1.
30 kasım 2007 de meydana gelen belki de ülkemizde şimdiye kadar yaşanan uçak kazaları içerisinde en şaibeli ve hakkında komplo teorileri iddiaları oluşturacak kadar önemli bir kaza olması sebebiyle detaylı olarak anlatacağım uçak kazası.
kazanın komplo teorileri ve sabotaj iddialarına konu olmasının sebebi, içlerinde prof. dr. engin arık'ın da bulunduğu bilim insanlarının da bulunması. kendileri ve çalışmaları hakkında detaylı bilgileri zaten hepimiz bildiğimiz için zaten uzun olacak yazıyı daha da uzatmadan konuya başlıyorum.
öncelikle basında ve internet ortamlarında atlas jet kazası olarak bilinen kazanın şirketsel yönlerine bakalım. uçak world focus havayolları tarafından atlas jet havayollarına wet lease ile kiralık olarak veriliyor. havacılıkta bu gibi kiralama durumlarında uçaklar kendi pilotu, hostesi ve teknisyeni ile oprasyon yaparlar. atlas jet bu noktada sadece uçağın uçacağı seferleri belirler. geri kalan tüm operasyon yine uçağın sahibine aittir. sonuç olarak kaza world focus havayolları kazası olup kaza ile ilgili tüm sorumlulukta yine bu şirkete aittir.
world focus havayollarına değinmeden bu kazanın sebeplerini anlatamayız. çünkü türk sivil havacılık tarihinin belki de en kötü firmasıdır desek abartmış olmayız. yetersiz eğitimler, bilgisiz personeller, uluslararası kurallara göre olması gereken belgeleri olmayan yöneticiler, yapılmayan bakımlar, kaydedilmeyen ve yapılmayan uçak arızaları, uçuş saati ve simülatör eğitimleri eksik pilotlar. şirketin ekonomik sıkıntıları olduğu söylense de bu durum diğerleri kadar önem arzetmemektedir. en azından dolaylı olarak anlattığımız sorunlara etki etmektedir.
gelelim kazaya. kazanın ilk zamanlarında pilotaj hatası olarak değerlendirilse de pilotaj hatası da dahil içerisinde pek çok sebep olan kazadır. ki normal şartlarda ekibin böyle bir uçakla uçmayı kabul etmemesi gerekirdi. birazdan anlatacağım arızaların ise ne bir kaydı vardır ne de herhangi bir bakım ve tamirat işlemi yapılmamıştır.
öncelikle uçaklarda 28 günde bir güncellenmesi gereken fms ( flight managament system yani uçuş yönetim sistemi) sisteminde ısparta havalimanı bilgileri yüklenmemiştir. bu sistem ile uçaklar otomatik pilota bağlı olarak kalktıkları ve inecekleri havalimanları arasında otomatik olatak seyahat ederler. bu da uçağı gideceği meydana kadar güvenli bir şekilde ulaşmasını sağlar.
karakutular. cvr( cockpit voice recorder) ve fdr( flight data recorder) olmak üzere iki adettir. bunlardan biri kokpitteki ses ve konuşmaları kaydederken diğeri ise uçaktaki bütün teknik bilgileri kaydeder. fakat uçağımızda sesleri kaydeden cvr'ın son kaydı 1 hafta öncesine aittir ve son 1 haftadır hiç kayıt yapmadan uçak uçurulmuştur. kaldı ki fdr sağlam olma zorunluluğu ile cvr arızası ile uçaklar sadece 3 gün uçabilirler resmi olarak. fdr cihazının kayıtları ise kalkıştan 14 dakika sonrasına kadardır. ya uçuşun ilk 14 dakikasının verilerini kaydesip sonra arızaya geçmiştir.
egpws. uçaklarda belki de en önemli sistemlerden biridir. yere çok yaklaşıldığı zaman görsel ve sesli ikaz veren sistem arızalıdır. bu yajlaşma her zaman ineceği bir havalimanı yerşne kazadaki gibi bir tepe yada dağ da olabileceği için pilotları uyaran sistemdir.
bu bilgiler doğrultusunda uçağımız istanbuldan normal bir şekilde havalanıyor. daha sonra arıza yapacak olsa da fdr a göre kalkışta herhangi bir ekstra arıza bulunmamakta. uçak normal seyrini tamamladıktan sonra ıspartaya ulaşıyor. bu andan sonra onları pist başına kadar götürecek olan fms dataları olmadığı için uçuşa manuel ve görsel olarak devam ediyorlar ki özellikle gece uçuşu olması durumu daha da zora sokuyor. bu noktada şunu da belirtmek gerekli her iki pilotda daha önce bu havalimanına inmemişler.
sonuç olarak uçakta fms datalarının yüklü olmaması ve egpws sisteminin arızalı olması, pilotların o meydana ilk kez inecek olmaları, gece uçuşu olduğu için görüşün yetersiz olması.
aynı şartlarda herhangi bir pilotun o meydana kaza yapmadan inme olasılığı %1dir.
çünkü komplo demek en iyi yoldur üzerini örtmek için. şirketin tüm çalışanlarının suçudur, denetleyen ve izin veren sivil havacılık genel müdürlüğünün suçudur. bir ihmal değildir. bir komplo yada sabotaj değildir.
kazanın komplo teorileri ve sabotaj iddialarına konu olmasının sebebi, içlerinde prof. dr. engin arık'ın da bulunduğu bilim insanlarının da bulunması. kendileri ve çalışmaları hakkında detaylı bilgileri zaten hepimiz bildiğimiz için zaten uzun olacak yazıyı daha da uzatmadan konuya başlıyorum.
öncelikle basında ve internet ortamlarında atlas jet kazası olarak bilinen kazanın şirketsel yönlerine bakalım. uçak world focus havayolları tarafından atlas jet havayollarına wet lease ile kiralık olarak veriliyor. havacılıkta bu gibi kiralama durumlarında uçaklar kendi pilotu, hostesi ve teknisyeni ile oprasyon yaparlar. atlas jet bu noktada sadece uçağın uçacağı seferleri belirler. geri kalan tüm operasyon yine uçağın sahibine aittir. sonuç olarak kaza world focus havayolları kazası olup kaza ile ilgili tüm sorumlulukta yine bu şirkete aittir.
world focus havayollarına değinmeden bu kazanın sebeplerini anlatamayız. çünkü türk sivil havacılık tarihinin belki de en kötü firmasıdır desek abartmış olmayız. yetersiz eğitimler, bilgisiz personeller, uluslararası kurallara göre olması gereken belgeleri olmayan yöneticiler, yapılmayan bakımlar, kaydedilmeyen ve yapılmayan uçak arızaları, uçuş saati ve simülatör eğitimleri eksik pilotlar. şirketin ekonomik sıkıntıları olduğu söylense de bu durum diğerleri kadar önem arzetmemektedir. en azından dolaylı olarak anlattığımız sorunlara etki etmektedir.
gelelim kazaya. kazanın ilk zamanlarında pilotaj hatası olarak değerlendirilse de pilotaj hatası da dahil içerisinde pek çok sebep olan kazadır. ki normal şartlarda ekibin böyle bir uçakla uçmayı kabul etmemesi gerekirdi. birazdan anlatacağım arızaların ise ne bir kaydı vardır ne de herhangi bir bakım ve tamirat işlemi yapılmamıştır.
öncelikle uçaklarda 28 günde bir güncellenmesi gereken fms ( flight managament system yani uçuş yönetim sistemi) sisteminde ısparta havalimanı bilgileri yüklenmemiştir. bu sistem ile uçaklar otomatik pilota bağlı olarak kalktıkları ve inecekleri havalimanları arasında otomatik olatak seyahat ederler. bu da uçağı gideceği meydana kadar güvenli bir şekilde ulaşmasını sağlar.
karakutular. cvr( cockpit voice recorder) ve fdr( flight data recorder) olmak üzere iki adettir. bunlardan biri kokpitteki ses ve konuşmaları kaydederken diğeri ise uçaktaki bütün teknik bilgileri kaydeder. fakat uçağımızda sesleri kaydeden cvr'ın son kaydı 1 hafta öncesine aittir ve son 1 haftadır hiç kayıt yapmadan uçak uçurulmuştur. kaldı ki fdr sağlam olma zorunluluğu ile cvr arızası ile uçaklar sadece 3 gün uçabilirler resmi olarak. fdr cihazının kayıtları ise kalkıştan 14 dakika sonrasına kadardır. ya uçuşun ilk 14 dakikasının verilerini kaydesip sonra arızaya geçmiştir.
egpws. uçaklarda belki de en önemli sistemlerden biridir. yere çok yaklaşıldığı zaman görsel ve sesli ikaz veren sistem arızalıdır. bu yajlaşma her zaman ineceği bir havalimanı yerşne kazadaki gibi bir tepe yada dağ da olabileceği için pilotları uyaran sistemdir.
bu bilgiler doğrultusunda uçağımız istanbuldan normal bir şekilde havalanıyor. daha sonra arıza yapacak olsa da fdr a göre kalkışta herhangi bir ekstra arıza bulunmamakta. uçak normal seyrini tamamladıktan sonra ıspartaya ulaşıyor. bu andan sonra onları pist başına kadar götürecek olan fms dataları olmadığı için uçuşa manuel ve görsel olarak devam ediyorlar ki özellikle gece uçuşu olması durumu daha da zora sokuyor. bu noktada şunu da belirtmek gerekli her iki pilotda daha önce bu havalimanına inmemişler.
sonuç olarak uçakta fms datalarının yüklü olmaması ve egpws sisteminin arızalı olması, pilotların o meydana ilk kez inecek olmaları, gece uçuşu olduğu için görüşün yetersiz olması.
aynı şartlarda herhangi bir pilotun o meydana kaza yapmadan inme olasılığı %1dir.
çünkü komplo demek en iyi yoldur üzerini örtmek için. şirketin tüm çalışanlarının suçudur, denetleyen ve izin veren sivil havacılık genel müdürlüğünün suçudur. bir ihmal değildir. bir komplo yada sabotaj değildir.
devamını gör...
2.
ülkenin kurumsal çöküşünün başladığı bu yıllarda o dönemin pilotlarından fevzi altunbulak kaza geçiren uçağın enkaz parçalarının satıs amacıyla sokülmesine ve bu parcaların yeniden kullanılabilir hale getirilmesine karsı gelmistir.
aha dayıya sor
aha dayıya sor
devamını gör...