1.
başlığının açılmadığına hem şaşırdığım hem açacağım için sevindiğim bir dönem.
edo dönemi dünya tarihinde bulunmak istediğim nadir dönemlerden biri. edo, tokyo'nun eski adıdır.* bu çağ da adını buradan alır. esas itibariyle edo dönemi japonya tarihinde 1603-1868 yıllarını kapsayan dönemdir. 24 mart 1603 tarihinde edo'da tokugawa şogunluğu kurulur. bu şogunluk, ülkede her gün gücünü artırır. ardı ardına japonya'yı fetheder. nispeten kaosun olmadığı bir dönem başlar. istikrarlı bir nüfus artışıyla kültürden sanata, mühendislikten mimarlığa her alanda gelişmeler görülür. tüm bu gelişmelere rağmen toplumsal çözülmeler görülmez. japonya kısmen de olsa dış dünyaya bu dönemde açılır. yabancılarla iş yaparak ticarete başlar. meiji restorasyonuna kadar 15 nesil japonya, tokugawa şogunluğu ile yönetilir. 3 mayıs 1868'de meiji restorasyonu'nun başlamasıyla bu çağ son bulacaktır. ama edo dönemi daha sonraki dönemlerde bozulmamış, gelişime açık, nispeten huzurlu ve japonya'nın tüm renklerini, tınılarını ve özünü barındıran bir dönem olarak anılacak ve modern dünyadaki bir çok popüler içeriğe de kaynaklık edecektir.

dönem ile ilgili birkaç kavramı zikredelim:
sakoku "kapalı ülke": japonya'nın ticareti sıkı kurallar içinde genellikle çin, kore ve hollanda ile gerçekleştirilmesine verilen ad.
kanagava antlaşması: abd ve japonya delegeleri arasında kanagava'da imzalanan antlaşma. japonya ilk defa bir batılı devlete limanını* açar.
bakumatsu "kapanış perdesi": edo döneminin son yıllarını kapsayan dönem. japonya sakoku adı verilen dış dünyadan yalnızlaşma politikasından vazgeçmesini ve tokugawa şogunluğunun yerini meiji hükümetine bırakmasına atıfta bulunur.
edo dönemi dünya tarihinde bulunmak istediğim nadir dönemlerden biri. edo, tokyo'nun eski adıdır.* bu çağ da adını buradan alır. esas itibariyle edo dönemi japonya tarihinde 1603-1868 yıllarını kapsayan dönemdir. 24 mart 1603 tarihinde edo'da tokugawa şogunluğu kurulur. bu şogunluk, ülkede her gün gücünü artırır. ardı ardına japonya'yı fetheder. nispeten kaosun olmadığı bir dönem başlar. istikrarlı bir nüfus artışıyla kültürden sanata, mühendislikten mimarlığa her alanda gelişmeler görülür. tüm bu gelişmelere rağmen toplumsal çözülmeler görülmez. japonya kısmen de olsa dış dünyaya bu dönemde açılır. yabancılarla iş yaparak ticarete başlar. meiji restorasyonuna kadar 15 nesil japonya, tokugawa şogunluğu ile yönetilir. 3 mayıs 1868'de meiji restorasyonu'nun başlamasıyla bu çağ son bulacaktır. ama edo dönemi daha sonraki dönemlerde bozulmamış, gelişime açık, nispeten huzurlu ve japonya'nın tüm renklerini, tınılarını ve özünü barındıran bir dönem olarak anılacak ve modern dünyadaki bir çok popüler içeriğe de kaynaklık edecektir.
dönem ile ilgili birkaç kavramı zikredelim:
sakoku "kapalı ülke": japonya'nın ticareti sıkı kurallar içinde genellikle çin, kore ve hollanda ile gerçekleştirilmesine verilen ad.
kanagava antlaşması: abd ve japonya delegeleri arasında kanagava'da imzalanan antlaşma. japonya ilk defa bir batılı devlete limanını* açar.
bakumatsu "kapanış perdesi": edo döneminin son yıllarını kapsayan dönem. japonya sakoku adı verilen dış dünyadan yalnızlaşma politikasından vazgeçmesini ve tokugawa şogunluğunun yerini meiji hükümetine bırakmasına atıfta bulunur.
devamını gör...
2.
江戸時代
tokugawa dönemi olarak da adlandırılır.
japonya tarihinde 1603/1868 yılları arasını kapsayan dönem olarak bilinir.
sıkı gelişmeler ve yenilikler yaşanmış, meiji restorasyonu ile son bulmuştur. edo tokyo'nun eski ismidir.
edo dönemi japonya'nın ilk modern dönemi olarak tanımlanmaktadır ve bu yıllar arasında japonya dış dünyaya kapalı kalmış olup ekonomik büyüme, sıkı toplumsal düzen, istikrarlı bir nüfus ile sanat ve kültür alanında gelişmeler yaşanmıştır.
tokugawa ıeyasu

*
tokugawa dönemi olarak da adlandırılır.
japonya tarihinde 1603/1868 yılları arasını kapsayan dönem olarak bilinir.
sıkı gelişmeler ve yenilikler yaşanmış, meiji restorasyonu ile son bulmuştur. edo tokyo'nun eski ismidir.
edo dönemi japonya'nın ilk modern dönemi olarak tanımlanmaktadır ve bu yıllar arasında japonya dış dünyaya kapalı kalmış olup ekonomik büyüme, sıkı toplumsal düzen, istikrarlı bir nüfus ile sanat ve kültür alanında gelişmeler yaşanmıştır.
tokugawa ıeyasu

*
devamını gör...
3.
turkcesi edho. yani eşkıya dünyaya hükümdar olmaz.
devamını gör...
4.
japonya’nın o meşhur kapalı kutu zamanları. dış dünyada sanayi devrimi patlarken, içeride herkes kendi dünyasında yaşamaya devam ediyordu. bir yandan kültürel devrimler yaşanıyor, sanatta resmen o zaman dans partileri veriliyor, diğer yandan ise toplum o kadar katıydı ki, sanki herkes tahtadan kukla gibi hareket ediyordu. bu ülkenin o dönemi için "altın çağı" deniliyordu ama bildiğin altın çağın karanlık odası gibiydi.
edo'daki toplumsal düzen öyle bir hal almıştı ki, sanki bir kim kimin üstünde oyunu gibi! samuraylar sokaklarda gururla dolaşıyor, tüccarlar parayı basıyor, köylülerse vergi yükünden neredeyse belini büken bir halde... feodal sistem, sanki "ağalık benim işim" yarışması gibiydi.
bu kadar katı bir hiyerarşi, tabii ki toplumsal sıkışıklıklara ve adaletsizliklere yol açar. kadınların durumu da içler acısıydı. kabuki tiyatrosunda bile kadın yoktu o derece sindirilmişler; erkekler, kadın rollerini oynuyordu. o dönemde bu durumu normal kabul etseler de, şimdiki gözle bakıldığında eminim tokugawa ağam biz ne yaptık diye düşünüyorlardır. kadınların sesini duyurması pek mümkün değildi, herhalde durumu kabullenmişlerdi.
ama her şey kötü değildi.kültürel açıdan edo dönemi resmen bir sanat şöleni gibiydi. ukiyo-e baskıları, kabuki tiyatrosu, katsuşika hokusai'nin meşhur büyük dalga tablosu... kendilerini bu konuda bayağı geliştirmişler.
fakat izolasyonu fazlasıyla abartan bir ülkeydi. fazla ısrar göze zarar unutmamak lazım. tokugawa şogunluğu, dünya umrumda değil deyip batı'dan gelen her şeyi görmezden gelirken, batı sanayi devrimi patlaması yaşıyordu. sonra da batılı güçler kara gemileriyle gelip, japonya'nın kapalı dünyasını zorla açmaya başlayınca, tokugawa şogunları şok oldular. ee hani vizyon!?
sonuç olarak, edo dönemi tam bir "karma kaset" gibi. hem kültürel zenginlik var, hem de sosyal sıkışıklık. hem "vay be, ne kadar ilginç!" dedirtiyor, hem de "bunun nesi doğru?" diye düşündürüyor. ama ne olursa olsun, japonya’nın tarihindeki en ilginç ve renkli dönemlerden biri olduğu kesin.
edo'daki toplumsal düzen öyle bir hal almıştı ki, sanki bir kim kimin üstünde oyunu gibi! samuraylar sokaklarda gururla dolaşıyor, tüccarlar parayı basıyor, köylülerse vergi yükünden neredeyse belini büken bir halde... feodal sistem, sanki "ağalık benim işim" yarışması gibiydi.
bu kadar katı bir hiyerarşi, tabii ki toplumsal sıkışıklıklara ve adaletsizliklere yol açar. kadınların durumu da içler acısıydı. kabuki tiyatrosunda bile kadın yoktu o derece sindirilmişler; erkekler, kadın rollerini oynuyordu. o dönemde bu durumu normal kabul etseler de, şimdiki gözle bakıldığında eminim tokugawa ağam biz ne yaptık diye düşünüyorlardır. kadınların sesini duyurması pek mümkün değildi, herhalde durumu kabullenmişlerdi.
ama her şey kötü değildi.kültürel açıdan edo dönemi resmen bir sanat şöleni gibiydi. ukiyo-e baskıları, kabuki tiyatrosu, katsuşika hokusai'nin meşhur büyük dalga tablosu... kendilerini bu konuda bayağı geliştirmişler.
fakat izolasyonu fazlasıyla abartan bir ülkeydi. fazla ısrar göze zarar unutmamak lazım. tokugawa şogunluğu, dünya umrumda değil deyip batı'dan gelen her şeyi görmezden gelirken, batı sanayi devrimi patlaması yaşıyordu. sonra da batılı güçler kara gemileriyle gelip, japonya'nın kapalı dünyasını zorla açmaya başlayınca, tokugawa şogunları şok oldular. ee hani vizyon!?
sonuç olarak, edo dönemi tam bir "karma kaset" gibi. hem kültürel zenginlik var, hem de sosyal sıkışıklık. hem "vay be, ne kadar ilginç!" dedirtiyor, hem de "bunun nesi doğru?" diye düşündürüyor. ama ne olursa olsun, japonya’nın tarihindeki en ilginç ve renkli dönemlerden biri olduğu kesin.
devamını gör...