ülke yöneticilerinin toplumun yansıması olması

toplumda bu kadar hırsız olduğunu sanmıyorum. dolayısıyla ülke yöneticileri en azından bizim ülkemizde toplumun yansıması değildir.
bizim yöneticilerimiz depresyona girmiyor, bir şey alırken fiyatına bakmıyor, mutlu, yaşama isteği dolu, zengin, istediği an ülkesini terk edebilme lüksüne sahip, toplumun aksine. toplumun yansıması değil, tezatı demek daha doğru.

marie curie ukdesi.

( artık ukde doldurmayacaktım demiştim ama yazılmayacak gibi değildi.)

kolaya kaçan, tosun denen kişiye parasını kaptıran ülkede dini ahlaktan üstün gören ülkedekiler. benim çevremde de böyle insanlar var. hepsi öyle demiyorum ama çevrene bak.

maalesef derin bakmamışsın: bu başlık için kaç senenin veya düşüncelerin birikimiyle böyle bir şey yazdım.

şimdi başa geçseler böyle insanlar yine vergilerden kendine hak iddia ederler.

örnek aldığınız ülkelerde çalışmaya odaklı, kanun bilen uygulayan, çevreye önem verenler, daha çok bilinçli halk var.
şimdiki gençlerden umutluyum, üsttekiler değişecek gibi duruyor. sarsıntıdalar.

yöneticiler yeni göreve geldiğinde toplumun yansımasıdır ancak aynı yönetimin uzun yıllar kalması ve politikalarında aşırılık olması daima zıttını doğurur. yani şöyle ki aşırı sağ bir yönetim aşırı sol bir toplumun oluşmasını sağlar, aşırı sol bir yönetim ise tam zıttı olan aşırı sağ veya muhafazakar bir toplumu oluşturur. günümüzde *muhafazakar bir yönetimin olması daha önceki dönemlerde muhafazakar halkın ezilmesi veya madur edilmesiydi ancak uzun yıllardır iktidarda olan muhafazakarlar ise şimdi muhafazakar olmayanları eziyor ve gün geçtikçe muhaliflerin sayısıda doğal olarak artıyor.
bir sonuca bağlamak gerekirse başlıkta bahsi geçen önermenin sonucu sabit değil, değişkendir.

politikacıların hepsi popülist ve çığırtkan bizim millete bakıyorum onlarda öyle. arz talep meselesi.

ben bu tezin doğru olduğuna inanıyorum. bu sadece bizim ülkemizde geçerli olan bir durum değil. başarılı* genel başkanlara bakarsanız halkın olmak istediği ama olamadığı insanlar olduğunu görürsünüz.

hırsızlık demeyelim de menfaat sağlama diyelim, bu da topluma sirayet etmiş bir olgu. yüzdesel olarak bu kadar yüksek sayıda "müslüman" yaşayan bir ülkede bu kadar "ahlaksız " olması da ironik.

katıldığım önermedir. "devlet malı deniz yemeyen keriz" zihniyetinde olan bir toplumda yöneticilerin çalıp çırpması hiç de şaşırtıcı değil bence.