balans ayarı

milleti olan bir ordu olan türkiye cumhuriyeti'nde milletin sahibi ordu milletin ayarının kaçtığını düşünürse millete bir ayar çeker. bu ayar çekme sırasında ayarı bozan tarafın tabanından insanlar böcek gibi ezilir. tavandan olan insanlara da sağlam bir "diskur" çekilip sesleri kesilir. buna rağmen susmayan olursa trafik kazası, ani bir kalp krizi gibi olasılıklar gündeme gelir. ama her balans ayarında solcular mutlaka bir tokat yer. tc geleneğidir. solcular bir kenarda durup çekirdek çitleyerek olan biteni izliyorlarsa bile yerler o tokatı.
en son balans ayarı 28 şubat'ta 1997'de yapıldı. daha sonra yapılmaya çalışılan balans ayarları abd tarafından hoş karşılanmadığı için yapmaya çalışanların içinde patlamıştır.

solperenler 1960-70'lerde türk devletini lağvetmeyi denediler, 1971 de solcular türk ordusundan tasfiye edildi. zaten tasfiye edilenler de sosyalist-komünist degil sol kemalist idi. baktılar olmuyor bu sefer bu solperenler halk mahkemeleri, kurtarılmış bölgeler kurmaya falan çalıştılar nihayetinde 12 eylül ile bunların tepesine bindiler (öncesinde alparslan türkeş'in bu rezilleri kurduğu yapı ile engellemesi de ayrı bir güzeldir.)

şimdi kudurmuş şekilde 28 şubat goygoyundan medet umuyorlar. 28 şubat ne darbedir, ne post-modern darbedir ne de balans ayarıdır. 28 şubat sadece ülkenin sorunlarının konuşulduğu bir mgk toplantısıdır. bu solperenlerde şeref, onur, gurur diye bir şey yoktur. az adam olsalar yetmez ama evet, yes be annem diye dolaşmalarının hesabını verirler de "asgari vösayet " diye zırlamak her daim daha kolay.

doktorcular ve ulusalcılar harici solcularda mike sürecek akıl yoktur.