yazar: bekir yıldız
yıl: 2012
kitap gurbetteki türk vatandaşların yaşadıklarını, çektikleri acıları konu edinmektedir. yazarın töre, namus, intikam gibi birçok toplumsal konuya değindiği görülebilir.
yıl: 2012
kitap gurbetteki türk vatandaşların yaşadıklarını, çektikleri acıları konu edinmektedir. yazarın töre, namus, intikam gibi birçok toplumsal konuya değindiği görülebilir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "insan olun biraz" tarafından 17.11.2021 13:43 tarihinde açılmıştır.
1.
bekir yıldız’ın öykü kitabıdır.
daha önce nasıl olduysa hiç karşılaşmadığım bir yazar bekir yıldız. bu aralar edebiyat için harcadığım zamanın çoğunu öykü okumaya ayırdığım için çok sayıda öykü kitabı okudum ve bu kitap da onlardan biriydi.
çok etkilediğini söyleyemem beni, bu kitabın ama içinde çok etkili öyküler olduğunu da yadsıyamam. made in germany öyküsünü çok beğendim mesela. ama öyküler yazım tekniği açısından çok iyi olsa da eksik bir şeyler vardı sanki ya da bende oluşturduğu his öyleydi.
öyküler çok karanlık geldi bana. karanlık öyküleri sevmediğimden değil elbette ama acıyı anlatırken bu kadar karanlık olmak beni olması gerekenden daha fazla geriyor belki de. sanki hiç mizah yokmuş gibi davranmış yazar. sanki her şey simsiyahmış gibi.
yazarın bir derdi var elbette. derdini yazmış, derdini anlatmış: göçmenlik, yalnızlık, terk edilmişlik, garibanlık, yabancılık gibi birçok şey üzerine için dökmüş yazar.
beni derinden etkilemiş olmasa da yine de ben bu kitabı okuduğuma memnun oldum. başka kitaplarını okur muyum bilemiyorum şu an ama en az bir kitabı okunması gereken bir yazar olduğunu söyleyebilirim.
daha önce nasıl olduysa hiç karşılaşmadığım bir yazar bekir yıldız. bu aralar edebiyat için harcadığım zamanın çoğunu öykü okumaya ayırdığım için çok sayıda öykü kitabı okudum ve bu kitap da onlardan biriydi.
çok etkilediğini söyleyemem beni, bu kitabın ama içinde çok etkili öyküler olduğunu da yadsıyamam. made in germany öyküsünü çok beğendim mesela. ama öyküler yazım tekniği açısından çok iyi olsa da eksik bir şeyler vardı sanki ya da bende oluşturduğu his öyleydi.
öyküler çok karanlık geldi bana. karanlık öyküleri sevmediğimden değil elbette ama acıyı anlatırken bu kadar karanlık olmak beni olması gerekenden daha fazla geriyor belki de. sanki hiç mizah yokmuş gibi davranmış yazar. sanki her şey simsiyahmış gibi.
yazarın bir derdi var elbette. derdini yazmış, derdini anlatmış: göçmenlik, yalnızlık, terk edilmişlik, garibanlık, yabancılık gibi birçok şey üzerine için dökmüş yazar.
beni derinden etkilemiş olmasa da yine de ben bu kitabı okuduğuma memnun oldum. başka kitaplarını okur muyum bilemiyorum şu an ama en az bir kitabı okunması gereken bir yazar olduğunu söyleyebilirim.
devamını gör...