1.
muhatabınızın herhangi bir talebi karşısında, istediği cevabı vermediğinizde/veremediğinizde maruz kalmanız olası bir sözcük dizisidir. talebi karşılamak için saatlerce uğraşıp, uğraşlar neticesinde olumsuz cevap vermek zorunda kalsanız da durum değişmez, sizi "yine de teşekkür"e maruz bırakırlar. aslında, bu tümce ile kendilerinin ne kadar kibar olduklarını kanıtlama çabası içinde olurlar. şöyle ki; bu tümce kendi içersinde; "durmumu sana izah etmem hiçbir şeyi degiştirmedi, sana gelmektense yerimden hiç kalkmasaydım daha iyiydi, işe yarar tek bir durum sergilemedin ama hadi olsun, kibarlığımdan ödün vermeyeyim de teşekkür edeyim sana. hani sen haketmiş değilsin ama ben yine de büyüklük yapıp şükran beyanında bulunayım. evet, çünkü ben teşekkür etmeyi bilirim. bak şu tarafta teşekkürün. al da çık bakayım, gölge etme" gibi anlamları barındırır.
teşekkürünü kendine saklasaydın daha iyiydi, ya hû.
ayrıca sensin "yine de teşekkürler"
teşekkürünü kendine saklasaydın daha iyiydi, ya hû.
ayrıca sensin "yine de teşekkürler"
devamını gör...
2.
zaman içerisinde başlıca 'insan' eleme kriterim olan davranış şeklidir. siz sessiz sakin oturmuş yorucu geçen bir haftanın ardından kafanızı toparlamakla, önünüzdeki hafta için enerjinizi toplamakla meşgulken ilk seferinde cevaplamadığınız aramayı ısrarla tekrarlayan bir tanıdığınızın hatır gönül emrivaki olarak üzerinize yıktığı saçma sapan bir işe dahil olmak zorunda kalırsınız, üstelik siz o saçma sapan işle uğraşırken o esnada telefonla kendisini arayan ve sizi ismen ve şahsen tanıyan eşine de sizden 'bilgisayarcı' olarak bahseder.
'cahilin karşısında kitap gibi sessiz ol' sözünü hatırlarsınız mevlana'nın. dolayısıyla karşınızdaki cahile yaptığı edepsizlik karşısında 'beni evine, senin deyiminle bir bilgisayarcı olarak, servis vermem için çağırmaya gerçekten gücünün yeteceğine inanarak mı bu lafı ediyorsun? ulan kullandığın bilgisayar bile urartulardan kalma. sen kimsin ki tutmuş eşine etiket yapıyorsun, bilgisayarcı çağırdım diyorsun?' demekten kendinizi alıkoyarsınız.
söz konusu cahil pek tabii ki sizi bilgisayarların david copperfield'ı olarak, en önemlisi de sizi kendisinin kulu ve kölesi olarak gördüğü için urartular döneminden kalma bilgisayarında değiştirilmesi gereken arızalı parçaları cebinizde taşıyor olduğunuz düşüncesi içerisindedir.
defalarca işinizin bu olmadığını, artık paraya kıyıp yeni bir bilgisayar almasını ve bu tür meseleleri de yeni bilgisayarı satın alacağı firmanın verdiği garanti süreçleri içerisinde halletmesi gerektiğini anlatsanız da işine gelmediği ve işi de hallolmadığı için surat asarak 'yine de teşekkürler' der.
al teşekkürün senin olsun yahu. sen beni ısrarla rahatsız etmeden önce ben evimde dinleniyordum, emrivakiyle hatır gönülle evinden ayağına çağır, sorun telefonda anlattığın gibi işletim sisteminin bozulmasından değil donanım arızasından çıksın, 'o arıza daha öncekiler gibi donanımdandır işletim sistemini de o bozmuştur' desem de sırf cimriliğinden yeni sisteme para vermeyeyim, nasıl olsa bir yapan var zihniyetiyle ısrarla beni ayağına getirt, bir de üstüne 'bilgisayarcı' olayım.
o kadar sene alanında çalış, oku, o alanda dünya üzerinde toplasan kelaynak sürüsü kadar insanın bildiği şeylere vakıf ol, yap, servis almak ya da iş yaptırmak isteyen önceden seninle temasa geçerek zamanını senin belirlediğin tarihte olur aldıktan sonra (dikkatinizi çekerim emrivaki yok), bir de üzerine gidiş/ dönüş business class uçak biletlerini de karşılayarak işini yaptırsın, sonra tanışıklığınıza, yaşına hürmet ayağına gittiğiniz meşenin teki sizi 'bilgisayarcı' diye çağırsın, eşine hava atsın. alın bu örneği hangi işle uğraşıyorsanız ona ya da başınızdan geçmiş bir duruma uygulayın, eminim kendi yaşadıklarınızla benzerlikler bulacaksınız.
başta da belirttiğim gibi başlıca insan eleme kriterlerimden biridir bu laf. bu lafı eden insan son derece bencildir, kendisinden başkası çok da umurunda olmaz, zaten yaptıklarınız bu kişilerin nazarında pek kıymete de geçmez. hayatınızda olmasalar da olurlar.
bizi kullandılar 'bilgisayarcı' olduk, sizi kullanmasınlar.
'cahilin karşısında kitap gibi sessiz ol' sözünü hatırlarsınız mevlana'nın. dolayısıyla karşınızdaki cahile yaptığı edepsizlik karşısında 'beni evine, senin deyiminle bir bilgisayarcı olarak, servis vermem için çağırmaya gerçekten gücünün yeteceğine inanarak mı bu lafı ediyorsun? ulan kullandığın bilgisayar bile urartulardan kalma. sen kimsin ki tutmuş eşine etiket yapıyorsun, bilgisayarcı çağırdım diyorsun?' demekten kendinizi alıkoyarsınız.
söz konusu cahil pek tabii ki sizi bilgisayarların david copperfield'ı olarak, en önemlisi de sizi kendisinin kulu ve kölesi olarak gördüğü için urartular döneminden kalma bilgisayarında değiştirilmesi gereken arızalı parçaları cebinizde taşıyor olduğunuz düşüncesi içerisindedir.
defalarca işinizin bu olmadığını, artık paraya kıyıp yeni bir bilgisayar almasını ve bu tür meseleleri de yeni bilgisayarı satın alacağı firmanın verdiği garanti süreçleri içerisinde halletmesi gerektiğini anlatsanız da işine gelmediği ve işi de hallolmadığı için surat asarak 'yine de teşekkürler' der.
al teşekkürün senin olsun yahu. sen beni ısrarla rahatsız etmeden önce ben evimde dinleniyordum, emrivakiyle hatır gönülle evinden ayağına çağır, sorun telefonda anlattığın gibi işletim sisteminin bozulmasından değil donanım arızasından çıksın, 'o arıza daha öncekiler gibi donanımdandır işletim sistemini de o bozmuştur' desem de sırf cimriliğinden yeni sisteme para vermeyeyim, nasıl olsa bir yapan var zihniyetiyle ısrarla beni ayağına getirt, bir de üstüne 'bilgisayarcı' olayım.
o kadar sene alanında çalış, oku, o alanda dünya üzerinde toplasan kelaynak sürüsü kadar insanın bildiği şeylere vakıf ol, yap, servis almak ya da iş yaptırmak isteyen önceden seninle temasa geçerek zamanını senin belirlediğin tarihte olur aldıktan sonra (dikkatinizi çekerim emrivaki yok), bir de üzerine gidiş/ dönüş business class uçak biletlerini de karşılayarak işini yaptırsın, sonra tanışıklığınıza, yaşına hürmet ayağına gittiğiniz meşenin teki sizi 'bilgisayarcı' diye çağırsın, eşine hava atsın. alın bu örneği hangi işle uğraşıyorsanız ona ya da başınızdan geçmiş bir duruma uygulayın, eminim kendi yaşadıklarınızla benzerlikler bulacaksınız.
başta da belirttiğim gibi başlıca insan eleme kriterlerimden biridir bu laf. bu lafı eden insan son derece bencildir, kendisinden başkası çok da umurunda olmaz, zaten yaptıklarınız bu kişilerin nazarında pek kıymete de geçmez. hayatınızda olmasalar da olurlar.
bizi kullandılar 'bilgisayarcı' olduk, sizi kullanmasınlar.
devamını gör...