yazar: andrey bitov
yayım yılı: 1969
ilk kez 1969'da ermenistan dersleri: pek de küçük olmayan ülkeye yolculuk adıyla yayımlanan andrey bitov'un seyahatnamesi, 1967 yılında gerçekleştirdiği ermenistan seyahatini konu alır.
yayım yılı: 1969
ilk kez 1969'da ermenistan dersleri: pek de küçük olmayan ülkeye yolculuk adıyla yayımlanan andrey bitov'un seyahatnamesi, 1967 yılında gerçekleştirdiği ermenistan seyahatini konu alır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "insan olun biraz" tarafından 17.02.2022 10:22 tarihinde açılmıştır.
1.
bir andrey bitov kitabıdır.
andrey bitov en yakın arkadaşını ziyaret etmek için ermenistan’a gider. aslında bir dergi tarafından mimari ile ilgili röportajlar yapması gerekmektedir ama o ermenistan’ın güzelliği ile büyülenir ve yazması gereken röportajlar çok az bir zamana sıkışır.
onu ilk etkileyen şey ise ermeni alfabesidir. ve alfabenin ülkeye çok benzediği kanaatine kapıldığı için ermenistan’ı ve özelde erivan’ı harfler ülkesi diye adlandırmayı tercih eder.
şehrin ve ülkenin tarihine, doğasına, insanların samimiyetine hayran kalan andrey bitov güzel bir ermeni kadına aşık olmanın da kıyısından döner. hayran olduğu erivan için sayfalarca methiyeler düzen andrey bitov bazı sayfalarda türklere de tatsız bir şekilde değinir.
kitabı okurken acaba ben nasıl anlatırdım diye düşündüm en sevdiğim şehri, sanırım şöyle olurdu:
tarihi ve mimarisi ile tanrının ustalık eseridir istanbul. boğaza sadece bakmak bile yeterlidir bu şehre aşık olmak için. kalabalık içinde sahipsiz hissetmenin getirdiği hüzünlü bir özgürlük duygusu verir insana ve eğer bu ülkede ankara diye bir şehir olmadaydı en sevdiğim şehir istanbul olurdu.
andrey bitov en yakın arkadaşını ziyaret etmek için ermenistan’a gider. aslında bir dergi tarafından mimari ile ilgili röportajlar yapması gerekmektedir ama o ermenistan’ın güzelliği ile büyülenir ve yazması gereken röportajlar çok az bir zamana sıkışır.
onu ilk etkileyen şey ise ermeni alfabesidir. ve alfabenin ülkeye çok benzediği kanaatine kapıldığı için ermenistan’ı ve özelde erivan’ı harfler ülkesi diye adlandırmayı tercih eder.
şehrin ve ülkenin tarihine, doğasına, insanların samimiyetine hayran kalan andrey bitov güzel bir ermeni kadına aşık olmanın da kıyısından döner. hayran olduğu erivan için sayfalarca methiyeler düzen andrey bitov bazı sayfalarda türklere de tatsız bir şekilde değinir.
kitabı okurken acaba ben nasıl anlatırdım diye düşündüm en sevdiğim şehri, sanırım şöyle olurdu:
tarihi ve mimarisi ile tanrının ustalık eseridir istanbul. boğaza sadece bakmak bile yeterlidir bu şehre aşık olmak için. kalabalık içinde sahipsiz hissetmenin getirdiği hüzünlü bir özgürlük duygusu verir insana ve eğer bu ülkede ankara diye bir şehir olmadaydı en sevdiğim şehir istanbul olurdu.
devamını gör...