güzeli aramak ve güzel olmak zorunda olan sanatın sanatçısının da mı güzel olması gerekip gerekmediği üzerine tartışılan başlık.

sanatçı önce kendisi mi güzel olmalıdır ki, güzel olmayan sanatçı tam sanatçı kabul edilmiyor?
sanatçının ruhu mu yoksa bedeni mi güzel olmalıdır?

diye sorduruyor.
devamını gör...
güzel sanatlar fakültesinde eğitim almış bir heykeltıraş olarak, hayatım boyunca hep güzelin peşinden koştum. her şeyin, nesne ve ya canlı bir varlığın heykelleri yapıldı ve yapılmaya devam ediyor.

heykel, insan anatomisinde göz organın merkezinde yer alır, algı biçimi görme ile başlar, belirli bir alan içindeki formu bizler görerek, göz organı ile fark edilip duyu düşünce merkezi alanı beynimize tıpkı bir fotoğraf makinesi gibi görmüş olduğumuz görsel kaydedilir. akıl ve ya tin bu fotoğraf çekimi yapıldıktan sonra ortaya çıkar. heykele bakıldığında; renk, biçim, kurgu, anlatım görüldükten sonra düşünmeye başlarız. izleyici, sergide heykele baktığında yanından hızlıca geçip gidebilir. daha renkli ve ya kompozisyon olarak farklı bir biçimde duruyorsa aynı izleyici heykelin önünde fotoğraf çekmek isteyebilir ve heykel bir araç olarak kendi profil fotoğrafında dekor gibi görünebilir. izleyici bir başka sergi alanındaki heykeli fark ettiğinde karşında duran, hareket etmeyen, konuşmayan, ses çıkartmayan, cansız biçim; tıpkı canlı bir varlıkta gördüğümüz duyguları hissettirir, heykele dokunmak ve ya sarılmak isteriz. bizi korkutabilir ya da çok fazla merak edip anlamayabiliriz.

doğada her şeyin rengi, biçimi farklıdır, tıpkı insanlar gibi, (kimse eşit değildir.) "güzel" her insan için farklı algılanır. sanatta edebi metinlerde herkesin kütüphanesinde yer alan "franz kafka" eserindeki "dönüşüm" kitabını herkes okumuştur. böceğin tasviri hikaye anlatımı, okuyucunun beyninde güzel duyguların izini bırakmıştır. böcek çok küçük ve aslında öldürücü bir canlı olmamasına rağmen, insanlar böceklerden korkup kaçabiliyor, ondan tiksinebiliyor. franz kafka hikayesinde, kelimeler ve duygu düşünceleri "güzel" bir şekilde böceği tasvir edip yazmıştır. kitabı okuyup bitirdikten sonra karşılaştığınız bir böceği gördüğünüzde tiksinmek istemezsiniz, yaşamasını istersiniz. franz kafka, insanlar için çirkin bir canlı gibi görünen bir böceği dönüştürüp edebi metinle güzelleştirmiştir. aynı böceği bir heykelde yaptığınızda, üstelik kinetik hareket eden heykeller gibi, birebir doğada görünen böceğin aynısı, karnı, bacakları, kanatları, antenleri bir bir aynı olduğunda, bize dönüşüm kitabında olduğu gibi bir şey anlatmayacaktır, ya tiksinç duyarız, ya da sanatçı çok yetenekliymiş gerçekten bunu böcek sandım ve "ıığğğ" diye bir tepki veririz.

heykel; resim, sinema, müzik, edebiyat, tiyatroda olduğu gibi, bir olayı ve ya anlatım biçimi anlatmada oldukça zorlanır. devam eden, hareket edebilen, ses çıkarabilen, resimde olduğu gibi küçük bir kağıda geniş bir alanı tasvir edemediği için belirli alanlarda sıkışıp kalmıştır, bu nedenle tek bir figür ve ya rölyeflerde güzeli yakalayabilmek için güzel olanı fark edip tasvir etmesi gerekmektedir. heykel bize şarkı söylemez, sanatta yer alan insan sesi doğada oldukça güçlüdür. her canlı varlık ses, renk ve hareket biçimi ile etkilidir. yetenekli güzel sesli bir müzisyenseniz iyi bir söz yazarı şarkıları yazabiliyorsanız işiniz daha kolay ve etkilidir. dinleyici sesinizden ve söz yazılarınızdan daha fazla etkileneceği için yeteneğiniz daha güçlü ve kuvvetli görünür. heykeltıraş bir şarkı söz yazarından çok daha fazlasını düşünmek zorundadır. heykelle insanları etkilemek kolay gibi görünse de oldukça zordur. nükleer silahlar ile ilgili bir konuda dinleyiciye şarkılar yazıp, müzikler yapıp, aktarabilmek daha kolay ve etkilidir. ve ya bir sinema filmi, tiyatro, resim çizmek daha ayrıntıya yer verebilmenize rahatlıkla olanak sağlar, doğanın en güçlü etkili hali ses doğasını kullanmak sanatınızı daha güçlendirir. edebi metinlerde nükleer silahlardan bahsetmek ve anlatabilmesi kolaydır. heykelin üzerine de yazı yazılabilir, ve hatta bir şarkı sözünde olduğu gibi, nükleer silahların ne kadar saçma bir şey olduğu uzun uzun paragraf hallerinde heykelin üzerine yazılabilir. peki yazı sizce ne kadar güçlü ve etkilidir. hiç sesi, kokusu olmayan bir heykelin üzerindeki yazı sizce okunur mu? peki yazı hangi alanı kaplar ve nereye yerleştirilince dikkat çeker? yazı alanı olsun ve ya olmasın hiç yazısız bir heykel sizce nükleer silahları durdurmaya yeterli bir cevabı olur mu? izleyici heykeli gördüğünde tıpkı televizyonlardaki görüntüler gibi şiddet dolu parçalanmış bir bedenin aynısını tasvir edebilmek sizce ne kadar gerekli, hep alışık olduğumuz görüntüler heykelde görününce daha dikkat çekici olmuş olur fakat, caydırıcılığı güçlü ve kuvvetli olmaz. bu nedenle, heykelde tasvir edilmek istenen konunun ana karakteri güçlü, güzel, iyi ve çekici olmak zorundadır. dünyaca ünlü ve güzel görünen bir insanın heykelin güçlü ve etkili görünebilmesi için; renk biçim kurguda, canlı ve ya cansız nesnelerin seçiminde heykeltıraşın güzel olanı seçmesi gerekmektedir.
devamını gör...
sarışınca güzeldir....
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sanatçı ve güzellik ilişkisi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim