1.
başlarında bulunan sert kıkırdak doku toprağı bir metreye kadar kazmasını sağlıyor. kuvvetli dişleriyle insanı yaralayabiliyor, av köpeklerini öldürebiliyor.
devamını gör...
2.
evcil domuzun atası olup çift tırnaklıdır. yiyecek bulabilmek için toprağı eşeleyerek ormana ciddi bir katkı sağlar.
devamını gör...
3.
ormanın çiftçileridir. mantar bulacağım diye toprağı havalandırır. 300 kiloya kadar çıkabiliyorlar diye duydum, gördüm.
devamını gör...
4.
atıcılık ile ilgilenen biri olarak avlanmaya hiç niyetlenmedim. filmlerden dizilerden bol miktarda domuz avı sahnesi izlediğim için bir gün bir şey avlamaya karar verirsem bu kesinlikle yaban domuzu olur.
biyolojik kıyamet olmazsa kolay kolay avlanmaya da çıkmam zaten.
biyolojik kıyamet olmazsa kolay kolay avlanmaya da çıkmam zaten.
devamını gör...
5.
2 metre havaya sıçratır.
devamını gör...
6.
kurta canavar derler ama esas canavar budur. 300 hatta 400 kiloya kadar çıkabilir. domuz sıkısı denilen mermiyle vurmazsanız (hemen) öldüremezsiniz. size saldırmaya karar verirse mevla yardımcınız olsun. iki av köpeğiyle rahatça başa çıkar. bu yüzden ava fazla sayıda köpekle çıkar insanımız. erkek domuzsa arkadan hayalarına saldırır köpekler. acıkırsa et yer. hatta acıkmadan bile yer. canibalistiktir. özellikle başka erkeklerin yavrularını yerler.
yurdumun tatil yörelerindeki çok yıldızlı otellerin temel et kaynağıdır. karkas etin 120-130 tl olduğu günümüzde etobur "gavurları" doyurmak için dağlarda domuz avına çıkar köylümüz. sıyrılmış, karkas yaban domuzu eti 50 -60 lira arasındadır. bir domuz avcıya da en az 5bin kaime bırakır.
yurdumun tatil yörelerindeki çok yıldızlı otellerin temel et kaynağıdır. karkas etin 120-130 tl olduğu günümüzde etobur "gavurları" doyurmak için dağlarda domuz avına çıkar köylümüz. sıyrılmış, karkas yaban domuzu eti 50 -60 lira arasındadır. bir domuz avcıya da en az 5bin kaime bırakır.
devamını gör...
7.
1,5 metreden fazla sıçrayamaması ve koşarken ani manevralar yapamaması dışında zayıf bir yönü olmayan, hayvanlar dünyasının tank bireylerindendir. sicilya mafyası tarafından çiftliklerde beslenerek, cesetleri ortadan kaldırmak ve dolayısıyla kanıt bırakmamak için yetiştirildiği söylenir. zira bir insanı ayakkabısına kadar yiyip, sindirebilecek bir kapasiteye sahiptir.
devamını gör...
8.
çok kalın bir deriye ve yağ tabakasına sahip olduğu gibi yabanda avı en maceralı ve zor olan hayvanlardandır. dişiler, yavrular ve ergenliğine kadar erkek domuzlar sürüde dururlarken azılı denen erişkin erkek olanları tek başlarına takılırlar ve sadece çiftleşme dönemlerinde sürüye takılır işlerini görür ve gider.
yavruları yöresel olarak farklı isimlerle anılsa da pijamalı dediğinizde avcılar ne demek istediğinizi üç aşağı beş yukarı bilir.
genellikle agresif olsalar da insanlardan kaçma eğilimindedirler. fakat yaralı olduklarında ve yanlarında yavruları varken neredeyse istisnasız saldırır. tabii sürüye çok yaklaştığınızda da yavru olmasa da hırçınlaşmaları normalidir. özellikle azılıların o ismini aldıkları azı dişleriyle yaptıklarını doğada yapabilecek canlı çok azdır.
ayrıca o iri ve hantal cüsselerine rağmen hızlı ve önlerinde hiç bir şey yokmuş gibi vura kıra koşarlar. zig zag çizerek kaçmaktan öte bir anda yönünüzü 90 derece sağ ya da sola çevirirseniz bu arkadaşın kalın boynunu öyle hemen döndürüp tekrar peşinize düşememesinden mütevellit olayı fark edene kadar siz farkı açar yolunuza bakarsınız.
çoğunlukla otçul olsalar da doğanın temizlik işçisi gibi çalışırlar ve yeri geldiğinde ölü olan her şeyi yiyebilirler kendi cinsleri ve yavruları da dahil.
her ne kadar ekosistemde düşmanları bulunsa da aşırı çoğalmalarından mütevellit avlarla sayıları kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır özellikle de tarım arazilerine yakın yerlerde. zira bu arkadaşların tarlanıza girmesini istemezsiniz. mısır, ayçiçeği, patates, bostan başta olmak üzere nohutu falan da epey sever.
avına gelirsek çok sert bir derisi olduğundan ve içinde de kalın bir yağ tabakası bulunduğundan öyle her fişekle düşmez bu yaban hayvanı. kendine özel kurşunu olduğu gibi bazı avcılar fişekleri çizerek de kullanır ki faydası nedir bilmem. ayrıca köpekler olmadan yerlerini bulmak kolay değildir. zira koku duyuları çok geliştiğinden sizin kokunuzu alıp siz gelmeden bölgeyi terk etmiş olma ihtimalleri yüksektir.
köpekler bu yaban hayvanını sürerek avcının önüne kadar getirirler ve avcılar çoğunlukla çapraz ateşe alarak vurur domuzu. zira her ne kadar kendine has kurşunu olsa bile çoğunlukla tek kurşunla kafasından falan vurmadıysanız zor ölür. ayrıca avlarda muhakkak emniyet atışı da yapılmalıdır hem canlının daha fazla acı çekmemesi hem de yaralı hallerinde çok çok daha saldırgan olmalarından mütevellit.
aydın'da bulunan dilek yarımadası milli parkında bunların evcilleşmiş olanlarından bol bol bulunur. evcil dediysek de gidip üzerine binmeye falan kalkmayın yani.
yavruları yöresel olarak farklı isimlerle anılsa da pijamalı dediğinizde avcılar ne demek istediğinizi üç aşağı beş yukarı bilir.
genellikle agresif olsalar da insanlardan kaçma eğilimindedirler. fakat yaralı olduklarında ve yanlarında yavruları varken neredeyse istisnasız saldırır. tabii sürüye çok yaklaştığınızda da yavru olmasa da hırçınlaşmaları normalidir. özellikle azılıların o ismini aldıkları azı dişleriyle yaptıklarını doğada yapabilecek canlı çok azdır.
ayrıca o iri ve hantal cüsselerine rağmen hızlı ve önlerinde hiç bir şey yokmuş gibi vura kıra koşarlar. zig zag çizerek kaçmaktan öte bir anda yönünüzü 90 derece sağ ya da sola çevirirseniz bu arkadaşın kalın boynunu öyle hemen döndürüp tekrar peşinize düşememesinden mütevellit olayı fark edene kadar siz farkı açar yolunuza bakarsınız.
çoğunlukla otçul olsalar da doğanın temizlik işçisi gibi çalışırlar ve yeri geldiğinde ölü olan her şeyi yiyebilirler kendi cinsleri ve yavruları da dahil.
her ne kadar ekosistemde düşmanları bulunsa da aşırı çoğalmalarından mütevellit avlarla sayıları kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır özellikle de tarım arazilerine yakın yerlerde. zira bu arkadaşların tarlanıza girmesini istemezsiniz. mısır, ayçiçeği, patates, bostan başta olmak üzere nohutu falan da epey sever.
avına gelirsek çok sert bir derisi olduğundan ve içinde de kalın bir yağ tabakası bulunduğundan öyle her fişekle düşmez bu yaban hayvanı. kendine özel kurşunu olduğu gibi bazı avcılar fişekleri çizerek de kullanır ki faydası nedir bilmem. ayrıca köpekler olmadan yerlerini bulmak kolay değildir. zira koku duyuları çok geliştiğinden sizin kokunuzu alıp siz gelmeden bölgeyi terk etmiş olma ihtimalleri yüksektir.
köpekler bu yaban hayvanını sürerek avcının önüne kadar getirirler ve avcılar çoğunlukla çapraz ateşe alarak vurur domuzu. zira her ne kadar kendine has kurşunu olsa bile çoğunlukla tek kurşunla kafasından falan vurmadıysanız zor ölür. ayrıca avlarda muhakkak emniyet atışı da yapılmalıdır hem canlının daha fazla acı çekmemesi hem de yaralı hallerinde çok çok daha saldırgan olmalarından mütevellit.
aydın'da bulunan dilek yarımadası milli parkında bunların evcilleşmiş olanlarından bol bol bulunur. evcil dediysek de gidip üzerine binmeye falan kalkmayın yani.
devamını gör...
9.
aç kaldıklarında yerleşim yerlerinde insanlarla yiyecek odaklı ilişki kurmaları bazılarına hoş geliyor. bu hayvanların yeri kentler değil. bunların doğal yaşam alanlarında yaşayabilmesi mümkün kılınmalı. onlara istedikleri yiyecekleri sağlayamadığınızda başıboş sokak köpeklerini mumla ararsınız.
devamını gör...
10.
şu hayvancıklara çok acıyorum. çok sıcak, içecek suları yok, yiyecek bulmaları çok zor hatta imkansız. avcılar, eli çifteli çifçiler aman vermiyor öte yandan.
buraya geldiğim ilk yıllarda ormanla aramızdaki tel çitin altında beton yoktu, burunlarıyla kazarak bahçeye girerler ailecek boylu boyunca bahçeyi geçerlerdi. yine kapı baca açık otururdum ama korkmazdım. homurtularını duyardım. köpeklerim de yoktu o zaman. arada bir sebze/meyve ve kabuklarını koyar kocaman bir leğenle de su bırakırdım. sonra deli olduğuma karar verildi ve bunu yapmaktan men edildim.
şimdi tel çitin altında yirmi santim yüksekliğinde bir beton var sırf domuzlardan, tilkilerden korunmak için yapıldı. betondan dolayı toprağı kazamıyorlar.
demin, bizim köpekler korosu yüksek tondan atonal bir ezgi tutturdu; gav gav gav!... feneri kaptığım gibi çitin yanına gittim. üç domuz; ikisi büyük biri yavru. gav gav gav cayırtısı bitsin diye ufak bir taş alıp dallara doğru attım, taşın gürültüsünden iki homurdanıp dört nala kaçtılar.
yerlerine yurtlarına geldik çöreklendik, bu çok can sıkıcı, evet...
yine başladı koro, feneri kapıp bakmam lazım. tanım burada biter...
kısa bilgi; yaban domuzlarının manevra kabiliyetleri sınırlı, boyun yapıları nedeniyle hızlı yön değiştiremezler. kaçmanız gerektiğinde zig zag çizin derler bu yüzden. toprağı da burunlarıyla kazarlar.
buraya geldiğim ilk yıllarda ormanla aramızdaki tel çitin altında beton yoktu, burunlarıyla kazarak bahçeye girerler ailecek boylu boyunca bahçeyi geçerlerdi. yine kapı baca açık otururdum ama korkmazdım. homurtularını duyardım. köpeklerim de yoktu o zaman. arada bir sebze/meyve ve kabuklarını koyar kocaman bir leğenle de su bırakırdım. sonra deli olduğuma karar verildi ve bunu yapmaktan men edildim.
şimdi tel çitin altında yirmi santim yüksekliğinde bir beton var sırf domuzlardan, tilkilerden korunmak için yapıldı. betondan dolayı toprağı kazamıyorlar.
demin, bizim köpekler korosu yüksek tondan atonal bir ezgi tutturdu; gav gav gav!... feneri kaptığım gibi çitin yanına gittim. üç domuz; ikisi büyük biri yavru. gav gav gav cayırtısı bitsin diye ufak bir taş alıp dallara doğru attım, taşın gürültüsünden iki homurdanıp dört nala kaçtılar.
yerlerine yurtlarına geldik çöreklendik, bu çok can sıkıcı, evet...
yine başladı koro, feneri kapıp bakmam lazım. tanım burada biter...
kısa bilgi; yaban domuzlarının manevra kabiliyetleri sınırlı, boyun yapıları nedeniyle hızlı yön değiştiremezler. kaçmanız gerektiğinde zig zag çizin derler bu yüzden. toprağı da burunlarıyla kazarlar.
devamını gör...