sakıncalı

inanılmaz güzel parça. gülşen'de ne cevherler var. şu an daha çok şey yazardım ama dinlerken üzülmekten başka bir şey gelmiyor elimden. ben depresif versiyonu olan akustik halini daha çok seviyorum.

yanıyor içim dışım bir garip halde
ne sözüm geçer ne gücüm yeter bu kalbe
yolunu çizdi çoktan düşünmeden sonunu
bilmiyor bu aşk yakacak onu pare pare
tutuldum sakıncalı bir sevgiliye
zarardasın ey kalbim dön geriye
tutuldum sakıncalı bir sevgiliye
zarardasın ey kalbim dön geriye
al tanrım aklımı ki zaten bende değil
al tanrım kalbimi bu aşk hakkım değil
al tanrım aklımı ki zaten bende değil
al tanrım kalbimi bu aşk hakkım değil

gülşen iyi diyor hoş diyor ama girilen yoldan geri dönüş olsa bile istemezdim.

bu kelime ile ilgili bir yaşam kesitimi yazayım...
üniv bitti, kaymakamlık, hakimlik sınavlarını birer kez denedim, neyse silktir et, askerden sonra bakarız deyip askere gittim. kısa dönemiz, acemilik yaprak kürek, 1 ay geçti. teğmen, kelenderis albay seni çağırıyor dedi... haydaaaaa, neyse cem yılmazın anlatımı misali gittim albaya, içeri girdim... sen hangisisin lannnn? dedi bana. nasıl yani komutanım? dedim. lan 3 kişi varmış sizin gruptan... pkk li, dinci, dhkp-c li sen hangisisin dedi? mavi ekran? hiç biriyim komutanım dedim.
lannnnn, kak silktir git bana 6 fotoğraf çektir gel dedi, çarşı izni verdi...o 6 foto nerelere gitmiştir kim bilir, bende saf saf kaymakamlık sınavına giriyorum...
dip: dhkp-c liymişim.