yazarların ilk izlediği yabancı dizi
dallas’tır.
devamını gör...
şato
bir franz kafka kitabıdır.
franz kafka’yı yol gösterici bir aziz olarak seçmemin üzerinden tam yirmi iki yıl geçti. önce dönüşüm kitabı ile başlayan arkadaşlığımız sonra şato ile ve elbette franz kafka’nın yazdığı ve hakkında yazılan her şeyle devam etti.
bu kitabı okurken zihnimde oluşan fikirlerin etkisini ve içimdeki alt üst oluşu hiç unutamam. kendimi kadastrocu k.’nın yerine koyup okudum romanı. zaten franz kafka da her kitabında az çok yaptığı gibi aynı şeyi yapmış ve kendi isminden bir karakter yaratıp kendini anlatmıştır.
şato’yu ele geçirme niyetindedir kadastrocu k. bunun için de önce şatoya ulaşması gerekmektedir ancak bu kolay bir iş değildir. şato nihai karar mekanizması ve mutlak güçtür. ve nice delikanlılar ona ulaşmak uğruna çıktıları yolculukta kaybolup gitmiştir.
kafka bir aforizmasında “ dünyaya karşı savaşınızda dünyanın tarafından olun” diyerek bize aslında romanda anlatmak istediği şeyi özetlemiştir. bürokrasi denen yüz kolu hantal deve karşı duyduğu tiksintiyi de bu romanda net bir şekilde görürüz.
yirmi iki yıllık arkadaşım kafka’nın şato yolculuğu yarım kalmış olabilir ama bize şatonun gerçek yüzünü gösterdiği ve bizi savaşmaktan vazgeçirdiği için ona minnettarız.
franz kafka’yı yol gösterici bir aziz olarak seçmemin üzerinden tam yirmi iki yıl geçti. önce dönüşüm kitabı ile başlayan arkadaşlığımız sonra şato ile ve elbette franz kafka’nın yazdığı ve hakkında yazılan her şeyle devam etti.
bu kitabı okurken zihnimde oluşan fikirlerin etkisini ve içimdeki alt üst oluşu hiç unutamam. kendimi kadastrocu k.’nın yerine koyup okudum romanı. zaten franz kafka da her kitabında az çok yaptığı gibi aynı şeyi yapmış ve kendi isminden bir karakter yaratıp kendini anlatmıştır.
şato’yu ele geçirme niyetindedir kadastrocu k. bunun için de önce şatoya ulaşması gerekmektedir ancak bu kolay bir iş değildir. şato nihai karar mekanizması ve mutlak güçtür. ve nice delikanlılar ona ulaşmak uğruna çıktıları yolculukta kaybolup gitmiştir.
kafka bir aforizmasında “ dünyaya karşı savaşınızda dünyanın tarafından olun” diyerek bize aslında romanda anlatmak istediği şeyi özetlemiştir. bürokrasi denen yüz kolu hantal deve karşı duyduğu tiksintiyi de bu romanda net bir şekilde görürüz.
yirmi iki yıllık arkadaşım kafka’nın şato yolculuğu yarım kalmış olabilir ama bize şatonun gerçek yüzünü gösterdiği ve bizi savaşmaktan vazgeçirdiği için ona minnettarız.
devamını gör...
kedi vs köpek
doğduğum ev bahçeli bir evdi. (doğduğun ev kaderindir hahah.) ve bahçemizde bizimle yaşayan bir adet karabaş vardı. sonra o evi müteahhite verdik ve bir kaç sene binada oturduk ama yinede dükkanımızda yaşayan köpecikler vardı.
sonra yine başka bir şehre taşındık ve köpek, kedi, keçi, koyun, inek, ördek, tavuk, güvercin vsvs şeklinde bir çok hayvancıkla haşır neşir oldum. özellikle köpeklerle iyi bir arkadaşlığım vardı. son 6 sene yine binada yaşamaya başladım ve çalıştığım için köpek çok daha zor olacağı için bir kedicikle aynı evi paylaşmaya başladım. sonra aldı yürüdü. 1, 2, 3.. bir ara 8 tane vardı. ama şu şekilde, hasta minnağı alıp tedavi edip sonra sahiplendiriyordum. böyle devam etti gitti.
