yazar: zülfü livaneli
yayım yılı: 2015
yazar, lüks bir otel olan konstantiniyye'de yılbaşını kutlamak için bir araya gelen, toplumun çeşitli yerlerinden ''seçkin'' insanlarla, öte yandan bir de otelin çalışanlarının; kısacası bambaşka hayatların, bambaşka yolların hikayesini okuyucuya aktarıyor.
yayım yılı: 2015
yazar, lüks bir otel olan konstantiniyye'de yılbaşını kutlamak için bir araya gelen, toplumun çeşitli yerlerinden ''seçkin'' insanlarla, öte yandan bir de otelin çalışanlarının; kısacası bambaşka hayatların, bambaşka yolların hikayesini okuyucuya aktarıyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "hepgenckalacagim" tarafından 31.07.2021 19:59 tarihinde açılmıştır.
1.
zülfü livaneli'nin 2015'te yayımladığı, kitapla aynı adı taşıyan aralık 2014'te bir kurgu bizans sarayının üzerine yapılmış otelin açılışına gelen çoğu kişinin hikâyesini anlatan kitap.
bitirince bile hâlâ şaşırdığım, kimseden örnek alınmamasına rağmen bu kadar kişiye nasıl kader yazabildiğidir.
zehra ertan ve emre karaca, hazakat hisarlıoğlu isimli karakterler de romana renk katmakta.
bitirince bile hâlâ şaşırdığım, kimseden örnek alınmamasına rağmen bu kadar kişiye nasıl kader yazabildiğidir.
zehra ertan ve emre karaca, hazakat hisarlıoğlu isimli karakterler de romana renk katmakta.
devamını gör...
2.
şahsen kurgu hikayeleri olan, roman kategorisinden kitap okumuyorum. biyografi , politik , insanlık veya devletler tarihi en çok sevdiklerim. ancak bu kitabı, sohbetlerdeki tavsiyelerle elime aldım ve hızlı şekilde okudum. tabii ki çok ilginç bir kurgusu var. bir sarayın 7 yıldızlı bir otele dönüştürülmesi ve birçok karakterle hikayenin böylesine ilmek ilmek örülmesi bir ustalık istiyor. zülfü livaneli ' nde bu ustalığın zaten var olduğunu biliyordum da , hayal gücünü bu kadar dengeli ve mantıklı kullanabildiğini bilmiyordum. çünkü gelişmeleri ve akışı 476 sayfa boyunca bir mantığa oturtarak ilerletmek , bu ilerleyişte de en zor odaklanan okuyucuyu bile elindeki kitaba bağlı tutmak özel bir hayal gücü ister. kitabın her birisi 2000 adetten 150 ye yakın baskı yapması tam da bu yüzden zannediyorum.
mesela, oldukça basit görülen düşünceler birer sorunsal şeklinde önce karmaşıklaştırılıp sonra basitleştirilerek okuyucuyu kendi kendini onaylar bir duruma sokmuş. daha en başında zehra ' nın kendi adıyla uğraşması hem eğlenceli hem de evet ya o ne öyle dedirten bir durum doğurmuş. otelin açılış davetiyelerindeki detaylar bile incelikle tasarlanmış. isimler şirketler bir ahenkle birbirine bağlanmış.
kitap için zülfü livaneli 'nin en önemli eserlerinden birisi diyenlerden ayrılıyorum. eserlerinden değil en önemlisi diyerek. çünkü okuduğum tek livaneli kitabı. sonrasında şu oldu bende; neden olmasın ? bir livaneli romanı daha okuyabilirim pekala da. hikayesi kurgu olmayan kitapları da var zaten.
bu satırlarım sakın yanlış bir algıya sebebiyet vermesin. yazara elbette ki çok saygım var . bu söylemim sadece kurgu hikayesi olan romanlara koyduğum mesafeden kaynaklı.
kitap yunancaya da çevrilmiş. yunanca baskısının kapağı:
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2023/07/09/95jhohymegxwq8xk-t.jpg)
zülfü livaneli kolaj.
mesela, oldukça basit görülen düşünceler birer sorunsal şeklinde önce karmaşıklaştırılıp sonra basitleştirilerek okuyucuyu kendi kendini onaylar bir duruma sokmuş. daha en başında zehra ' nın kendi adıyla uğraşması hem eğlenceli hem de evet ya o ne öyle dedirten bir durum doğurmuş. otelin açılış davetiyelerindeki detaylar bile incelikle tasarlanmış. isimler şirketler bir ahenkle birbirine bağlanmış.
kitap için zülfü livaneli 'nin en önemli eserlerinden birisi diyenlerden ayrılıyorum. eserlerinden değil en önemlisi diyerek. çünkü okuduğum tek livaneli kitabı. sonrasında şu oldu bende; neden olmasın ? bir livaneli romanı daha okuyabilirim pekala da. hikayesi kurgu olmayan kitapları da var zaten.
bu satırlarım sakın yanlış bir algıya sebebiyet vermesin. yazara elbette ki çok saygım var . bu söylemim sadece kurgu hikayesi olan romanlara koyduğum mesafeden kaynaklı.
kitap yunancaya da çevrilmiş. yunanca baskısının kapağı:
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2023/07/09/95jhohymegxwq8xk-t.jpg)
zülfü livaneli kolaj.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2023/07/09/fndo2xuswl39d7qv-t.jpg)
devamını gör...
3.
"çünkü insanlığın en büyük buluşunun kitap, en kötü buluşunun da okul olduğunu düşünen bir adamım."
zülfü livaneli'nin 2015 yılında yayımlanan romanıdır. kitap, adından da anlaşılacağı üzere istanbul teması etrafında örülmüş. ancak, diğer istanbul konulu romanların aksine zülfü livaneli, istanbul'un coğrafî ihtişamından ziyade sosyal kimliği üzerine odaklanmış.
"yolda kaldı gözlerim, sümbül saçlım, şarap dudaklım gelecek
vay onun ceylan gözlerinin derdine düşene
hayran olacak, mest olacak; başına sevda gelecek."
romanın elimde bulunan edisyonunda 2 ana bölüm bulunuyor: ilk bölümde zehra ile emre'nin aşk hikayesine odaklanılırken ikinci bölümde konstantiniyye oteli açılışına katılan davetlilerin hikayeleri anlatılıyor. bu bakımdan ikinci kısmın, romanın asıl bölümü olduğunu söyleyebiliriz.
romanda sürükleyicilik unsurunun geri planda kaldığı kanısındayım. daha çok kişilerin yaşam öyküleri ve sosyolojik tespitlere odaklanılmış vaziyette. ara ara güncel siyasi dokundurmaların yapıldığı gözlerden kaçmıyor. yazarın siyasi tespitlerinde fanatizme kaçan bir aşırılık olduğunu söyleyebilirim.
ayrıca bölümleri tek tek ele aldığımızda kendi başlarına gayet güzel olsalar da bütüncül baktığımızda dağınık bir görüntü oluştuğu kanısındayım. yine de okunacak bir tarafı var.
puanım: 6,2
devamını gör...