1.
olası değildir ki
tüm evrensel 'töz'ler bipolar tanımlanır
herkes bir uçtan diğerine değişimler yaşayarak ilerler
bu devinimin iki uç arasındaki mesafesi biraz aşırı olursa ilaçla teskin edilir, az olursa anason pansumanı-içki muhabbetiyle idare edilir, hiçe yakınsa arbeskin içinde jilet erbabı olunur sürekli gam keder ölünür
bunlar normal yelpazenin ferekanslarıdır
bipolar doğulur ve yaşanır aksini iddia eden saçmalamış
tüm evrensel 'töz'ler bipolar tanımlanır
herkes bir uçtan diğerine değişimler yaşayarak ilerler
bu devinimin iki uç arasındaki mesafesi biraz aşırı olursa ilaçla teskin edilir, az olursa anason pansumanı-içki muhabbetiyle idare edilir, hiçe yakınsa arbeskin içinde jilet erbabı olunur sürekli gam keder ölünür
bunlar normal yelpazenin ferekanslarıdır
bipolar doğulur ve yaşanır aksini iddia eden saçmalamış
devamını gör...
2.
20 yıllık bir bipolar olarak bana " jilet " yeterlidir. bu kadar güzel tanım olur ancak, tebrikler, teşekkürler.
devamını gör...
3.
bugün değilse bile yarın mümkün olmayacak durum.
alper hasanoğlu’nun bu durumu inanılmaz net bir şekilde açıkladığı bir konuşmasına denk geldim flutv’de, ‘delirmek normaldir’ başlığıyla bi kesit yayınlamışlar.
derler ki:
“bütün dünyada şizofreni hastası sayısı, depresyon hastası sayısı, obsesif kontrolsüz bozukluk sayısı belli. yani biz bütün bu insanlara ilaçları verdiğimizde yeni doğup da hastalananlar hariç ve ölenlerin de oldugunu düşünürsek, satılacak olan ilaç sayısının 3 aşağı 5 yukarı aynı kalacağı, yani bir kere sattıldıktan sonra, onlar satılmaya devam ettikten sonra her sene kâr oranının artmayacağı belli.
ama kapitalist sistem içinde şirketlerin var olmaya devam edebilmesi için her sene kârlarını arttırmaları gerekiyor. ilaç şirketleri hasta sayısı aynıysa, hastalık sayısı aynıysa nasıl olacak da kârları arttıracak? hasta sayısını artıramayacağımıza göre, hastalık sayısını artırmak zorundayız ki bu, hastalık sayısını ya da hastalık tanımlarını genişletmek, değiştirmek, biraz sündürmek zorundayız ki daha çok kişi hasta olarak kabul edilsin ve daha fazla ilaç satılabilsin.
bu çok büyük bir tehlike ve aslında yaşadığımız şey de bu. “delirmek normaldir” derken benim gelmeye çalıştığım nokta bu. 20. yüzyılın başında biraz önce saydığım 4 hastalık varken, bugün dsm ya da ıcd tanı kategorileri kitabı — ki her psikiyatrist, her psikoterapist bunları kullanmak zorundadır — 400’ün üzerinde psikiyatrik hastalık içeriyor.
21.yüzyılın başında 4 ya da 5 hastalık varken, 2013 yılında 500’e yakın hastalığa ulaşılmış olması… insanlığın bu kadar hızla ruh sağlığını kaybetmiş olması mümkün olmadığına göre, burada başka bir delilik olmalı.
normalin de deliliğin sınırları içine çekildiğini görmek zorundayız. ve normali kurtarmak, insanlığı kurtarmak anlamına gelir derken bunu kastediyoruz.”
alper hasanoğlu’nun bu durumu inanılmaz net bir şekilde açıkladığı bir konuşmasına denk geldim flutv’de, ‘delirmek normaldir’ başlığıyla bi kesit yayınlamışlar.
derler ki:
“bütün dünyada şizofreni hastası sayısı, depresyon hastası sayısı, obsesif kontrolsüz bozukluk sayısı belli. yani biz bütün bu insanlara ilaçları verdiğimizde yeni doğup da hastalananlar hariç ve ölenlerin de oldugunu düşünürsek, satılacak olan ilaç sayısının 3 aşağı 5 yukarı aynı kalacağı, yani bir kere sattıldıktan sonra, onlar satılmaya devam ettikten sonra her sene kâr oranının artmayacağı belli.
ama kapitalist sistem içinde şirketlerin var olmaya devam edebilmesi için her sene kârlarını arttırmaları gerekiyor. ilaç şirketleri hasta sayısı aynıysa, hastalık sayısı aynıysa nasıl olacak da kârları arttıracak? hasta sayısını artıramayacağımıza göre, hastalık sayısını artırmak zorundayız ki bu, hastalık sayısını ya da hastalık tanımlarını genişletmek, değiştirmek, biraz sündürmek zorundayız ki daha çok kişi hasta olarak kabul edilsin ve daha fazla ilaç satılabilsin.
bu çok büyük bir tehlike ve aslında yaşadığımız şey de bu. “delirmek normaldir” derken benim gelmeye çalıştığım nokta bu. 20. yüzyılın başında biraz önce saydığım 4 hastalık varken, bugün dsm ya da ıcd tanı kategorileri kitabı — ki her psikiyatrist, her psikoterapist bunları kullanmak zorundadır — 400’ün üzerinde psikiyatrik hastalık içeriyor.
21.yüzyılın başında 4 ya da 5 hastalık varken, 2013 yılında 500’e yakın hastalığa ulaşılmış olması… insanlığın bu kadar hızla ruh sağlığını kaybetmiş olması mümkün olmadığına göre, burada başka bir delilik olmalı.
normalin de deliliğin sınırları içine çekildiğini görmek zorundayız. ve normali kurtarmak, insanlığı kurtarmak anlamına gelir derken bunu kastediyoruz.”
devamını gör...