üzerinde yaşadığımız gezegenin sonu hakkında yapılan zihin egzersizleridir.

bir normal sözlük yazarımız ile kafa kafaya vermemiz sonucunda kuran'da betimlenen gezegenin yok oluş sahnelerini birleştirerek ortaya mantık çerçevesine oturabilen bir senaryo çıktı. şöyle ki:

dünya'ya çok şiddetli bir şekilde çarpan bir meteorun gezegeni yörüngesinden çıkarıp güneşe savurması ve gezegenin kendisinden altmış milyon daha büyük kütleye sahip güneşin içinde bir kibritin yanışı gibi yok olması.

detaylandıracak olursak.

dünya gelecekte bir gün, tamamen kurak, bitkinin yetişmediği, toprağın ve havanın insana acı verdiği bir dönem yaşıyor olacak, öyle ki; küresel ısınma ve doğa tahribatının en son noktasına gelinmiş, kaynak yetersizliğinden devletler ortadan kalkmış, anarşi artık tek egemen güç olmuş, cinayet ve gasp o dünyanın gündelik hayatının bir parçası haline gelmiş, canlılar ölülere gıpta ile bakar olmuşlar. ve böyle bir ortamda artık çok az sayıda kalmış inanan bu acıya son verip dünyayı yok etmesi için tanrıya yalvaracaklar.

(linkini bulamadığım eski bir röportajda bir nasa görevilisi, şu andaki mevcut uyduların bir katil astroidi çok önceden tespit etme olasılığının düşük olduğunu belirtmişti, gerçekte ancak belki saatler ya da bir kaç gün kala ancak görebileceklerini söylemişti, keza şu anda katil astroid parçalama testleri yapılmakta)

kuran'da tarık ismi geçer şiddetle çarpan anlamı vardır, bir gök cisimi ile ilintilidir. ancak "tarık" ayetinden sonraki ayette "tarık" "necm-i sakip" şeklinde tefsir edilmiş olması "tarık"tan mutlak bir yıldızın kast edilmediği, bilakis pırıltısıyla insanların gözünü kamaştıracak, karanlıkların perdesini yırtarcasına parlayan bir yıldız türünün kast edildiği anlaşılmaktadır. bazı rivayetlerde de "tarık", güneşin manzumesinde yer alan "zuhal" yıldızına tefsir edilmiştir.

kuran'ın tarık olarak isimlendirdiğini düşündüğüm astroid dünyaya çok şiddetli bir şekilde, dünyanın her yerinden duyulabilecek bir ses çıkararak çarpıyor, bu sesle beraber insanlar artık sona gelindiğini anlıyor her yerde büyük bir panik var, çocukların saçlar beyazlıyor, anneler bebeklerini bırakıyor falan.

astroid gezegene muhtemelen doğu istikametinden öyle bir noktadan çarpacak ki gezegenin batıdan doğuya dönüşünü tersine çevirecek. bunu soldan sağa dönmekte olan bir bilardo topuna diğer bir topun çarpıp onu sağdan sola döndürerek hareket ettirmesi şeklinde canlandırabilirsiniz. güneşin batıdan doğması gezegenin üzerinde yaşayanlar için bu şekilde gerçekleşiyor. ayetlerde geçen suların kaynaması, dağların yürtülmesi, yeryüzünün içindeki şeylerin dışına çıkması, göğün yırtılması ise gezegenin kendi yörüngesinden dışarı fırlayıp kendisinden altmış milyon kat daha büyük olan güneşin çekim kuvvetine girmesiyle gerçekleşiyor. atmosfer yırtılıyor, gökyüzüne yakın dağlar bu çekim kuvveti karşısında yerlerinden kopuyor, gezegenin içindeki demir ise toprağı delip dışarı çıkıyor, sular her saniye artan aşırı sıcaklık nedeniyle buharlaşıyor, ve git gide güneşe doğru çekilen gezegen en sonunda bu devasa alev topunun içersine gömülüp kayboluyor.

zannediyorum ki bu sahneleri canlı izleyebilecek insanlar olmayacak, zaten vuruşun blast etkisi dünyanın her yerine yayılıp depremleri tetiklemesi, tüm canlılığa son vermeye yeter fakat yine de sağ kalabilen bir azınlık olursa da atmosferin ortadan kalkmasıyla beraber onlar da gidecek. şayet cihaz yardımıyla nefes alan daha küçük bir azınlık olursa da git gide artan sıcaklıktan telef olacak. dağların uçtuğu sahneleri görebilecek şanslı bir azınlığın da olacağı kanaatindeyim, bizim görmeyeceğimiz kesin.

yine kuran kainatın yok oluşunu ve dünyanın yok olduktan sonra yaşanacak aşamaları da anlatır burada sadece gezgenin yok oluşunu ilgimi çektiği için ele aldım. ayrıca varsa kendi senaryonuzu da yazın istedim.
devamını gör...
#2227175 dünyaya çarpabilecek hiçbir asteroid dünyayı yörüngesinden çıkartacak hız ve kütleye sahip değil. güneş sisteminin en büyük asteroidi ceres'in çapı 476 km. bu dünyaya çarparsa bütün kabuğu sıyırır alır. dünyada yaşam adına ne varsa yok eder ama dünya olduğu yerde kalır. nitekim uydumuz ayı oluşturan şey theia adlı, neredeyse mars boyutlarında bir gezegendi. dünya o çarpışmayı atlatmıştır. bunun dışında dünyaya ceres tipi bir gök cismi yaklaşırsa bunu çook önceden görebiliriz. bizim sorunumuz küçüklerle. küçükleri göremiyoruz.
chicxulub türü göktaşları nadir olsa da dünyaya yakın tarihte de pek çok felaket yaratan göktaşı düşmüştür. nuh tufanı çok büyük olasılıkla büyük bir göktaşının yarattığı felaketti. bronze çağı çökmesi (bronze age collapse) denilen olay, daha küçük çaplı bir göktaşı çarpması olabilir. sodom ve gomorra'yı yok eden şey bir göktaşıydı. ayasofya kilisesi dünya çapında bir felakete yol açan bir göktaşı çarpmasını izleyen felaketlerden sonra kurtuluşa çıkınca adak olarak yapılmış olabilir.
kuran'ı yazanlar bu yazılı ve sözlü kayıtlara geçen bu kayıtlara dayanarak bir kıyamet senaryosu yazmışlardır. bir şey bildiklerinden değil.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"olası kıyamet senaryoları" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim