eskişehir'de 7 kişiyi bıçaklayan genç başlığında değindiğim üzere bu başlığı açacaktım. zaten konu bir süreden beri radarımda idi ve z kuşağının ırkçılığa yönelme nedenleri başlığında ele almaya çalışmıştım. bu başlıkta sadece konunun politik değil sosyal ve psikolojik sebeplerinin de tartışılmasını umuyorum. zannediyorum burada da kanzi tanımına uyan çok fazla yazar var. ve evet benim oğlum da fikirleriyle, nihilizme varan umutsuzluk ve merhametsizliği ile bir kanzi.

hayatta insana dair tüm bozulmaların ve yoldan çıkışların boş vaktin icadı ile ortaya çıktığını düşünenlerdenim. genetik hastalıkları bir tarafa bırakırsak, ilkel komünal yaşamda hatta 100 sene öncesindeki anadolu'da bunalım, depresyon, borderline kişilik bozukluğu gibi şeyler yoktu. insanlar yaşamak için çalışmak zorundaydı. yaşamaktan kasıt ise latte içmek değil kara ekmekle karnını doyurmak, savaşa çağrıldığında dinin ve vatanın için ölmekten ibaretti.

türkiye'de 2004'ten sonra ortaya çıkan yalancı zenginleşme kişilerin internet üzerinde daha fazla vakit harcamasına sebebiyet verdi. evet bir oyun bağımlısı kuşak yetişti ama bu oyun bağımlılığını izolasyon ile beraber ele almak lazım. genç oğlanların mahalle kültürüne dair kazanımlar elde etmesi, arkadaşlık, sırdaşlık, delikanlılık kültürü, sivri uçların törpülenmesi ortadan kalktı. artık her genç bağımsız bir ülke gibiydi.

suriye iç savaşı'nın başlaması, kürt açılımının hüsranla sonuçlanmasına paralel olarak ekonomide yalancı bahar da bitmişti. bu arada 4chan, reddit gibi uygulamalar belki türkiye'de çok fazla bilinmemekle beraber şiddet ve vahşeti konu alan siteler alttan alta gençler arasında yayılıyordu. örneğin ogrish'i hatırlıyorum. devir counter strike dönemiydi. 2016'lardan itibaren rampaya giren türk ekonomisi yalancı baharı bitirirken büyük şehir gettolarında ucuz ve kalitesiz uyuşturucular ve onun yarattığı başta arabesk rap olarak bilinen underground kültür su yüzüne çıkıyordu. artık evini geçindirip, çocuklarını daha iyi bir hayata hazırlamak isteyen x kuşağının çocukları bir canavara dönüşmek üzereydi. üste tüy diken corona salgını oldu.

x kuşağı enteresan ve arada kalmış bir nesil. kendi ebeveynlerinden yeterli takdiri görmedikleri gibi, çocuklarınca da pek beğenilmiyorlar. mesele bence x kuşağının ilgisizliği değildi. sevgisizlik hiç değildi. bizler çocuklarımıza sevgiyi o kadar bol verip, sorumluluk ve fedakarlık duygusunu sırtımıza yükledik ki nükleer savaş çıkıp dünyanın yarısı yansa, kalan materyalden bir el arabası yapamayacak bir kuşak yarattık. gerçekten baktığımızda en temel tabii korunma reflekslerinden mahrum, takım oyunlarında hımbıl, çabuk yorulan ve mızmız bir insan tipi ortaya çıktı.

kesin olan bir şey var ki bu ülkede kadınlar ve çocuklar haddinden fazla değerli. bunun anlamı nedir ? kadın ve çocuklar ictimai anlamda hiç bir sorumluluk almayıp, çocuk olma yaşında kriter 18'e çekildiğinde tüm mesuliyet erkeklerin üzerine yıkılıyor. bomba da burada patlıyor. artık sosyal düzende erkeğin yol göstericiliği ve otoritesi kalmadı. oysa ki cemiyet erkeğin ayakları üzerinde yükselir. erkekler kadınsılaştırılıp, edilgen hale getirilir, kadınlara özgürlük adı altında hiç bir eyleminin bedelini ödemek zorunda olmadığı telkin edilir, elleriyle adam öldürebilecek güç ve plan becerisine sahip ergenler de altı yedi yaş çocuğuyla aynı kategoride değerlendirilirse o toplum çöker. yani baba evden gidince, aile de bitmiştir.

bu meyanda en büyük kıyamet kadının cinsel seçiliminin pareto kuralının işlediği ilkel düzene geçişle sosyal anlamda koptu. pareto kuralı şudur ki yüzde 80'lik dilim için müessir olan aslında yüzde 20'dir. örneğin gardrobumuzdaki elbiselerin yüzde 20'sinin daha ağırlıklı giyeriz. matrix felsefesinin kavramlarından etkilenen ve menşei 2000'lerin başına kadar giden manosfer (manosphere) grupları önce maskülenite üzerine tartışırken sonrasında red pill, blue pill, black pill hatta mgtow gibi kavramlar doğdu. daha doğrusu manosferdeki tipleme kadar kategorizasyon ortaya çıktı ve bunların felsefesi yapıldı. evvel emirde bu iş kadınlarla doğru ilişki kurma, kendini inşa etme avam tabirle usturuplu zamparalık iken sonrasında absürd ve asosyal karakterlerin, politik ve ahlaki anlamda sapkınların tapınağına dönüştü. redpill'in kuruc rahiplerinden rollo tomasi bile artık gelinen noktadan korktuğunu ifade etmişti.

devam edecek
devamını gör...
bu #3121581 tanımın değerini küçümsemek niyetinde değilim ancak geçen eskişehir'de yaşanan olayın, lgbti pride'ından çok farklı olduğunu düşünmüyorum. bunu biraz açmam lazım. batı özentiliği diye özetleyeyim öncelikle. eş cinseller, translar vb. kişiler hak aramasın demiyorum. biz abd'yi taklit ediyoruz çoğu alanda. yani "şerefsizim aklıma gelmişti" deriz, çok zeki ve yaratıcı olmakla övünürüz. ama böyle bir akım başlatamayız mesela. hatta şimdi bir de "çelik kubbe" kuruyormuşuz ama sorsan israil düşmanıyız. sorsan demir kubbe'ye özenmemişizdir. kapitalizm ve batı düşmanıyız ama 5 hilalli helal otel puanlama sistemi getirdik. düşünsenize ne kadar yaratıcı. beş yıldızlı batı sistemi değil de beş hilalli yerli ve islami sistem.

orijinal olamıyoruz. ilhan irem de "ülkenin yarısı araplaştı yarısı da amerikanlaştı; böyle bir toplum olduk" deyip senelerce inzivaya çekilmişti ki taa 80'lerde.

kendimi de tenzih etmiyorum bu arada. 27 yaşıma kadar falan aslında ben amerikan özentisiymişim. bunu çok sonra idrak edebildim. sonuçta o yaşlara kadar da zihinsel gelişimim tamamlandığı ve karakterim ciddi oranda belirlendiği için hala bir bakıma öyle sayılabilirim. artık avrupa kültürüne daha yakın olsam da amerikan özentiliğinden kendimi tam kurtarabildiğimi rahatlıkla iddia edemem.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"oğlum bir kanzi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim