1.
gözlük seçmek herkes için yorucu, bunaltıcı ve sıkıcı bir iştir. yüzlerce gözlük modeli arasından hangisini seçeceğinize karar veremezsiniz. üstelik vitrinde beğendiğiniz modelleri takıp çıkararak karar vermeye çalışırız. işte bu fani arkadaşınız mükemmelliyetçi kimliğiyle 6 tane falan gözlükçüyü çıldırttığımda "optisyenlik" mesleğini sorgulamaya başladım ve gözlük sektörünü araştırdım. şimdi sahip olduğum bilgileri sizlere sunuyorum. kendim için seçtiğim gözlükler herkesin dikkatini çekiyor ve nereden aldığımı soruyorlar. bir keresinde küçük bir optik dükkanına kısaca bunları anlattığımda "siz optisyen olmalıymışsınız" demişti. neyse kendimi yeterince övdüm ve beklentiyi yükselttim. hoop geçelim rehbere
1. ham madde
gözlük kalitesini ve fiyatını belirleyen en önemli şey gözlüğün imal edildiği ham maddedir. eskiden gözlükler, taraklar, el aynalarının sapları, müzik aletlerinin süslemeleri, mobilya süslemeleri hayvan boynuzları, bağa, fildişi gibi hayvansal doğal keratinden; kabuklu deniz canlılarının kabuklarındaki sedef ten ve hayvanların kemiklerinden; gümüş, altın gibi değerli madenlerden; abonoz, maun, ceviz, venge, paduk, gül ağacı gibi ham maddelerden imal edilirmiş. şüphesiz çok estetik ve klasik bir görünümü olan bu maddeler doğal ürünler oldukları için yetiştirilmesi, toplanması, işlenmesi ve ara madde haline getirilmesi maliyetli olmaktadır. bununla birlikte bu maddelerin hepsi doğal kaynaktır ve artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak için doğal stok yetersizdir. süs de nasıl bir ihtiyaçsa artık.
yukarıda bahsettiğim ham maddelerin işlendikten sonraki estetik görünümü gözlük tasarımcıları için çok önemli bir konudur. mesela benim en sevdiğim görünüm bağa ve sedeftir. tabi ki günümüzde artık gözlükler bu hayvansal ham maddelerden imal edilmiyor. günümüzde onların yerini plastik, geri dönüştürülmüş plastik, asetat, selüloz asetat gibi yüksek kimya teknolojisi ile üretilen ham maddeler aldı. bunlarla birlikte titanyum, platin, altın
peki bu ham maddelerden hangisi sağlıklı ve kaliteli?
cevap: selüloz asetat. gözlük seçerken lütfen ya metal ya da selüloz asetat ham maddeyi seçin.
titanyum gibi metalden üretilen gözlükler feminen olmadığı için ve ilgi alanım olmadığı için bu rehberin konusu değildir. titanyum gözlük kullanan erkek iticiliği diye bir şey var bence. ince saplı, çerçevesiz filan. belli yani gözlükçünün indirimli fiyattan 2-3 bin lira kazık soktuğu.
nedir bu selüloz asetat?
selüloz asetat bitkisel kaynaklı bir polimerdir. polimer ise sertleşen madde demektir. mesela sütten peynir yaptığınızda süt proteinleri polimerleşir ve plastik bir hal alır. plastik kelimesinin karşıtı da elastiktir.
plastik sözcüğü, yunanca'da kalıplanmış anlamına gelir. üretim sırasında kalıp içine enjekte edilen sıvı plastik hammeddesi kalıbın şeklini alır ve soğuyup plastik bir hale gelince kalıptan çıkarılır. işte pet şişeler, saklama kapları, şişe kapakları gibi aklınıza gelebilecek her türlü plastik eşya böyle üretilir.
neden bitkisel kaynaklı doğal ürünler kullanmalıyız?
şampuanlar, vücut kremleri, ambalajlar, deniz ürünleri, tarım ürünleri, hayvansal dokular, toprak ve su... plastikler her yerde. şampuanlara koyulan petrol türevleri saçlarınızın ışıl ışıl parlamasını ve pürüzsüz olmasını sağlar. nasıl parlamasın ve kaymasın ki? her saç telini mikroskobik bir streç filmle kaplıyorsun. o yüzden de irritan kontakt dermatit, egzama, allerji oluyorsun. çünkü plastik ürünlerde ve üretim aşamalarında bisfenol a (bfa), flalein, dioksin, vinil klorür, etilen diklorür gibi toksik, karsinojen, çevreye zararlı, biyosidal, kirletici kimyasallar bulunur.
bakın konu gözlüktü ama plastikler her yerde. kendimizi ve dünya'yı başka nasıl sistematik bir biçimde öldürebilirdik bilmiyorum?
nedir bu plastik?
laboratuvar ortamında ilk sentetik plastik, 1856 yılında ingiliz metalurji mühendisi alexander parkes üretti. hemen gitti bu ürüne patent aldı ve ona "parkesine" dedi. zaten babası da pirinç alaşımı işindeydi. çiçekleri metal kaplama fikri ondan çıktı. hemen gitti patentini aldı. elektrokaplama ve plastik üretimi konularında toplam 66 patenti vardır. parkes ailesinin soyu 16. yy'a kadar dayanmaktadır ve aile hep metal işiyle ilgilenmiştir. dünya'yı neden 5 aile yönetiyor dendiğini şimdi anladınız mı? patent diye bir şey icat etmişler ve akıllarına gelen her şeyi patentlemişler. biyoteknoloji sektörü o zaman gelişmediği için dna patentleyememişler ama şimdi onu da yapıyorlar. biontech aşısı denilen şey patentli bir genetik dizidir.
plastikten önce doğal lateks olan kauçuk vardı. kauçuk maddesi hevea brasiliensis türü tropikal ağacın öz suyudur tıpkı damla sakızı ve çam sakızı gibi. avrupa sömürgecilik tarihinde şeker kamışı, kakao, haşhaş ve kauçuk ağacı gibi bitkilerin geniş bir yeri vardır.
nasıl ayırt edebiliriz?
uzman bir optisyenle oturup konuşun. size plastik çerçeve ve selüloz asetat çerçeve arasındaki görünüm farklarını uygulamalı şekilde anlatsın. çünkü ben o kadar araştırmama rağmen halen tam olarak ayırt edemiyorum. ama bazı ip uçları var.
örneğin plastik gözlükler çok daha hafif oluyor. ışığa tuttuğunuzda selüloz asetat kadar opak değiller. ışığı çok yansıtıyorlar.
gözlükçüler plastik çerçeve gözlükleri müşterilere "bakın kırılmaz gözlük" diye şov yapmak için kullanırlar. ellerinde eğip bükerler kırılmaz. kırılsa da gözlükçünün umrunda olmaz çünkü en kaliteli plastik gözlüğün tanesi 10 dolar falan.
selüloz asetat sanki biraz daha ağır oluyor. burun kemiğine baskı yapan gözlükler selüloz asetat ham maddesinden üretiliyor.
2. gözlük tasarımı ve imalatı
günümüzde bilgisayar destekli endüstriyel tasarım programlarıyla binlerce çeşit gözlük imal edilmektedir.
ham madde kalıplara enjekte edildikten sonra dikdörtgen plakalar haline gözlük üreticilerine satılır. gözlük üretim atölyelerinde kalıba işlenir ve gözlük çerçevesi çıkartılır. gözlük çerçevesinin ve saplarının pürüzleri giderildikten sonra parlaması ve ham maddeyi koruması için cila uygulanır. daha sonra parçaların montajı yapılır. atölyede genellikle cam montajı yapılmaz. demo cam kullanılır.
cam seçimi konusunda rehber yapmayacağım. o konu optisyenlik mesleğinin çalışma alanı. ben burada cahil halimle snell yasası falan anlatamam size. cam seçimi için optisyeniniz neyi öneriyorsa onu kullanın. sadece gözlük camlarının ce sertifikası olmasına dikkat edin. ce işareti, ürünün avrupa standartlarına uygun olarak üretilmiş ve test edilmiş olduğunu belirtir.
uyarı: araştırmalarım sonucunda asetat gözlük çerçevelerinin düşünce kırılmasının sebebini buldum. gözlüğün tasarımında homojen tek renk yoksa yani iki veya daha fazla renkte farklı plakalardan kesilen parçalar sıcaklık uygulamasıyla kaynaştırılıyorsa gözlüğünüzü düşürdüğünüzde tam bu kaynaşma noktasından kırılır. gözlük alırken homojen tek renk desenli-desensiz plakadan imal edilmiş olmasına dikkat edin. katman katman kaynaştırılan gözlükler çok şık duruyor. siz en iyisi gözlüğünüzü asla düşürmeyin.
uyarı: yedek parça veya yedek gözlük sapı desteği olup olmadığını mutlaka sorun. genellikle gözlükler için yedek sap üretilmez. sapından kırılan gözlüğünüze "bye bye" demek zorunda kalabilirsiniz.
uyarı: çöpe atmak istediğinizi gözlükleri optik mağazalarına götürüp verin. geri dönüşüm ağına dahil olduğunuz için geceleri huzur içinde uyursunuz. türkiye bir geri dönüşüm yasası çıkartmak için hala neyi bekliyor anlamıyorum. sigara yasağı gibi bir şey bu da.
3. gözlük çeşitleri
tam çerçeve (full-rim), yarım çerçeve (half-rim) ve çerçevesiz (no-rim) olmak üzere üç sınıf;
butterfly,cat eye, pilot, wayfarer, round, shield, square ve rectangle olmak üzere 8 çeşit gözlük vardır.
aliexpress gibi alışveriş sitelerinden gözlük almak isterseniz size bu kategorileri sunar.
ancak türkiye'de halen alışveriş sitelerinde ve optik mağazalarında gözlüklerin nasıl sınıflandırıldığı bilinmemekte. bu yüzden 5 tane falan gözlükçü harcadım. benim vaktim değerli, kapı kapı dilenci gibi dolaşamam.
uyarı: çerçevesiz gözlükler çok çabuk kırıldığından gözlükçüler müşterilerine çerçevesiz gözlük satarlar. böylece müşteri sürekli mağazaya gelir ve yeni gözlükler dener.
uyarı: genellikle erkeklere çerçevesiz gözlük satılır. erkekler bir mağazada kadınlar kadar çok vakit geçirmezler. bunun sebebi de erkeklerin detaylara daha az takılmasıdır. gözlükçüler bunu çok iyi bildikleri için müşterilerini manipüle ederler. aslında almamanız gereken bir gözlük için müşteriye 10 kat pahalı gözlük satarlar.
uyarı: bana göre kaliteli bir gözlük -titiz kullanıldığı takdirde- 6 yıla kadar aralıksız kullanılabilir. titiz kullanım şudur: korozyona mahal vermemek, düzenli olarak temizlemek, düşürmemek, çarpmamak, sürtmemek gibi. ancak terinizde bulunan minerallar ve cildinizdeki yağ ile gözlüğün cilası kimyasal tepkimeye girerek cilayı söker. işte bu yüzden en az iki gözlük satın almalı ve dönüşümlü olarak kullanmalısınız.
uyarı: cilt bakım kremleri filan sürdükten sonra gözlük kullanmayın. çünkü kozmetik ürünler gözlüğün cilasını aşındırıcı kimyasallar içerebilir.
uyarı: gözlük hem hayati bir ihtiyaçtır hem de kişilikli bir eşyadır. bence tam da bu yüzden böyle bir rehberi hak ediyor.
4. gözlük ölçüleri
işte rehberin en can alıcı noktası burası. bir gözlükçüye gittiğinizde optisyenin dilinden konuşabilmeniz için bunları öğrenmeniz gerekiyor. yoksa saatlerce gözlük dener durursunuz. hem sıkılırsınız hem de optisyeni de yorduğunuz için ayıp olmasın diye tane almak zorunda kalırsınız.
ekartman ölçüsü : gözlük camının yerleştirildiği çerçeve aralığının ölçüsüdür. ekartman ölçüsü gözlüğün karakteristiğini belirler.
örneğin: retro kemik gözlük modellerinde ve güneş gözlüklerinde ekartman ölçüleri 56 mm'ye kadar çıkabilir. kayak gözlüğü, spor gözlüğü, erkekler için üretilen gözlük modellerinde de ekartman ölçüsü 34 mm'ye kadar düşer. çocuk gözlüklerinde ise ekartman ölçüsü daha küçük olur.
genişlik ölçüsü: gözlük çerçevesinin genişlik ölçüsüdür.
halk arasında "yüze oturdu" denilen şey yüzünüzün genişliği ile gözlük genişliğinin uyumudur. ideal gözlük genişliğinizi en iyi şu şekilde ölçebilirsiniz.
1. duvarın karşısına geçip boyunuzu ölçermiş gibi durun. baş hizanızın olduğu yere bir a4 kağıt yapıştırın.
2. kulaklarınızın üzerine inşaat ustaları gibi kurşun kalem koyun.
3. yüzünüzü a4 kağıda doğru dönün ve kalemleri ellerinizle sabitleyerek kağıt üzerinde işaretleyin.
4. kağıdı masaya koyun ve cetvelle iki nokta arasına bir doğru çizerek noktaları birleştirin.
