital ve elektronik insan etiketlenmesi, küresel ısınma, trans humanizm, nötr cinsiyet (gender neutral), blm. bunları sorgulayan her türlü bağımsız bilim insanı, araştırmacı, gazeteci, kişi, ve kurumu, komplo teorisyeni ( ya da aşı karşıtı, soykırım inkarcısı, küresel ısınma inkarcısı, ırkçı, homofobik) olarak niteliyor. bu bağımsız araştırmacılar büyük fedakarlıklarla ve risklerle savaşmakta.
devamını gör...
6.
gerçek o kadar acımasız ki, insanlar gerçeğe inanmak istemiyor.
devamını gör...
7.
erol mütercimler'e selam yola devam.
devamını gör...
8.
gerçekliği tartışılabilir komplo teorilerinden ziyade geçersizliği tartışmaya yer bırakmayacak şekilde ispatlanmış ve akla mantığa sığmayan komplo teorilerine insanların hatta kimi zaman toplumların nasıl inanabildiği gerçekten merak konusu. bu konuda yapılmış güncel bir çalışma varsa okumak isterim. benim gözlemlerimden çıkarımım:
komplo teorileri sayesinde hayatında aşağılık kompleksi olan insanlar ve toplumlar, başarılı ve alanında uzman kişilerin ya da o alanda çok ileri olan diğer toplumların bile farketmediği bir gerçeği farketmiş olmanın gururunu yaşıyor ve bu onlara kendilerini önemli hissettiriyor.
kişiler ve toplumlar hatalarına dair sorumluluk almaktan kurtuluyor. hatalar sisteme, bir başka ülkeye, insana ya da gruba yıkılıyor.
sadece doğal nedenlerden gerçekleşen trajediler karşısında kendini güçsüz hisseden insanlar ve toplumlar, bu trajediyi kendince mantıklı ve karşısında taraf olabileceği bir nedene bağlıyor. onlara karşı biz denkleminde suçlama yöneltilen kişiye veya gruba karşı tepki göstermek dağa bağırmaktan daha kolay. öfkenin, acının ve gücenmişlik hissinin yönlendirilmesini sağlıyor.
sadece bir kişinin ya da bir grubun yaptığı aptalca bir hata sonucu olan trajedilerde, bu trajedinin sadece aptallıktan kaynaklandığını kabullenmek özellikle trajediden bir şekilde etkinen insanlar ve toplumlar için zor. o nedenle yine doğa olayında olduğu gibi bunu bir başka insana veya gruba bağlamak, öfkenin ve gücenmişliğin yönlendirilmesine yardım ediyor. kişinin veya toplumun kendini daha güçlü hissetmesini sağlıyor.
özetle bana göre komplo teorileri psikolojik ve sosyal psikolojik anlamda koruma mekanizması işlevi görüyor. sorunun asıl nedeninden, sorumluluktan kaçışa yardım ediyor, yaşanan başarısızlıklar, trajediler ve kayıplar karşısında öfke, acı, gücenmişlik gibi duyguların yönlendirilmesini sağlıyor. aşağılık kompleksinden muzdarip insanlara ve toplumlara kendini önemli hissediyor.
propoganda, karşı propoganda ve algı yönetiminde komplo teorilerinin önemli yer tutmasına bu anlamda şaşmamak gerek sanırım.
komplo teorileri sayesinde hayatında aşağılık kompleksi olan insanlar ve toplumlar, başarılı ve alanında uzman kişilerin ya da o alanda çok ileri olan diğer toplumların bile farketmediği bir gerçeği farketmiş olmanın gururunu yaşıyor ve bu onlara kendilerini önemli hissettiriyor.
kişiler ve toplumlar hatalarına dair sorumluluk almaktan kurtuluyor. hatalar sisteme, bir başka ülkeye, insana ya da gruba yıkılıyor.
sadece doğal nedenlerden gerçekleşen trajediler karşısında kendini güçsüz hisseden insanlar ve toplumlar, bu trajediyi kendince mantıklı ve karşısında taraf olabileceği bir nedene bağlıyor. onlara karşı biz denkleminde suçlama yöneltilen kişiye veya gruba karşı tepki göstermek dağa bağırmaktan daha kolay. öfkenin, acının ve gücenmişlik hissinin yönlendirilmesini sağlıyor.
sadece bir kişinin ya da bir grubun yaptığı aptalca bir hata sonucu olan trajedilerde, bu trajedinin sadece aptallıktan kaynaklandığını kabullenmek özellikle trajediden bir şekilde etkinen insanlar ve toplumlar için zor. o nedenle yine doğa olayında olduğu gibi bunu bir başka insana veya gruba bağlamak, öfkenin ve gücenmişliğin yönlendirilmesine yardım ediyor. kişinin veya toplumun kendini daha güçlü hissetmesini sağlıyor.
özetle bana göre komplo teorileri psikolojik ve sosyal psikolojik anlamda koruma mekanizması işlevi görüyor. sorunun asıl nedeninden, sorumluluktan kaçışa yardım ediyor, yaşanan başarısızlıklar, trajediler ve kayıplar karşısında öfke, acı, gücenmişlik gibi duyguların yönlendirilmesini sağlıyor. aşağılık kompleksinden muzdarip insanlara ve toplumlara kendini önemli hissediyor.
propoganda, karşı propoganda ve algı yönetiminde komplo teorilerinin önemli yer tutmasına bu anlamda şaşmamak gerek sanırım.
devamını gör...
9.
bir de bunların tam aksi olan insanlar var. kendileri devlet yada küresel organizasyonlar ne söylese inanır, sürekli olarak itici emojiler kullanır *, virüs falan konusunda yapılan önlemleri sorguladığınızda "yhaa saçma sapan şeyler mi okudun" derler. eski iş arkadaşımın dahil olduğu türden.
devamını gör...
10.
bununla ilgili güzel araştırmalar var mesela teyitten neden inandıkları ile ilgili bir makale mevcut.
(bkz: https://teyit.org/insanlar-...)
(bkz: https://teyit.org/insanlar-...)
devamını gör...
11.
bir aklı evvelin, olayların sonuçlarından yola çıkarak, mantık çerçevesinde gelişmeleri yeniden yazdığı ve başka aklı gerilerin de "vallaha da doğru ya lan" deyip inandığı, başkalarına anlattığı, paralel ve genelde yalan hikayeler.
devamını gör...
12.
pandemi ile beraber sayıları artan insanlar. özellikle sosyal medyada bu insanlara ve teorilerine çok fazla maruz kalınca kafamda bir fikir oluştu kendilerine dair:
bu insanlar kendilerini önemli hissetmek istiyorlar. sürekli olarak bana komplo kuruyorlar, üzerime oyunlar oynuyorlar, ben uyandım, ben uyanmış biriyim, ben her şeyin farkındayım, uyanmış azınlığa dahilim tarzı kalıpları var.
mesela 5g düşmanlığı. nedir 5g? 4g ve 5g'nin farkları nedir? ismi neden 5g'dir? bu sorulara bir yerden okumadan cevap vermeleri mümkün değil. bilmiyorlar, bilmediklerini de bilmiyorlar ama bildiklerini sanıyorlar. amaç hayali bir düşman olsun da savaşalım.
sabah otobüste bluetooth ile aşılı insan taraması yapan adam: twitter *
bluetooth teknolojisi nedir? nasıl çalışır? bunların önemi yok. adam buldum diyorsa bulmuştur.
anahtar kelime ise küreselciler.
bu kelimenin geçtiği bir yazının, videonun, podcastin çöp olmama ihtimali sıfıra yakın.
aynen güzel kardeşim sen küreselcilerin yarattığı ve kontrol ettiği mecralardan edindiğin bilgilerle küreselcileri yeniyorsun aynen. aslanım benim, yürü be.
bu insanlar kendilerini önemli hissetmek istiyorlar. sürekli olarak bana komplo kuruyorlar, üzerime oyunlar oynuyorlar, ben uyandım, ben uyanmış biriyim, ben her şeyin farkındayım, uyanmış azınlığa dahilim tarzı kalıpları var.
mesela 5g düşmanlığı. nedir 5g? 4g ve 5g'nin farkları nedir? ismi neden 5g'dir? bu sorulara bir yerden okumadan cevap vermeleri mümkün değil. bilmiyorlar, bilmediklerini de bilmiyorlar ama bildiklerini sanıyorlar. amaç hayali bir düşman olsun da savaşalım.
sabah otobüste bluetooth ile aşılı insan taraması yapan adam: twitter *
bluetooth teknolojisi nedir? nasıl çalışır? bunların önemi yok. adam buldum diyorsa bulmuştur.
anahtar kelime ise küreselciler.
bu kelimenin geçtiği bir yazının, videonun, podcastin çöp olmama ihtimali sıfıra yakın.
aynen güzel kardeşim sen küreselcilerin yarattığı ve kontrol ettiği mecralardan edindiğin bilgilerle küreselcileri yeniyorsun aynen. aslanım benim, yürü be.
devamını gör...
13.
ciddiye alımaması gereken parmakla gösterilip toştoş geçilmesi gereken kişilerdir.
devamını gör...
14.
var böyle tipler. ilginç olanı sözlükte de denk geliyor birkaç gündür. adam her şeye bok atıyor her şeyin sırrını kendi çözmüş.*
sahip olduğu bilgilerin %50’si yanlış, geri kalanı hem yanlış hem yalan.
adam hawking’in şişirilmiş bir balon olduğunu iddia ediyor mesela. neden dayanarak peki? tesisatçı abi çürütmüş teorisini hawking’in. bilmiyor ki tesisatçı abi dediği leonard susskind 15-16 yaşlarında tesisatçılık yapan ama sonradan standford üniversitesinde fizik dersleri veren bir profesör. sanıyor ki adam amerika’nın bilmem ne eyaletinde klozet pompalarken çürüttü hawking’i ahhahaah ama öyle duymuş bir yerlerden. büyük büyük konuşuyor yarım yamalak bilgisiyle. uyarınca da kürtaj dayı gibi saldırıyor, suçluyor.*
sahip olduğu bilgilerin %50’si yanlış, geri kalanı hem yanlış hem yalan.
adam hawking’in şişirilmiş bir balon olduğunu iddia ediyor mesela. neden dayanarak peki? tesisatçı abi çürütmüş teorisini hawking’in. bilmiyor ki tesisatçı abi dediği leonard susskind 15-16 yaşlarında tesisatçılık yapan ama sonradan standford üniversitesinde fizik dersleri veren bir profesör. sanıyor ki adam amerika’nın bilmem ne eyaletinde klozet pompalarken çürüttü hawking’i ahhahaah ama öyle duymuş bir yerlerden. büyük büyük konuşuyor yarım yamalak bilgisiyle. uyarınca da kürtaj dayı gibi saldırıyor, suçluyor.*
devamını gör...
15.
peki,ya doğruluk payı var ise.
devamını gör...
16.
içinde inandıklarım da var inanmadıklarım da.
bazı komplo teorilerini ise alaya alıp bilinçli bir şekilde basitleştiren bir grup var. bu ise benim bu komplo teorilerine olan inancımı artırıyor. birilerini korkuttuğuna göre var bir şeyler.
bazı komplo teorilerini ise alaya alıp bilinçli bir şekilde basitleştiren bir grup var. bu ise benim bu komplo teorilerine olan inancımı artırıyor. birilerini korkuttuğuna göre var bir şeyler.
devamını gör...