benim için kedi, köpek ayrımı yok. her türlü hayvanı seviyorum. hatta ilginçtir ineklerle değişik bir yakınlığımız olmuştu ailecek. inekler çoban abinin elinden kaçıp babamın yanına dükkanına gelip orada duruyorlardı. babamda saat eğer geçse bırak kalsın 1, 2 saatte burda dursun diyordu. okuldan bir geliyordum inek babamın yanında beni görüp 'mööö' diyordu. möö diyecek tabi diyeceksiniz yok yani direk bana hitap ediyordu inek kardeş. yanıma koşa koşa gelip koca hayvan kedi gibi hareketler yapıyordu.
horozumuz eve giriyor yanımızda oturmak istiyordu. diğer tüm hayvanlar buna benzer tavırlar sergiliyordu kedilere, köpeklere hiç girmiyorum bile. aile olarak hepimiz pek seviyoruz hayvanları bizim için pek kıymetliler. babamın özellikle hayvan sevgisi çok fazlaydı ve bana bizzat geçmiş.
bu arada geçtiğimiz senelerde bir arkadaşıma gitmiştim adana'ya. inekleri vardı. ben sevinçle koştum ahırlarına anam inek seveceğim diye tabi benim hatırımda bizim inekler kalmış. arkadaşım diyorki 'dur gitme ne yapacaksın kokacaksın pis pis.' girdim ahıra inekler bir huzursuz oldu bakıyorlar ters ters. 'mööö (git lan burdan)' diyorlar falan. sahipleri geldi yanıma onada aynı tepki boynuz falan sallıyorlar. 'kız bunlar niye böyle?' dedim. 'inek işte ne bekliyorsun?' dedi. köpekleri falan var kapıda bir deri bir kemikten hallice huzursuz, korkak halli hayvanlar hep. bir iki gün sonra azda olsa alıştılar tabi bana. 'möö (geldi yine değişik. az gel gel kaşı bari sırtımı.)' modundalardı. köpek desen korka korka gelip kafasını okşatıyordu. ama gözlerinde bir korku hakim yinede.
o zaman anladım bu canlara ne veriyorsan onu alıyorsun. kedi, köpek olması ya da inek olması fark etmiyor. senin tavrın ve enerjine göre şekilleniyorlar. canlarım ya hepsine bayılıyorum. en büyük arzum ileride aynı çocukluğumdaki gibi ufak bir çiftlikte yaşamak. hepsiyle teker teker ilgilenmek. ay hadi inş ya. amin deyin çabuk çabuk.
sonra yine başka bir şehre taşındık ve köpek, kedi, keçi, koyun, inek, ördek, tavuk, güvercin vsvs şeklinde bir çok hayvancıkla haşır neşir oldum. özellikle köpeklerle iyi bir arkadaşlığım vardı. son 6 sene yine binada yaşamaya başladım ve çalıştığım için köpek çok daha zor olacağı için bir kedicikle aynı evi paylaşmaya başladım. sonra aldı yürüdü. 1, 2, 3.. bir ara 8 tane vardı. ama şu şekilde, hasta minnağı alıp tedavi edip sonra sahiplendiriyordum. böyle devam etti gitti.
benim için kedi, köpek ayrımı yok. her türlü hayvanı seviyorum. hatta ilginçtir ineklerle değişik bir yakınlığımız olmuştu ailecek. inekler çoban abinin elinden kaçıp babamın yanına dükkanına gelip orada duruyorlardı. babamda saat eğer geçse bırak kalsın 1, 2 saatte burda dursun diyordu. okuldan bir geliyordum inek babamın yanında beni görüp 'mööö' diyordu. möö diyecek tabi diyeceksiniz yok yani direk bana hitap ediyordu inek kardeş. yanıma koşa koşa gelip koca hayvan kedi gibi hareketler yapıyordu.
horozumuz eve giriyor yanımızda oturmak istiyordu. diğer tüm hayvanlar buna benzer tavırlar sergiliyordu kedilere, köpeklere hiç girmiyorum bile. aile olarak hepimiz pek seviyoruz hayvanları bizim için pek kıymetliler. babamın özellikle hayvan sevgisi çok fazlaydı ve bana bizzat geçmiş.
bu arada geçtiğimiz senelerde bir arkadaşıma gitmiştim adana'ya. inekleri vardı. ben sevinçle koştum ahırlarına anam inek seveceğim diye tabi benim hatırımda bizim inekler kalmış. arkadaşım diyorki 'dur gitme ne yapacaksın kokacaksın pis pis.' girdim ahıra inekler bir huzursuz oldu bakıyorlar ters ters. 'mööö (git lan burdan)' diyorlar falan. sahipleri geldi yanıma onada aynı tepki boynuz falan sallıyorlar. 'kız bunlar niye böyle?' dedim. 'inek işte ne bekliyorsun?' dedi. köpekleri falan var kapıda bir deri bir kemikten hallice huzursuz, korkak halli hayvanlar hep. bir iki gün sonra azda olsa alıştılar tabi bana. 'möö (geldi yine değişik. az gel gel kaşı bari sırtımı.)' modundalardı. köpek desen korka korka gelip kafasını okşatıyordu. ama gözlerinde bir korku hakim yinede.
o zaman anladım bu canlara ne veriyorsan onu alıyorsun. kedi, köpek olması ya da inek olması fark etmiyor. senin tavrın ve enerjine göre şekilleniyorlar. canlarım ya hepsine bayılıyorum. en büyük arzum ileride aynı çocukluğumdaki gibi ufak bir çiftlikte yaşamak. hepsiyle teker teker ilgilenmek. ay hadi inş ya. amin deyin çabuk çabuk.
devamını gör...
bir erkeğin en tehlikeli cümlesi
erkeğe karşı " konuşurken indir o eli, bak indir o eli dedim"
kadına karşı " milletin sevgilisi dövüyor ben sana el bile kaldırmıyorum ona göre kıymetimi bil" .
kadına karşı " milletin sevgilisi dövüyor ben sana el bile kaldırmıyorum ona göre kıymetimi bil" .
devamını gör...
memleketinin adını söylemeden anlat
'altın portakal film festivali' desem yeter sanırım.
devamını gör...
nümizmatik
bu kelimenin tdk'ye göre doğru yazımı için:
(bkz: nümismatik)
(bkz: nümismatik)
devamını gör...
fütürist
zeitgeist adında bir oluşum var ki bunlara da fütürist denmekte...gelecekte neler olabilir, teknoloji bizi nerelere götürür, sistem nasıl değişebilir öngörülerde bulunan bir anlamda tasarımcı millet..
devamını gör...
normal sözlük kadınlarının güzel olmadığı gerçeği
ama bütün büyüsü bozuldu. biz güzel olduğumuzu size inandıracaktık(!) hanımlar; beyler gerçeği öğrendiğine göre yavaş yavaş terkedelim burayı, tek amacımız buydu çünkü(!)
devamını gör...
turkuaz
akdeniz sahillerimizin renginden esinlenerek, fransızca türk kelimesinden türetilmiş renk ismi.
cam göbeğinin hafif daha mavisi
cam göbeğinin hafif daha mavisi
devamını gör...
tarih biliminin yöntemleri
tarih metodolojisi dersinin ilk konusudur.
devamını gör...
sigara paketlerinin üzerindeki rahatsız edici resimler
keşke bu resimler yerine ceper katip kerdoğan resmi konulsaydı, hatta sadece pakete değil sigraların direkt üzerine, izmaritine dahi onun resmi konulsaydı. gerçekten sigara bırakmak için mükemmel bir sebep olurdu.
altınada şu notu düşselerdi: aldığınız her paket'in 1/3 parası, ülkemize de yaşayan 3'n sınıf din kardeşlerimiz için bir katkıdır.
altınada şu notu düşselerdi: aldığınız her paket'in 1/3 parası, ülkemize de yaşayan 3'n sınıf din kardeşlerimiz için bir katkıdır.
devamını gör...
koltuk altını tıraş eden erkek
bu tür temizlik davranışlarını erkekler kadınlar kadar güçlü sergileyemedikleri için bu tür şeylerin arkasına sığındıklarını düşünüyorum. sığındıkları yetmiyor gibi bunu yapan erkekleri de kötü bir şey yapıyormuş gibi hissettirip kendileri gibi olsun istiyorlar. temizlik ne güzel şeysin.
devamını gör...
13 ocak 2022 3 afganın gasp ettiği avukat
araptapar dürzülerin umrunda olmayacak olay.
devamını gör...
homeros (yazar)
i. ö. 800'lerde yaşadığı varsayılan, ilyada ve odysseia adlı eserlerin şairdir. hikayeci tarihin ilk temsilcisidir.
edit: bir ara sözlüğü bırakmış (bkz: moderatör homeros'un sözlükten ayrılması) ve geri dönmesi benim bu başlığı girmeme rastlamış* en eski kafa yazarı.
edit: bir ara sözlüğü bırakmış (bkz: moderatör homeros'un sözlükten ayrılması) ve geri dönmesi benim bu başlığı girmeme rastlamış* en eski kafa yazarı.
devamını gör...
eşeğin ağzını çelik tel ile bağlamak
bu dilsiz canlılara yapılanları görmeyi kaldıramıyoruz artık.bir türlü bitmiyor,bitmiyor!
www.sozcu.com.tr/hayatim/ya...
www.sozcu.com.tr/hayatim/ya...
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının kullandığı hitap şekilleri
ağa, dostum, tatlım, çok tatlım.
devamını gör...
sözlük yazarlarının aldığı en güzel hediye
babamın bana ilkokul 4. sınıftayken aldığı oyuncak pandadır.bizimkilerin huyudur hep doğum günlerini unutmuş pozlarına girerler.o gün de yine öyle yapmışlardı.ama babam ortalıklarda görünmüyordu.sonra bir anda kapı çaldı ve babam koca pandanın arkasına kendini gizleyerek pandayı bana uzatıp iyi ki doğdun kızım demişti.özlenen anlar *
devamını gör...
güne bir alıntı bırak
"kendim olmalıyım diye tekrarlıyordum.. onlara hiç aldırmadan; onların seslerine, kokularına, isteklerine, sevgilerine ve nefretlerine aldırmadan ben kendim olmalıyım. çünkü kendim olmazsam onların olmamı istedikleri biri oluyordum ve onların olmamı istedikleri o insana hiç katlanamıyordum ve onların olmamı istedikleri o dayanılmaz kişi olacağıma hiçbir şey olmayayım ya da hiç olmayayım daha iyi, diye düşünüyordum."
(bkz: orhan pamuk)
(bkz: orhan pamuk)
devamını gör...
ysgo
sözlük çok daha geniş kitlelere ulaştığında ünlülerle söyleşi yaparsak çağıracağımız ilk isim belli bence. pek benlik bir tür olmamasına rağmen beğendim, emeğinize sağlık.
devamını gör...
friedrich nietzsche
bengi dönüş kavramı yanlış anlaşılmış ve popüler felsefe tarafından çarptırılmış filozof. nietzsche’ye göre bengi dönüş, fiziğe ilişkin bir yasa olmaktan ziyade, hayatı olumlamaya ilişkin psikolojik bir çıkarımdır. ki nietzsche kendisini son psikolog olarak tanımlar. bengi dönüş tekrar ve tekrar aynı hayatı yaşadığımız ve bunun farkında olmadığımız anlamına gelmemektedir. bengi dönüş hayattaki her olgunun/eyleminin derinden ilişkili olduğunu içerimlemektedir. yani insanın hayatındaki bir anın ortaya çıkması için, bütün hayatı aynı olmalıdır. tabi dediğim üzere bu fiziksel bir yasa olmaktan ziyade, bir düşünüş biçimdir. nietzsche bengi dönüş fikri aracılığıyla, hayatınızdaki bir anı olumlamak için bütün hayatınızı olumlamanız gerektiğine işaret eder. şimdi hayatınızdaki en mutlu anınızı düşünün, o anın ortaya çıkması için bütün acıların, üzüntülerin, hayal kırkılıklarının gerçekleşmesi gerektiğini düşünün. yani o anı olumlamak için, bütün hayatınızı baştan sona olumlamanız gerekmektedir. nietzsche bengi dönüşle bize, hayatın her şeyiyle olumlanması gerektiğini ve yaşadığımız hayatı tekrar ve tekrar yaşamak istememiz gerektiğini ifade etmektedir. çünkü bundan başka bir hayatımız yok ve hayat her şeye rağmen yaşamaya değer.
devamını gör...