alıştığın en kötü şey

hayatın kendisi.
birgün 80 yaşında olacak olmak.
kabullenmek.

beklentiye girmek. bir insandan bir şey, çalıştığında karşılığını alabileceğin, sevilenileceğin ya da umursandığın…

(bkz: sigara)
bırakamadık gitti bir türlü.
özenmeyin.

toplumdur,

yalnızlık. kalabalıklar içindeki yalnızlığım.. insanlardan boğuluyorum ve muhatap olmak istemiyorum.

sigara. 2 yıldır içmediğim halde hala deli gibi çekiyor canım. he içerkende severek içiyordum orası ayrı.

hayatın acımasız olduğu
iyi insanların kaybedeceği

sosyal medya, bağlılığı her nekadar kimse üzerine almasa da hepiniz, hepimiz bağımlısıyız.sosyal medyanın anlık hazzına kurbanız.

gece yemek yemek. ıstisnasiz her gece bakın.

yemek yemeyi çok seven biri olduğum için yatana kadar yemek yiyorum. yatağa girip gurulduyan/acıkan karnımı ya susturacagim ya da ses etmesine izin verip uyuyacağım. telefonu alıyorum elime. eğer o sira saatin sonu çift bir sayı ise yemek söylüyorum dışarıdan ya da buzdolabına koşuyorum. tek sayı ise mide gurultusunu/acıkan karnımı bi kenara bırakıp sesi bastırsın diye kulaklığımı takıp uykuya dalıyorum.

bu yüzden her geceeee ben, her gece acıkmışııım, o yüzden her gece bu açlığın dibini görmüşüüüm.
ağır yaşamlara konuk olan mirkelam'ın yemek sepeti sipariş notuna düştüğü kelam'lar*

internet.
2 ay önce taşındığım eve port olmadığı gerekçesiyle hâlâ internet bağlanmadı. her geçen günüm farklı bir sinir harbi.

tanıdığım her insana pozitif yaklaşmak.

hayal kurmak. çok fazla hayal kurmak . kurulan hayalin omurgası oluşturacak doneler olmasa bile hunharca hayal kurmak.