5. cetvel ile yüzünüzün genişliğini ölçün.
köprü ölçüsü: iki ekartman arasındaki köprünün ölçüsüdür. burun aralığı ölçüsü olarak da söylenir. gözlüğün karakteristiğini belirler.
köprü ölçüsü ne yazık ki cetvelle ölçerek "yüzüme uygun köprü ölçüsü işte bu" diyebileceğiniz bir şey değil. sizin için uygun köprü şeklini ve aralığını gözlük modellerini deneyerek öğrenebilirsiniz.
örneğin jeoloji profesörü celal şengör'ün gözlüğü ile wayfarer model bir gözlüğün köprüleri farklıdır.
gözlük sapı uzunluğu: bence hiç önemli değildir.
optisyenler gözlük çerçevesinin cuk diye burun kemiğinin üzerine oturmasını ister. böylece gözlüğün ağırlığı saplar aracılığıyla kulaklara ve burun kemiğine dağılır. burun kemiğinde biçimsel bozukluk (septum deviasyonu, yanlış kaynamış burun kemiği gibi) olan kişiler "bu gözlük burun kemiğimi rahatsız etti, çok ağır" gibi şikayetler eder. aslında gözlük ağır değildir. burun kemiğinde şekilsel bir bozukluk olduğu için gözlüğün ağırlığı saplara dağılamaz. burun kemiği bir kriko gibi tek başına gözlüğü yukarda tutar.
bence gözlüğün ağırlığı burun üzerinde hissedilmeli.
5. gözlük seçimi
gözlük modeli seçimi, kuaförde saç modeli ve saç rengi beğenmeye çok benzer.
1. cilt alt tonunuz ile uyumlu renkleri bulmalısınız. genellikle size çok yakıştığı söylenen renklerdir.
2. yüz şeklinizi belirlemelisiniz. yüz şeklinizi tanımlarken şu ifadeler önemli; kemikli bir yüz, tombul yanaklar, dar çene, maskülen çene, çıkık çene, geriye doğru çene, ince çene ucu, geniş alın, dar alın, çıkık kaş kemiği, oval alın, düz alın, kalkık burun ucu, sivri burun ucu, düşük burun ucu, geniş burun delikleri, dar burun delikleri, grek burun, padişah burnu, nubian burun, hokka burun gibi. bazı tüyolar vereceğim için neyi anlatmaya çalıştığımı anlamanız açısından bu ifadeler önemli.
3. giyim tarzınızı belirleyin. giyim tarzınızı tanımlarken şu ifadeler önemli; casual, slim fit, bohem, androjen, sofistike, retro, gotik, avangart, western, eklektik, futuristik, oduncu yani grunge, hippi, monokrom, minimalist, elegant, vamp gibi.
tavsiye: kahkül kullanıyorsanız alnı kapattığınız için odak burunda olur. biliyorsunuz insanlar iletişim halindeyken yüzdeki t bölgesine bakarlar. kahkül kesimi t bölgesini kapattığı için gizemli bir hava katar. kahkül kullanıyorsanız gözlük seçiminde burnunuzdaki kusurları kapatan köprüler tercih edin. örneğin, burun delikleriniz çok iriyse dar köprülü gözlük modellerine odaklanın.
tavsiye: kemikli bir yüze sahipseniz ekartmanın köşeleri yuvarlatılmış gözlük modellerine odaklanın. eğer tipik bir türk kadınıysanız, yani çene geniş, yanaklar geniş, alın geniş, biraz tombul yanaklar ama yüz küçük ise o zaman ekartman ölçüsü 45-50 mm arasında köşeli bir gözlük modeli seçmelisiniz.
tavsiye: celal şengör'ün gözlüğü "full-rim round frame eyeglass" olarak ifade ediliyor. genellikle asya'da orta yaşlı ve yaşlı erkekler tercih ediyor. gözlüğün kişiliğinde aristokrat havası var. gözleri çekik ve burnu dar ve güzel şekilli erkeklere yakışıyor. john lenon da böyle bir gözlük kullanıyor. bence john lennon'a asla yakışmayan, onun burnunun tüm kusurlarını ortaya çıkartan bir gözlük. aynı gözlüğü harry potter filmi ile tanınan daniel radcliffe taktığında çok hoş ve kibar duruyor. burun şekli çok önemli gözlük işinde.
tavsiye: asla taşlı, incili gözlükler almayın. aldıysanız oje cilasıyla bir kaç kat üzerinden geçin. çünkü o taşlar ve inciler kendi kendine düşüyor.
umarım sizi gözlük seçme çilesinden kurtarabilmişimdir. ne istediğini bilen müşteri en iyi müşteridir. yormaz, uğraştırmaz, araştırıp gelmiştir, hemen alır gider, üstelik memnuniyeti de çok yüksektir.
optik mağazalarından gelecek iş tekliflerine açığım.
gözlük seçemeyenler için bilgilerimi ve fikirlerimi ücretsiz paylaşabilirim. mesaj atabilirsiniz.
1. ham madde
gözlük kalitesini ve fiyatını belirleyen en önemli şey gözlüğün imal edildiği ham maddedir. eskiden gözlükler, taraklar, el aynalarının sapları, müzik aletlerinin süslemeleri, mobilya süslemeleri hayvan boynuzları, bağa, fildişi gibi hayvansal doğal keratinden; kabuklu deniz canlılarının kabuklarındaki sedef ten ve hayvanların kemiklerinden; gümüş, altın gibi değerli madenlerden; abonoz, maun, ceviz, venge, paduk, gül ağacı gibi ham maddelerden imal edilirmiş. şüphesiz çok estetik ve klasik bir görünümü olan bu maddeler doğal ürünler oldukları için yetiştirilmesi, toplanması, işlenmesi ve ara madde haline getirilmesi maliyetli olmaktadır. bununla birlikte bu maddelerin hepsi doğal kaynaktır ve artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak için doğal stok yetersizdir. süs de nasıl bir ihtiyaçsa artık.
yukarıda bahsettiğim ham maddelerin işlendikten sonraki estetik görünümü gözlük tasarımcıları için çok önemli bir konudur. mesela benim en sevdiğim görünüm bağa ve sedeftir. tabi ki günümüzde artık gözlükler bu hayvansal ham maddelerden imal edilmiyor. günümüzde onların yerini plastik, geri dönüştürülmüş plastik, asetat, selüloz asetat gibi yüksek kimya teknolojisi ile üretilen ham maddeler aldı. bunlarla birlikte titanyum, platin, altın
peki bu ham maddelerden hangisi sağlıklı ve kaliteli?
cevap: selüloz asetat. gözlük seçerken lütfen ya metal ya da selüloz asetat ham maddeyi seçin.
titanyum gibi metalden üretilen gözlükler feminen olmadığı için ve ilgi alanım olmadığı için bu rehberin konusu değildir. titanyum gözlük kullanan erkek iticiliği diye bir şey var bence. ince saplı, çerçevesiz filan. belli yani gözlükçünün indirimli fiyattan 2-3 bin lira kazık soktuğu.
nedir bu selüloz asetat?
selüloz asetat bitkisel kaynaklı bir polimerdir. polimer ise sertleşen madde demektir. mesela sütten peynir yaptığınızda süt proteinleri polimerleşir ve plastik bir hal alır. plastik kelimesinin karşıtı da elastiktir.
plastik sözcüğü, yunanca'da kalıplanmış anlamına gelir. üretim sırasında kalıp içine enjekte edilen sıvı plastik hammeddesi kalıbın şeklini alır ve soğuyup plastik bir hale gelince kalıptan çıkarılır. işte pet şişeler, saklama kapları, şişe kapakları gibi aklınıza gelebilecek her türlü plastik eşya böyle üretilir.
neden bitkisel kaynaklı doğal ürünler kullanmalıyız?
şampuanlar, vücut kremleri, ambalajlar, deniz ürünleri, tarım ürünleri, hayvansal dokular, toprak ve su... plastikler her yerde. şampuanlara koyulan petrol türevleri saçlarınızın ışıl ışıl parlamasını ve pürüzsüz olmasını sağlar. nasıl parlamasın ve kaymasın ki? her saç telini mikroskobik bir streç filmle kaplıyorsun. o yüzden de irritan kontakt dermatit, egzama, allerji oluyorsun. çünkü plastik ürünlerde ve üretim aşamalarında bisfenol a (bfa), flalein, dioksin, vinil klorür, etilen diklorür gibi toksik, karsinojen, çevreye zararlı, biyosidal, kirletici kimyasallar bulunur.
bakın konu gözlüktü ama plastikler her yerde. kendimizi ve dünya'yı başka nasıl sistematik bir biçimde öldürebilirdik bilmiyorum?
nedir bu plastik?
laboratuvar ortamında ilk sentetik plastik, 1856 yılında ingiliz metalurji mühendisi alexander parkes üretti. hemen gitti bu ürüne patent aldı ve ona "parkesine" dedi. zaten babası da pirinç alaşımı işindeydi. çiçekleri metal kaplama fikri ondan çıktı. hemen gitti patentini aldı. elektrokaplama ve plastik üretimi konularında toplam 66 patenti vardır. parkes ailesinin soyu 16. yy'a kadar dayanmaktadır ve aile hep metal işiyle ilgilenmiştir. dünya'yı neden 5 aile yönetiyor dendiğini şimdi anladınız mı? patent diye bir şey icat etmişler ve akıllarına gelen her şeyi patentlemişler. biyoteknoloji sektörü o zaman gelişmediği için dna patentleyememişler ama şimdi onu da yapıyorlar. biontech aşısı denilen şey patentli bir genetik dizidir.
plastikten önce doğal lateks olan kauçuk vardı. kauçuk maddesi hevea brasiliensis türü tropikal ağacın öz suyudur tıpkı damla sakızı ve çam sakızı gibi. avrupa sömürgecilik tarihinde şeker kamışı, kakao, haşhaş ve kauçuk ağacı gibi bitkilerin geniş bir yeri vardır.
nasıl ayırt edebiliriz?
uzman bir optisyenle oturup konuşun. size plastik çerçeve ve selüloz asetat çerçeve arasındaki görünüm farklarını uygulamalı şekilde anlatsın. çünkü ben o kadar araştırmama rağmen halen tam olarak ayırt edemiyorum. ama bazı ip uçları var.
örneğin plastik gözlükler çok daha hafif oluyor. ışığa tuttuğunuzda selüloz asetat kadar opak değiller. ışığı çok yansıtıyorlar.
gözlükçüler plastik çerçeve gözlükleri müşterilere "bakın kırılmaz gözlük" diye şov yapmak için kullanırlar. ellerinde eğip bükerler kırılmaz. kırılsa da gözlükçünün umrunda olmaz çünkü en kaliteli plastik gözlüğün tanesi 10 dolar falan.
selüloz asetat sanki biraz daha ağır oluyor. burun kemiğine baskı yapan gözlükler selüloz asetat ham maddesinden üretiliyor.
2. gözlük tasarımı ve imalatı
günümüzde bilgisayar destekli endüstriyel tasarım programlarıyla binlerce çeşit gözlük imal edilmektedir.
ham madde kalıplara enjekte edildikten sonra dikdörtgen plakalar haline gözlük üreticilerine satılır. gözlük üretim atölyelerinde kalıba işlenir ve gözlük çerçevesi çıkartılır. gözlük çerçevesinin ve saplarının pürüzleri giderildikten sonra parlaması ve ham maddeyi koruması için cila uygulanır. daha sonra parçaların montajı yapılır. atölyede genellikle cam montajı yapılmaz. demo cam kullanılır.
cam seçimi konusunda rehber yapmayacağım. o konu optisyenlik mesleğinin çalışma alanı. ben burada cahil halimle snell yasası falan anlatamam size. cam seçimi için optisyeniniz neyi öneriyorsa onu kullanın. sadece gözlük camlarının ce sertifikası olmasına dikkat edin. ce işareti, ürünün avrupa standartlarına uygun olarak üretilmiş ve test edilmiş olduğunu belirtir.
uyarı: araştırmalarım sonucunda asetat gözlük çerçevelerinin düşünce kırılmasının sebebini buldum. gözlüğün tasarımında homojen tek renk yoksa yani iki veya daha fazla renkte farklı plakalardan kesilen parçalar sıcaklık uygulamasıyla kaynaştırılıyorsa gözlüğünüzü düşürdüğünüzde tam bu kaynaşma noktasından kırılır. gözlük alırken homojen tek renk desenli-desensiz plakadan imal edilmiş olmasına dikkat edin. katman katman kaynaştırılan gözlükler çok şık duruyor. siz en iyisi gözlüğünüzü asla düşürmeyin.
uyarı: yedek parça veya yedek gözlük sapı desteği olup olmadığını mutlaka sorun. genellikle gözlükler için yedek sap üretilmez. sapından kırılan gözlüğünüze "bye bye" demek zorunda kalabilirsiniz.
uyarı: çöpe atmak istediğinizi gözlükleri optik mağazalarına götürüp verin. geri dönüşüm ağına dahil olduğunuz için geceleri huzur içinde uyursunuz. türkiye bir geri dönüşüm yasası çıkartmak için hala neyi bekliyor anlamıyorum. sigara yasağı gibi bir şey bu da.
