1.
1970'li yılların ortalarında televizyon yayınları başlayana kadar radyo, insanların büyük keyif cihazı olmuştu. eskiden radyo günlük hayat, saatler ve haberlere eşlik eder, koca möbleli ve lambalı radyolar, kocaman pilleri ile evlerin baş köşesinde, en değerli eşya statüsü görürmüş. önden çevrilen iki yuvarlak düğme ile yan yana tuşları olurmuş. istasyon ibresinin hareket ettiği cam panelde ankara, istanbul, sofya, moskova, varşova, paris, münih, kahire viyana, atina, prag, tel aviv gibi şehirlerin isimleri yer alır, fakat çıka çıka sadece ankara radyosu çıkarmış. düğmelerden biri ses ayarlamada kullanılırken, diğeriyle de uğultulu ve parazitli sesler arasında istasyon bulunurmuş. bu radyoların ısınması şart olurmuş, ısındıktan bir hayli sonra da hasbelkader şimdi zeki müren'den solo şarkılar dinleyeceksiniz... gibisinden anons duyulurmuş. radyo kullanımı o zamanlar sabır isteyen bir işmiş. hatta bazı radyo sahipleri evlerinin çatısına büyük antenler çekerler ve istanbul polis radyosu veya ankara uzun dalga radyosu gibi istasyonları dinlemek için çaba gösterirlermiş. lambalı radyolara, günümüzde bile müziği seven, hassas, duygulu insanların nostalji yaşatan antika bir eşyası olarak rastlanabilir.
devamını gör...
2.
aslında bugün de çoğu radyo lambalıdır. sadece, "led" gibi daha farklı yapılara bürünmüştür ışıklı unsurları.
devamını gör...