bir olguyu maddeye ve ideolojiye indirgemeden anlamak

madde ve ideoloji bir olguyu anlamak ve kavramak için olabilecek en düşük profilde anlama şeklidir.

maddede sadece fenomenel ve ya görüngüden ibaret bir kavrayış söz konusudur, ideolojide ise belirli bir zaman ve mekan boyutunda dondurulmuş oldukça sınırlı ve dar bir çerçeveden anlayış ve kavrayış var. yani esasen ikisi de sorunlu ve ön yargılı bir bakış.

varlığın anlamını bütüncül bir kavrayıştan uzaklaştırır ve varlığı tümel anlam haritasından kopartır.

maddi kavrayış dediğimiz şey de zaten maddenin hakikatini bilmek değil sadece maddenin fotoğrafını çekmektir. yani bu bir geminin fotoğrafını çekip ne arızası olduğunu anlamaya çalışmak gibi bir şey. modern bilim ve felsefenin de yaptığı da zaten bu. yani sadece fenomenolojik olarak bir yargıda bulunmak. kant'ın numen diye adlandırdığı tarzda bir bilme yok. bu da ne kadar yüzeysel bilme olur tartışmaya bile gerek yok. çöp bilgi gibi bir şey.

episteme yok, ontoloji yok sadece at gözlüğü takarak çok bir dar alandan ideolojik bakış var ve atomize edilmiş arızalı bir bakış var.

o da psikolojiye göre başka, sosyolojiye göre daha başka, ekonomiye göre bambaşka , fiziğe göre çok daha başka paramparça edilmiş , insanı tamamen bütünlüğünü kaybetmiş ve kırılgan bir seviyeye çekmiş bilgi anlayışı. ve bu yüzden insan insanla , insan doğa ile , insan tanrı ile asla sağlıklı bir ilişki kuramıyor.

insni bir yaklaşım