3. gözlük çeşitleri
tam çerçeve (full-rim), yarım çerçeve (half-rim) ve çerçevesiz (no-rim) olmak üzere üç sınıf;
butterfly,cat eye, pilot, wayfarer, round, shield, square ve rectangle olmak üzere 8 çeşit gözlük vardır.
aliexpress gibi alışveriş sitelerinden gözlük almak isterseniz size bu kategorileri sunar.
ancak türkiye'de halen alışveriş sitelerinde ve optik mağazalarında gözlüklerin nasıl sınıflandırıldığı bilinmemekte. bu yüzden 5 tane falan gözlükçü harcadım. benim vaktim değerli, kapı kapı dilenci gibi dolaşamam.
uyarı: çerçevesiz gözlükler çok çabuk kırıldığından gözlükçüler müşterilerine çerçevesiz gözlük satarlar. böylece müşteri sürekli mağazaya gelir ve yeni gözlükler dener.
uyarı: genellikle erkeklere çerçevesiz gözlük satılır. erkekler bir mağazada kadınlar kadar çok vakit geçirmezler. bunun sebebi de erkeklerin detaylara daha az takılmasıdır. gözlükçüler bunu çok iyi bildikleri için müşterilerini manipüle ederler. aslında almamanız gereken bir gözlük için müşteriye 10 kat pahalı gözlük satarlar.
uyarı: bana göre kaliteli bir gözlük -titiz kullanıldığı takdirde- 6 yıla kadar aralıksız kullanılabilir. titiz kullanım şudur: korozyona mahal vermemek, düzenli olarak temizlemek, düşürmemek, çarpmamak, sürtmemek gibi. ancak terinizde bulunan minerallar ve cildinizdeki yağ ile gözlüğün cilası kimyasal tepkimeye girerek cilayı söker. işte bu yüzden en az iki gözlük satın almalı ve dönüşümlü olarak kullanmalısınız.
uyarı: cilt bakım kremleri filan sürdükten sonra gözlük kullanmayın. çünkü kozmetik ürünler gözlüğün cilasını aşındırıcı kimyasallar içerebilir.
uyarı: gözlük hem hayati bir ihtiyaçtır hem de kişilikli bir eşyadır. bence tam da bu yüzden böyle bir rehberi hak ediyor.
4. gözlük ölçüleri
işte rehberin en can alıcı noktası burası. bir gözlükçüye gittiğinizde optisyenin dilinden konuşabilmeniz için bunları öğrenmeniz gerekiyor. yoksa saatlerce gözlük dener durursunuz. hem sıkılırsınız hem de optisyeni de yorduğunuz için ayıp olmasın diye tane almak zorunda kalırsınız.
ekartman ölçüsü : gözlük camının yerleştirildiği çerçeve aralığının ölçüsüdür. ekartman ölçüsü gözlüğün karakteristiğini belirler.
örneğin: retro kemik gözlük modellerinde ve güneş gözlüklerinde ekartman ölçüleri 56 mm'ye kadar çıkabilir. kayak gözlüğü, spor gözlüğü, erkekler için üretilen gözlük modellerinde de ekartman ölçüsü 34 mm'ye kadar düşer. çocuk gözlüklerinde ise ekartman ölçüsü daha küçük olur.
genişlik ölçüsü: gözlük çerçevesinin genişlik ölçüsüdür.
halk arasında "yüze oturdu" denilen şey yüzünüzün genişliği ile gözlük genişliğinin uyumudur. ideal gözlük genişliğinizi en iyi şu şekilde ölçebilirsiniz.
1. duvarın karşısına geçip boyunuzu ölçermiş gibi durun. baş hizanızın olduğu yere bir a4 kağıt yapıştırın.
2. kulaklarınızın üzerine inşaat ustaları gibi kurşun kalem koyun.
3. yüzünüzü a4 kağıda doğru dönün ve kalemleri ellerinizle sabitleyerek kağıt üzerinde işaretleyin.
4. kağıdı masaya koyun ve cetvelle iki nokta arasına bir doğru çizerek noktaları birleştirin.
5. cetvel ile yüzünüzün genişliğini ölçün.
köprü ölçüsü: iki ekartman arasındaki köprünün ölçüsüdür. burun aralığı ölçüsü olarak da söylenir. gözlüğün karakteristiğini belirler.
köprü ölçüsü ne yazık ki cetvelle ölçerek "yüzüme uygun köprü ölçüsü işte bu" diyebileceğiniz bir şey değil. sizin için uygun köprü şeklini ve aralığını gözlük modellerini deneyerek öğrenebilirsiniz.
örneğin jeoloji profesörü celal şengör'ün gözlüğü ile wayfarer model bir gözlüğün köprüleri farklıdır.
gözlük sapı uzunluğu: bence hiç önemli değildir.
optisyenler gözlük çerçevesinin cuk diye burun kemiğinin üzerine oturmasını ister. böylece gözlüğün ağırlığı saplar aracılığıyla kulaklara ve burun kemiğine dağılır. burun kemiğinde biçimsel bozukluk (septum deviasyonu, yanlış kaynamış burun kemiği gibi) olan kişiler "bu gözlük burun kemiğimi rahatsız etti, çok ağır" gibi şikayetler eder. aslında gözlük ağır değildir. burun kemiğinde şekilsel bir bozukluk olduğu için gözlüğün ağırlığı saplara dağılamaz. burun kemiği bir kriko gibi tek başına gözlüğü yukarda tutar.
bence gözlüğün ağırlığı burun üzerinde hissedilmeli.
5. gözlük seçimi
gözlük modeli seçimi, kuaförde saç modeli ve saç rengi beğenmeye çok benzer.
1. cilt alt tonunuz ile uyumlu renkleri bulmalısınız. genellikle size çok yakıştığı söylenen renklerdir.
2. yüz şeklinizi belirlemelisiniz. yüz şeklinizi tanımlarken şu ifadeler önemli; kemikli bir yüz, tombul yanaklar, dar çene, maskülen çene, çıkık çene, geriye doğru çene, ince çene ucu, geniş alın, dar alın, çıkık kaş kemiği, oval alın, düz alın, kalkık burun ucu, sivri burun ucu, düşük burun ucu, geniş burun delikleri, dar burun delikleri, grek burun, padişah burnu, nubian burun, hokka burun gibi. bazı tüyolar vereceğim için neyi anlatmaya çalıştığımı anlamanız açısından bu ifadeler önemli.
3. giyim tarzınızı belirleyin. giyim tarzınızı tanımlarken şu ifadeler önemli; casual, slim fit, bohem, androjen, sofistike, retro, gotik, avangart, western, eklektik, futuristik, oduncu yani grunge, hippi, monokrom, minimalist, elegant, vamp gibi.
tavsiye: kahkül kullanıyorsanız alnı kapattığınız için odak burunda olur. biliyorsunuz insanlar iletişim halindeyken yüzdeki t bölgesine bakarlar. kahkül kesimi t bölgesini kapattığı için gizemli bir hava katar. kahkül kullanıyorsanız gözlük seçiminde burnunuzdaki kusurları kapatan köprüler tercih edin. örneğin, burun delikleriniz çok iriyse dar köprülü gözlük modellerine odaklanın.
tavsiye: kemikli bir yüze sahipseniz ekartmanın köşeleri yuvarlatılmış gözlük modellerine odaklanın. eğer tipik bir türk kadınıysanız, yani çene geniş, yanaklar geniş, alın geniş, biraz tombul yanaklar ama yüz küçük ise o zaman ekartman ölçüsü 45-50 mm arasında köşeli bir gözlük modeli seçmelisiniz.
tavsiye: celal şengör'ün gözlüğü "full-rim round frame eyeglass" olarak ifade ediliyor. genellikle asya'da orta yaşlı ve yaşlı erkekler tercih ediyor. gözlüğün kişiliğinde aristokrat havası var. gözleri çekik ve burnu dar ve güzel şekilli erkeklere yakışıyor. john lenon da böyle bir gözlük kullanıyor. bence john lennon'a asla yakışmayan, onun burnunun tüm kusurlarını ortaya çıkartan bir gözlük. aynı gözlüğü harry potter filmi ile tanınan daniel radcliffe taktığında çok hoş ve kibar duruyor. burun şekli çok önemli gözlük işinde.
tavsiye: asla taşlı, incili gözlükler almayın. aldıysanız oje cilasıyla bir kaç kat üzerinden geçin. çünkü o taşlar ve inciler kendi kendine düşüyor.
umarım sizi gözlük seçme çilesinden kurtarabilmişimdir. ne istediğini bilen müşteri en iyi müşteridir. yormaz, uğraştırmaz, araştırıp gelmiştir, hemen alır gider, üstelik memnuniyeti de çok yüksektir.
optik mağazalarından gelecek iş tekliflerine açığım.
gözlük seçemeyenler için bilgilerimi ve fikirlerimi ücretsiz paylaşabilirim. mesaj atabilirsiniz.
devamını gör...